ÖÇAV Ankara Barosu Başkan Adayı Sevinç Hocaoğulları: Eşitlikçi, demokratik bir baro işleyişini yaşama geçireceğiz
Ankara Barosunun genel kurulu öncesi konuştuğumuz Özgürlükçü Çağdaş Avukatlar Grubu adayı Sevinç Hocaoğulları kadın, çocuk ve LGBTİ haklarını koruyan bir baro ortaya koyacaklarını söyledi.

Ankara Barosunun 8-9 Ekim’de yapacağı genel kurulu öncesi konuştuğumuz Özgürlükçü Çağdaş Avukatlar Grubu (ÖÇAV) Ankara Barosu Başkanı adayı Sevinç Hocaoğulları, iktidarın kadınları çocukları, LGBTi+’ları ve onların hak mücadelesine destek olan baroları hedef aldığını belirterek, “İktidarın bu saldırısına karşı yapılması gereken ise daha demokratik bir işleyişle daha etkili bir yanıt vermektir. İktidarın kadın haklarının gasbına yönelik saldırılarını artırdığı bir süreçte Ankara Barosunu kadın haklarını korumasını ve ilerletmesini sağlayacağız. Sorunların çözümünün güvencesi olarak eşitlikçi, demokratik bir baro işleyişini yaşama geçireceğiz” dedi.

Ankara Barosu, yeni yönetim kadrolarını ve baro başkanlarının belirleyeceği olağan genel kurulu 8-9 Ekim tarihlerinde Nazım Hikmet Kongre ve Sanat Merkezinde gerçekleştirecek. 3 adayın yarışacağı genel kurul seçimlerinde çok sayıda toplumsal davada yaptıkları gönüllü hak savunuculuğuyla bilinen Özgürlükçü Çağdaş Avukatlar Grubu (ÖÇAV) seçim için adaylarını belirleyerek çalışmalara başladı. ÖÇAV Ankara Barosu Başkan adayı Av. Sevinç Hocaoğulları ile kadın hakları mücadelesinde baroların önemini ve demokratik bir baro talebini konuştuk.

Hocaoğulları, aday listelerinin barolardaki değişimin yönünü temsil ettiğine dikkat çekti. Başkan adayının kadın olması veya adayların çoğunluğunun kadın olması evden sokağa, sokaktan barolar da dahil bulunduğu bütün alanlara etki eden kadın hareketinin bir sonucu olduğunu belirten Hocaoğulları, “Kadınlar olarak emeğimizi, bedenimizi, yaşamlarımızı denetlemeye çalışan, bizleri yok sayan sistemle uzlaşmaz çelişkilerimiz var ve bu nedenle mücadelenin bütün alanlarında yer alıyoruz. Bu hukuk mücadelesi için de geçerli. Yaşamlarımızın her alanında söz ve karar hakkımızı kullanma mücadelesi verdiğimiz gibi Barolarda da bu yönde mücadele ediyoruz. Bu mücadelenin sonucu diğer seçim gruplarının aday listelerine de yansıyor. Bu kadın hareketinin dipten gelerek büyüyen, değiştiren, dönüştüren gücüdür. Aday listemiz Barolardaki değişimin yönünü temsil ediyor. Bizler eşitlikçi bir baro talebini temsil ediyoruz” dedi.

‘ŞEKLİ EŞİTLİK DEĞİL GERÇEK EŞİTLİK’

Hocaoğulları, Ankara Barosunda olduğu gibi diğer il Barolarında ve TBB’nin yönetim organlarında veya merkez/kurullarında kadınların eşit şekilde temsil edilmediğini anlatırken bu durumun baroların bürokratik ve eril yapısının sonucu olduğu ifade etti. Bu tabloyu değiştirmekte kararlı olduklarını söyleyen Hocaoğulları, “Kadınların gerçek eşitlik talebini Ankara’da yaşama geçirme mücadelesi verdiğimiz gibi Türkiye’nin dört bir yanından meslektaşlarımızla TBB Genel Kurul sürecinde ‘Şekli eşitlik değil gerçek eşitlik’ talebimizi dile getirdik. Özgürlükçü Çağdaş Avukatlar olarak kadın avukatların gerçek eşitlik talebini Ankara Barosunda yaşama geçirecek ve eril barolara karşı birlikte mücadele verdiğimiz tüm kadın avukatlarla bu mücadeleyi Türkiye genelinde büyütecek TBB’ye taşıyacağız” dedi.

