Hindistan’ın ebeleri ayakta!
Haziran’dan beri tamamı kadın olan yerel sağlık çalışanları büyük eylemler gerçekleştiriyor. Bu eylemler yoksul köylülerin ve kadın örgütlerinin de desteğini alıyor. Çünkü...

Çünkü talepleri sadece çalışma koşullarının düzeltilmesini değil, Hindistan’da giderek daha da piyasalaştırılan sağlık hizmetinin yoksul halkı gün geçtikçe daha da zora sokmasına karşı bir isyanı da içeriyor.
Dünyada yoksul nüfusun toplam üçte ikisini barındıran Hindistan’da, özellikle kırsaldan iş bulma ve daha iyi bir hayat kurma umuduyla gelen milyonlarca yoksul, gecekondu bölgelerinde yaşamak durumunda kalıyor ve tuvalet, su, gıda, eğitim gibi temel hizmetlere bile ulaşamıyor. Örneğin 18 milyon nüfusa sahip Delhi’de 4 milyon insanın elektrik, su gibi olanakları bulunmuyor, kirli suları içmek zorunda kaldıkları için her yıl yüzlerce kişi kolera hastalığına yakalanıyor. Sağlık problemi yaşayan kişilerin ise sağlık hizmeti edinmesi ya da ülkede asgari düzeyde sağlık hizmeti sunan Asha ve Anganwadi örgütlerinin sağladığı temel sağlık hizmetine ulaşması bile son derece zor.

DÜNYANIN EN ÇOK TIP FAKÜLTESİ BURADA, AMA MİLYONLAR HASTANEYE ULAŞAMIYOR
Hindistan dünyada en fazla tıp fakültesine sahip ülke olmasına rağmen ABD’den sonra dünyanın en piyasacı sağlık sistemine sahip. Ancak örtük bir şekilde de olsa devam eden kast sisteminden kaynaklı, eşitsizlik çok daha derin ve görünür olduğu için yoksul halk bu sağlık sisteminden daha fazla etkilenmekte.
Bu sebeplerle sağlıktaki durumu biraz da olsa ‘iyileştirmek’ için Bütünlüklü Çocuk Gelişimi Hizmetleri programının bir parçası olarak Hindistan hükümeti Anganwadi olarak bilinen yapılanmayı kurmuş.
Hindistan kamu sağlık sisteminin bir parçası olan Anganwadi temel olarak kırsalda yaşayanlara sağlık hizmeti, resmi olmayan okul öncesi eğitim, beslenme ve sağlık eğitimi, hamile kadınların ve çocukların aşılanması, çocukların ve doğum yapan kadınların kayıt altına alınması, doğum öncesi eğitim, çocuk açlığı ve dengesiz beslenmeyle mücadele gibi hizmetler sunuyor. Ayrıca yoksullara temel ilaçlarını sağlıyor zira Hindistan, dünyada dördüncü büyük ilaç üreticisi olmasına rağmen nüfusunun üçte ikisi mali nedenlerle ilaca erişememekte.


TAMAMEN YEREL KADINLARDAN OLUŞAN BİR SAĞLIK EKİBİ:
Anganwadi çatısında çalışanların tamamı kadınlardan oluşuyor. Çünkü Anganwadi çalışanları bir nevi hemşire rolündeler ve dünyanın hemen her yerinde olduğu gibi Hindistan’da da daha ‘prestijli’ ve gelir getirici olduğu için doktorluk mesleğinde erkek oranı fazlayken, temel bakım ve eğitim işlerinden sorumlu ebelik, hemşirelik gibi mesleklerde kadın oranı yüksek.
Anganwadi örgütü dışında, yine yoksullara hizmet vermeyi hedefleyen ve yine çalışanlarının tamamı kadınlardan oluşan ASHA örgütü bulunuyor. Hintçede umut anlamına gelen ASHA, 2005 yılında Ulusal Kırsal Sağlık Misyonunun (NRHM) bir parçası olarak Hindistan Sağlık ve Aile Refahı (MoHFW) bakanlığınca kurulmuş toplum sağlığı çalışanlarından oluşur. Hindistan'daki toplam ASHA sayısının, Temmuz 2013'te 870.089 olduğu belirlenmiş. Yani ASHA çalışanı kadınlar, sağlık sektöründe işin büyük bir kısmını omuzluyorlar. ASHA işçileri yalnızca sağlık hizmeti sunmuyor; kadına yönelik şiddet, çocuk istismarı gibi konularda da görev alıyorlar. Örneğin son on yıl içinde Hindistan'da anne ve bebek ölüm oranlarındaki azalışın büyük oranda ASHA çalışanlarının emekleri sayesinde mümkün oldu.

