"Kadın, kadının yurdudur" sözü aslında birçok şeyi açıklıyor. Ülkemizde her gün yüzlerce kadın şiddet görüyor, öldürülüyor, sözlü veya fiziksel tacize uğruyor. Bunları yaşayan kadınların kimi şikayette bulunsa da birçoğu elinden bir şey gelmediği için, şikayet etse de koruma altına alınmayacağını düşündüğü için ve daha birçok sebepten ötürü sessiz kalıyor. Eskişehir Ekmek ve Gül Üniversiteli Kadın Topluluğu’nda tüm kadınlar için bir şeyler yapabilmek, onların sesi olmak adına çalışmalar yürütmek için çabalıyoruz. Topluluğumuz kadın çoğunluklu olsa da bizimle beraber çabalayan erkek arkadaşlarımız da aslında bu çabanın sadece kadınları ilgilendirmediğini, bu sorunun hepimizi ilgilendirdiğini gösteriyor.
Ekmek ve Gül ile tanışmamız maalesef üzücü bir olaya dayanıyor. Yakın zamanda meydana gelen İkbal ve Ayşenur isimli kız kardeşlerimizin ölümlerinden sonra sesimizi duyurmak adına yapılan bir yürüyüşe katılmayı amaçladık ama yürüyüşe geç kalmıştık. Etrafta ne yapabiliriz diye düşünerek yürürken Eskişehir Ekmek ve Gül Grubu’ndan birkaç arkadaşımıza denk geldik ve dergi çok ilgi çekici durduğu için bunun ne olduğunu sorduk, onlar da bize anlattılar. Ekmek ve Gül'ün amacı o kadar kalbimize dokundu, içinde olmamız gerektiğini hissettirdi ki dahil olmak istediğimizi söyledik. Buluşmak için plan yaptık. İlk buluşmamızdan çıktıktan sonra kendi aramızda konuşurken sürekli gündem takibinde olmamıza rağmen aslında ülkedeki olayların sadece bir kısmını bildiğimizin farkına vardık. Yaptığımız toplantı sayesinde haberimiz olmayan birçok durumu öğrendik ve bunlarla ilgili ne yapabileceğimiz hakkında hep beraber konuştuk. Aslında tüm gerçekler yüzüne vurulunca insan afallıyor ama bu afallamadan sonra daha çok çabalama, bir şeyler için direnme isteği yükseliyor içinde.
YALNIZ OLMADIĞIMIZI FARK ETTİK
İlk toplantımız bittikten sonra daha bilinçli olmanın ve bu yolda yalnız olmadığımızın farkına varmanın verdiği güven ve güç hissini tarif edemeyiz. Ülkenin dört bir yanında bizim gibi bir şeyler için çabalayan insanların olduğunu bilmek, yeniden umutlarımızın yeşermeye başlaması için bir sebep oldu. Kadınların yıllardır birlik içinde sürdürdüğü Ekmek ve Gül sadece bir topluluk değil, kadınlar için güvenle kendini anlatabilme şansı, yanına arkadaş ve yoluna yoldaş bulabildiği bir yer aslında. Bizimle olmak isteyen ama gerek ailesi gerek baskılardan dolayı katılamayan daha birçok kadın var ama biz onlar için de bu direnişi sürdüreceğiz. Yolun ne kadar taşlı veya engebeli olduğu önemli değil, biz o taşları ezerek yürümeye devam edeceğiz. Kadın hakları, ırkçılık, LGBTQ+ bireylerin hakları, çocukların korunması gibi daha birçok önemli konu üstünde durarak beraber bu sorunların üstesinden gelmeye çabalıyoruz ve çabalamaya devam edeceğiz. Bu çabamızı okullarımızda kurduğumuz kulüplerimiz ile de göstermeyi hedefliyoruz. Okul kulübümüz ve dergimizin birçok insana ilham olması ve güven vermesi, kendilerini yalnız hissetmemeleri için olabildiğince insana ulaşmasını hedefliyoruz. Biz birlik oldukça, yere güçlü bastıkça tüm taşlar kuma dönüşür ayağımızın altında. Umarız bizim gibi daha birçok insan Ekmek ve Gül'ü keşfeder ve daha bilinçli bireyler olup birlikten doğan güçle neler yapılabileceğini görürler.
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.