‘KADINA YÖNELİK ŞİDDET DAVALARINDA DAYANIŞMAYI BÜYÜTÜYORUZ’

Toplumu, kadınları savunmasız bırakmak isteyen iktidarın savunmayı, kadınları ve çocukların yanında yer alan örgütlere de saldırdığını ifade ederek şöyle konuştu: “Kadın mücadelesinin öznesi olan biz kadın avukatlar mücadelemizle eril yargıyı, eril hukuku değiştirmeyi zorluyoruz. Kadına yönelik şiddet davalarında, çocuk istismarı davalarında kadın dayanışmasını ve kadın savunmasını büyütüyoruz. Ankara Barosunun bugüne kadar ki işleyiş, tutumu kadın hakları mücadelesi veren, bu mücadelenin kendi hayatlarımıza dair bir mücadele olduğunu bilen bizlerin dinamizmini, taleplerini kavrayacak, kurumsal olarak büyütecek, ilerletecek bir tavır olmadı. Bu nedenle iktidar kadınları çocukları, LGBTi+’ları ve onların hak mücadelesine destek olan Baroları hedef alıyor, doğrudur. İktidarın bu saldırısına karşı yapılması gereken ise daha demokratik bir işleyişle daha etkili bir yanıt vermektir. Özgürlükçü Çağdaş Avukatlar olarak, mevcut baro yönetiminin bürokratik işleyişini de aşarak bu mücadeleyi, büyütüyoruz. İktidarın kadın haklarının gasbına yönelik saldırılarını arttırdığı bir süreçte Ankara Barosunu kadın haklarını korumasını ve ilerletmesini sağlayacağız.”

Pek çok alanda kadın ve çocukların hak mücadelesinde baroların alacağı tavrın önem taşıdığının altını çizen Hocaoğulları, “Barolar üye sayıları, kurumsallıkları itibariyle, kadın dayanışması ile birbirine tutunan, mücadele ağları ile birbirine bağlı olan ve dava takibi yapan kadın avukatların yürüttükleri mücadeleyi büyütmeye, şiddetin boyutlarının anlaşılır olması için bu verileri toplama, raporlama, somut veriler üzerinden çözüm üretme olanaklarına sahipler. Bu olanakların gereği gibi seferber edilmediğini düşünüyoruz. Bizler Özgürlükçü Çağdaş Avukatlar olarak baroların kurumsal birikim ve olanaklarını kadınların ve çocukların haklarının korunması ve geliştirilmesi için seferber edeceğiz. Baronun şu an mevcut olan Kadın Hakları Merkezi, Gelincik Merkezi, LGBTİ+ Merkezine demokratik bir işleyiş kazandırarak Baronun hak gasplarına ve toplumsal cinsiyet temelli şiddete karşı mücadelede daha etkili şekilde yer almasını sağlayacağız” dedi.

‘İKTİDARIN SAVUNMAYI YOK ETME ÇABASI MESLEĞİ İTİBARSIZLAŞTIRIYOR’
İktidarın savunmayı yok etmeye yönelik çabasının; avukatlık mesleğinin itibarsızlaştırılması, avukatın müvekkiliyle özdeş görülmesi, şiddete maruz kalması gibi pek çok sonuç doğurduğunu belirten Hocaoğulları, “Avukatların yoksullaşması ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Avukatların yoksullaşması, işsizlik bir yanıyla ülkedeki ekonomik krizle derinleşirken bir yanıyla avukatlığın değişen yapısını gösteriyor. Kapanan bürolar, çeşitli bağımlılık biçimleriyle birlikte işçi avukat sayısındaki artış ve bir yanıyla büyüyen şirketleşen hukuk büroları. Artan işsizlik ve yoksulluk genç avukatları ve stajyer avukatları daha fazla etkiliyor. Stajyer avukatlar bildiğiniz üzere ‘ücretsiz’ çalışıyor. Ciddi bir emek sömürüsü var. Genç meslektaşlarımızın bugünkü koşullarda büro açmaları çok zor. Bağımsız olarak bürolarını açmış olan meslektaşlarımız ise ayakta kalma mücadelesi veriyor. Avukatlıkta bağımlı çalışma SGK’lı çalışmayla sınırlı değil bu görüşmenin sınırlarını aşacak şekilde meslektaşlarımız bir yandan hak mücadelesi verirken bir yandan kendi emeklerinin hakkını almaya çalışıyor. İşçi avukat olarak çalışan meslektaşlarımız çalışma koşulları denetlenmiyor. Kamusal hizmet olarak sürdürülen CMK görevlendirmelerinde devletin savunmaya bakışı nedeniyle verilen ücretler bugünün ekonomik koşullarında yok denecek kadar az. Bu durumdan da genç meslektaşlarımız daha fazla etkileniyor” diye konuştu.
‘DEMOKRATİK KARAR MEKANİZMALARINI İŞLETECEĞİZ’

