Soruyoruz: 2 yıl boyunca Milli Eğitim ne yaptı?
Hep birlikte soralım Milli Eğitimin bütçesi nerelere harcandı! Neredeyse 2 yıl boyunca ne yaptı Milli Eğitim Bakanlığı ve neden yapmadı?

6 Eylül’de okullar açılacak. Milli Eğitim Bakanlığı’nın internet sitesinde sıralanmış, okullara gönderdiği pandemi önlemlerinde maske takılması ve dağıtımı, çalışanların aşılanması önerisi ve nasıl olacağı belli olmayan dezenfekte işlemi dışında pandemi önlemine dair hiçbir şey yok. Derslik ve personel sayısının artırılması -ki zaten bu pandemiden önce de büyük bir ihtiyaçtı- sınıfların mevcudiyetlerinin azaltılması gibi temel taleplere ise kulaklar sağır…

Pandemi başladığından bu yana neredeyse 2 yıl geçti. Bu iki yıllık süre içerisinde Milli Eğitim Bakanlığı’nın bütçesi artırılması gerekirken azaltıldı. Personel maaşları ve online eğitim için asgari düzeyde yaptığı harcama dışında bakanlık bütçesini nasıl kullandı merak konusu.

Milli Eğitim Bakanı Özer, "Tüm okullarımızın maskeden dezenfektana, temizlik malzeme ihtiyaçlarına kadar tüm ihtiyaçları giderilmiş durumda" açıklaması yapsa da ortada okul yok, yeterli derslik yok, yeterli öğretmen ve personel yok (!) hangi hazırlık diye sormak lazım.

Online eğitim 4 milyon çocuğun eğitimden mahrum kalmasına bir o kadarının da eşitsizliklere maruz kalmasına neden oldu. Okulların kapalı kalması çocuklarımızın geleceği için geri dönülmez kayıplara neden oldu. Birçok kadın, çocuğunun bakımı yüzünden istihdam dışı kaldı. Okulların pandemiye hazır olduğu yalanı ise orta yerde duruyor. Sadece çocukların değil hepimizin sağlığı tehlikede. Hep birlikte soralım Milli Eğitimin bütçesi nerelere harcandı! Neredeyse 2 yıl boyunca ne yaptı Milli Eğitim Bakanlığı ve neden yapmadı?


TEK BİR YENİ OKUL BİLE AÇILMADI!

Pandeminin yanı sıra geçtiğimiz yıl deprem de yaşamış bir şehir İzmir. Çok sayıda okul binası için depremin öncesinde alınmış yıkım kararları var. Depremden bu yana yapımı tamamlanan okul ise yok! Hatta Bayraklı Çamkıran Ortaokulu gibi bazı okulların binaları Ağustos ayında yıkıldı. Bornova Tülay Aktaş İşitme Engelliler İlkokulu’nun molozları duruyor orta yerde. Bayraklı Şehit Cesur İlkokulu yıkım için bekliyor hala, henüz ihalesi dahi tamamlanmamış. Üstelik bu okulların çoğu depremden önce yıkım kararı alınmış ve uygulanmamış. Depremin üzerinden 10 ay geçmesine, binaların onarılması, ek bina yapılması için bir buçuk yıl gibi oldukça uzun bir süre okulların kapalı kalmasına rağmen yapılmış hiçbir şey yok.

Hatta Bornova Seyit Şanlı Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi gibi yaklaşık 3 yıl önce yıkılan ve binası tamamlandığı halde yeni eğitim öğretim yılına hazırlanmadığı için başka bir lise ile birleştirilen okullar var. Başka bir lise ile birleştirilen dediğime bakmayın, başka iki lise aslında. Seyit Şanlı Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ve Süleyman Demirel Çok Programlı Anadolu Lisesi; Hayrettin Duran Anadolu Lisesi’ne taşındı. Yaklaşık 2000 liseli genç aynı okulda…

Şimdi bir de sınıfların temizlenmesini velilerin sırtına yüklemeye çalışıyorlar. “Sayın velilerimiz, sınıfımız belli ancak temizlenmesi gerekiyormuş” mesajları ile Whatsapp gruplarında velilere çağrı yapıyorlar.

Okulları pandemiye hazırladık, tüm ihtiyaçlarını karşılıyoruz söylemleri koca bir yalandan ibaret!

Yıkım kararı alınan okullardaki binlerce öğrenci ve öğretmeni diğer okullarla bileştiriyorlar pandemi döneminde! Bayraklı’da 13 okul, Bornova’da 10 okul birleştirilmiş durumda.

Bu okullarda ikili eğitim yapılacak. Üç okulun birleştiği okullarda ne yapılacak muallak.

Veliler çok kaygılı ve tepkili… Özellikle anneler, çünkü çocukların eğitim hayatıyla en yakından ilgilenen, öğrencilerin velisi olanların çoğunluğu kadın. Hatta çocuklarını bırakacak yer olmadığı için işinden vazgeçen de!

