Kadına Yönelik Şiddeti Araştırma Komisyonu Raporu: Hak gasplarına şiddetle mücadele kıyafeti
Kadına Yönelik Şiddetin Araştırılması Meclis Komisyonu Raporu, kadını aileye sıkıştıran, nafaka hakkını, boşanmalardaki ekonomik haklarını atıllaştıran önerilerle dolu.

Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerinin Araştırılarak Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Meclis Araştırma Komisyonunun geçtiğimiz hafta Meclise sunduğu rapor TBMM’de onaylandı. 912 sayfalık raporda 17 ana başlık altında 42 tespit ve 547 öneriye yer verildi. Komisyon raporunda adaletsiz cinsiyet algısının bozulması gerektiğine yer verilirken bunun için yapılan öneriler farkındalık artırma ile kısıtlı kaldı veyahut bu algıları besleyecek bir şekilde kadınları şiddet dolu aile içine sıkıştıracak öneriler yapıldı.

BOŞANMAYI HIZLANDIRALIM ÖRTÜSÜ ALTINDA NAFAKA GASBI

Çekişmeli boşanma süreçlerinin kadınları daha çok şiddete maruz bıraktığını söyleyen Komisyon raporu bunu çözmek üzere “boşanmaları hızlandıracağız” diyerek kadınların boşanma sonrası kazanacakları ekonomik hakları erteleyen, bu hakları kadınlar açısından kolay vazgeçilebilir hale getirilen bir düzenleme önerdi: “Bazı çekişmeli boşanma davalarında davanın her iki tarafının da geçimsizliğe ve boşanmaya ilişkin iradeleri net şekilde ortada olmasına karşın, belirtilen nafaka ve tazminat gibi istemlerden ötürü kusur değerlendirmelerinin yapılabilmesi için yargılamaların uzadığı görülmektedir. Bu noktada her iki tarafın da boşanmak istediği durumlarda davanın bu bölümün hızlı şekilde neticelendirilmesi için bu yönde bir mevzuat düzenlemesi yapılması gerekmektedir. Boşanma davasının, sırf ziynet alacağı, eşya alacağı gibi talepler sebebiyle uzadığı dikkate alınarak bu talepler boşanmadan ayrı birer dava türü olarak kabul edilmeli ve boşanma davalarından ayrı olarak ele alınmasına yönelik düzenlemeler yapılmalıdır.”

SÜRECİN DAHA DA UZAMASINA YOL AÇAR
Av. Özlem Saldamlı Özatakan Ekmek ve Gül’e yazdığı yazıda bu önerinin kadınlar açısından tehlikesine dair şu değerlendirmelerde bulunmuştu: “Boşanma, sonuçlarından bağımsız olarak tek başına ele alınmamalıdır, alınamaz, özellikle ekonomik bağımsızlığını kazanmamış, yıllarca evde çalışarak, çocuklara bakarak hayatını sürdürmüş bir kadın açısından boşanmadan sonra hayatını nasıl idame ettireceği başlı başına bir sorundur. Şimdiki düzenlemede dahi, şiddet uygulayan vb. ağır kusurları olan erkekten kurtulabilmek ve boşanmak için nafaka taleplerinden vazgeçebilecek duruma gelen kadın, davaların ayrılması halinde, boşanma kararından sonra kendisine şiddet uygulayan erkekle bir de nafaka davasında karşılaşmak istemeyecek, bu davaların da tekrar bir yargılama süreci olacağı düşünülürse, kadınlar bu davalarla 'uğraşmak' istemeyeceklerdir. Dolayısıyla boşanmanın hızlandırılması olarak lanse edilen öneriler aslında nafaka vb. hakların atıllaşmasına, kullanılmamasına yol açacaktır. Boşanma davası sonrasına bırakılan hakların elde edilmesi zorlaşacaktır. Boşanma davasının sonucunu ve kesinleşmesini beklemek zorunda kalacak olan nafaka, tazminat gibi davalarında sonuca ulaşmak daha da uzun süreç alacaktır.”
BOŞANMAYI HIZLANDIRACAKKEN BOŞANMAYA ARABULUCULUK

