
8 Mart’ın tarihi, gerek geçmişte gerek günümüzde tartışma konusu olageldi. Popüler anlatı, 8 Mart’ın tarihini, New York’ta 40 bin tekstil işçisi kadın tarafından gerçekleştirildiği iddia edilen greve bağlamaktadır. 8 Mart 1857’de New York’ta kadın işçilerin büyük bir grev düzenlediği ve polisin saldırısıyla fabrikaya kilitlenen işçilerin çıkan yangında öldüğü iddiası, kimi araştırmacılara göre 20. yüzyılın ortalarından itibaren popülerleşen ancak tarihsel olarak doğrulanamayan bir anlatıdır.
Lilian Kandel ve Françoise Picq, “La Revue d’en face” adlı Fransız feminist dergisinin 1982’de yayımlanan 12’inci sayısında 1857’deki söz konusu grevi bir mit olarak tanımlamakta ve ilk kez 5 Mart 1955 tarihinde Fransız “L'Humanité-Dimanche” gazetesinde yer alan bir habere dayanakla kabul görmeye başladığını ifade etmektedir. 1857 yılının Mart ayında yayımlanan Amerikan gazetelerinde, Amerikan işçi hareketi ve kadın hareketi tarihçelerinde söz konusu olaya dair herhangi bir atıf bulunmamaktadır. 40 bin kadın işçinin katıldığı iddia edilen böylesi büyük bir grevin ve katliamın basına ya da tarihçelere yansıması bekleniyor.
Araştırmacı Renée Coté de, 1984’te yayınlanan çalışmasında aynı noktaya dikkat çekiyor. Coté’ye göre, 19. yüzyılın sonlarından 1908'e kadar geçen dönemde Amerika’da işçilere yönelik baskılar ve bunun karşısında grev ve direnişler vardı; ancak bu olayların hiçbiri Kadınlar Günü’nün ortaya çıkmasına neden olduğu düşünülen New York'taki kadın işçilerin ölümüyle ilgili değildi. Coté'nin araştırmasından çıkardığı sonuç, 1857'de veya 1908'de böyle bir grev olmadığı, ancak Amerikan kadın işçiler arasında grev ve direnişlerle süregelen bir hareketliliğin olduğudur.
Temma Kaplan, 1985’te yayımlanan “On the Socialist Origins Of International Women’s Day /Dünya Kadınlar Gününün Sosyalist Kökenleri” makalesinde ilk Kadın Günü’nün 8 Mart 1908’de New York’ta kutlandığını ifade eder ancak bu gün ulusal bir Kadın Günü’dür: “1908 yılında Amerika’daki Sosyalist Parti, Ulusal Kadın Komitesi’nden oy hakkı için gösteri düzenlemesini istemişti. Bunun için New York City Sosyal Demokrat Kadın Topluluğu, 8 Mart 1908’de oy kullanımı üzerine kalabalık bir miting düzenledi. Bundan sonra 1909 yılının 23 Şubatı’nda New York’ta 'Ulusal Kadın Günü' ilan edildi, şubat ayının son pazar günü 'Kadın Günü' olarak kutlanmaya başlandı.”
Renée Coté’nin kitabında ilk Kadın Günü, aylık gazete “The Socialist Woman”dan referansla 3 Mayıs 1908’de Şikago’da düzenlenmiş olarak görünse de Coté, Kaplan’a yazdığı mektupta, mart ayındaki New York Kadın Günü’nün editoryal bir hata nedeniyle kitabında yer almadığını ifade eder. Şikago’da aynı yılın Mayıs ayında gerçekleşen törene dair ise şu ifadeler yer alır: “Tören, ‘kadınların ekonomik ve politik eşitlik taleplerini destekleyen’ 1500 kadının katılımıyla Garrick Tiyatrosu’nda düzenlendi. Bu gün, kadınların sömürülmesini ve ezilmesini kınayan, ancak esas olarak kadınların oy hakkını savunan kadın işçilerin davalarına adandı.” Yani anlaşılacağı üzere kadınların ekonomik ve politik eşitlik talepleriyle yan yana geldiği, birbirini izleyen eylem ve etkinlikler söz konusu olsa da uluslararası bir kadınlar günü fikrine henüz erişilmemiştir.
