Hayatta kalabilmek için bir erkeğe muhtaç değiliz
Esenyalı’da genç kadınlar anlatıyor: Esenyalı Kadın Dayanışma Derneğinde tanıştığımız liseli genç kadınlar en çok tacizden rahatsız.

Mahallemizde yaşayan liseli ve işçi genç kadınlar sorunlarını maalesef pek gündeme getiremiyordu. Ta ki Helin’in öldürülmesine kadar... Helin’in katledilişi hepimizi derinden üzdü. Ama aynı zamanda görünmeyen, ötelenen sorunlarımızla bizi yan yana getirdi.

TACİZE UĞRADIM, BEN TEPKİ GÖRDÜM
Esenyalı Kadın Dayanışma Derneğinde tanıştığımız liseli genç kadınlar en çok tacizden rahatsız. Okula giderken bindikleri toplu taşıma araçlarında çokça tacize maruz kalıyorlar. Lise öğrencisi bir arkadaşımız yaşadığı bir olayı anlatıyor; her gün aynı otobüse binen, herkes tarafından tanınan bir erkeğin tacizine uğramış. “Aslında bu adamın tacizci olduğunu herkes biliyor ama okula giderken o aracı kullanmak zorunda kalıyorlar. Tacize uğradığım sırada adama ‘N’apıyorsun’ diye bağırdım. Ama otobüsteki diğer yolculardan tepki gelmedi ve adam da hiçbir şey olmamış gibi bir durak sonra indi. Aldığım tek tepki yine bana yönelikti. Yanımda çocukluğumuzdan beri birbirimizi tanıdığımız bir arkadaşım ‘Neden o kadar bağırıyorsun adam utandı, arabadan indi’ dedi. Mağdur olan bendim ama suçluymuşum gibi bir tepkiyle karşılaşınca çok şaşırdım, üzüldüm. Oysa o da biliyor bu adamın tacizci olduğunu ve kendisinin de bunu yaşayabileceğini. Anladım ki baskılar kadınların bile birbirini suçlu görmesine neden oluyor.”

Sorunlar karşısında sessiz kalınmaması gerektiğini, üzeri örtüldükçe sorunların bitmeyeceğini, kadınların daha çok mücadele etmesi gerektiğini söylüyor: “Ben de bundan sonra kadın çalışmaları içerisinde olacağım.”

BABAMIN ELİNDE BİR TUTAM SAÇIM
Babasının şiddetine maruz kalan liseden yeni mezun olmuş bir genç kadın da yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Babam, anneme yıllarca şiddet uyguladı. Annem çektiği 20 yıllık eziyete dayanamayıp sonunda ayrılmaya karar verdi. Annem ve kardeşimle birlikte yeni bir hayata başlamak için ayrı bir eve taşındık. Ama evden ayrılmamız şiddetten kurtulmamızı sağlamadı. Babam taşındığımız evi buldu, kardeşimi görme bahanesiyle eve geldi. Amacı kardeşimi görmek değil, annemi barışmaya ikna etmekti. Annem barışmak istemeyince de yine şiddet uygulamaya kalktı. Ben engel olmak istediğimde öfkesi bu sefer bana yöneldi. Kendime geldiğimde tek hatırladığım babamın elinde kalan bir tutam saçı yüzüme fırlatmasıydı... Tek söyleyeceğim; bu ülkede kadın hakkı yok, hepimiz birlik olmalıyız.”

ŞİDDETSİZ BİR YAŞAM İSTİYORSAK...
Mahalleden tanıdığımız iki kız kardeşin daveti üzerine evlerine gittiğimizde öğreniyoruz onların da yıllarca şiddete maruz kaldığını. Bir okulda müdür yardımcısı olan babalarının yaptıklarını anlatıyorlar: “Evde bize yapmadığını bırakmayan, canavara dönüşen babam dışarıda herkesin sorununa çözüm bulmaya çalışan biriymiş gibi gösteriyor kendisini. Yıllarca anneme ve bize şiddet uyguladı. Bizi de kendi inandığı doğrularıyla yetiştirmeye çalışıyordu. Ona yanlışlarını söylediğimizde de bu, şiddetin gerekçesi haline geliyordu. Bunlara annem de biz de katlanamadık, 20 yılın sonunda evi terk edip yeni bir hayata başladık. Artık dışarıdaki zorluklara rağmen en azından evin içinde rahatlıkla gülebiliyoruz.”

Kadınların hayatta kalabilmek için bir erkeğin varlığına muhtaç olmadığını, hiçbir sorunun kendiliğinden çözülmeyeceğini söylerken “Eğer şiddetsiz, eşit bir yaşam istiyorsak bunun için mücadele etmemiz gerekiyor” diyorlar.

İlgili haberler
Öfkenin, hakikati ortaya çıkaracak bir müdahaleye...

Yuttukları, dağıttıkları, cebe indirdikleri her bir kuruşta bu kadınların, bu gençlerin, bu bebekler...

Sırtlanacağımız tek şey özlemini duyduğumuz dünya...

Cumhurbaşkanı “2019’u kadınlar sırtlayacak” diyor. Sırtlayacağımız, kurmak için omuz vereceğimiz bir...

İşte böyle başardık!

Bir laborant kadının işyerinde maruz kaldığı tacize ve mobbinge karşı mücadelesi…