Bir kitap: Gönüllü Kulluk Üzerine Söylev
Fransız yazar, hukukçu Etienne de La Boetie, Gönüllü Kulluk Üzerine Söylev’de modern devleti masaya yatırır; eline neşteri alır, masanın etrafındaki gönüllü kullara ‘Buyurun korkunuzla yüzleşin’ der.

Korku içgüdüsel bir olgu mu, yoksa öğrenilmiş bir davranış mıdır bilmiyorum. Bu farklı alanların tartışma konusu. Fakat korku bir realite. Hepimizin farklı veya ortak korkuları var. Bir insan başka bir insandan korkabilir. Üç insan da bazen bir insandan korkabilir; bilirler karşıdakinin de iki kolu, iki ayağı olduğunun fakat onun gücünden, taktiklerinden korkarlar. On insan tek bir insandan korkar mı? Peki yüz insan, bin insan, bir milyon, seksen milyon insan bir insandan korkar mı? Maalesef insanlık tarihi boyunca milyonlar tek bir insandan korkmuş, günümüze kadar süregelmiştir. Gönüllü kulluk da burada başlıyor…

Fransız yazar, hukukçu, düşünür Etienne de La Boetie, Gönüllü Kulluk Üzerine Söylev’de modern devleti masaya yatırır; eline neşteri alır, masanın etrafındaki gönüllü kullara yani bize buyurun korkunuzla yüzleşin der. Yine ilginç bir kitap yolculuğu. Biz insanlar, canlıların en zekisi olmakla övünürüz; diğer canlıların bize hizmet için var olduklarını sanırız. Oysa canlıların en korkağı, özgürlüklerinden ilk vazgeçeni olduğumuzu bilmeyiz. Hafızasıyla dalga geçtiğimiz balık sudan çıktığı, tutulduğu anda ölümü tercih eder. Beyinsiz dediğimiz öküz, boyunduruk takıldığında direnir, huysuzlaşır. İnsan ise tek bir insana gönüllü kulluk yapar, esareti kabul eder. Ormanda fil köşeye sıkıştığını, yakalanacağını hissettiğinde özgürlüğü uğruna dişini sert cisimlere vurarak kırar, bırakır kaçar. Fakat milyonlarca insan tiranlara, padişahlara, krallara, tek adamlı otoriter iktidarlara neden kulluk eder? Milyonlar neden “Padişahım çok yaşa”, “Allah seni başımızdan eksik etmesin” der? Nasıl öğrendik biz gönüllü kulluğu?

La Boetie iki nedenden dolayı insanların kulluk ettiğini savunur: Alışkanlık ve korkaklık. Köle olarak dünyaya gelenler özgürlüğün ne olduğunu bilemez. Tek insan iktidarlarında gönüllü kulluk yapan yığınlar celladını besler, hırsızına yataklık yapar. “Özgürlük bir kez kaybolursa, kötülük sıraya girer. Özgürlüğünü yitiren, insanlığını da yitirir.” Yazar hayır denilirse tiranlar, imparatorlar yıkılır der. Tek insan yönetimlerinin, tiranların olmadığı, gönüllü kulluğun son bulduğu özgür yarınlara…


İlgili haberler
Bir kitap: Alçakgönüllü Bir Öneri

Bu bir uyarı, çok zorlu bir yolculuk. İki güçlü elin boğazımızı sıkma, soluksuz kalma; dipsiz kuyula...

Bir kitap: Doğru Soruları Sorsaydık Hayvanlar Ne S...

‘Hayvanlar sanatçı bir ruha sahip mi? Hayvanlar başkaldırabilir mi? Hayvanlar kendilerini bizim onla...

Bir kitap: Ana

Sarhoş baba çürümeye yüz tutmuş kapitalizmi, ana emeği, Pavel ise uğruna mücadele ettikleri geleceği...