YOKSUL KADIN VE ÇOCUKLARIN SIĞINACAKLARI İLK LİMAN
Yani ASHA işçileri toplumun geniş kesimlerinin, özellikle sağlık hizmetlerine erişmesi zor olan kadın ve çocukların sağlıkla ilgili taleplerini aradıkları ilk liman durumunda. Bu durum yoksullara tam ve gerekli sağlık hizmetini sunamasa da, halkı sağlık konusunda bilinçlendirme ve bazı temel ve ucuz ilaç ve aşıların sağlanması gibi konularda yardımcı oluyor. ASHA’lar iş garantileri olmadan sözleşmeyle çalıştırılıyor ve sabit bir gelirleri olmaksızın görev aldıkları vaka sayısına dayanan teşviklerle ödeme alıyor.
Bu kurum için hükümet tarafından ayrılan bütçe çok küçük ve yetersiz, daha çok ulusal ve uluslararası bağışlarla ayakta duruyor kurumlar. Yani sağlık, devletin herkes için sunduğu bir hizmet değil; ‘iyi kalpli’ kişi ve kurumlardan gelecek yardıma, yani hayırseverlerin insafına bırakılmış durumda. Bu sistem sağlıktaki neo-liberal politikaların gelebileceği noktayı göstermesi açısından ilginç.
Bir ASHA, bir hamile kadını gebelik süresince takip edip, doğum öncesi süreçte kontrolleri için sağlık kurumuna götürülmesi, hamile kadınların beslenme, vitamin alımının düzenli olarak yapılması, hijyen koşullarına dikkat edilmesi gibi konularda danışmanlık yapıp doğum başladığında da yanında olması karşılığında 600 rupi alıyor. Gorakhpur'dan bir ASHA olan Sunita Rai, “Güneş altında koşup geceleri uyanık kalan biziz” diyor, “Her gebeye uygun tedavi ve danışmanlık hizmeti sağlamak için her gün 10 ila 15 kilometre arasında yürüyoruz, çünkü toplu taşımayla gidip gelmeye bütçemiz yetmiyor.” Rai ayrıca, devlet ambulansları her zaman mevcut olmadığı için, ASHA’ların kadınları hastanelere götürmek için çoğu zaman özel araç kiralamak zorunda kalmalarından da şikayetçi. “Hükümet yoksul köylü kadınlar için iyi bir şey mi yapmak istiyor? Hepimiz çalışmak için hazırız ve bunun için en azındna sabit bir ücret almayı hak ediyoruz.”


YOLSUZLUKLAR ZORLUKLARI İKİ KAT ARTTIRIYOR
Sağlık sistemindeki yolsuzluk ise ASHA’nın aldığı yetersiz ücretleri daha da azaltıyor. Bir ASHA çalışanı olan Tarrannum, bir hastayı hastaneye götürmek için her seferinde güvenlik, yardımcı hemşire ve ebelere rüşvet vermek zorunda kaldığını anlatıyor: “Hastayı teslim etmek için 600 rupi alıyorsak, 100 rupisini komisyon olarak vermek zorunda kalıyoruz.” ASHA'ların ücretleri online olarak ödeniyor, ancak bu uzun ve bürokratik bir süreç olduğundan, online formlarını ve fişlerini doldurmalarında ve sağlık görevlilerinden gelen onayları hızlandırmada yardımcı olan aracılara da para ödüyor.
Kanpur’da görev yapan ASHA çalışanı Nidhi aylık 2000 rupi kadar bile bir gelir elde edemediğini ve kocası tarafından başka bir iş bulması için baskı gördüğünü söylüyor. “Kadınlara yardımcı olmaktan mutlu olduğum için mesleğimi değiştirmek istemiyorum, ancak bu şekilde aileme ve çocuklarıma yardım edemiyorum" diyor.