Özgürlükçü Çağdaş Avukatlar olarak her türlü sömürüye karşı oldukları gibi meslekteki sömürüye de karşı çıktıklarını belirten Hocaoğulları, “CMK ücretlerinin avukatlık asgari ücret tarifesi ile eşitlenmesi, CMK ücretlerinde KDV’nin sıfırlanması, CMK görevi yapan avukata beraat vekalet ücreti verilmesi mücadelesini, stajyer avukatların ekonomik güvenceleri için mücadelemizi sürdüreceğiz. Genel düzenlemelerle çözülecek sorunların çözümü için mücadele dışında Baromuzun olanaklarını meslektaşlarımız için seferber edeceğiz. Baromuza ait gayrimenkulleri mesleğe yeni başlayan ve ihtiyaç duyan diğer meslektaşlarımızın ofis olarak kullanımına imkan sunacağız. Avukatlık meslek sorunun çözümünün güvencesi de meslektaşlarımızın yönetsel süreçlere katılması. Stajyer, genç, işçi avukatlarının sorunlarının çözümünde etkili olmalarını sağlayacak demokratik karar mekanizmalarını işleteceğiz. Ama biliyoruz ki buna karşı çıkmak demek sadece meslektaşın elde ettiği kazancın iyileştirilmesi mücadelesini içinde barındırmamaktadır. Burada korunmak istenilen esas olarak vatandaşın hak arama hürriyeti ve adil yargılanma hakkıdır. Avukatın hakkının teslim edilmesi en temel anlamda vatandaş için bir güvencedir. Bizler de bu güvencelerin gereği gibi kullanılabilmesi adına mücadele ediyoruz” dedi.

‘GERİ ÇAĞIRMA İLKESİNİ YAŞAMA GEÇİRECEĞİZ’

Sorunların çözümünün güvencesi olarak eşitlikçi, demokratik bir baro işleyişini yaşama geçireceklerinin altını çizen Hocaoğulları şöyle konuştu: “Geri çağırma ilkesini demokratik bir işleyişin gereği olarak yaşama geçireceğiz. Baro başkanı da dahil olmak üzere merkez ve kurullarda seçilen veya atanan kişilerin görev ve sorumluluklarını yerine getirememesi durumunda geri çağırma ilkesini yaşama geçireceğiz. Savunmayı yok etmeye, etkisizleştirmeye yönelik her türlü uygulama karşısında daha etkili mücadele edeceğiz. Bu baroların Türkiye’deki demokrasi mücadelesine daha etkili şekilde katılması anlamına geliyor. Aynı zamanda stajyer, genç, işçi avukatların sorunlarına birlikte çözüm bulacağız. Kadın avukatlar için hali hazırda atılmış adımlarımız var. Politika belgesi ve birim gibi. Politika belgesinin gereğini yerine getireceğiz birimi işleteceğiz. Tek adliye konusu hem yurttaşlar hem avukatlar açısından yaşamsal. Tek adliye sorununu vatandaşların desteğini alarak ve ilgili meslek odalarının katkısıyla hayata geçireceğiz. Meslektaşlarımızı da şimdi ÖÇAV zamanı diyerek eşitlikçi demokratik bir baroyu birlikte yaşama geçirmeye davet ediyoruz”

Fotoğraflar: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Barolardan Cumhurbaşkanı'nın 'sürtük' sözüne tepki

İzmir Barosu Başkanlığı, İstanbul Kadın Hakları Merkezi ve Türkiye Barolar Birliği Kadın Hukuku Komi...

Ankara Barosu Başkan Adayı İlke Işık: Kadınların m...

‘Cesaretle Savunuyoruz’ sloganıyla çalışmalarını yürüten ÖÇAV’ın Ankara Barosu Başkan Adayı Av. İlke...

Barolar adliye önlerinde açıklama yaptı: İstanbul...

İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlükten kaldırılmasına ilişkin adliye önlerinde açıklama yapan il barola...