Milyonlarca çocuk okula döndü. “Neşeli minikler sınıflarındaydılar, arkadaşlarına ve öğretmenlerine kavuştular” haberleri pek yer alamadı basında bu yıl. 2023-2024 eğitim öğretim döneminin başlangıcındaki temel konu, çocukların bir öğün ücretsiz yemek hakkı oldu. Ekmek ve Gül olarak geçen yıl başlattığımız, ülkenin dört bir yanına yayılan kampanyanın memleketin gündeminde ettiği yeri birlikte bir kez daha görmüş olduk.

Kadınlar çocukların okula aç gidip geldiğini, beslenme çantalarının boş olduğunu ve devletin bunu çözmekle yükümlü olduğu çok somut bir taleple ifade ederken, Milli Eğitim Bakanlığı adım atmak yerine geçen yıl okul öncesiyle sınırlı tuttuğu uygulamayı resmi bir açıklama yapmadan geri çekti.

Velilerin ülkenin her kentinden gelen “çocuklarımız okulda aç kalıyor” çığlıklarına rağmen, geçen yarı dönemde başlatılan anaokullarındaki bir öğün yemek uygulamasını geri çektiler. Okullara ödenek verilmedi, açıklama yapılmadı, bir yazı var denildi, yazı bir türlü gönderilmedi. Sonuç; 11 Eylül gününden bu yana bir hafta tamamlandı neredeyse, çocuklara yemek verilmedi. Üstelik uygulama deprem bölgesi ile sınırlı olacağı söylenmesine rağmen Antep’te, Adıyaman’da, Hatay’da, Osmaniye’de de beslenmesiz kaldı çocuklar.  

Okulların açılmasından bir iki gün önce başladı bu tartışma. Çocukları yeni anaokuluna başlayan velilere bir anda beslenme listeleri mesaj atılmaya başlandı.

Tüm okul çağı çocukları için yaygınlaştırılması gereken uygulama anaokulu öğrencilerinin elinden alınırken, Ekmek ve Gül grupları, kadın dernekleri, milletvekilleri, basın, veli dernekleri bir haftadır şu soruları soruyor: Neden? Çocuklara mı para bulamıyor bu devlet?  Ülkede lükse, safahata, şatafata, itibar denilen şeylere, Diyanet İşleri Başkanlığına, Cumhurbaşkanı sarayının harcamalarına para bulunurken çocukların yemeğine mi göz diktiniz?

Tüm çocuklar için ücretsiz, sağlıklı, bir öğün yemek istiyoruz. Anaokullarında başlatılan uygulamanın kaldırılmasını aklınızdan bile geçirmeyin. Geçirmeyin çünkü Sağlık Bakanının ara öğünler dahil tarif ettiği, Emine Erdoğan’ın ısrarla tavsiye ettiği beslenme için çocuk başına 5 bin TL gerekiyor bu ülkede. 11 Eylül gününden itibaren bunu söylüyor her yerde kadınlar. Tuzluçayır Kadınları Derneği dernek önünde yaptığı açıklamada bunu söyledi. Açtıkları davayı hatırlatan kadınlar Milli Eğitim Bakanlığını göreve davet etti. Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği üyeleri boş beslenme çantalarını göstererek açıklama yaptı.

Aydın, Denizli, Elazığ, İzmir, Kocaeli, Ankara, İstanbul daha adını sayamadığımız şehirlerde okul önlerinde bildiri dağıttı kadınlar, imza stantları açtılar. Standa gelen kadınlar imza atmakla yetinmeyip imza toplamaya başladılar. Çocuklarına hazırladıkları beslenme çantalarına koyabildikleri makarnaları, kızarmış patatesleri gösteren kadınlar gözyaşları içinde anlattılar kimi zaman taleplerini.

Bir haftadır kadınlar evlerine girmeyen meyve sebzelerden söz ediyorlar. Okul kantininde bir tostun kaç lira olduğunu anlatıyorlar birbirlerine ve bütün ülkeye. Kocaeli’de okulun karşındaki parkta toplanıp orada çocuklarının karnını sadece pilavla doyurmaya çalışan kadınların çığlığı bugün hepimizin konuştuğu. Yarın ne getirecek yanlarında bilmiyor bu kadınlar, yarın beslenme niyetine ne hazırlayacakları konusunda hiçbir fikirleri yok.

Ekmek ve Gül sayfaları tüm hafta boyunca bu haberlerle doluydu. Eylem, etkinlik, dertleşme, mektup... Mecliste de yankılanıyor bu ses. Dünden daha da güçlü hem de. Yayın kurulu üyemiz Sevda Karaca Meclis kürsüsü dahil her yerde anlatıyor, sesi kısılıncaya kadar konuşuyor.

Ülkenin en temel gündemlerinden birini yarattık el birliği ile. Küçük olanaklarla, en yerelden oluşturduğumuz dayanışma ağlarıyla.

Bir haftanın özeti şudur ki: devam ediyoruz! Bir öğün ücretsiz yemek kampanyası zaten hiç bitmemişti, şimdi belki daha da güçlü devam ediyor. Tüm ülkeyi teslim alan yoksulluk, çocukların sağlıksız beslendiği, okula gidemediği, liseye gitmek yerine atölyede çırak olduğu ya da evlendirildiği bir hayata neden oluyor.

Sevgili Sevda, Meclis kürsüsünde yaptığı ilk konuşmada “Okullarda Bir Öğün Ücretsiz Sağlıklı Yemek” kampanyamızdan söz etmiş ve “çocukların hakkını verin” diye bitirmişti konuşmasını. Evet çocukların hakkını istiyoruz.

Çocukların aç olduğu bir ülkede, bunun üzerinden tasarruf sözcükleri kurulmasını asla ama asla kabul etmiyoruz. Açlığın, yoksulluğun sebebi olanlar çocukların hakkını vermek yerine almaya çalışırken, onlar dışındaki bütün ülke çocukların hakkını istiyor. Belki de yaşadığımız her şeyin özeti bu.