Sağlık emekçileri: ‘Başka Merveleri kaybetmek istemiyoruz’
Ortez Protez Uzmanı Merve Kınar'ın kardeşi tarafından katledilmesi üzerine sağlık emekçileri İstanbul Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde buluştu.

İstanbul Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesinde görev yapan Ortez Protez Uzmanı Merve Kınar’ın erkek kardeşi tarafından öldürülmesi protesto edildi. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), İstanbul Tabip Odası, Tabip SEN, HEP-SEN ve Hekim Birliği Sendikası’nın çağrısıyla Kınar’ın çalıştığı Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde bir araya gelen sağlık emekçileri, “Başka Merveleri kaybetmek istemiyoruz. İhmallerin ortaya çıkarılmasını istiyoruz” dedi. “Kadına şiddete hayır” pankartının açıldığı eylemde hasta ve hasta yakınları da alkışlarla tepkilerini ortaya koydu. 


‘KALBİMİZDEKİ YERİ ASLA DOLMAYACAK’

Yapılan protestoda ilk sözü Kınar’ın çalışma arkadaşlarından Feyza Yılmaz aldı. Kınar’ı anlatarak söze başlayan Yılmaz, “En zor zor zamanlarımızda yanımızda olurdu, ihtiyacımız olduğunda yanı başımızdaydı. Yaptığı her iyiliği karşılık beklemeden yapardı. Kalbimizde yeri asla dolmayacak, unutulmayacak. Biz onsuz hep eksik kalacağız” dedi. 

Hekim Birliği’nden Nilay Aksoy Ateş, bu ülkede kadınların ikinci sınıf vatandaş olarak görüldüğünü dile getirerek, “Kadınlar ne yazık ki hem çalışma hayatında hem iş hayatında bu zihniyetle mücadele etmektedir” ifadelerini kullandı. 

‘HAK ETTİĞİ CEZAYI ALMASI İÇİN GEREKLİ MÜCADELEYİ VERECEĞİZ’

HEP-SEN Şube Yönetim Kurulu üyesi Dilan Ocaklık Altunkılıç, “Hastanemizde görev yapan mesai arkadaşımız Merve Kınar’ı kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşıyoruz. Maalesef bir kadın arkadaşımız daha hayallerini yaşayamadan canice öldürüldü. Arkadaşımızın anısını yaşatmak ve failin hak ettiği cezayı alması için gerekli mücadeleyi vereceğiz” dedi. Altunkılıç, kadın kazanımlarını hukuken ortadan kaldıracak yasal düzenlemelerin yapılmaya çalışılmasının, laik ve bilimsel eğitimden uzaklaşılmasının, üniversitelerde ve kamu kurum-kuruluşlarında kullanılan dilin ve yapılan açıklamaların kadın mücadelesini olumsuz etkilediği ve kadınların hak ihlallerinin artmasına yol açtığını dile getirdi. Altunkılıç, “Kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığın ortadan kaldırılması mücadelemizi etkin ve kararlı bir şekilde sürdüreceğiz” dedi.

‘GENCECİK BİR KADIN ARKADAŞIMIZ KATLEDİLDİ’

Açıklama da konuşan SES İş Yeri Temsilcisi Merve Yıldırım, “Bizler her zaman ölüme, acılara tanıklık ediyoruz. Ama böyle bir kayıp hepimizi derinden yaraladı. Merve daha gencecik yaşında bıçaklanarak öldürüldü, bu hayattan koparıldı. Aile içi cinayette kaybettik Merve’yi. Erkek kardeşi tarafından defalarca bıçaklanarak öldürüldü. Ambulansa alınırken son sözleri ‘Ben ölüyorum, kurtarın’ oldu. Bu sözler daha nice kadının son sözleri olmuştu. Sonradan öğrendiğimiz bilgilere göre erkek kardeşi bunu daha önce de denemiş. Şu an soruşturma devam etmekte, psikiyatrik rahatsızlığı olabileceği yönünde iddialar var. Daha önce de gördüğümüz çokça örnekten öğrendiğimiz şudur; ilk savunmada hep psikolojik sorunu var denmektir. Fakat sadece bunun arkasına sığınılması yeterli bir cevap mıdır? Bu kadar zarar verebilecek durumdaysa aile tarafından tedavi süreci neden geciktirildi? ‘Evin tek erkek evladı, biz kendi içimizde çözelim’ demenin sonucunda gencecik bir kadın arkadaşımız katledildi. Bağıra bağıra geliyorum diyen bu vahşetin sebeplerini hep birlikte düşünmek ve düşündürtmek zorundayız” dedi.

‘KADINA YÖNELİK ŞİDDET VAHŞET BOYUTUNDA’

Toplumdaki nefret ortamından en çok etkilenen kadınlar olduğunu dile getiren Yıldırım, “2024 yılının ilk 6 ayında 205 kadın cinayeti, 117 şüpheli kadın ölümü gerçekleşti bu ülkede. Yine çok yakın zamanda, aynı gün içinde 8 kadın katledildi. Kadınlara güvence sağlayan İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasından bugüne kadar olan süreçte, her yılın ilk 6 ayına baktığımızda kadın cinayeti sayısının arttığını görüyoruz. Kadına yönelik şiddetin boyutuysa artık vahşet boyutunda. Kadın cinayetleri bu kadar belirgin bir şekilde artmasına rağmen kazanılmış haklarımızdan olan İstanbul Sözleşmesi geri çekildi. 6284 ve Medeni Kanun ise her seferinde tartışmaya açılıyor. Yapılan yasal düzenlemeler, engellemek yerine kadın cinayetlerinin artarak devam etmesine neden oluyor. Her kadın cinayeti ardından türlü bahaneler öne sürülerek üzeri kapatılmaya çalışılıyor. Her görülen davada ‘pişmanım’ kelimesi de sözde iyi hal indiriminin gerekçesi olarak kullanılıyor’’ diye konuştu.

‘DAVANIN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ’

Yıldırım, “Biz Merve’nin anısının önünde bir kadını daha kaybetmek istemediğimizi tekrar söylüyoruz. Bizler güvenli sokaklar, evler istiyoruz. Kısaca yaşamak ve yaşatmak istiyoruz. Gülüşümüze, ne giydiğimize, çocuk doğurup doğurmayacağımıza karışılmasını kabul etmiyoruz. Başta İstanbul Sözleşmesi olmak üzerine kadın haklarını koruyan yasaların derhal uygulanmasını talep ediyoruz. Daha başka Merveleri kaybetmek istemiyoruz. İhmallerin ortaya çıkarılmasını istiyoruz. Bunun için de davanın takipçisi olacağız ve kadınlar olarak birbirimize sahip çıkmaya devam edeceğiz’’ dedi.

Fotoğraflar: Evrensel

İlgili haberler
Sağlık emekçisi kadınlar işyerlerinden seslendi: Ş...

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Aksaray Şubesi çağrısıyla Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hast...

Mahkeme kadın cinayetinde İçişleri Bakanlığını kus...

Hakkında koruma kararı aldırdığı boşanma aşamasındaki erkeğin kararı ihlal ettiğini kolluk kuvvetler...

Bir kadın cinayetinin anatomisi | ‘Ölüm fermanı’ c...

Hakkında uzaklaştırma kararı aldırdığı, boşandığı erkek tarafından öldürülen Sevilay Karlı’nın ısrar...