DERGİMİZDEN

'Deniz Feneri eseriyle kitap yolculuğumuz biraz çocukluğumuza, aile ilişkilerimize, yaşayıp görüp de anlamlandıramadığımız, sonradan üzerini kapattığımız anılarımıza...'

Televizyon programları, kadına yönelik şiddetin çeşitli türlerini de adeta bir meta haline getirerek bizlere pazarlıyor. En çarpıcı örneklerini, gündüz kuşağı programlarında görebiliyoruz.

Kadın cinayetlerindeki artış, şiddet gören kadınları tedirgin ediyor. Eve kapanan, işinden olan kadınlar sürekli ‘Sıradaki ben mi olacağım’ korkusu yaşıyor.

‘Gerçekten merak ediyoruz, bugün bu kampüse mezunlar giremezken böyle tehlikeli bir kişi nasıl girebilir, nasıl önlem alınmaz?’

'Ji ber vê yekê hemû polîtîkayên hikûmeta yek zilamî, bi taybetî jî pêkanînên dijdemokratîk û polîtîkaya bêcezakirinê, jiyana jinên ciwan ên li herêmê ne ewletir û ji tundiyê re vekirîtir dike.'

‘Antidemokratik uygulamalar ve cezasızlık başta olmak üzere tek adamın politikaları da bölgede yaşayan genç kadınların yaşamını şiddete açık hale getiriyor.’

MEB’in çocuklarımıza neden ücretsiz öğün vermediğini sorgulamak, kaynakları kime aktardıklarını sorgulamaktan geçiyor.

‘Biz daha çok mahalleliyi dinledik…İstekleri o kadar makul ve anlamlıydı ki bunları sizinle paylaşmazsak olmazdı.’

‘Belediyeler partizanlığa, birinin arpalığına kurban edilmemelidir. Bir kadın işçi olarak bu haksızlığa tanık oldum. Hani hak, hukuk, adalet?’

‘Çıkmış olduğumuz bu zorlu yolda, tüm engellere rağmen amacımız doğrultusunda nice güzel yılları birlikte yürümeyi umut ediyoruz’

‘Keşke herkes eksikliğini fazlalığa dönüştürebilse senin gibi. Hasede, fesada ve savaşa dönen komplekslerle dolu dünya…’

‘Rüya diye gördüklerimiz, hayalini kurduğumuz her şey aslında insanca yaşamanın bir gereği. Ama maalesef Türkiye’de hemşire olmak artık bir kâbus.’

‘Karşılaştıklarımız hastayı strese sokacak sözler, hakarete varan çirkin laflardı. Sonradan öğrendik ki doğumlarda pek çok ebenin davranışı böyleymiş..'

'Aslında emeğinin gücüne inancını kaybeden ve adeta yıkıma uğrayan emekçiler de bu tokat sayesinde kendine gelmişti. Bir şeylerin değişebileceğine dair umutlar yeniden yeşermişti.'

‘Taşerona son verilmesini ve bizleri kiralık ve satılık işçi yapan bu düzenin değiştiği, haklarımızı aldığımız 1 Mayıslarda kutlamalar yapmak istiyoruz’

‘Biz çalışanlar sağlığa erişemezken hastaları siz düşünün. Hatta özellikle tetkiklerde randevular o kadar uzak bir zamana veriliyor ki randevusuna gidemeden ölen hastalar bile var.’

Geçtiğimiz nisan ayında dünyada neler oldu?

Fırtınanın ardından Mayıs'ın sıcaklığı yükselir...

İşçi kadınlar; yoksulluk, yoksunluk, şiddet ve baskının ağırlığından kurtulabilmek için birbirlerine sesleniyor! Birbirlerini sınıf kardeşleriyle birlikte mücadeleye, 1 Mayıs’a çağırıyor!

‘Bu yıl 1 Mayıs’ta tek adama ‘Seninle işimiz yeni başlıyor, dur bakalım o kadar kolay mı hayatlarımızı sermayeye peşkeş çekmek’ diyerek diş gösterelim!’
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.