Yaralarımızı birlikte sarmak için...
İzmir’de yaşanan deprem sonrası Bornova Kadın Dayanışma Derneğinin çağrısına kulan veren Ekmek ve Gül Kadın Kadın Dayanışma Derneği, Kocaeli’den İzmir’e dayanışma ve kız kardeşlik ağlarını ördü.

1999 Marmara Depremini yaşayan kadınlar olarak, 30 Ekim günü bir kez daha yıkıldık, enkaz altında kaldık. Öfkelendik, üzüldük, İzmir’e ulaşamamanın yarattığı acı ile birlikte bir araya geldiğimiz üyelerimizle neler yapabileceğimizi tartıştık. Tam da bu anda Bornova Kadın Dayanışma Derneğinin çağrısı ile harekete geçtik. 

Zamanımızın kısıtlı olması sebebi ile elimizde, evimizde, çevremizde atkı bere battaniye vb. ne varsa toplamaya ve hızlıca ulaştırmaya karar verdik. Dayanışmanın verdiği heyecan ile kimimiz atkı bere ördük, kimimiz cebindeki kısıtlı parası ile çorap ve diğer ihtiyaçları karşıladı, uzaklardan gelen battaniye ve liflerimizi de ihtiyaç olur düşüncesi ile ekleyiverdik kolimize. Her eklediğimiz üründe “Az mı oldu acaba?” diye üzülürken dayanışmanın verdiği heyecan ile de içimizi ısıttık ve birlik olmanın güzelliğini yaşadık kız kardeşlerimizle.

İzmir depreminde kurtarılan her can bizlere can oldu, umut oldu. Diğer taraftan, insan yaşamını değersizleştiren, çürük yapılaşmaya izin veren, denetlemeyen herkese öfkelendik. Her mahalleye kreş talebimizin yaşadığımız afetlerde çocuklarımız için ne kadar da haklı bir talep olduğunu bir kez daha anladık.

Şimdi yaralarımızı birlikte sarma zamanı. Sırt sırta omuz omuza dayanışma ile daha güzel bir dünya için çalışmalarımıza, mücadelemize devam edeceğiz.

Çünkü biz, ne enkaz altında kalıp ölmek, ne de erkek şiddetinden ölmek istiyoruz.


İlgili haberler
Deprem sonrası kadınlar ne yaşıyor?

Deprem gibi afetler sonrasındaki olumsuzluklara dair kadınların yaşadıkları ise daha özel ele alınma...

Depremin görünür kıldığı: İşsizlik, yoksulluk, açl...

Deprem kaygısıyla çadırlara sığınanların çoğu, pandemi döneminde ya işsiz kalmış insanlardan oluşuyo...

Depremin gösterdiği: Bu ülkede çocuklar kendilerin...

‘Hiçbir çocuğun canının bir “mucize”nin ince ipine bağlı olmadığı bir yaşam kurmak bu devletin sorum...