TOPLUMU DÖNÜŞTÜRÜYORLAR AMA GERİCİ SALDIRILARA MARUZ KALIYORLAR
ASHA'ların başka şikayetleri de var. Ocak 2016’da Muzaffarnagar’da bir çete tarafından toplu tecavüze uğrayan bir ASHA çalışanının ölümünü araştıran bir ekibin hazırladığı raporda Ulusal Kırsal Sağlık Misyonunun (NRHM) etik bir işveren olarak sorumluluklarını yerine getirimede başarısız olduğuna dikkat çekiyor. Kırsal alanda ayrıca toplumsal yaşamın dönüşümü için de önemli rol oynayan ASHA’lar ‘çalışan ve güçlü kadınlar’ imajı ile toplumsal rolleri etkiliyor, ancak toplumdan kimi zaman gelen gerici, ataerkil tepkilere karşı herhangi bir kurumsal destek bulamıyorlar.


PEKİ NE İSTİYORLAR?
Son dönemlerde hem sağlıktaki genel durum hem de Anganwadi ve ASHA işçilerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesi sebebiyle bir dizi kitlesel protesto organize edildi. 30-40 yaş aralığında olan ve çoğunlukla aileye ekonomik kazanç sağlayan kitleyi oluşturan Anganwadi çalışanları, örgütledikleri eylemler dışında yer yer daha az kadının katıldığı açlık grevleri ile de gündeme geliyorlar.
Anganwadi çalışanları Hint hükümeti daha önce verdiği sözü tutmaması ve ücretlerinin artırılmaması sebebiyle 29 Haziran’dan beri grev yapıyorlar. 4 Ağustos’ta binlerce işçi özellikle maaşların artırılması talebi ile Delhi’de yürüyüş yaptı. Eylem sırasında özellikle dul, ya da bekar anneler 2500 rupi ile (yaklaşık 135 tl’ye karşılık geliyor) yaşamlarını sürdürmenin ne kadar zor olduğu hakkında konuşmalar yaptılar. Uzun süredir çeşitli eylemler örgütleyen Anganwadi işçilerinin taleplerine medya ve hükümette görünürlüğü yoktu. Ancak şimdilerde bazı medya kaynaklarının bildirdiğine göre Delhi’de görev yapan 22 bin kadının maaşlarının iki katına çıkarılacağı konuşuluyor.
İki aydır sürmekte olan protestolar bir ilk değil. ASHA’lar aynı şikayetlerden dolayı daha önce defalarca protestolar düzenledi. Hatta geçtiğimiz Mayıs ayında bir ASHA çalışanı altı aydır ödenmeyen maaşlara dikkat çekmek için Uttar Pradesh Başbakanı Yogi Adityanath'ın aracını durdurdu.
ASHA çalışanları ise yıllardır süren mücadelelerine rağmen, hükümet tarafından işçi olarak değil de ‘gönüllü’ çalışanlar olarak düşünülüp asgari ücretin çok altında ücretlendiriliyorlar. Bu işçi kadınların, çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve ücretlerinin artırılması dışında da talepleri var. Örneğin Asha’nın da parçası olduğu Ulusal Kırsal Sağlık Misyonu hükümetin kalıcı bir programı haline gelmedi ve bu programın geleceği konusunda bir netlik yok. Çalışanlar bu konuların netlik kazanmasını talep ediyor.
En son 21 Ağustos’ta ASHA işçileri tarafından yapılan eylemde işçiler Delhi’deki Lila Maidan’dan Jantar Mantar merkezine yürüdü. 6 binden fazla çalışan taleplerinin kabul edilmesi için topladıkları 50 bin imzayı merkezi hükümete vermek için toplandı. Eylem pek çok sendikanın ve kadın derneğinin de desteği ile kamuoyunda oldukça ses getirdi. Mitingde konuşan sendika aktivistleri, sağlığın özelleştirilmesini eleştirirken, işçilerin maaşlarının yeniden düzenlenmesi ve sabit bir aylık ücrete dönüştürülmesi gerektiğini ifade ettiler. Eylemlere kırsalda yaşayan halk da destek veriyor. Hükümet temmuz ayında asıl olarak kırsal ve yoksul bölgelerde hizmet veren 50 kamu sağlık ocağının kamu-özel ortaklığı ile idare edileceğini duyurdu. Bu da yoksulların sınırlı sayıda ulaştıkları kamu sağlık hizmetinin de elinden alınacağı, hastane sistemi dışında sağlık ocaklarının da özelleştirileceği anlamına geliyor.


HAMİLE KADINI HASTANEYE YETİŞTİRDİ,
HASTANE KAPISINDA CAN VERDİ

15 yaşındaki Sanjana, annesi Pushpa Devi’nin öldüğü geceyi dün gibi hatırlıyor. Tarih 31 Aralık 2016, hava çok soğuk. 35 yaşındaki ASHA görevlisi Devi doğum sancıları çeken bir kadını doğumun sağlıkla gerçekleşmesi için en yakın sağlık kurumuna yetiştirmeye çalışıyordu. Kadını hastaneye yetiştirmeyi başardı. Ancak Devi’ye doğum gerçekleşene kadar bütün geceyi hastanenin bahçesindeki bankta beklemesi gerektiğini söylediler. Devi soğuk havadan dolayı donarak hayatını kaybetti. “Başka insanlar hastaneye ulaşamadıkları için hayatini kaybederken, annemin hastane kapısında ölmesi büyük bir ironi” diyor Sanjana.
Sanjana şimdi dört kardeşine bakıyor. Toplum sağlık merkezindeki personel 5.000 rubi tutarında bir maddi yardım toplayarak Devi’nin ailesine vermiş. Devi'nin kocası Shailendra Kumar, devletin de aileye tazminat ödeyeceğine söz verdiğini ama tazminatın ödenmediğini söylüyor. Devi’nin eşi Kumar, günde 200 rubi ücretle çalışan gündelikçi bir işçi. Büyük bir yükün altında çalışmasına rağmen çok az para kazanıyor olduğu için Devi’nin ASHA olarak çalışmasına karşı çıktığını, fakat Devi’nin köydeki kadınlara yardım etmek için çalışmaya devam ettiğini anlatıyor.


* Yazı Ekmek ve Gül tarafından farklı kaynaklar derlenerek hazırlandı.

İlgili haberler
Hindistan’daki 1 Mayıs’ın ateşi nereden geliyor?

Dünyanın dört bir yanında 1 Mayıs coşkuyla kutlandı. Hindistan’da da kadınlar başta olmak üzere mily...

Burada iklim değişikliği bir kadın meselesi

Tuvalu adası iklim değişikliği nedeniyle yaşayanların çevre ülkelere iltica talebinde bulunduğu bir...

İsveç’te kadınlar ‘herkese doğumevi’ için yürüdü

İsveç’te binlerce kadın “İlk gelene değil herkese doğumevi” parolasıyla meydanlara çıktı. Kadınlar h...

Fas’ta ev emekçisi kadınların hakları için ilk adı...

Ülkenin kırsal kesimlerinden gelen kadınlar ve kız çocukları çok uzun saatler boyunca köle gibi çalı...

Çeçenistan’da boşanmış çiftleri zorla birleştirme...

Çeçenistan Lideri Ramazan Kadirov, “boşanmış çiftleri birleştirme programı” başlattı. Gerekçe ise “ü...

Ortadoğu’da kadınlar ‘tecavüzcü ile evlenme’ yasas...

Tecavüz evliliğini aklama yasaları geçmişteki sömürge toplumlardan bir kalıntı. Şimdi onlardan kurtu...