Seçim sonrası kaygıların çözüm anahtarı: Mücadele
Benim yaşadığım mahalle klasik bildiğiniz işçi mahallesi. Seçim döneminden sonra ise taciz vakalarında artış oldu. Tacizciler cesaretlendi…

Merhaba,

Bursa’nın işçi mahallesinde yaşayan genç bir kadınım. Sizinle seçimden sonra kadınların yaşadığı sıkıntıları ve ilerleyen zamanda meydana gelebilecek kaygılarımı paylaşmak istiyorum.

Normal koşullarda istediğini giyen kadınların seçimden sonra aileleri tarafından daha fazla baskıya uğramaya başladığını gözlemledim. Özellikle bu süreçte Hizbullah’ın günümüzdeki uzantısı HÜDA PAR, Meclise girince, ailelerin kaygısı çok daha fazlalaştı. Bu baskıyı muhafazakâr ailelerde görmeye alışıktık ama bu mesele aynı zamanda muhalif ailelerde de yaşanmaya başladı. Hangi partiye mensup olursa olsun aileler bir yandan da koruma içgüdüsüyle kadınları baskılamaya başladılar.

Yaşadığım Çirişhane Mahallesi’nde son yıllarda kadınlar tepkisini gösterebiliyordu. Kendi istedikleri gibi giyinebiliyorlardı. Seçim döneminden sonra ise taciz vakalarında artış oldu. Zaten taciz vakaları vardı ama şimdi daha da arttığını düşünüyorum ve buna ben de maruz kaldım. AKP’nin yeniden iktidar olmasıyla zaten bu zihniyete sahip kişilerin önleri daha da açıldı. Eskiden tacize maruz kalan kadınlar yaşadıklarını teşhir ediyordu. Şimdi kadınlar laf bile edemiyor. Çünkü artık adaletin sağlanmayacağına inanıyor. Ancak bu süreç ben ve benim gibi düşünen kadınalrda mücadele isteğini artırdı.

TEK GEZEMEZ OLDUK

Seçim sonrası genel anlamda büyük bir mutsuzluk hali devam ediyor ama bu kadınlar açısından çok daha görünür halde. Her gün yeni haberlerle endişemiz artıyor. Mesela HÜDA PAR’ın kadınları tamamen eve kapatmak istediğini seçim sürecindeki söylemleriyle de gördük. Aslında kadınlar dışarıya çıkmaktan daha çok korkar oldu. Görece daha sakin, kadınlar için daha güvenli görünen yerlerde, hatta taciz vakalarının daha az olduğu yerlerde bile tek dışarıya çıkmak çok zor geliyor. Bu yüzden genelde ben bile eve dönmek isterken arkadaşlarımdan beni bırakmalarını rica ediyorum. Aslında bakarsanız kendimi buna mecbur hissediyorum. Bu tabloda şunu da eklemek isterim ki tüm bu sorunların içerisinde uyuşturucu satışı ve kullanımı da çok fazla arttı. Ekonomik kriz, işsizlik ve birçok kişinin düştüğü uyuşturucu bataklığı da bir güvensizlik ve sorunlar silsilesi yaratıyor. Yine de en çok tehlikeye atılan da kadınlar oluyor.

Büyükorhan mahalle muhtarının kadın ve erkek eğlencelerine engel olduğuna dair bir haber vardı geçenlerde. Bu habere göre kadınlar ve erkeklerin bir düğünde bile ayrı ayrı bulunması gerekiyor. Kadınların eğlencesi ise iki saatle sınırlı kalıyor. Aslında son seçimden sonra ortaya çıkan sonuçla birlikte böyle olayların görülmesi olağan bir durum. Çünkü ortada sürekli kadınları hapsetmeye yönelik birçok politika üretiliyor. Bugün bu eğlenceyi 2 saatle sınırlayan ve kadın erkek ayrımı yapanlar yarın kadınların herhangi bir eğlenceye katılmaması için ellerinden gelen her şeyi yapacaklar. Bu örnekte bile bu politik zihniyetin kadın ve erkeği eşit görmediği çok net ortaya koyuluyor.

Bu meseleleri okudukça kaygılarım daha fazla artıyor. Çünkü bu tarz olaylar adım adım başlayıp sonra nerdeyse memleketin her yerine yayılacak durumda. Ancak biz kadınlar bu tedirginlikle yaşayamayız. Yapmamız gerek en acil şekilde örgütlenmek ve mücadele etmek.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Asgari ücret için azami çalışma

Bugün kalem tutmam gerekirken, elimde makas fabrikada perde kesiyorum.

İsmini bile sormadan ‘Geç tezgaha’ diyorlar

‘Eğer 30 yaşın üstündeyse buralara mahkum oluyorlar. Bazıları hariç çoğu atölyede sigorta bile yapıl...

Fabrikalar farklı, hak gasbı ortak

OSB’de 5 fabrika ve işletme hariç hiçbirinde sendika yok. Patronların tercihi de sendika olmaması za...