Nisan ayı sonunda yapılan bir açıklamayla Sudan Cumhuriyeti’nde kadın sünnetinin yasaklanacağı duyuruldu. Yasa, ceza hukukuna bu maddenin entegre edilmesi ve geçici hükümetin egemenlik konseyi tarafından onaylanması sonrası uygulamaya girecek.  

Sudan’da Aralık 2018’de başlayan ayaklanma diktatör Omar Al-Bashir’in 30 yıllık saltanatını sona erdirdi ve Ağustos 2019’da siviller ve ordu arasında anlaşmaya yol açtı. Ayaklanmada kadınların rolü çok büyüktü. Geçici hükümet, 2008 yılında, Al-Beşir hükümeti döneminde meclise sunulan ama Müslüman otoritelerin fetvasıyla görüşülmeyen kadın sünnetini yasaklayan çocuk koruma yasasını kabul etti. Yasada yapılması planlanan değişiklikle, her türlü kadın sünneti üç yıl hapis cezası ile cezalandırılacak.

Fakat kadın sünnetinin yasaklanması her zaman bu uygulamanın tamamen ortadan kalkacağı anlamına gelmiyor. Kadın sünnetinin yasak olduğu birçok ülkede bunu ayakta tutan kültürel değerler hala yıkılmadığı için uygulamanın gizli gizli sürdürüldüğü daha önce belgelenmişti.

SUDAN’DA KADIN VE ÇOCUKLARIN YÜZDE 87’Sİ ETKİLENİYOR

Sudan’da çocuklarının ve kadınların yaklaşık yüzde 87’si genital organ sakatlamasından (kadın sünnetinden) etkileniyor. Bu insanlık dışı uygulamayla mücadele ettiğini iddia eden bazı girişimler ise sadece Dünya Sağlık Örgütü tarafından belirlenen genital sakatlamayı yani klitoris ve labia minora adı verilen küçük dudakların çıkarılması ile vajinal açıklığın küçük bir delik bırakılacak şekilde dikilmesine karşı çıkmayı hedef alıyorlar ancak “daha az acı veren” dini ve kültürel gelenekler açısından zorunlu görülen müdahaleleri onaylıyorlar. Yeni yasal düzenleme ise her türlü ‘kadın sünneti’ni yasaklıyor, yapanlar kadar çocuk veya eşlerini mecbur tutanları da cezalandırıyor. Sudan’da kadın sünneti 14 yaşın altındaki kızların hemen hemen tümüne uygulanıyor ama doğumdan sonra eşlerinin eskisi gibi zevk almasını sağlamak için vajinaları tekrar dikilen yani tekrar ‘sünnet’ edilen kadınların sayısı da oldukça fazla.