Türkiye’nin Cumhurbaşkanı kararıyla İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesinin ardından, kadınlar şiddete karşı önlem ve koruma tedbirleri konusunda karakol ve mahkemelerde büyük sorunlarla karşı karşıya kalıyor.

Adana’da mülteci kadınların sığınma ve koruma talepleri yabancı uyruklu oldukları gerekçesiyle “Şikayet yoksa sığınmaevi de yok” cevabıyla reddedildi. Ankara’da ise şiddet gördüğü erkeğe karşı verilen uzaklaştırma kararının süresinin uzatılmasını isteyen kadının talebi “Şiddet uygulandığına yönelik bir delilin olmaması” gerekçesiyle mahkeme tarafından reddedildi.

MÜLTECİSİN, ŞİKAYETİN YOKSA KORUMA DA YOK!

Adana’da mülteci bir kadın şiddet gördüğü erkekten uzaklaşmak için sığınmaevine yerleşme talebinde bulundu, kadının talebi “Öncesinde şikayet yok” denilerek reddedildi.

Suriye’deki amcasının cinsel saldırısına maruz kaldığı için Türkiye’ye kaçan bir mülteci kadın yaşadığı psikolojik sorunlardan dolayı intihar teşebbüsünde bulundu. Amcasının peşinden gelme riski bulunduğu için sığınmaevi talep eden kadına karakolda Suriye’de yaşanan saldırı için “Önce gidin şikayetçi olun” denildi. Kadın, ancak avukat eşliğinde aile mahkemesine başvuruda bulunduktan sonra sığınmaevine yerleştirilebildi.

İzmir’de zorla evlendirilmeye çalışılan bir mülteci kadının Mersin’deki sığınmaevi başvurusu ise aile mahkemesi tarafından reddedildi. Gerekçe ise “Suçun gerçekleştiği yerin kendi mıntıkalarına ya da görev alanlarına girmemesi.”

İstanbul Sözleşmesi’nde belirtilen ayrımcılık yasağına rağmen mültecilerin tedbir başvurularına yabancı uyruklu oldukları için failden şikayetçi olma zorunluluğu getiriliyor. Oysaki Sözleşme’de, koruma ve barınma hizmetlerinin mağdurun fail hakkında şikayet ya da dava açmasından bağımsız olarak sağlanacağı açıkça ifade ediliyor.

UZAKLAŞTIRMA İSTEYEN KADINA: DELİL YOKSA UZAKLAŞTIRMA DA YOK!

Ankara’da N.Y. adlı kadın E.T adlı erkek hakkında 2 ay süreli uzaklaştırma kararı çıkarttı. Daha önceki eylemleri nedeniyle tehdit oluşturan erkek hakkında uzaklaştırma kararının uzatılması ve elektronik kelepçe talep eden kadının isteği mahkeme tarafından “Kadına şiddet uygulandığına yönelik herhangi bir emarenin olmadığı” gerekçesiyle reddedildi.

MOR ÇATI: 6284’E GÖRE ŞİKAYET VE DARP RAPORU ZORUNLU DEĞİL!
Mor Çatı Dayanışma Vakfı Gönüllüsü ve Sosyal Çalışmacı Gülsüm Kanat: “Sığınak başvurularında darp raporu, şikayet istemeleri… 6284’te böyle bir şey yok, hangi tür şiddet yaşarsanız yaşayın sizi sığınağa almak zorundalar. Sözleşme kararından sonra bu ihlaller daha hızlı biçimde hayatımızın içerisine giriyor. Sözleşme’nin kaldırılmasından sonra adaletin çok az işlediğinin farkında olan, şiddet gören kadınlar da bize mesajlar yazdı, ‘Zaten şiddet gösteren adama bir şey yapmıyorlardı ya şimdi ne olacak, ben kendimi daha iyi hissediyordum Sözleşme’nin varlığıyla şimdi güvencesiz hissediyorum’ gibi… Kadınlar da farkındalar durumun, korkuyorlar. Bu uygulamalarla erkek iktidarlarını güçlendiriyorlar, hukuk da elimizden alınarak param parça ediliyor. İstanbul Sözleşmesi’ni, 6284’ü kadınlar olarak biz hayata getirdik. Kadın mücadelesi sağladı sığınakların açılmasını. Bizim ellerimizle, tırnaklarımızla elde ettiğimiz haklardan vazgeçmeyeceğiz.”

Fotoğraflar: Hilal Tok // Ekmek ve Gül