Sanatın kucağına doğan kadın sesi
Zilan Hasret Yıldız da tanıdık sesine Mezopotamya’nın kadim enstrümanı defi katarak doğuyla batının çarpışması içinde kulaklarımızı şenlendiriyor.

Bu topraklardan çıkıp yıllarca halkın arasında dolaşan bazı ezgiler zaman içinde popülerleşse de kemikleşmiş bir halde ilk doğallığını kaybetmeden aramızda yaşamaya devam ediyor. Farklı seslerin ve enstrümanların bugüne kadar var ettiği, birden fazla hikayesi olan ama gerçek hikayesinin ötekine olan aşk üzerinden filizlendiği Erzurum türküsü Sarı Gelin, bu coğrafyanın klasikleşmiş ezgilerinden biri. Günümüzde bu türküyü birçok müzisyenden dinleyebiliyoruz ama müzisyen Ahmet Tirgil Sarı Gelin’e keman, piyano, duduk ve midi kontrabasla yeniden hayat vererek bizi bu toprakların dinleyene yabancı gelmeyen sesi Zilan Hasret Yıldız’la tanıştırıyor. Zilan Hasret Yıldız da tanıdık sesine Mezopotamya’nın kadim enstrümanı defi katarak doğuyla batının çarpışması içinde kulaklarımızı şenlendiriyor.

Peki, elinde defiyle kulağımızı dolduran bu tanıdık ses yakından tanımaya ne dersiniz!


BABA VE AĞABEYDEN ZİLAN’A MİRAS

1996 yılında İstanbul’da doğan Zilan’ın aslen Erzurum/Horasanlı olduğunu öğrendiğimizde sesinin Sarı Gelin türküsü içinde neden yabancı durmadığını daha iyi anlıyoruz. Üç çocuklu bir ailenin ortanca çocuğu olan Zilan’ın İstanbul’dan ilk ayrılışı üniversite öğrenimi görmek için oluyor. Dokuz Eylül Üniversitesinde matematik okumak için 2014 yılında İzmir’e yerleşiyor. Şimdi ise Ege Üniversitesinde konservatuvar öğrencisi olarak öğrenim hayatını sürdürmeye devam ediyor.

Müziğe olan ilgisini “Sanatın kucağına doğdum” diyerek tarif eden Zilan’ın babası da yıllarca Kürt müziğine ve kültürüne hizmet etmiş bir dengbej. Dengbej Kısmet Yıldız. Şimdilerde sesi bizim kulaklarımızda olan Zilan’ın kulakları da çocukluğundan beri babasının sesi ve ağabeyinin (Şeref Yıldız) çaldığı bağlamanın sesiyle dolmuş. Bu sayede müzikle ve sanatla beslendiğini hâlâ da besleniyor olduğunu dile getiriyor. Üniversite eğitimi için evinden ayrılıp İzmir’e yerleşince Def Eğitmeni Sami Hosseini ile tanışıyor ve ondan def/erbane dersleri almaya başlıyor. Def eğitimi sonrasında Ahura Ritim Topluluğuna dahil olan Zilan, toplulukla beraber kendini bambaşka bir kulvarın başlangıcında buluyor ve zamanla müzik-sanat anlayışı çeşitlenmeye başlıyor. Topluluğun kemik kadrosuna dahil olmadan önce yedi kadın bir araya gelip Ahura Jin Grubunu kuruyorlar. Bu grubun ardından kadrosuna dahil olduğu Ahura Ritim Topluluğuyla çalışmaları sürerken Cenk Arslanbuğa ve Mahzun Erdoğan ile tanışıyor ve 2019 yılında üç kişi olarak Neva Pangea adlı grupla müzik çalışmalarına başlıyorlar. Şimdilerde Murat Küçükarslan ve İnan Emeket’in katılımıyla grup çalışmalarına ve konserlerine beş kişi olarak devam ediyorlar. Yine 2019’da eş zamanlı olarak Hatice Çetin ile kaliteli çalışmalar üreten Zilan, bu yıl ise Serap Çiğdem Şahin, Murat Küçükarslan, Deniz Perhan’ın kurduğu ve Berat Hasırcı’nın da dahil olduğu Salut de Symrne adlı müzik grubuna dahil oluyor. Dahil olduğu müzik gruplarının en büyük özelliği çok dilli müzik anlayışını benimseyerek dünya halk ezgileri temasıyla hareket etmesi. Bu durumun müzikal hayatının gelişmesindeki etkisinin çok büyük olduğunun altını çizen Zilan “Dünya halk şarkılarındaki ezgiler, ritim kalıpları, şarkı sözleri vokalistlik ve enstrümanistliğimi müthiş derecede destekleyen etkenler benim için. Bunun yanı sıra beni yeni sesler ve teknikler keşfedebileceğim enstrümanlar denemeye ve öğrenmeye iterek yeni yolculuklara çıkarıyor. Ana enstrümanım def (erbane) ama bunun yanında öğrenim ve gelişim sürecinde olduğum ve icra etmeye çalıştığım tonbak, bendir, djembe, darbuka gibi enstrümanlar da var” diyor.


