Aladağ’da Süleymancılara ait kız öğrenci yurdunda 11’i öğrenci 12 kişinin yaşamını yitirdiği ve 24 çocuğun yaralandığı yangın faciasıyla ilgili açılan davanın ilk duruşması, Kozan Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Davada savunma yapan sanıklar, bilirkişi raporlarıyla kanıtlanan ihmallerini görmezden geldi ve suçu itfaiye ile çocuklara attılar. Davada konuşan mağdur çocuklar ise yangının göz göre göre geldiğini söyledi. Aileler Milli Eğitim Bakanlığını işaret ederek şikayetçi olduklarını ifade etti.
Davada tutuklu 7 sanık yurt müdürü Cumali Genç, yurt çalışanı Mahmut Deniz, Aladağ Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği Başkanı İsmail Uğur ile dernek yöneticileri Ramazan Keleş, Ramazan Dede, Mustafa Öztaş ve Mahir Kılınç yargılandı. Sanıklar ifadelerinde kendi sorumluluklarını reddederek olayı TEDAŞ’a ve itfaiyenin yetersizliğine bağladı. Yangında kendi çocuğunu da kaybeden Yurt Müdürü Cuma Ali Genç yangın merdiveni kapılarının kapalı olmasını yurtta kalan çocukların üstüne attı. Genç kapıların her zaman açık olduğunu dile getirdi ve “Çocuklar oynarken kapı kollarını çıkarmışlar. Yangın 3. katta çıkmamıştır. İç tesisattan değil birinci elektrik panosundan çıkmıştır. Yangın ana panodan çıkmıştır. Tanıklar yangının girişte olduğunu beyan ediyor. Yangın söndürme tüplerimiz vardır. Yangın günü tüplerimiz bakımdaydı” dedi.

YURTTA KALAN ÇOCUKLAR: KAPI ZATEN HEP KİLİTLİYDİ!

Yurtta barınan ve camdan atlayarak hayatlarını kurtaran çocuklar da beyanda bulundu. Yangın merdiveninin plastik ve sürekli kilitli olduğunu söyleyen çocuklar, “Kapıyı açmayı denedik ama açılmadı.” dedi. “Olay sırasında çevrelerinde yangın tüpleri de yoktu” diyen çocuklar, yurtta kaldıkları dönemde herhangi bir yangın tatbikatına da katılmadıklarını ekledi.

AİLELER MİLLİ EĞİTİMİ İŞARET ETTİ

Duruşmada konuşan aileler de şikayetçi olduklarını söyledi, faciada Milli Eğitim Müdürlüğünün rolüne işaret eden aileler, “Devlet yurdu yıkılınca bizi Milli Eğitim bekletti. Biz onlara ev tutun dedik, yapamayız dediler. İlçe Milli Eğitim Müdürünün yönlendirmesi ile çocuklarımızı bu yurda gönderdik. Köye gelip bize ‘Yurtta kontenjan var’ dediler. Milli Eğitim yetkilileri en az burada olan sanıklar kadar suçludur ” dedi. Aileler cemaate mensup kişilerin köylerine geldiğini ve kendilerini tehdit ederek şikayetlerinden vazgeçirmeye çalıştıklarını da söyledi.

YURT YIKILMIŞ, BÖYLE BİR DELİL KARARTMA GÖRÜLMEDİ

Aladağ’daki yurdun birkaç gün önce yıkıldığının ortaya çıktığını söyleyen Avukat Can Atalay hukuk tarihinde böyle bir delil karartma görülmediğini söyledi. Atalay, kamusal laik eğitiminin gereklerinin yerine getirilmemesinden dolayı bu olayın gerçekleştiğini belirtti. Avukat Evren İşler de dosyada denetim raporlarında eksiklik olduğunu ve tüm denetim raporlarının Milli Eğitimden istenmesini talep etti.
Sanık avukatları ise sanıkların tahliyesini isteyerek “Tüm kamu binalarında ihmaller var. Bu bir gerçek. Tüm baro başkanları burada. Allah için söylesinler ne zaman yangın tatbikat yapmışlar?” şeklinde savunma yaptı. Sanık avukatlarının sözleri tepki çekti.
Mahkeme tüm sanıkların tutukluluk hallerinin devamına, ailelere davadan vazgeçmeleri yönündeki tehdit iddiaları hakkında Aladağ Savcılığına suç duyurusunda bulunulmaya karar verdi. Duruşma 17 Temmuz 2017 tarihine ertelendi.

ÇOCUKLARIMIZI GÖZ GÖRE GÖRE YAKTILAR
Aileler, davayı takip eden avukatlar ve Sosyal Haklar Derneği dava öncesi açıklama yaparak ‘adalet’ istedi. Aileler adına konuşan Teslime Aydoğdu, “Bizim canımız yandı. Gözünüzden sakındığımız yavrularımızı göz göze göre yaktılar. Hesabı sorulsun” dedi. Kızını yangında kaybeden Zeliha Avcı da “Bu suçluların yakasını öbür dünyada da tutacağız.” dedikten sonra ağlamaya başladı. Ahmet Yetim de “İki kızımdan biri yaralı, birini kaybettim. Bunun için yollara çıktım.” diye konuştu.