Yaşayamadıklarımız var ama hayat güzel ve yaşamaya değer
Sorunlarla geçen evliliğinden tek başına mücadele ederek çıktı. Yaşama yine aynı kararlılık ve azimle sarıldı. Tuzla’dan Huriye yaşadıklarını anlatıyor.

Çocukluğumda babam annemi hem döver hem de psikolojik baskı yapardı. Annem bu dünyadan mutlu olmadan Allah’ın rahmetine kavuştu. Ben de küçüktüm, annemin çektiği eziyeti önlemeye gücüm yetmezdi ama içimde büyüttüğüm bir güç vardı. Beni kimse ezemeyecekti. Ama büyüyünce öyle olmadı, evlendim. Dayak yemesem de psikolojik baskı altında yaşadım ve çocuklarım için buna katlandım. Ben yetim büyüdüm. Benim çocuklarım da yetim kalmasın diye 15 yıl sabrettim.

Yaşadığım travmalardan dolayı öyle hasta oldum ki 6 yıl sürdü. Doktor, böyle devam ederse iyi olmayacağımı ve hasta bir annenin çocuklarına verecek bir şeyi olmadığını, çocuklarımın ben yaşasam da, ölsem de annesiz kalacaklarını söyledi. O an düşündüm, psikolojik olarak rahatsızdım ve çare bulamıyordum. Doktorun dediklerini düşündüm. O zaman çalışmıyordum bile ama kararlıydım. “Ayrılalım” dediğimde eşim “Neyine güveniyorsun da ayrılacaksın, sen zavallısın” dedi.

Allah’a şükür hastalığımdan yavaş yavaş kurtuldum, iyileştim. İş buldum, ama eşimle sorunlarım devam ediyordu. Alkol kullanıyordu ve aşırı sorumsuzdu. Öyle bir hale gelmiştim ki artık onun soyadını taşımak da vereceği ekmek de canımı yakıyordu. Kendimi bir an önce ondan kurtarmak istedim, anlaşmalı olarak ayrıldık. Çocukların velayetini istedi ama mahkeme bana verdi. Eşimden ayrılırken nafaka bile istemedim. Elimde birikmiş param olmadığı için çocuklarımla zemin katta bir eve taşınmak zorunda kaldık. İnanın hayvanı bağlasanız durmayacağı bir yerdi. Evin zemininden su çıkardı. Sabah kalktığımızda suya basardık. Çocuklarımın en küçüğü 4 yaşındaydı ve kronik astım hastasıydı. O evde yaşarken ayda bir kaç kez astım krizi tutardı. Doktora götürüyordum ama ilaçları çok pahalı olduğu için çalıştığım işyerindeki arkadaşlarım yardım etmese alamıyordum.

Ben çalışırken çocuklarıma bakacak kimse yoktu. Bakıcı tutmaya ekonomik gücüm yetmiyordu. Büyük kızım 14, ortanca oğlum 11 yaşındaydı. Biri sabahçı diğeri öğlenciydi. 4 yaşındaki kardeşlerine birlikte bakıyorlardı. Ben işyerinde onlar evde çile çekiyordu. Babalarından ne maddi ne de manevi bir yardım görmediler. Bir süre sonra bir sitede kapıcı dairesine taşındım. 5 yıl o evde oturdum. Orada rutubet ve su gibi bir sıkıntı yoktu. Kira ödemiyordum. Binanın merdivenlerini siliyordum. Maddi olarak biraz kendimi toparlayınca daha iyi bir eve taşındım.

Biz ayrıldıktan 19 yıl sonra babaları hastalandı. Çocuklarım çok üzüldüler, “Anne, babamın gidecek yeri yok yanımıza alalım, bakalım” dediler. İçim yaşadıklarımdan ötürü kan ağlasa da ben de bir insan olarak yaşadıklarına üzüldüm ve çocuklarım için kabul ettim. Kanserdi, yaptıklarından çok pişman olduğunu söylüyordu. Çok çaresizdi. Bana “Ben seni sevmedim sana taptım. Ama mutlu etmeyi ve mutlu olmayı beceremedim” dedi. Gündüzleri işe gidiyordum, geceleri hastanede refakatçi kalıyordum. Bir ay hastanede yattı ve vefat etti.

Cenazesini memlekete götürdük. Ölümünden üç ay sonra mezarına gittim. Yalnızdım. Onunla evliyken çok acı çekmiş, çok ağlamıştım. Kendime söz verdim ve 19 yıl boyunca en dramatik anlarda bile ağlamadım. Ama o gün mezarının başında hiç ağlamadığım kadar haykırarak ağladım. “Üzmeye, üzülmeye değer miydi? Biz hiç yaşamadık, daha çocuğum” dedim. O güne kadar kendimi çok yaşlı buluyordum. Ama o gün anladım ki ben büyümedim, daha çocuğum.

Yaşayamadıklarımız var ama hayat güzel ve yaşamaya değer. Anne olmak çok güzel. Hayatta en değerli varlıklarım çocuklarım. Onlara maddi olarak miras bırakamasam da sevgiyi, saygıyı, merhameti ve paylaşmayı öğrettim. Şimdi ikisi evli. Bir tanesi üniversitede okuyor. Emekli oldum ama çalışmaya devam ediyorum. Biz kadınlar istersek başarırız. Kimden yardım alırım diye değil nasıl başarırım diye düşünelim.

İlgili haberler
Öfkenin, hakikati ortaya çıkaracak bir müdahaleye...

Yuttukları, dağıttıkları, cebe indirdikleri her bir kuruşta bu kadınların, bu gençlerin, bu bebekler...

Sırtlanacağımız tek şey özlemini duyduğumuz dünya...

Cumhurbaşkanı “2019’u kadınlar sırtlayacak” diyor. Sırtlayacağımız, kurmak için omuz vereceğimiz bir...

Şarkısını yeniden yazan kadın: Sakine

30 yaşına vardığında yaşadığı hayatı hak etmediğini fark eden Sakine, kocasına çocukluğundan beri ba...