GÜNÜN FİLMİ: La Historia Oficial (Resmi Tarih)
Resmi Tarih, resmi ideolojiye angaje olmuş orta sınıf burjuva bir ailenin evlatlık çocukları Gaby’nin hikayesini ele alıyor.

Geçtiğimiz haftalarda, Arjantin’de askeri dikta döneminde, gözaltında doğum yapan annesinden zorla alınarak evlatlık verilen 126. kayıp çocuk bulundu ve biyolojik akrabalarıyla bir araya getirildi. Plaza De Mayo büyükannelerinin kayıpları bulmak için gerçekleştirdiği mücadele ve bulunan kayıp çocukların hikayesi sıklıkla basında yer aldı. Arjantinli Yönetmen Luis Puenzo’nun bu hikayelerden birini işlediği, La Historia Oficial (The Offical Story) ya da Türkiye’de verilen ismiyle Resmi Tarih kayıplara dair mutlaka izlenmesi filmlerden biri.

Arjantinli Yönetmen Luis Puenzo’nun La Historia Oficial (Resmi Tarih) filmi Güney Amerika sineması içerisinde özel bir yere sahip. Bunda şüphesiz 1986 senesinde en iyi yabancı film Oscar ödülünü alan ilk Güney Amerika filmi olmasının büyük payı var. Film, diktanın sona ermesinin hemen ardından çekilmeye başlanmış ve 1985’te gösterime girmiştir. Resmi Tarih filmini hem Güney Amerika sineması için hem de bizler için değerli kılan nokta, değer görüldüğü ödüllerden çok, son derece travmatik bir konuyu incelikle ele alabilmesinde yatıyor. Hakim olan naif dil ve yerinde kullanılmış müzikleriyle, film politik sinema içinde ayrı bir yerde duruyor.
Resmi Tarih filmi, Arjantin’de; 1976 cuntasının yavaş yavaş kendini revize etmeye başladığı 1980’lerin ortalarında geçiyor. Film, resmi ideolojiye angaje olmuş orta sınıf burjuva bir ailenin evlatlık çocukları Gaby’nin hikayesini ele alır. Dikta rejimi ile iş birliği içinde olan Hukukçu Roberto ve ülkede olup bitenlerle ilgisiz görünen Alicia’nın mutlu ve konforlu görüntülerinin parçalanmasını izleriz. Baş karakter Alicia, bir lisede tarih öğretmeni. İşine önem veren, disiplinli bir öğretmen. Aynı zamanda resmi tarih öğretisine de son derece bağlı biri. Onun için “resmi” kaynakların dışında söylenen her şey şüpheli hatta tehlikeli. Diğer taraftan, Alicia’nın hayatının odak noktasında ise beş yaşındaki kızı Gaby var. Zaten Alicia’nın kafasındaki bütün algının değişmesine kızı Gaby’nin durumu neden oluyor.

ANNESİNİ MERAK ETMEYE BAŞLAR VE...
Alicia ve eşinin çocukları olmamıştır, bu nedenle de kızları Gaby’i evlatlık edinmişlerdir. Alicia’nın, Gaby’nin nereden evlatlık alındığına dair en ufak bir fikri yoktur. Alicia zaman içerisinde evlatlık kızı Gaby’nin gerçek annesinin kim olduğunu merak etmeye başlar ve mikro bir noktadan ele aldığı yüzleşme sürecini toplumsal tarihle bağ kurarak ilerletir. Sınıfta geçen sahnelerde Alicia’yı, oldukça sert ve anlattığı konulara inançlı izleriz. Anlattıklarına itiraz ederek, “Tarihi katiller yazıyor!” diyen öğrencisini dersten kovar. Okuldaki sol görüşlü öğretmenle diyalogları ve cunta döneminde işkence gören arkadaşının işkencelerle ilgili anlattıkları konfor döngüsünde kırılma yaratır. Eşinin çocuklarını evlatlık alma şekline dair bilgiyi paylaşmaması ve bu konuda konuşmama kararı almış olmaları, tarihin sorgulanmaması gereken bilgiler konusundaki sessizlikleri gibidir. Esasında resmi tarih, iki yönlü işler. Bir noktada konuşulması ve hep tekrarlanması gereken bilgiler yığını vardır. Marşlar, ulusal bayramlar didaktik şekilde tekrarlanır. Bir tarafta ise sessizleştirme ediminin ve örtülmeye çalışılan olguların yer aldığı, fark edilen ama soru sorulmaktan kaçınmayı öğütleyen boşluklar. Biz bu boşluklara, Alicia’nın okulda öğrencilerinin panoya astığı kayıplarla ilgili haberleri gördüğünde ve Plaza De Mayo büyükannelerinin eylemiyle karşılaştığında şaşkınlığını koyabiliriz.