Kandel ve Picq’e göre, 8 Mart’ın tarihi açısından tartışmasız iki önemli an mevcuttur: 1909'dan itibaren Amerika’da her yıl Şubat ayının son pazar gününü eşit medeni haklar için ulusal bir gün olarak kutlamaya karar veren Amerikalı sosyalist kadınların inisiyatifi ve 26-27 Ağustos 1910'da Kopenhag'da toplanan İkinci Enternasyonal Sosyalist Kadınlar Konferansı'nda Clara Zetkin'in girişimiyle Enternasyonal'in sonraki kongresi tarafından da onaylanarak her yıl bir uluslararası kadınlar günü kutlanması kararının alınması.
İKİNCİ ENTERNASYONAL SOSYALİST KADINLAR KONFERANSI
İkinci Enternasyonal Sosyalist Kadınlar Konferansı da dönemin koşullarına uygun olarak oy hakkı mücadelesine odaklanmaktadır. Ancak oy hakkının nasıl, kim için ve kimlerle kazanılacağı tartışması, konferansın esas gündemidir. Aynı yıllar feminist kadın hareketinin de uluslararası buluşmalarına sahne olmaktadır. Örneğin 1909 yılında Londra’da toplanan “Uluslararası Kadın Oy Hakkı İttifakı Kongresi”, İkinci Enternasyonal Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda ciddi biçimde eleştirilmiştir. Oy hakkının kazanılması için burjuva feministlerle ittifak ve sınırlı oy hakkından yola çıkarak kadınlara parça parça oy hakkı kazanılması görüşleri konferansta mahkûm edilmiş ve oy hakkı mücadelesinin sosyalist partilerle ittifak halinde kazanılabileceği vurgulanmıştır:
“Tüm ülkelerin Sosyalist Kadın Hareketi, kadınlar için sınırlı oy hakkını, kadın cinsiyetinin siyasi eşitliği ilkesinin tahrif edilmesi ve bu ilkeye hakaret edilmesi olarak reddeder. Bu ilkenin tek somut ifadesi için mücadele eder: Tüm yetişkinlere açık olan ve mülkiyet, vergi ödeme, eğitim derecesi veya işçi sınıfının üyelerini bu haktan yararlanmaktan alıkoyan herhangi bir başka yeterlilik koşuluna bağlı olmayan genel/evrensel kadın oy hakkı. Mücadelelerine burjuva Kadın Hakları Savunucuları ile ittifak halinde değil, Sosyalist Partiler ile ittifak halinde devam ederler ve bunlar, ilkesel ve pratik açıdan oy hakkının tam demokratikleştirilmesi için en önemli taleplerden biri olarak kadın oy hakkı için mücadele ederler."
Konferans, oy hakkı için mücadele görevini yalnızca sosyalist kadınlarla sınırlamamıştır. Tüm ülkelerdeki sosyalist partilerin “kadın cinsinin siyasal kurtuluşunun proleter sınıf mücadelesi açısından önemini göz önünde bulundurmasını” ve erkek proleterler için de “tam vatandaşlık haklarının kazanılması” mücadelesiyle birleştirilmesi gerektiğini vurgulamıştır. Çünkü Polonya delegasyonunun da belirttiği gibi “Genel oy hakkının var olduğu ülkelerde bile yetişkin nüfusun yalnızca yarısının bu haktan yararlandığı, kadınların ise bu haktan yararlanamadığı” bir durum söz konusudur.
Bu hakkın kazanılması kapsamında, tıpkı 1 Mayıslara benzer şekilde, uluslararası ortak bir eylem günü fikri de söz konusu konferansta önerilmiştir. Alınan karara göre: “Tüm uluslardan sosyalist kadınlar, ülkelerindeki proletaryanın sınıf bilinçli siyasal ve sendikal örgütlenmeleriyle fikir birliği içinde, ilk sırada kadınların oy hakkı propagandasını teşvik etmesi gereken, özel bir Kadınlar Günü örgütlemelidir. Kadınlar Günü uluslararası bir karaktere sahip olmalı ve özenle hazırlanmalıdır.”
İşte 8 Mart’ın kökeni, bu mirastadır.
