Okulların açılması ile "okullarda bir öğün ücretsiz sağlıklı yemek her çocuğun hakkı" talebimizin mücadelesini sürdürmeye devam ediyoruz. Geçen yıl da gittiğimiz okullara bildirimizi götürdük, velilerin çoğu bizi tanıyordu çok sıcak karşıladılar. Geçen yıldan bu yana hiçbir şey değişmemiş, aksine temizlik ve güvenlik sorunları da eklenmişti. Velilerle yaptığımız sohbetlerde okulun açılmasına birkaç gün kala WhatsApp üzerinden sınıf öğretmenlerinin çağrısıyla Milli Eğitim Bakanlığının tasarruf tedbirleri adı altında okullara yeterli bütçe ayrılmadığından, kadınlar ellerindeki temizlik malzemeleri ile çocuklarının sınıflarını, okulun koridorlarını, tuvaletlerini el birliği ile temizlemişler.

Okul açıldığı hafta kartuş, toner, ıslak mendil, tuvalet kağıdı,sabun benzeri ihtiyaçları için de velilere listeler verilmiş. Veliler de bunları karşılayamayacaklarını, "devlet okuluna gönderiyoruz, devletin karşılaması gerekiyor" dediklerinde öğretmenin "Ben de cebimden karşılıyorum" dediğini söylüyorlar.

Kimi veli "Çocuğum için bu katkıyı sunmamın doğru olduğunu, her şey devletten beklenmemeli" derken, birçok veli de devlet okullarına bütçenin ayrılması gerektiğini velilerden para alınmasının doğru olduğunu söylüyor. Bizler de bu soruna veliler arasındaki fikir ayrılığının çözüm getirmeyeceğini, daha fazla yan yana gelerek taleplerimizin doğruluğu üzerinden mücadele ederek kazanabileceğimizi anlattık.

İki gün sonra kadınlarla buluştuk, bu sorunların nasıl giderileceği konusunda sohbetimizi yaparken bu sorunun sadece bir okulla alakalı olmadığını, ülkenin dört bir yanındaki okullarla ilgili olduğunu konuştuk. Sohbetimiz uzadıkça veliler başka sorunları anlatmaya başladılar. Bir veli 1. sınıfa giden çocuğu için sınıf öğretmeni tarafından çocuğunun okul içi davranışlarının bozuk olduğunu, sınıfın düzenini bozduğunu, bu şekilde öğrenme güçlüğü çekeceğinden dolayı psikoloğa gitmesi gerektiğini söylemiş. Anne bunu anlatırken diğer veliler de kendi çocuklar için de aynı söylemde bulunduklarını ifade ettiler. Sınıfın yarısının bu durumla karşı karşıya geldiği ortaya çıktı ve bu çocukların hepsinine hiperaktif teşhis konulduğunun ve rapor alınması durumunda bunun normal olduğu algısı yaratılmış ve çocuklara özel bir eğitim çabasına girilmediğinden rahatsız olduklarını dile getirdiler.

Okul müdürünün tehditleri de gün yüzüne çıkıyor. Bir veli okulda yaşadıkları bu sorunlarla ilgili CİMER'e şikayet ettiğini ancak okul müdürünün tüm velilere "haddinizi bilin" dediğini söyledi. Başka bir veli de güvenlik sorunundan bahsediyor. Çocuklarını okulun kapısına kadar getirdiğini, okulda güvenlik görevlisi olmadığı için giren çıkanın belli olmadığını söylüyor. Okulun önü cadde üstü, okul servisleri geçerken çocukların can güvenliği olmadığını söylüyorlar. Bunun için okul idaresine gitmişler ama bir değişiklik olmamış. "Soruyorum size başkalarının çocukları değerli de bizim çocuklarımız değersiz mi?" diye soruyor.

Sohbetimizin sonunda bütün sorunların birlikte mücadele ederek üstesinden geleceğimizi, eğitim sorunun bir sistem sorunu olduğunu, tasarruf adı altında çocuklarımızın eğitim hakkının engellendiğini, eğitimin içeriğinin  boşaltıldığını, parası olanı daha iyi şartlarda parası olmayanın daha kötü şartlarda eğitim gördüğünü, bu eşitsizliğe karşı bilimsel ve demokratik eğitim için yan yana gelmekten, örgütlenerek mücadele etmekten başka seçeneğimiz olmadığını  tartıştık velilerle. Kadınlarla birlikte bu mücadeleyi birlikte kazanacağız.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül