İstanbul Anadolu Adalet Sarayında hakim, savcı ve diğer personelin çocukları ve gençler için Kuran kursu açılacak. Daha önce Ankara Adalet Sarayı için de benzer tartışmalar gündeme gelmişti ancak Ankara Barosunun itirazı sonucu karardan vazgeçilmişti. Şimdi ise aynı karar İstanbul Anadolu Adliyesine yönelik alındı. Adliyelerde çocuklara din eğitimi verilmesine dair uygulamalar her yıl farklı adliyelerde çıkarken kadın avukatların adliyelerde çocukların güvenle bakılabileceği, bırakabilecekleri bakım merkezleri yok.
Şaneşin de kızıyla adliyelerde koşturmak zorunda olan kadın avukatlardan. Her sabahının bir koşturmaca ve planlama ile geçtiğini söylüyor: “Duruşmanın olduğu haftanın başında o hafta hangi avukat arkadaşlar adliyede olacak diye telefon trafiği yapıyorum. Sabah hazırlık koşuşturmacasında adliyede hangi avukat arkadaş olduğunu, duruşma saatlerimizin uygunluğunu ayarlamaya çalışıyorum.” Ancak adliyelerde duruşmalar saatlerce sarkabiliyor, böyle olunca Şaneşin’in hafta başından, sabahtan yaptığı tüm planlar çöpe gidiyor. “Duruşma kapısı önünde iki saatten fazla beklediğimi de biliyorum. Duruşmam un uyku saatlerine denk gelebiliyor. Ne kadar ayarlama yapsak da sarkmalar olunca sıkıntı yaşanabiliyor.
Çocuğun ağlama krizleri olabiliyor, çocuk sıkılabiliyor, adliyede koşturmak istiyor. Sürekli bir takip, kovalama halindeyiz” diye adliyede sürekli nasıl bir telaş ve stres içinde olduğunu anlatıyor.
Şu ana kadar duruşma salonuna 2 kere uğuyla girmiş. Bu sayının bu kadar az olmasının sebebi ise meslektaş dayanışması: “Genelde meslektaşlarım ben duruşmaya girecekken kapıda ilgilenebileceklerini söylüyorlar.”
“Adliyeler dini eğitim verilen yerler zaten olmamalı. Çocuklarımız için öncelik olan bakım ihtiyaçlarının karşılanması gerekirken bütçenin böyle bir şeye ayrılmasını genel politikadan ayırmak mümkün değil. Çocuğunuzu saatlik, iki saatlik güvenle bulunabileceği bırakabileceğimiz bir yer olsa… Duruşmalarımıza girip çıkıp işimizi yapıp gelebiliriz. Ama bu şekliyle devamlı o çocukla koşturmak zorunda kalıyoruz” diyor.
Çağlayan Adliyesinde emzirme ve bakım odasının yani çocuğun altının değiştirileceği bir odanın bile çok yeni yapıldığını ifade ediyor. “Baroların seçim çalışmalarıyla sınırlı kalıyor. Onun öncesi çocuğun altını değiştirebilecek fiziki bir ortam bile yoktu” diyor.
Şaneşin çocuğun bakımının nasıl çözeceği stresinin yeni iş almaktan korkmasına, çekinmesine sebep olduğunu söylüyor: “Özellikle de uğraş isteyen işleri yapmak istemiyorum. Takip gerektiren işleri yapmak istemiyorum. Çünkü saati ayarlamak, çocuğu ayarlamak çok zor oluyor. Eve bağımlı kılıyor böyle olmaması.”
İSTANBUL BAROSU: HUKUKA AYKIRI DÜZENLEMELERDEN VAZGEÇİLSİN
Adliyede Kuran kursu açılacağı haberlerinin kamuoyuna yansıması üzerine basın açıklamasıyla tepki gösteren İstanbul Barosu, “Öncelikle bilinmelidir ki, adliye binaları tarafsız ve bağımsız yargı organlarınca adaletin tesis edildiği, her görüşe, her fikre ve inanca eşit mesafede olunması gereken yerlerdir. Adliye binalarının din eğitimine açılması cumhuriyetin temel ilkelerinden olan laiklik ilkesine aykırıdır” dedi. Olayın takipçisi olacaklarını vurgulayan Baro, “Yargının kurucu unsurlarından savunma olarak, Adalet Bakanlığının idari denetimi altında bulunan adliye binalarındaki laik hukuk düzenine aykırı uygulamalardan vazgeçilmesi ve yargının sorunlarının çözümlenmesi konularının takipçisi olacağımızı kamuoyuna saygıyla duyururuz” ifadelerini kullandı.
Fotoğraf: DHA
İlgili haberler
'Ben esas burada, Adliye'de öldüm'
Üç yıl önce eşi tarafından bıçaklanan Dilek hemşireden mesaj var! Dilek hemşireyi öldürmeye çalışan...
Çalışan tüm annelere kreş imkanı tanınsın
Öteden beri zaten 150 kadın işçi çalıştıran işverenler kreş hizmeti vermek zorunda. E şimdi biz bu 1...
Kadın avukatlar cinsiyet körü olmayan bir baro ist...
Kadın avukatlar, erkek egemen olmayan bir baro ve eşitlik için buluştu. Kadın avukat olarak yaşadıkl...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.