KAYITSIZ BİREYİN DEĞİŞİM SÜRECİ
Darbeden sonra cunta tarafından birçok hamile kadından çocuklarının alınıp başka ailelere verildiğini öğrenmesi ile Alicia için gerçek bir sorgulama süreci başlamış olur. Aslında bir tarih öğretmeni için önemli bir sorgulamadır. Çünkü kendi kişisel tarihi üzerinden yüzleşmeye başlayacaktır resmi tarih ile. Onun evlatlık çocuğu ile kurduğu ilişki de resmi bir ideolojinin devamıdır aslında. Plaza De Mayo’da kayıp yakını ailelerin yaptığı eyleme tanık olması onda bir tür farkındalık yaratmaya başlar. Kaldı ki, devlet bürokrasisi içerisinde kızının gerçek anne babasını bulmaya çalışırken de ona yine bir kayıp yakını yardım edecektir. Alicia sonunda kızı Gaby’nin cuntanın kaçırdığı çocuklardan biri olduğunu öğreniyor ama aynı zamanda bu öğrenme süreci Alicia’yı hem kendi gerçekleriyle hem de düzenin getirdiği gerçeklerle yüzleşmesine de yardımcı oluyor.
Resmi Tarih’in sinemasal anlamdaki değeri Alicia gibi çevresindeki hiçbir şeyi sorgulamayan orta sınıf bir karakterin, bir sorgulama süreci ile beraber çevresinde olan bitene kayıtsız kalmaktan vazgeçmesini sade bir şekilde anlatması. Şüphesiz film yer yer didaktik diyalogları barındırsa da, slogan atmaktan ya da olayları dramatize etme kolaylığından net bir şekilde kaçınıyor. Zaten tam da bu nedenle bir mağduru anlatmıyor Resmi Tarih, bütün olan bitene kayıtsız kalmış bir karakterin değişim sürecini anlatıyor.
Okuldaki marş sahnesiyle başlayan La Historia Oficial, Gaby’nin söylediği şarkıyla sona erer: “tanımadığım bir yerde, üç adım atıyorum ve kayboluyorum...”


ARJANTİN’DE CUNTA VE PLAZA DE MAYO ANNELERİ
Arjantin’de 1976-1983 yılları arasındaki cunta döneminde ağır insan hakkı ihlalleri yaşandı. 30 bin kişi kaybedildi. Gözaltında işkenceye tabi tutulan kadınların doğurduğu 500 bebek ise kaçırılarak çocuksuz ordu mensuplarına veya dikta rejimine yakın ailelere evlatlık verildi. Diktadan hemen sonra kurulan hükümet, 1983 gibi erken bir tarihte kayıplar için komisyon kurdu. “Kayıplar Hakkında Ulusal Komisyon” (CONADEP) tarafından hazırlanan rapor, Arjantin’deki hukuki sürece dahil edildi.
Yüzleşme yöntemleri, genel olarak geçiş dönemi adaleti kavramı altında ele alınıyor. Suçluların yargılanması, komisyonların kurulması, eski işkence mekanlarının müzelere dönüştürülmesi veya kurbanları onurlandıran anıtların inşası bu yöntemlerden bazıları. Dünya üzerinde geçmişle hesaplaşma pratiği İkinci Dünya Savaşı sonrasında kendine yer buluyor. Holocaust’la hesaplaşmanın hukuki aşaması olan Nürnberg mahkemeleri, yenenin yenileni yargıladığı cezalandırıcı tarzda adalet girişimini içeriyor. Onarıcı adalet girişimleri ise, yenen ve yenilenin olmadığı bir düzlemde işler. Mağdurları ve failleri sürece dahil ederek, ceza vermeye değil onarmaya yönelir. Komisyonlar tarafından yürütülür. Geçiş dönemi adaleti, bu iki yaklaşımı da kapsamaktadır. Bu anlamda, filme konu olan hapishanelerden kaçırılan ve evlatlık verilen bebeklerin, Arjantin’deki hakikat davalarında yargılama dosyaları kapsamında yer aldığını belirtelim. Arjantin’deki süreçte, Plaza De Mayo annelerinin kamusal alandaki görünürlüğü, Arjantin toplumunda karşı/alternatif tarih oluşmasında merkezi bir yerde duruyor. Filmde Alicia’nın karşılaşmasında olduğu gibi, gerçekte de meydanda yapılan eylemler hafızayı çağıran bir unsur olarak beliriyor. Çünkü geçmişle yüzleşme faaliyetleri, hafıza çalışmalarıyla paralel şekilde ilerler. Resmi tarihin, sessizleştirdiği ve görmezden geldiği olgusal hakikatlere hafıza çalışmalarıyla yaklaşılabilir.
BİRBİRİNE BENZEYEN İKİ ÜLKE
Arjantin ve Türkiye, darbelerle örülü siyasi tarih açısından birbirine benzetilen iki ülke. Diğer taraftan, Arjantin’den farklı olarak, yaşadığımız topraklarda darbeler dışında hafıza taleplerini güçlendiren travmatik olaylar dizgesi mevcut. 1915’in soykırımın kurumsallaşması anlamında ilk olduğunu ve Türkiye’nin başta 1915 olmak üzere söylemsel tonu zamanla değişen aktif bir inkar politikası yürüttüğünü belirtelim.Barışı kalıcı bir şekilde inşa edilebilmenin mekanizmaları, her toplumun kendi dinamiklerinde yatıyor. Geçmişin ağırlığından kurtularak geleceği kurmak ancak onarıcı adaletin tesisi ile mümkün. Geçmişteki hak ihlalleri ile yüzleşmek, bunu başarabilen toplumlara gelecekle daha sağlıklı bir ilişki kurabilme imkanı sunar. Çünkü bir toplumun geleceği, geçmişiyle kurduğu ilişkide yatar.
İlgili haberler
GÜNÜN KISA FİLMİ: Taybet Ana ‘Yedi Gün Yedi Gece’

Silopi’de sokağa çıkma yasağı sırasında öldürülen Taybet Ana’yı anlatan kısa film ‘Yedi Gün Yedi Gec...

GÜNÜN FİLMİ: Benim Soluk Cildim

Kime göre güzeliz, neye göre çirkin, şişman, zayıf, uzun, kısa. İnsan olmamızı belirleyen kriterler...

GÜNÜN FİLMİ: Rosa Parks’ın öyküsü

Cesur bir kadının hikayesini izlemek ister misiniz? Siyahi ayaklanmanın fitilini ateşleyen Rosa Park...