Geçen günlerde bir haber düştü basına. Gerçek ötesi gibi bir kaçırılma ve bulunma öyküsü. 14 yaşında IŞİD tarafından kaçırılan, çeşitli ülkelerde gezdirildikten sonra Ankara Keçiören’de bulunan bir kız çocuğunun öyküsü. Ağabeyinin yıllarca izini takip ettiği ve onun çabasıyla IŞİD emirinin elinden kurtarılan bir kızın hikayesi. Ağabeyi dört yıl sonra onu bulduğunda kucağında, IŞİD militanının tecavüzü sonucunda doğmuş bir bebek vardı.
Öykü diyorum, hikaye diyorum ama bakmayın öyle dediğime... Gerçeğin ta kendisi yaşananlar. O halde hatırlayalım hep birlikte; 3 Ağustos 2014’te Irak’ın kuzeyinde Êzidî Kürtlerin yaşadığı Şengal kasabası IŞİD saldırısının hedefi oldu. Bin 293 Êzidî öldürüldü. 400 bine yakın Êzidî kaçmak ve başka ülkelere sığınmak durumunda kaldı. IŞİD çoğu kadın 7 bin kişiyi kaçırdı, bilinmeyen yerlere götürdü. Bu kişilerden kimi kurtarıldı, kimi yakınlarının topladığı paralarla fidye karşılığı serbest bırakıldı. Halen 3 bine yakın kadının nerede olduğu bilinmiyor.
Kurtarılan kadınlardan öğreniyoruz ki; tecavüz, şiddet, kölelik hepsi yaşatılmış bu kadınlara. 2014 yılında burnumuzun dibinde yaşandı bunlar. Ailesini kurtarmak için uğraşan bir Êzidî yaşadıklarını şöyle anlatıyordu: “Sonra da köyün kadınlarını götürdüler. Ailemi de götürmüşler. Şengal’deki medresede yaşlı ve genç olanları ayırmışlar. Kızları Musul’a, kadınları ve hamileleri Tel Alfar’a götürdüler. Halen ailemden 27 kişiden haber alamadık. Kız kardeşim telefon edip Rakka’da olduğunu söyledi, böylece ona ulaşıp altı kızı kurtardık, para verip kızları satın aldık. Küçük çocukları evlere köle olarak verdiler. Êzidî çocukları Müslüman evlere köle olarak satıyorlar. 40 bin dinara, 25 bin dinara sattıkları bile oluyor. 30-35-40 dolara bazen 1000 dolara kadar çıkıyor” (‘3 IŞİD’li birden tecavüz ediyordu, beni mahkemeye çıkarın anlatayım ki dünya utansın!’).
Çok değil dört beş yıl önce yaşandı bunlar. Kadınların köle alınıp satıldığı, hiçbir hakkı olmadan şiddetin binbir türlüsüne maruz kaldığı, hâlâ kayıp kadınların bulunduğu bir dönemden söz ediyoruz. IŞİD denen örgüt Irak’ta, Suriye’de şehirleri işgal ettikçe insanlara yaşanması olanaksız bir coğrafya bırakmıştı. Savaşın tam ortasında kalan ölüm, evsizlik, şiddetle yaşamak arasında seçim yapmak durumunda kalan milyonlarca insan ülkelerini terk etmek zorunda kaldı. Bugün her yerde gördüğümüz Suriyeliler işte bu koşullarda IŞİD’ten ve savaştan kaçmak durumunda kalan insanlar.
Sadece Suriye ve Irak’la kalmadı IŞİD’in yaptıkları, sınır komşusu olan Türkiye’de de katliamlar örgütledi. 5 Haziran 2015 HDP Diyarbakır Mitingi’nde başlayan IŞİD katliamları 01 Ocak 2017 Reina Katliamı’na kadar sürdü. 20 Temmuz 2015 Suruç’ta, 10 Ekim 2015’te Ankara Garı’nda, 12 Ocak 2016 Sultanahmet Meydanı’nda, 19 Mart 2016’da İstiklal Caddesi’nde, 28 Haziran 2016’da İstanbul Atatürk Havalimanı’nda, 20 Ağustos 2016’da Gaziantep’te kına gecesinde canlı bombalar kendilerini patlattı ve yüzlerce insan öldü.
‘IŞİD’LİLER KAÇIYOR VE NEREYE GİDİYOR?’
IŞİD insanlığa karşı işlediği suçların hesabını henüz vermemişken, daha yeni kazandığı gücü kaybetmiş, katliamlar örgütlemiş IŞİD’liler Suriye, Irak gibi ülkelerde cezaevlerine atılmaya başlamış, yargılamaları başlamışken, Türkiye’de gerçekleşmiş olan katliamlara ilişkin yargılamalar halen sürerken Türkiye’nin “Barış Pınarı” adını verdiği operasyonla adlarını yeniden duymaya başladık. Cezaevlerinden kaçmaya başladıklarına ilişkin görüntüler düşmeye başladı önümüze, Suriye’de IŞİD tarafından eylemler gerçekleştirilmeye başlandı.