Bir yandan boşanmaları hızlandırmayı amaçladığını söyleyen Komisyon bir yandan da aile arabuluculuğu, aile terapileri gibi pek çok öneriyi de art arda sıralarken, burada en büyük rollerden biri Diyanet’e düştü. Yapılan önerilerde sorumlu ya da iş birliği yapılacak kurumlar arasında Diyanet İşleri Başkanlığına da yer verildi. Raporda aynı zamanda “dini inançların adalet ve eşitliği öngören ilkelerini temel alan çalışmaların yaygınlaştırılması” amacıyla ayrı bir bölüm de bulunuyor. Bakanlıklar ve Diyanet iş birliği ile ailede “şiddet dilinden uzaklaştırılıp, uyuşmazlıkların çözümünü” sağlama amacıyla önerilen danışmanlıklar, Aile ve İrşat Büroları ile şiddet gördüğü evden kurtulmak için boşanmaya karar veren kadınlara “bir kere daha düşün” denecek. Buna dair önerilerin bir kısmı şöyle:

* Kadına yönelik şiddete karşı alınması gereken tedbirler içerisinde aile danışmanlığı, aile terapisi gibi aile içi iletişimi güçlendiren, bu iletişimin şiddet dilinden uzaklaştırılmasına yardımcı olan, aile içi uyuşmazlıkların doğru ve işlevsel müdahalelerle çözümünü önceleyen programlar artırılmalıdır.
* Ailenin yaşadığı çatışma, boşanma vb. sorunların ve aile içi şiddetin azaltılması, ailenin sadece ekonomik açıdan değil psiko-sosyal açıdan da desteklenmesi için “risk değerlendirmesi” yapılmalı ve risk düzeyleri itibarıyla ailelere yönelik sunulacak psiko-sosyal destekler çeşitlendirilmelidir.
* Ailelerin ücretsiz başvurabilecekleri belediyeler bünyesindeki aile danışmanlığı merkezleri ve Diyanet bünyesindeki Aile İrşat ve Rehberlik Büroları yaygınlaştırılmalı, verilen hizmetin etkinliği ve görev alan personelin yeterliliği takip edilmelidir.
* Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından ücretsiz olarak verilen “Bireysel Danışmanlık”, “Aile Danışmanlığı”, ve “Boşanma Süreci Danışmanlığı (Boşanma Öncesi Danışmanlık Hizmeti, Boşanma Sürecinde Danışmanlık Hizmeti, Boşanma Sonrası Danışmanlık Hizmeti)” hizmetlerinin tanıtımına, yaygınlaşmasına ve etkinliğinin artırılmasına yönelik tedbirler alınmalıdır.

İKTİDARIN KAMU SPOTU: ŞİDDET DEME, AİLE GÜVENDİR DE

Komisyon toplantılarının en başından süregelen “aile için kadın” bakış açısının bir yansıması da farkındalık çalışmalarının bir parçası olan kamu spotlarında kullanılacak sloganda ortaya çıktı. Aile içinde şiddetin gerçekleştiğini açıktan ifade etmeye karşı bir tutum alan Komisyon, “Kamu spotları veya diğer farkındalık çalışmalarında, şiddetin yıkıcı etkilerinin vurgulanması yerine insani değerleri olumlu bir söylemle vurgulayan çalışmalar yapılmalı, örnek olarak ‘Aile içi şiddete hayır!’ gibi bir slogan yerine ‘Aile demek güven ve huzur demektir!’ gibi bir slogan tercih edilmelidir” diye belirtti.

FAİLLERİ KORUMA ÖNERİLERİ

Raporda 6284 sayılı Kanun’a dair pek çok mevzuat değişikliği önerilirken, önerilerden biri de hakkında uzaklaştırma kararı verilen ve yapılan risk değerlendirmesiyle barınacak yeri olmadığı anlaşılan kişilere öfke kontrolü ve benzeri programlara katılma, tedavi ve rehabilite edilme koşuluyla barınma imkânı sunulmasına yönelik düzenlemeler yapılması.

