Tekirdağ 2 No’lu Cezaevi’nde tutulan trans kadın tutuklu Diren Coşkun, cezaevindeki hak ihlallerinin son bulması, ameliyat ve tedavi hakkının iadesi için 15 gündür ölüm orucunda. Coşkun’un sesinin duyulması ve tedavi talebinin karşılanması için dışarıdaki arkadaşı Kıvılcım Arat da ölüm orucuna başladı.
2017 yılının Ağustos ayında tutuklanan Keskesor aktivisti Diren Coşkun, tutulduğu Tekirdağ’ın 2 No’lu Cezaevi’nde ölüm orucuna başladığını İstanbul LGBTİ Dayanışma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Kıvılcım Arat duyurmuştu. Diren Coşkun neler yaşadığını şöyle aktarmıştı:
Burada insan onuruna aykırı birçok uygulamaya maruz kalıyorum. Üzerimizdeki ağır tecridin kaldırılması, gasp edilen ameliyat ve tedavi hakkımın iadesi için bedenimi ölüme yatırıyorum. 25 Ocak’tan beri ölüm orucu eylemine başladığımı demokratik kamuoyunun bilgisine sunuyorum.”
Coşkun’un ölüm orucu eylemi devam ederken Kıvılcım Arat da “Diren Coşkun’un sesine soluk olmak ve tedavi talebini duyurabilmek adına ölüm orucuna başladığını” duyurdu.
CEZAEVLERİNDE NELER OLUYOR?
TBMM İnsan Hakları Komisyonu tarafından oluşturulan 2 alt komisyon, Maltepe ve Elazığ cezaevlerini inceledi. Elazığ Cezaevi’ni inceleyen 2 AK Partili, 1 CHP’li ve 1 HDP’li vekilden oluşan komisyon, “farklı cinsel yönelimleri” olanlar için ayrı cezaevleri yapılmasını önerdi. TBMM İnsan Hakları Komisyonu’nda ele alınan raporlarda, cezaevlerine yönelik tespitler şöyle:
LGBT MAHPUSLAR:
Gazete Habertürk'ten Saliha Çolak'ın haberine göre;
- Koğuşta bulunan translar, makyaj malzemesi, saç boyası gibi talepleri olduğunda idarenin kendilerini terslediğini ve onları dinlemediğini, iletişim sıkıntısı çektiklerini, önyargılarla karşılaştıklarını, memurlardan genel olarak anlayış ve nezaket beklediklerini, memurlardan korktuklarını, 2 arkadaşlarına kötü muamele uygulandığını ve tehdit edildiklerini söylediler.
- Komisyon, İstanbul Anadolu Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri İzleme Kurulu Başkanlığı’nın raporunda yer alan “mahkûmların cinsel yönelimine göre özel açık cezaevi yapılması” önerisinin hayata geçirilmesini istedi.
ÇOCUK MAHPUSLAR:
- İnfaz koruma memurlarından kötü muamele gördüklerini, küfür, şiddet yaşadıklarını, örneğin bir infaz memurunun revirde İstiklal Marşı okumaya zorladığını, “Müslüman değilsin” sözleriyle hakaret ettiklerini, talep ettikleri boncuk iğnesinin hâlâ gelmediğini anlattı.
KADIN MAHPUSLAR:
- Adli mahkûmlar yemeklerden şikâyetçi olduklarını ifade ederken, terör suçlularının kaldığı koğuşlardaki mahpuslar kötü muamele gördüklerini ifade ettiler.
- Kameranın tam banyo kapısının karşısında yer almasını ahlaki bulmadıklarını, diğer cezaevlerinde böyle bir uygulama olmadığını, güvenlik gerekçesi olarak sunulmasına karşılık kendileri darp edildiği zaman hiçbir kamera kaydına ulaşılmadığını, kameranın avluda olmasının daha uygun olabileceğini, müşahede odasındaki kameranın da yerinin çok uygunsuz olduğunu, kameranın önünde tuvalet ihtiyaçlarını açıkta gideremeyecekleri yönünde yakınmalarını dile getirdiler.
İlgili haberler
Ped, herkes için bir haktır
Pede erişim herkes için doğrudan sağlık hakkı ile ilişkilidir. Cezaevindeki mahpusların pede ulaşım...
GÜNÜN RAKAMI: Cezaevlerinde 594 çocuk annesiyle ka...
Ceza infaz kurumlarında annesinin yanında kalan 0 - 6 yaş arası çocuk sayısının 594 olduğu belirtild...
GÜNÜN RAKAMI: Cezaevlerinde 72 hasta mahpus kadın...
Türkiye cezaevlerinde tedavileri yapılmayan 27’si ağır, 72 hasta kadın var. Adalet Bakanlığının Hazi...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.