Depremin 12. gününden notlar | Yoksulluk katlanarak artıyor: Nasıl geçineceğiz?
Depreme maruz kalan ancak depremin ilk gününden bu yana dayanışma ağlarında görev alan, özellikle de kadınlara yardım ulaştırmaya çalışan Ekmek ve Gül gruplarından kadınların aktardıkları notlar…

Depremlerin ardından 12. günde geleceğe dair belirsizliğin yarattığı kaygı depremden etkilenen illerde gittikçe büyüyor. Adıyaman’da, Antep’te, Malatya’da en büyük kaygı ise “Bundan sonra ne olacak? Nasıl geçineceğiz?” kaygısı. Depremlerin ardından yalnız bırakılınca devlete olan güven de sarsıldı: “Devlet masraflarımızı karşılamazsa ne yapacağız sorusu?” depremzedelerin gündemini oluşturuyor.

Antep’te işsizlik çok fazla ve depremzedelerin parası olmadığı için nasıl geçineceklerini bilmiyorlar. Herkesin en çok düşündüğü geçim. Şimdi yardımlara bir şekilde ulaşıyorlar. Şimdi yakacak istiyorlar, kıyafet ve bez en çok talep edilen yardımlardan Antep’te. Şimdi yardımlarla alabildiğine 1 ay sonra ulaşıp ulaşamayacağını düşünüyor depremzedeler. Halk yoksulluktan şikayetçi.

“Devletin bize destek olmasını istiyoruz, açıkladık bunu orada kimse bize destek olmadı. Sadece bize iki tane öğretmen yiyeceğimizi, suyumuzu getirdi. Çalışan, emekli birim yok ki çekip aylığını yiyeyim. Benim ev sahibim İstanbul’da beni aradı, kiramı ne zaman göndereceğimi soruyor. Durumumu söyledim, tamam diğer ay ikisini beraber veririsin diyor. Sonra bize 10 tane lahmacun getirmişler, 10 lahmacunu yedim, ikinci öğün ne yiyeceğim? Kuyu sularını içtik biz. Çamurlu çamurlu suları alıp içtik. Sen gelip görseydin bizi orada... İnsanların 2,3,4,5 çocuğu var, çocuklar tir tir titriyorlar. Bir gün ateş yaktık mangalın başında oturduk. Ev yok ki içinde oturasın. Çadırımızı kurdular. Çadır da ortada iki sırık var, başka da bir şey yok. Battaniye getirirlerse iyi olur, getirmezlerse de artık kendileri bilir.”


Adıyaman’da da benzer kaygılar hâkim. Herkes bir yetkilinin gelip net bir açıklama, bir plan açıklamasını bekliyor. Evlerine ne olacağını, nasıl yardımlar ve destekler olacağını, yaşamlarını nasıl sürdüreceklerine dair bir açıklama, bir destek bekliyorlar. Adıyaman’da evlerin önüne çadırlar kuruluyor çünkü evlerine biri girer mi, eşyaları çalınır mı korkusu var. Ancak kadınlar çocukları üşüdüğü için, hasta olacakları kaygısı ile neresi olursa olsun gitmek isterken erkekler ise eşyamız çalınır derdiyle kalmak istiyor.

Dün de bahsettiğimiz gibi pek çok şehirde hasar tespit çalışmaları sürerken “az hasarlı” olarak nitelenen binalara halk geri yerleşmek üzere yönlendiriliyor. Ancak halk, yapılan hasar tespit çalışmalarının dışarıdan bakılarak yapıldığı için güvenilir olmadığını düşünüyor. Çatısı çöken eve “az hasarlı” tespiti yapıldığında “Hasarın boyutuna göre devlet destek verirse ne yapacağız?” sorusu da akıllarda oluşuyor. Antep’te de benzer şekilde duvarları çatlaklarla dolu olsa bile insanlar evlerine dönmek zorunda bırakılıyor.


Malatya’da çadır kentte ise kadınların hijyen kitine ihtiyacı hâlâ sürüyor ve 12 gündür iç çamaşırı bulup değiştiremediğini söyleyen kadınlar var. Caminin kadın tuvaleti tıkanınca erkekle aynı tuvaleti kullanmak zorunda kalan kadınlar utana sıkıla, rahatsız edici bakışlar eşliğinde tuvalete gidiyorlar.

Artık önlerini görmek isteyen, yaşamlarını yeniden inşa etmek isteyen depremzedeler netlik istiyor. Sıcak bir barınak, güvenceli bir yaşam istiyor.

İlgili haberler
#DepremdeKadınlar’ın sesini yükseltiyoruz!

‘Ekmek ve Gül olarak afet dışındaki kız kardeşlerimizin elini afet bölgesindeki kız kardeşlerimize u...

Depremin 11. gününden notlar | Hâlâ çözülemeyen so...

Depreme maruz kalan ancak depremin ilk gününden bu yana dayanışma ağlarında görev alan, özellikle de...

Depremzede Suriyeli aileye dayanışma ziyareti: Yar...

Ekmek ve Gül’e ulaşan bir mesaj ile Adana Ekmek ve Gül olarak Antakya’dan Adana’ya gelen Suriyeli de...