Şiddet uygulayanın rehabilitasyonu ile kadını şiddet gördüğü, hakkında uzaklaştırma kararı aldırdığı erkekle “bir araya gelme sürecinin sosyal çalışmacılarca yakından takibini sağlayacak bir sistem oluşturulması” da ayrıca öneriler arasında.

Kadınların aldığı tedbir, uzaklaştırma kararlarına rağmen öldürüldüğü koşullarda, Komisyon, “Toplumda ve şiddet mağdurlarında, şiddetle mücadelede oluşturulan mekanizmalar ve tedbir kararlarının ‘mağdur için yeterince koruma sağlamayacağı’ algısının oluşması engellenmeli; iyi uygulamaların ve başarılı örneklerin kitlelere duyurulması için çalışmalar yoğunlaştırılmalıdır” önerisinde bulundu.

İŞYERİNDE ŞİDDETE KARŞI ÖNLEM: YILIN DUYARLI ŞİRKETİ ÖDÜLÜ

İşyerlerinde baskı ve şiddete karşı önlem alınması gerektiği de belirtilen raporda, “Kadına şiddet konusunda duyarlılık ve hassasiyet gösteren, tedbirler alan şirketlere ‘Kadına Şiddet Konusunda Yılın Duyarlı Şirketi’ ödülü verilerek diğer şirketler teşvik edilmeli. Özel sektör işyerlerinde, mobbing başta olmak üzere her türlü şiddete karşı sıfır tolerans politikası geliştirmelidir” önerilerine yer verildi.

ÖDÜLLER KADIN İŞÇİLERE HAKLARININ VERİLMESİNİ SAĞLAMIYOR
Bu raporun Meclis tarafından onaylandığı günlerde, ayrımcı ücret politikasına, ağır çalışma koşullarına karşı sendikalaşmak istedikleri için polis tarafından darbedilerek gözaltına alınan, işten çıkarılan Farplas’ın kadın işçileri meydanlarda taleplerini haykırıyorlardı. Patronu “Yılın Meleği” ödülünü almış Farplas’ın kadın işçiler için nasıl bir cehenneme dönüştüğünü kadın işçilerin anlatımlarıyla görmek için TIKLAYIN
İNDİRİM KOMİSYON RAPORUNDA DA VARDI

Geçtiğimiz gün TBMM Başkanlığına sunulan kanun değişikliği teklifinde yer alan kadına yönelik işlenen suçlarda faile takdiri indirimi yapılmasına Komisyon raporunda şöyle yer verilmişti: “Toplumda kadına yönelik olarak işlenen suçlarda “cezasızlık veya az ceza” algısına yol açan uygulamaların sona erdirilmesi ve ‘kadına yönelik olarak işlenen şiddet suçları’ ile etkin şekilde mücadele edilebilmesi amacıyla, kamuoyunda ‘kravat indirimi’ olarak bilinen ‘iyi hal indiriminin’ kadına yönelik şiddet suçları nedeniyle hükmedilen cezalarda uygulanmamasına yönelik mevzuat düzenlemeleri yapılmalıdır.”

BİR KOMİSYON DAHA

Komisyon raporunda, Meclisin şiddetle mücadele sürecini etkin şekilde izlemesi ve değerlendirmesini teminen; KEFEK bünyesinde “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Alt Komisyonu” kurulması önerisi de yapıldı.

Fotoğraf: TBMM

İlgili haberler
Komisyonda aile içi şiddete çözüm: Evlilik ehliyet...

Kadına şidddetin sebeplerinin araştırılması için kurulan meclis komisyonundan şiddetin kayanğı 'psik...

Yargıtay, telefon görüşmesini kadın cinayetinde ha...

"Kadının başka bir ilişki yaşadığı" iddiası yine bir davada kadın cinayeti için hafifletici sebep sa...

Adana Kadın Platformu: Kadın cinayetlerinin faille...

Kadın Katliamlarına yönelik açıklama yapan Adana Kadın Platformu ‘Katilleri serbest bırakıp aklayanl...