Aynı yıllardaki uluslararası buluşmalarında kadınlara sınırlı oy hakkını savunan feminist örgütlenmelerin değil, kadınların oy hakkı mücadelesini “sosyalist anlayış gereğince bir bütün olarak kadın sorunu ile bağlantılı” gören ve “kadın cinsinin siyasal kurtuluşunun proleter sınıf mücadelesi açısından önemini göz önünde bulunduran” bir perspektifin, “proletaryanın sınıf bilinçli siyasal ve sendikal örgütlenmeleriyle” yarattığı bir mirastır bu. “Kadınların siyasal haklarını ilerletmek için, tüm ülkelerin sosyalist kadınlarının, emekçi kitleler arasında yukarıda adı geçen ilkelere göre yorulmak bilmeden ajitasyon yapmaları; kadın cinsinin siyasal kurtuluşunun toplumsal gerekliliği ve önemi hakkında söylemler ve edebiyatla onları aydınlatmaları ve bu nedenle her türlü fırsatı değerlendirmeleri” görevleri olarak belirlenmiştir.
OY HAKKINDAN EKMEK VE BARIŞA, ORADAN ŞUBAT DEVRİMİNE…
Uluslararası Kadınlar Günü'nü 18-19 Mart 1911'de, ilk kutlayan Alman Sosyal Demokrat Partisi’ydi. Bu tarih rastgele seçilmemişti; uzun zamandır Alman sosyal demokrasisi bu tarihte iki önemli olayı anıyordu: 1848 Devrimi ve Paris Komünü. 1911 yılından önce de her yıl Mart ayında Uluslararası sosyalist kadın hareketinin Clara Zetkin yönetiminde çıkan yayın organı “Gleichheit” (Eşitlik) dergisi, işçi emekçi kadınları gösterilere katılmaya çağırıyordu. 1911 yılında ilk kez kutlanan Uluslararası Kadınlar Günü, özellikle Almanya ve Avusturya'da büyük ilgi gördü. On binlerce kadın bu gösteri ve yürüyüşlerin bir parçası oldu. Clara Zetkin, “Gleichheit”ın başyazısında gerçekleştirilen ilk uluslararası kadınlar gününü haklı bir gururla “tarihte bugüne dek kadın cinsinin özgürleşme hareketinin kaydettiği en muazzam gövde gösterisi” olarak niteledi. Sonraki yıllarda da Uluslararası Kadın Günü artan oran ve yaygınlıkta kutlandı.
İlerleyen süreç, Birinci Dünya Savaşı’nın işçi hareketi içinde yarattığı bölünmenin bir uzantısı olarak sosyal demokrat kadın hareketi içinde de bölünmelere yol açtı. Savaş esnasında dağılan İkinci Enternasyonal’deki partilerin birçoğu gibi sosyal demokrat kadınların önemli bir kısmı da kendi devletlerinin politikalarına yedeklendiler. Bu süreçte toplanmaya çalışan Üçüncü Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı ertelenmek durumunda kaldı. Tüm engellemelere ve savaş koşullarına rağmen 1915’te Bern’de toplanan konferansta, şovenizm ve milliyetçilikle mücadele konusunda sert tartışmalar yaşandı. Alman ve Fransız partilerinden kadınlar bu konferansa, savaş süresince kendi hükümetlerini destekleyen partilerinin resmi politikalarına rağmen katıldılar. Konferansta, kadınların ve çocukların savaştan gördüğü zararlara dikkat çekilirken savaşın sorumlusu olarak kapitalist emperyalist sistem işaret edildi. Kadınların anavatan savunusu adı altında kendi burjuva hükümetlerinin politikalarına yedeklenmemeleri için uluslararası bir barış hareketinin önemi vurgulandı. Konferans kararları ideolojik yalpalamalar gösterse de konferansın gerçekleşmesi ve savaşan ülkelerde illegal olarak yayılan konferans manifestosu güçlü bir etki bıraktı.