Konuştuğum tüm kadınlar, 1 buçuk yıl okul hayatından uzak kalmış çocuklarının eğitim ve sağlığının doğrudan bakanlık tarafından tehlikeye atıldığını düşünüyor.

TAM GÜN OKULLAR YARIM GÜNE ÇEVRİLİNCE…

Örneğin Bayraklı Şehit Polis Fethi Sekin İlkokulu velilerinden bir kadın, Çamkıran Ortaokulu’nun okullarına taşınacak olması dolayısıyla oldukça öfkeli… İlçe Milli Eğitim, İl Milli Eğitim, Kaymakamlık, Valilik, hatta Bakanlığa varana kadar başvurmadığı yer kalmadığını söyleyerek, “Muhatap yok, açıklama yok! Başvurularımız okulu şikayet gibi algılanıyor. 1 buçuk yılda ne okullar yapılırdı ama yapılmadı” diye tepki gösteriyor.

İkili sistem yüzünden mağduriyetlerinin iki kat arttığını söyleyen veli, “Eşim de ben de çalışıyoruz. Okul daha önce tam gündü ve biz bu nedenle tercih etmiştik. Şimdi ikili sisteme geçti. Çamkıran Ortaokulu sabahçı, Fethi Sekin İlkokulu öğrencileri öğlenci yapıldı. Yaz boyu ne yapacağız diye düşündük. Sabah etüte göndersek çocuklar online eğitimde zaten ciddi olarak yıprandı, eğitimden soğudu. Hem okul hem etüt yükü fazla gelecek diye tercih etmedik. En son komşumuza bırakma kararı aldık, öğlen o bırakacak okula. Bir yıl sürecek en az, komşuma ücret teklif etmek zorunda kaldım. Bazı veliler etüt merkezine yazdırdı, ayda 1000 lira ekstra maliyet çıktı. Birçok arkadaşım okul değiştirdi. Bazıları özel okula göndermek zorunda kaldı” diye konuştu.

“Bu ülkede hiçbir kıymetin yok. Bir kadın, bir çalışan, bir veli olarak bu kadar değersizleştirilmek gücüme gidiyor” diyen veli, bir yandan umutsuzluğunu dile getirirken, diğer yandan da birlik olmaktan başka çare olmadığını da söylüyor.


TEK TEK OLMAZ!

Başka bir veli ise ekonomi güzellemelerinin ne eğitim ne sağlığı kapsamadığını belirterek, “Sınıf olarak dilekçe topladık, hem kaygılarımızı hem de itirazlarımızı gerekli yerlere ilettik. Ancak bize doğru düzgün cevap bile verilmedi. Açıkçası dilekçelerle, tek tek itirazlarla olmaz. Okul aile birlikleri devreye girmeli. Birleşip itirazlarımızı daha yüksek sesle dile getirsek belki daha hızlı çözüm bulurlar” diyor.

Çocukların bir evden bir okuldan dengelerinin alt üst olduğunu söyleyen bir başka veli ise “Pandemi açısından iki okulun bir binayı kullanması çok riskli. Çocuklarımızın sağlığından endişeliyiz. Böyle salgın politikası ve hazırlığı olmaz” derken, ikili eğitim sisteminin özellikle küçük çocuğu olan velileri, tıpkı online eğitim gibi zor durumda bıraktığını vurguluyor.

500’Ü AŞKIN ÖĞRENCİ KÜÇÜCÜK OKULLARDA!
30 Ekim depreminden önce deprem yönetmeliğine uymadığı gerekçesiyle il geneli 50 okulun yıkım kararı vardı, henüz hayata geçirilmemiş! Depremden sonra bu sayı 83’e çıktı. 116 insanın hayatını kaybettiği, depremi en ağır şekilde yaşayan Bayraklı’da 7, Bornova’da 5 okul için yıkım kararı alındı.
Bu okullar geçtiğimiz 2020-21 Eğitim Öğretim yılında çevre okullarla zaten birleştirilmişti. Bir kısmı da bu yıl birleştirildi. Okulların toplam mevcudiyetleri 500 ve üzeri.. Birleştirilen okullar da öyle.. Yani zaten bölgeye yetersiz gelen okullar şimdi iki katı sayıyla yeni eğitim öğretim yılına başlayacak.

Görseller: Freepik

İlgili haberler
İşçi çocuklarına eğitim çok mu?

Dudullu OSB’de bulunan fabrikalardan işçi kadınlar ‘ücretsiz’ eğitim için istenen kayıt paralarını v...

Önlemler alınsın, yüz yüze eğitim başlasın

Yarı zamanlı eğitim nedeniyle çocuğunu özel okula gönderen kamu emekçisi bir kadın, çalışan anne bab...

Okullar açılsın, koruma sistemi kurulsun, sendikal...

Eğitime erişim, kreş ve bakım hizmetleri, koruma ve izleme sistemi yok! Bu yokluk en çok yoksullukla...