İstismar davalarında aynı argüman: Akıl hastalığı
Birçok çocuk istismarı davasını takip eden Avukat Gülbahar Doğan, faillerin tamamının ortak savunma argümanının ‘akıl hastalığı’ iddiası olduğunu söyledi.

Çocuklara yönelik artan cinsel istismara karşı mücadele eden, birçok davayı yakından takip eden ve istismara maruz kalanların avukatlığını yapan Gülbahar Doğan, yapılan araştırmalarda Türkiye’de ortalama 8 bin çocuğun cinsel istismara maruz bırakıldığı bilgisini verdi. İstismara uğrayan çocuklar arasında 11 yaşından küçüklerin oranının yüzde 70 olduğunu söyleyen Doğan şöyle devam etti: “Kadınların yüzde 45’i, erkeklerin yüzde 10’unun en az bir kez cinsel istismara maruz kalmış. İstismara uğrayan çocuklar arasında 0-1 yaşın da olması ise durumun vahametini ortaya koyuyor. Başka araştırmalar ise, çocuğa yönelik cinsel istismar suçunun son yıllarda arttığına işaret ediyor. Ancak burada bir nüans var; Siyah Sayılar. Kriminoloji bilimine özgü bir terim olan ‘siyah sayılar’ bilinmeyen, kayıt altına alınmayan, suçluluğu yani resmi istatistiklerin dışında kalan suçluluğu ifade etmektedir. Fakat istismar suçu artık ‘siyah sayılar’ içinden kısmen sıyrılarak görünür hale geldi. Bu da kuşkusuz yıllardır bu alanda verilen mücadeleden ve bu mücadeleye bağlı olarak gerçekleşen toplumsal aydınlanmadan kaynaklanıyor. Artık mağdur çocukların ve ailelerinin sesi daha gür çıkıyor ve istismar suçuna karşı ciddi bir toplumsal duyarlılık oluşuyor. Elbette vakaların yargıya taşınmasındaki bu artış tek başına yeterli bir gelişme değil.”

‘DAVALARIN YÜZDE 45’İ CEZASIZLIKLA SONUÇLANDI’
Adalet Bakanlığının 2015 verilerine göre, istismar davalarının yüzde 45’nin cezasızlıkla sonuçlandığına dikkat çeken Doğan, şöyle devam etti: “İstismar failleri, duruşmalarda cezasızlığın sağladığı güveni, kalın bir zırh gibi kuşanarak savunma yapıyor ve mahkemede beraat edeceğine inanıyor. Bir de şimdilerde istismarcılar arasında yoğun bir şekilde ‘akıl hastasıymış’ gibi davranış sergileme söz konusu. ‘Akıl hastalığı’ uydurması, son yıllarda istismar faillerin temel savunma argümanlarından biri oldu. Suçu mutlak suretle inkar eden failler, üzerine uzun uzun düşündükleri kurgularla yargı makamlarının önüne çıkarak, çarpıtılmış hikayelerini anlatıyorlar. Hatta kendilerinin mağdur olduğunu, iftiraya uğradıklarını, bükük bir boyun ve birbirine kenetlenmiş ellerle vurgulamaya çalışıyorlar. Her fırsatta ‘Fakat sayın mahkeme ben deliyim’ diyecek kadar da akılları başlarındadır. ‘Deliyim’ dedikten sonra sürçü lisan edip ‘pişmanım’ deyiverirler. Beyanları tutarsızdır. Failler delilik iddialarını herkesin duyacağı bir sesle söylerken, istismar ettikleri için travmaya uğrayan çocukların içindeki çığlığa rağmen, çocukların nasıl dilsizleştiğini ise kimse bilmez. Başlarına gelen olayı anlatırken yüzlerinde beliren korku, tekinsizlik, utanç ve güvensizlik dolu o ince çizgileri görmezler.”

‘DİLE GETİRİLMESİ AYIPLANIYOR’
İstismarın dile getirilmesi ve ifşa edilmesinin hâlâ ayıplandığına vurgu yapan Doğan, “Pedofili, koca insan kalabalığının içinde kol gezerken, istismarı örtbas edecek ve kirli bir sır gibi en karanlık noktalara süpürmek isteyenler azınlıkta değil. Belki de en vahim olanı çocukların yüzde 60’nın tanıdıkları (akraba) tarafından istismar ediliyor olması ve suçun da yine yakınları tarafından örtbas edilmesidir. Hatta mağdur çocukların aile içinde dışlanmasıdır. Bundan dolayı istismarla mücadele çok katmanlı bir mücadeleye dönüşmektedir” dedi.

YAPILMASI GEREKENLER
İstismarın önlenmesi için tüm kamu, özel kurum ve kuruluşların; yargının ve yurttaşların etkin bir rol üstlenmesinin gerektiğini dile getiren Doğan yapılması gerekenleri şöyle sıraladı: “Okullarda uzmanlar tarafından çocuklara hakları anlatılmalı, istismar failiyle karşı karşıya gelen çocukların neler yapabilecekleri ve en yakınlarında bulunan insanlardan yardım istemeleri gerektiği, istismara uğramalarının onların kabahati olmadığı titizlikle anlatılmalıdır. Aileler ve okullardaki eğitmenler de yetişkinleri uygun programlarla bilgilendirmelidir. Travmaya uğrayan mağdur çocukların toplumsal alanda ve yargı aşamasında yeniden travmatize edilmemesi için gerekli tedbirler alınmalı. Çocuğun ruhsal ve bedensel bütünlüğüne saygı duyulması gerektiğinin tüm toplum tarafından içselleştirilmesi sağlanmalıdır.”

Kaynak:Mezopotamya Ajansı

İlgili haberler
Çocuk istismarı 3 kat arttı! Davaların neredeyse y...

Adalet verileri, yılda ortalama 8 bin çocuğun cinsel olarak istismar edildiğini ortaya koyuyor. Bu,...

Çocuk istismarı yüzde 700 arttı

2016 yılı Çocuk İstismarı Raporunu açıkladı. Rakamlar Türkiye’deki tabloyu ortaya koyuyor: Son 10 yı...

Gazi İlkokulunda çocuk istismarına karşı bilgilend...

Gazi İlkokulu Okul Aile Birliği, Eğitim Sen 4 No’lu Şube ve Sultangazi Ekmek ve gül Grubu çocuk isti...