Bu yıllarda Rusya'da gelişen işçi hareketi, Uluslararası Kadınlar Günü’nün dünyanın tüm ülkelerinde aynı günde kutlanması için bir tuğla daha döşemiş oldu. 8 Mart 1917’de, Rusya'da Petrograd (bugünkü St. Petersburg) kentinde kadın işçilerin başlattığı grev, Şubat Devrimi'nin fitilini ateşleyen olaylardan biri oldu. Kadın işçiler, Birinci Dünya Savaşı’nın getirdiği kıtlık ve zorlu çalışma koşullarına karşı sokağa döküldüler. “Ekmek ve Barış” sloganlarıyla başlayan gösteriler kısa sürede büyüdü. Gitgide büyüyen işçi kitlesi ve askerlerin katılımıyla, Çar’ın tüm bastırma girişimlerine rağmen, ayaklanma devam etti. Bir haftanın sonunda Çar tahttan çekilmek zorunda kaldı.
Bu olaydan bir yıl sonra, savaşın son yılında, 8 Mart 1918'de, Avusturyalı kadınlar Uluslararası Kadınlar Günü'nü kutladı. Üç bin kadın, gösteri yasağına rağmen parlamento ve Adalet Sarayı'nın önünden geçerek yürüdü. 8 Mart’ın tüm dünyada ortak bir tarihte kutlanması kararı ise, yansımasını Üçüncü Enternasyonal’in ilke ve taktiklerinde bulan komünist kadın hareketinin, Haziran 1921’deki Moskova İkinci Uluslararası Komünist Kadınlar Konferansı’nda alındı. Bu toplantıda, Bulgar delegasyonunun önerisiyle 8 Mart’ın uluslararası komünist kadın hareketi için bir mücadele günü olarak kabul edilmesi kararlaştırıldı. Clara Zetkin’in de belirttiği gibi, bu tarih 1917’de Petrograd’daki kadın işçilerin başlattığı grevin anısına seçildi. Temmuz 1921’de Moskova’da kurulan Kızıl Sendikalar Enternasyonali de bu kararı benimseyerek her yıl 8 Mart Uluslararası Kadınlar Günü çağrılarında bulundu. Kararın ardından, 1922’den itibaren birçok ülkede 8 Mart mitingler ve etkinliklerle kutlanmaya başlandı.
Kökenine ilişkin tartışmalar devam edecek görünse de 8 Mart tartışmasız olarak kadın işçi emekçilerin ekonomik ve politik hak mücadelelerinden doğmuştur ve üzerinden kazanması mümkün olmayan "sınıf mücadelesi" damgası taşır. Geçmişten bugüne işçi ve emekçi kadınların tüm mücadele talep ve deneyimlerini kristalize eden, güncel olarak da en yakıcı talebini mücadele bayrağının en tepesine diken mücadele ve dayanışma günüdür.
Kaynaklar:
Côté, R. (1984). La Journée internationale des femmes, ou, Les vrais faits et les vraies dates des mystérieuses origines du 8 mars jusqu'ici embrouillées, truquées, oubliées: La clef des énigmes, la vérité historique. Editions du Remue-ménage.
Geridönmez, O. (2021, March 1). 8 Mart: Her 'tarih'in bir tarihi vardır! Ekmek ve Gül. https://ekmekvegul.net/dergi/8-mart-her-tarihin-bir-tarihi-vardir
Kandel, L., & Picq, F. (1982). Le mythe des origines, à propos de la journée internationale des femmes. La Revue d’en face, 12, 67-80.
Kaplan, T. (1985). On the socialist origins of International Women's Day. Feminist Studies, 11(1), 163-171. https://doi.org/10.2307/3180144 (If available)
Zetkin, C. (1921). Speech at the Second International Conference of Communist Women, June 9–15, 1921. Communist International. https://library.fes.de/zweiint/f20.pdf
Fotoğraf: Public domain-Wikimedia Commons
İlgili haberler
Daralttığınız duvarları örgütlülüğümüz ile yıkacağ...
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, daha eşit ve adil bir gelecek için attığımız kararlı adımların si...
Çark kimin için dönüyor?
Sermayenin çarkı işçiyi ezerken, iktidar patronlarla el ele yasakları ve baskıyı büyütüyor. Ancak iş...
8 Mart’ta alanları birlikte aydınlatalım
‘8 Mart’ta bu karanlık düzeni yıkacaklar perdeyi aralayıp, gücümüzü birliğe çevirip karşılarında dur...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.