Geçim derdinin ne demek olduğunu bilmeyen AKP Denizli Milletvekili Şahin Tin’in ‘kuru ekmek yiyorlarsa aç değildir’ sözleri bir yanda işçi mahallesi Esenyalı’dan kadınların yaşadığı yoksullukla mücadele dolu yaşamları bir yanda… Vekil maaşıyla halkın, yoksul kadınların neler yaşadığını görmezden gelen vekile ve “kuru ekmek yeter” siyaseti yürütenlere kadınların kendi yaşamlarından ufak bir kesit sunuyoruz.  

Eşi uzun süredir işsiz olan ve pandemiden kaynaklı kendisi de ücretsiz izne çıkarılan Jale, izinden sonra ne işsizlik ödeneği alabilmiş ne de işe geri dönüş ile ilgili herhangi bir haber. “Patronumun mesajla bana söylediği tek şey kendine iş bul” oldu diyen jale, çalıştığı huzurevinden bir hasta yakınının talebi üzerine, evinde yaşlı bakımı üstlenerek geçimini sağlamaya çalışıyor. Gebeliğinin son haftasında olan Jale yol parası vermediği için kendini şanslı sayanlardan. Aldığı asgari ücretle geçinemediğini, pandemiden kaynaklı kredisini ödeyemediği için arabalarını satmak zorunda kaldığını, çocuklarının masraflarını ise ailesinin desteği ve çocuk nafakasıyla karşılamaya çalıştığını anlatıyor. Komisyondan çıkacak olan rakamın insanca yaşamı sağlayacak bir rakam olmayacağını, karın tokluğunun yalnızca ekmek yemekle mümkün olmadığını, aldığı ücretin ise yalnızca kira ve fatura masraflarını karşıladığını söyleyen Jale, “Karnımız yalnızca kuru ekmek yemekle doymaz! Makarna suyunu dökmeyip ondan çorba yaparak, patates kabuğunu ince soyup oradan tasarruf etmeye çalışarak, çocuklarıma başkalarının kıyafetlerini giydirip, kendime bir şey almayıp pijamalarımla dolaşarak ayakta kalmaya çalışıyorum ama ne kadar kemer sıksak da olmuyor” diyerek yaşadığı zorluğa ayna tutuyor ve bu gidişatın kendisini çok zorladığını anlatıyor.

EN TEMEL İHTİYAÇLARDAN BİLE ALINAN YÜKSEK VERGİLER BEL BÜKÜYOR

Eşi işçi olan geçimini ise ailesinin desteği ile sağlayan 2 çocuk annesi bir kadın Fatoş. Ailesinin desteği olmadan asgari ücretle geçinebilmesinin mümkün olmadığını, küçük bebeğinin bez masraflarını karşılamakta bile zorluk çektiğini anlatırken “ben kiracı dahi olmamama rağmen eşimin aldığı maaşla geçinmekte güçlük çekiyorum. Küçük bebeğim var en masraflısı ise bebek bezi. En yüksek oranla alınan vergilerin başında geliyor bebek bezinden alınan vergi” diyor.

Asgari ücret görüşmeleri sürecine dair talepleri var ancak taleplerinin dikkate alınmayacağından emin… Yeni yılda belirlenecek olan asgari ücretin ülkenin ekonomik durumumu göz önünde bulundurarak en fazla 2800 lira olacağını, bunun insanca yaşanacak bir ücret olmadığını, dört kişilik bir ailenin geçinebilmesi için asgari ücretin en az 5000 lira olması gerektiğini ve bunun da bir hayalden ibaret olduğunu söylüyor Fatoş.

DOĞAN: İNSANCA YAŞANACAK BİR ÜCRET MÜCADELESİNDEN VAZGEÇMEYECEĞİZ

Pandeminin ve derinleşen krizin kadınların yaşamı üzerindeki yıkıcı etkisini, yerelde kadınların yaşadığı zorlukları ve toplamında kadınların taleplerini aktaran Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği Başkanı Adile Doğan, “İşçi kadınların, eşi işçi olan ev emekçisi kadınların ve yaşadığı şiddet sonrası boşanmanın getirdiği yoksulluğu yaşayan kadınların tek derdi geçinememek. İşsiz kalma korkusuyla esnek ve güvencesiz çalışmaya itilen, sığınmaevinden çıkıp yaşama tutunmaya çalışan, evinde tencere kaynatan kadınların asgari ücret talebinin yoksulluk çekmeyecek, insanca yaşam sürecek bir rakam olması ve vergiden muaf olması gerekir.” diyor.

Kadınların talep ettiği rakamların çıkmayacağına dair olan güvensizliğinin sebebinin ise asgari ücret tespit komisyonunu oluşturanlar olduğunu söyleyen Doğan, “Asgari ücretle geçinmenin ne demek olduğunu bilmeyenlerden oluşuyor komisyon. Sermayenin ve patronların onlarca milyonluk vergi borçları silinirken, asgari ücretle geçinmeye çalışandan vergi kesip kaderini belirleyenlere karşı, mücadele, dayanışma ve örgütlülükle yan yana gelip sözümüzü söylemekten vazgeçmeyeceğiz… Tenceresini gönül rahatlığıyla kaynatabilecek, insanca yaşama uygun ve vergiden muaf bir ücret istiyoruz. Geri durmuyoruz” dedi.