‘SANAT DA KADININ MÜCADELE ETTİĞİ ERİL BİR ALAN’

Zilan aynı zamanda İran’da bu yıl sekizincisi gerçekleştirilen uluslararası def festivalinde de finale kalmayı başaran defjenler arasında yer alıyor. Önceki yıllarda Rojhilat’ın Sine kentinde gerçekleştirilen festival bu yıl pandemiden dolayı online olarak gerçekleşti. Zilan festivaldeki performansını finale taşıdığı için çok gururlu ve bu gurur onu bin bir emekle yürümeye çalıştığı müzik yolu ne kadar uzun olursa olsun bütün gücüyle yoluna devam etmeye itiyor ve ona sonucun değil sürecin verdiği müthiş hazzı hissettiriyor. Ayrıca seneye İran’a gidip festivalde canlı performansını sergilemek için de sabırsızlanıyor. İran’da yaşayan kadınların müziğe ve sanata ilgisinin oldukça yoğun olduğunu söyleyen Zilan “Kadınların müziğe ve özellikle defe olan ilgisine dijital ortamlarda ve sosyal medyada şahit olmak mümkün. Festivale katılan kadın sayısı da bununla doğru orantılıydı. Türkiye’ye nazaran daha zor koşullarda yaşayan ve ciddi baskılara maruz kalan İranlı kadınların müziğe ulaşma mücadelelerinin kesinlikle bizden daha güçlü olduğunu düşünüyorum” diyor. Ancak bulunduğumuz her alanda olduğu gibi sanatın da kadının mücadele ettiği eril bir alan olduğunun altını çizerek aile kurumu, mahalle baskısı, devlet, din ve bu bağlamdaki ahlak kuralları ve benzeri etkenlerin kadının sanatla olan ilişkisini büyük oranda olumsuz etkilediğini dile getiriyor. “Sanata veya başka herhangi bir alana ulaşabilmek ve kendimizi var edebilmek için hem toplumdaki “kadın evde yemek yapmalı, çocuk bakmalı” algısıyla hem de her ne kadar bu algıya karşı olsak da aslında bizim kendi içimizde öğrenilmişliklerimiz ile kafamıza kodladığımız toplumda kabul gören kadın olma arzumuzla, kendimizle mücadele veriyoruz. Toplumumuzda sanat, kadınlar için taşlı dikenli yolların sonunda duruyor. Bu yolları aşabildiğimiz noktada özgürce üretebiliyoruz.” diye de ekliyor.

Kadının sanatla olan bağını ise “Kadın, sanatçı olarak var olabilmek için dayanışma, kararlılık, üretme ve özgürleşme arzusu içerisinde olmalı. Sonrası iyilik güzellik...” diyerek açıklıyor.

Fotoğraflar: Zilan Hasret Yıldız'ın kişisel arşivi

İlgili haberler
Kadının içindeki sessiz çığlığın dışa vurumu: Def

Ahura Ritim Topluluğu defin varlığına Türkiye’den ses olan müzik topluluklarından. Topluluğun üyeler...

GÜNÜN KADINI: Müzik dehası bir kadın Paradies

Mozart, Bach, Chopin… Bilindik erkek besteciler… Ancak aynı dönemin en az onlar kadar yetenekli best...

GÜNÜN NEŞESİ: Hüsne Tekintaş'ın def havası

"Gız ben unutuyom hep bu şarkıyı" diye başlayıp türküyü alıp götüren Hüsne Tekintaş'ın def havasını...