‘Evdeyim’ yazdığın kız kardeşinle kuracaksın güvenli yaşamı!
Kimi biber gazı taşıyor, kimi konum bilgilerini kız kardeşleriyle paylaşıyor. Ama asıl sorumuz şu: Bu önlemlere ihtiyaç duymadığımız bir dünyayı nasıl kuracağız?

Ülkede son bir ayda gündem durulmuyor. Her gün yenilenen, her gün başka bir şeyi tartışırken acaba yarın ne olacak dedirtecek bir şekilde takip ediyoruz olanları. Kadın cinayetleri, bebek ölümleri, yapılan açıklamalar... Her birinin bizde bıraktığı etki yaşamımızı etkiliyor. Özellikle kadın cinayetleri ve şiddet yaşama biçimimizi, alışkanlıklarımızı etkilerken kendimizi sınırlandırmamıza neden olacak bir şekilde gündemimizden hiç düşmüyor. Çünkü kadınlar sokak ortasında tacize, saldırıya maruz kalabiliyor, öldürülebiliyor ve failler kamuoyu baskısı olmadan ceza almıyor.

Tüm bunlar yaşanırken kadınlar kendi önlemlerini almaya çalışıyor. Uygulansa kadınları koruyacak yasalar uygulanmayınca kadınlar da kendilerini nasıl koruyacağını tartışıyor. Kimi biber gazı, alarmlı anahtarlık alıyor, kimi biber gazını influencerların paylaştığı tariflerden kendisi yapmaya çalışıyor, kimi konum bilgilerini güvendiği bir arkadaşı ile paylaşıyor, kimi güvendiği bir erkeği dahil ediyor planına. “Eve varınca haber et” cümlesi artık her vedanın vazgeçilmezi oluyor. Binilen taksinin, dolmuşun plakası alınıyor muhakkak. Liste böyle uzar gider. Ama şu soru önemini koruyor: Bu önlemlere ihtiyaç duymayacağımız güvenli bir yaşamı nasıl kuracağız; kampüste, mahallede, iş yerinde nasıl güvende hissedeceğiz?

SAHİ, NASIL GÜVENDE OLACAĞIZ?

Yaşadığımız alanların güvenli olmasını sağlayacak şeylerin başında elbette ki kadınları koruyacak mekanizmaların işletilmesi ve artırılması yer alıyor. Ama bunun dışında da yapılacak şeyler var.

Ekmek ve Gül’ün temmuz ayında 500’ü aşkın kadına sorduğu “Sokaklar yeteri kadar aydınlık mı?” sorusuna kadınların yüzde 82,7’si yaşadığı veya iş yerinin bulunduğu sokakta aydınlatmaların yeterli olmadığını söylüyor. Kadınların sadece yüzde 0,8’i gece sokakta yürürken sorun yaşamadığını söylüyor. Çünkü karanlık sokaklar, bir kadının tacize uğrayabileceği, şiddet görebileceği bir alan demek. İzmir’de yurtta kalan bir kadın öğrenci yurt yolunu “Bir tek tabela ışığı var, başka da bir şey yok. Arabalar kapının dibinden geçiyor, geziyor, duruyor. Yurdun önünde oturuyorlar bazen” diyerek anlatıyor. Aydınlık, kör noktanın olmadığı, güvende hissettirecek sokaklar istiyor kadınlar.

Güvenli yaşam alanları oluşturmak için önlem olarak gözetlenebilir, görünür alanların artırılması tartışılıyor, güvenlik kameralarının artırılması öneriliyor. Ancak bunların suçu önlemediğini çok yakın zamanda yaşadığımız örneklerden biliyoruz. “Güvenli” sokaklar için başlatılan bekçi uygulaması da güven vermek bir yana dursun daha çok tedirginlik oluşturuyor kadınlarda. Bekçiler statülerini kullanarak kadınları taciz ve tehdit edebiliyor; her yanı güvenlik kameralarıyla çevrili, polislerin cirit attığı illerde Gülistan Doku, Rojin Kabaiş gibi kadınlar teker teker kayboluyor ya da kaybettiriliyor, şiddete uğruyor, öldürülüyor. Bu yüzden mekanların güvenliğinin dışında kadınlar için güvenli bir yaşamın yaratılmasını da talep ediyor kadınlar.

YAŞAMI İSTİYORUZ

Kadınların “yaşamak istiyoruz” talebi nefes alıp vermekten ibaret değil. Çünkü her nefes alışverişte yaşadığı korku, endişe, güvensizlik kadınları yaşamın akışından koparıyor. Bugün yaşamak istiyoruz talebi güvenle, korkmadan, bir şiddet anında failin aklanmayacağını bilerek yaşamak demek. Şiddeti de üreten eşitsizliğin yok edilmesi, kadınların toplumdaki varlığının güçlendirilmesi ve eşitliğin sağlanması için eşit işe eşit ücret verilmesinden tutalım, şiddete karşı önleyici uygulamalara, kadınların hayatın her alanında karar verici olabildiği mekanizmaların kurulmasına kadar gerekli politikaların üretildiği bir yaşam sürdürmeyi istemek demek. Bunu sağlayabilmenin adımlarını ise kendimizi güvende hissetmek için “evdeyim” mesajını, konum bilgilerimizi gönderdiğimiz kız kardeşlerimizin koluna girip eşit bir yaşam hakkını daha yüksek sesle talep etmemizden geçiyor.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül