GÜNÜN İSYANI: Farkındalığı sen anlatma Karadeniz!
Son zamanlarda kadına yönelik şiddet sahneleriyle oldukça eleştirilen dizi, ‘Sen Anlat Karadeniz’i izleme gafletinde bulundum.

Kadın olmak zor. Çünkü hayatımızda bir sürü zorluklar yaşıyoruz, umduğumuz gibi yaşamasak da yaşayabilme ihtimalini kafamızın bir yerinde tutup bu umuda sarılıyoruz.Tam anlamıyla bir yaşam mücadelesi veriyoruz. Eğer o gün şanslıysak fizyolojik ve psikolojik bir şiddete maruz kalmadan günü bitirip kafa dağıtmak için televizyonu açıyoruz. Ama o da ne! Her akşam mutlaka televizyonda kadınların farklı farklı zorluklarına kendilerince değinen(!) diziler… Hemen hemen hepsi kadınlar üzerine kurulu: Güçlü kadın, yalnız kadın, entrikacı kadın, mağdur kadın… Son zamanlarda da sosyal medyayı ikiye bölen bir dizi var: Sen Anlat Karadeniz.

Dizi özellikle kadına yönelik şiddeti aleni bir şekilde göstermesi sebebi ile oldukça eleştiriliyor. Tabii bir kesim de bu eleştirilerin tam karşısında durup dizinin toplumun en önemli sorunlarından biri olan kadına yönelik şiddete karşı farkındalık yarattığını savunuyor. Bu tartışmalar ve sosyal medyada dolaşan diziye ait birkaç videodan sonra geçtiğimiz günlerde yayımlanan bölümü izleme gafletinde bulundum.

Kısaca izlemeyenler için olay örgüsünün üzerinden geçersek; Babası tarafından para karşılığı satılan genç bir kadının kendisine ‘karım’ diyen fakat resmiyette evli olmadığı adam tarafından sistematik bir şekilde şiddete uğraması ile başlıyor. En nihayetinde 8 yıl sonra evlerine iş yemeği için gelen Karadenizli bir ailenin arabasına gizlenip oğlu ve kendisi için hapishane olan o evden kaçıyorlar.

Özet geçerken iki cümlede anlatılıyor da izlerken öyle değil. Türkiye’de dizilerin ortalama iki-üç saat olduğunu düşünürsek izleyiciler bu süre boyunca bütün ayrıntıları ile "kadının eli nasıl kırılır, kadın nasıl dövülür, kadına tecavüz nasıl olur?" bütün ayrıntıları ile izlemiş oluyorlar. Hem de aile boyu televizyon izlenilen zaman dilimi içerisinde çoluk çocuk hep beraber…

Diziye getirilen eleştiriler karşında dizi çalışanları, yapımcılar dizinin farkındalık yaratmaya çalıştığını, bu sorunun görmezden gelinemeyeceğini, yapmış oldukları şeyin şiddeti özendirmek olmadığını bunu yaşayan kadınların var olduğunu herkese göstermek amacında olduklarını söylüyor. İşte bir kadın olarak bu noktada aklımda bir sürü soru işareti oluşuyor. Kadına yönelik şiddetin bunca arttığı zamanlarda insanların gözüne sokar gibi işlenen şiddet sahneleri nasıl bir farkındalık yaratacak? Erkeklerin yaşanan her şiddet olayında birbirlerini örnek aldıklarını gerçek hayatta okuduğumuz haberlerde görüyoruz. Benzer gerekçeler ile sokak ortasında tanıdığımız, tanımadığımız, yoldan geçen erkeklerin şiddetine maruz kalıyoruz. Böyle işleyen beyinlerde bu şiddet görüntüleri ile nasıl bir farkındalık yaratmayı düşünüyorlar?

HERKES TAHİR OLURSA VEDAT'LARIN SOYU TÜKENİR Mİ?
Aklıma takılan bir diğer soru ise dizide kadına aşık olup onu himayesine alan kahraman(!) Tahir ve kadına yıllarca şiddet uygulayan Vedat ile ilgili: Herkes Tahir olursa Vedat'ların soyu tükenir mi?

Kadına yönelik şiddetin son bulmasını, kadının kurtuluşunu erkek zihniyeti ve himayesi ile ilişkilendiriyor dizi. Kadını bir birey olarak görüp koruyup kollaması gereken yasaların varlığı ile Tahir gibi adamların varlığı mukayese ediliyor. Sonuç olarak da izleyicilerin kafasında “ Herkes Tahir gibi olursa Vedat'ların soyu tükenir.” fikrini yerleştiriyor. Peki olması gereken gerçekten bu mu? Kadınların varoluşlarını erkekler üzerinden tanımlayarak mı çözeceğiz yaşadığımız onca sorunu? Şiddeti, sömürüyü, tacizi, tecavüzü, eşitsizliği…

BÖYLE FARKINDALIK OLMAZ!
Yazıma konu olan dizi hiç azımsanmayacak bir izleyici kitlesine sahip. Aynı zaman diliminde yayımlanan programlar arasında birinci olmuş. Bunca geniş izleyici kitlesi olan, kendilerine böyle büyük bir misyon yükleyip farkındalık yaratma amacı güden yapımcıların konuya daha büyük bir hassasiyet ile yaklaşması gerekir. Televizyon eleştirmeni değilim. Öyle bir gayem de yok. Ama bir kadın olarak öznesi kadın olan dizi ve programların içeriğinin bu şekilde olması beni kaygılandırıyor.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformunun 2017 verilerine göre, 409 kadının katledildiği, 378 çocuğun cinsel istismara uğradığı, 332 kadına cinsel şiddet uygulandığı bir ortamda farkındalığı başka türlü ortaya koymak gerekmez mi? Kadınların birlikte kafa yorduğu, kadının onurunun kırılmadığı, aşağılanmadığı bir şekilde farkındalık yaratmak çok mu zor?

İlgili haberler
Bitmeyen ve birbirinin aynı diziler

“Dizi izlememin nedeni genelde can sıkıntısından, yalnız kaldığımdan; belki de gerçek hayatta bulama...

Dizi dizi bamya tez kurusunlar

Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği, Filmmor, Kadın Dayanışma Vakfı, Kaos GL’den kadınlar, feminist gaz...

‘Kadın’, dizi ve yaşam...

Kadın dizisi, toplumun sorunlarını ortaya seren, kadınlara duygusal kırıklıklarını anımsatarak ağlat...