Bütün dünya büyük bir kaygı ve endişeyle “IŞİD’liler kaçıyor ve nereye gidiyor?” sorusunu soruyor şimdi. Bütün dünya için büyük bir tehlike olan bu örgütün eğitimli ve son derece tehlikeli militanlarının bir bölümü cezaevlerinde değil artık.
Ne için girildi o topraklara, ne hedefleniyordu, ne olacak soruları daha çok sorulacak elbet. Her gün yeni bir gelişmenin olduğu Suriye topraklarında son gelişme 120 saatlik bir ateşkeş ilan edildiği biçiminde. Yarın ne olacak bilmiyoruz, nasıl pazarlıklar yapıldığından habersiziz.
KADINLARA VERİLMESİ GEREKEN BİR HESAP VAR
Bilinen tek bir gerçek var ki, IŞİD’i tamamen dünya üzerinden silmek, bütün kalıntılarıyla yok etmek, her birinin yargılamasının yapılması, cezalarını almalarını sağlamak, insanlık için bir tehdit olma ihtimallerini yok etmek yerine yeniden bir IŞİD sorunu ile yüz yüze olduğumuzdur.
Bu durum Türkiye’nin yıllardır IŞİD’e gösterdiği müsamahadan bağımsız değil elbet. Hatırlayın “öfkeli çocuklar” diye tanımlanmalarını, ülkedeki örgütlenmelerine engel olunmamasını, IŞİD katliamlarında hayatlarını kaybedenlerin acılarının anlaşılmamasını, adeta IŞİD’in değil ölenlerin terörist ilan edilmesini, hatta ve hatta 10 Ekim 2015 Ankara Katliamı’ndan sonra anket yapıp oylarının arttığını söyleyen dönemin Başbakanı Davutoğlu’nu.
Şimdi cezaevlerinin boşaldığı gerçeğine ilişkin kim hesap verecek. Rusya, ABD, Suriye, İran, Türkiye bölgesel çıkarlar üzerine planlar içindeyken, Trump IŞİD’lilerin cezaevinde tutulmalarına ilişkin para hesabı yaparken bütün dünyayı bu tehditle yeniden yüz yüze getirmenin sorumluluğu ne olacak?
El birliğiyle dünyanın başına sarılan bu cihadist örgüt halen ciddi bir tehlikedir, tehlikenin bu kadar ciddi hale gelmesinin sorumluluğu da ne yazık ki çok acıdır. Cezaevinde olması gereken IŞİD’lilerin neden orada olmadıklarının açıklamasının bütün dünyaya ama belki de en çok kadınlara yapılması gereklidir.
Hâlâ kayıp olan 3 binden fazla kadına, bir şekilde kurtulmayı başarmış ancak bütün yaşamını IŞİD’lilerle geçirdiği zamanların izleriyle sürdürmek durumunda kalan kız kardeşlerimize, kadınların alınıp satıldığı köle pazarlarını izlemek durumunda bırakılan dünyanın bütün kadınlarına, katliamlarda hayatlarını kaybetmiş insanların ailelerine, yaralanmış, sakat kalmış yüzlerce insana, velhasıl bütün insanlığa verilmesi gereken bir hesap var.
Bu aşamadan sonra IŞİD tehditi ile yeniden başımıza gelebilecek her bir şeyin sorumluluğa da bu hesapta gizli.
İlgili haberler
IŞİD’in elinden kaçan Êzidî kadın: Birçok işkencey...
Bir yıl 10 gün boyunca IŞİD’in elinde esir kalan E.H.E. isimli Êzidî kadın, kendi imkanlarıyla IŞİD’...
GÜNÜN GÖRSELLERİ: Êzidîler...
Êzidîlere özgü ve 7 gün süren Batîzmê Bayramı (Dünyanın Oluşum Bayramı) kutlanmaya başlandı. İşte Se...
GÜNÜN EYLEMİ: Êzidî kadınlar için...
3 Ağustos 2014’te Şengal’e saldıran IŞİD binlerce Êzidî’yi katletmiş 6 binden fazla kadın ve çocuğu...
‘Êzidî kadınların esareti sona ermedikçe hiçbirimi...
Şengal katliamının 4. yılında kadınlar Türkiye’nin pek çok yerinde eylemdeydi. Ortak açıklama yapan...
Êzidî kadınların var oluş mücadelesi
Êzidî kadın ve çocuklar savaşın izlerini silme ve var oluş mücadelesi veriyor. Êzidîlerin kaldığı F...
Gazeteci, Ressam Medya Üren: Êzidî kadınların bir...
Êzidî Katliamı’nın 5. yılında Êzidî kadınları anlattığı bir sergi açan Gazeteci, Ressam Medya Üren ‘...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.