Okullarda bir öğün ücretsiz yemek davası 3 Aralık’ta: ‘Bu dava tüm çocukların davası’
Okullarda her çocuğa bir öğün ücretsiz, sağlıklı yemek için açılan dava 3 Aralık’ta Danıştay’da görülecek. Kadınlar, tüm kamuoyunu çocukların eğitim hakkı için dayanışmaya çağırıyor.

Milli Eğitim Bakanlığına (MEB) “okullarda her çocuğa bir öğün ücretsiz sağlıklı yemek” için açılan dava 3 Aralık’ta saat 09.30’da Ankara’da Danıştay 8. Daire Başkanlığında görülecek. Ekmek ve Gül’ün “Okullarda bir öğün ücretsiz sağlıklı yemek her çocuğun hakkı” çağrısına yanıt veren binlerce kadın yüz binlerce imza toplamış ve okullarda ücretsiz yemek verilmesini talep etmişti. Kampanya kapsamında okul öncesi eğitimde bir eğitim dönemi verdikleri bir öğün ücretsiz yemeği hiçbir açıklama yapmadan kaldırmasına karşı 2023 yılında açılan davaya duruşma tarihi iki yıl sonra verildi.

Savcılık MEB’in bahanelerini yineledi

İstanbul’da Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği üyesi Nejla Akyıldız Göçer’in, okul öncesi eğitim kurumlarında çocuklara bir öğün ücretsiz yemek uygulamasının iptal edilmesi üzerine açtığı davanın duruşma günü belli oldu. 3 Aralık’ta görülecek davaya ilişkin savcılık, okul öncesi eğitimin “isteğe bağlı” olduğu, bu eğitimin amaçları arasında çocuklara ücretsiz beslenme sağlanmasının yer almadığı ve mali kaynakların yeterliliği de gözetilerek bir denge kurma zorunluluğu ileri sürülerek davanın reddini istedi. Savcılık Danıştay’a yazdığı dosyada daha önce de MEB’in gerekçe olarak sunduğu, “sıcak yemek dağıtımında yaşanan sorunlar, çocukların alerjik özelliklerinin bilinmemesi ve orta, üst sosyoekonomik düzeydeki ailelerin uygulamadan yararlanmak istememelerini” hatırlattı.

‘Savcılık görüşü araştırmadan uzak’

Davayı takip eden avukatlardan Av. Heval Yıldız Karasu, savcılık metninde açılan davanın sanki deprem bölgesindeki ücretsiz yemek dağıtımının iptal edilmesi istemiyle açılmış gibi ele alındığına dikkat çekti. Savcılığın bu uygulamanın deprem bölgesinde devam edip etmediğini dahi araştırmadığına işaret eden Av. Karasu “Oysa 1 öğün ücretsiz yemek uygulaması deprem bölgelerinde 2024/2025 eğitim yılı itibariyle sonlandırıldı” ifadelerini kullandı. Türkiye nüfusunun dörtte birini oluşturan çocukların eğitimlerini, sağlık beslenmelerini ve geleceklerini etkileyebilecek bu talebin Danıştay’da görülecek olan davasında dosyaya sunulan görüş metninin hayal kırıklığı yarattığını dile getiren Karasu “Danıştay bu ülkenin pek çok önemli kararlarının imzacısıdır. Ancak böylesine önemli bir davada verilen görüşün bu kadar sığ, kısa ve araştırmadan uzak oluşu bizleri kaygılandırmıştır” dedi.

‘Eksik yorum var’

Savcılığın davacının avukatları tarafından sunulan sözleşme, kanun ve diğer mevzuatlardaki hükümleri görmezden gelerek yalnızca iki kanunun birkaç maddesini ele aldığını ve onları da eksik yorumladığını belirten Av. Karasu, “Savcının kendisinin de altını çizdiği ‘çocukların beden, zihin ve duygu gelişmesini sağlamak ve şartları elverişsiz çevrelerden ve ailelerden gelen çocuklar için ortak bir yetişme ortamı yaratmak’ maddeleri bile başlı başına bu davanın dayanağı iken bu maddeleri görmezden gelmek, hukuku farklı algılamak ve yorumlamanın çok ötesindedir” dedi.

‘Sorumluluktan kaçıyorlar’

Eğitimin çocukların tüm gelişim süreçlerine destek olmak anlamına geldiğini ifade eden Karasu, “Asgari ücretin açlık sınırının altında olduğu bir ülkede, açken eğitim yapılamayacağı gerçeğini de göz önüne alarak bu çocukların beslenmesini sağlanmak zorundadır. Yine şartları elverişsiz çevrelerden ve ailelerden gelen çocuklar için ortak bir yetişme ortamı yaratmak eşitlik ilkesinin bir gereğidir. Bu eşitliği sağlamak yerine ‘yemek soğudu, alerji olabilir, aileler çok hassas’ gibi bahaneler görev ve sorunluluktan kaçmaktan ibarettir” tepkisini gösterdi. Karsu, MEB’in okul öncesi eğitimi yaygınlaştırma ve zorunlu kılma yönünde adım attığını ileri sürerken bir öğün ücretsiz, sağlıklı beslenme hakkı söz konusu olduğunda bu eğitimi ‘isteğe bağlı’ olarak nitelendirmesinin de çelişki olduğunu söyledi.

‘İdarenin takdir yetkisi sınırsız değil’
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi içtihatlarında idarenin takdir yetkisinin sınırsız olamayacağının, kamu yararı ve temel hak ve özgürlükleri korumaya ilişkin bu yetkinin sınırlanabileceğinin kabul edildiğini hatırlatan Karasu, “Aynı ilkeler, birçok Danıştay kararında da kabul edilmiş iken savcılığın tüm davayı takdir hakkı ilkesine indirgemesi meseleyi ne kadar dar kavradığının da göstergesidir. Mahkeme heyetinin görüşlerinin savcının görüşünün çok ilerisinde olmasını diliyor ve kararın çocuklar yararına olması için mahkeme salonlarında adalet aramaya devam ediyoruz” dedi.
‘Bu dava hepimizin, takip edelim’

Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği’nden yapılan açıklamada, 3 Aralık’ta görülecek duruşmanın tüm kamuoyu tarafından sahiplenilmesi çağrısını yapıldı. Dernek adına konuşan Nevruz Mersin, yoksulluğun derinleştiği, hayat pahalılığının ağırlaştığı bu koşullarda, ailelerin çocuklarının bir öğün yemeğini bile karşılamakta zorlandığına vurgu yaparak “Devletin bu en temel sorumluluğu yerine getirmemesi kabul edilemez” dedi. Okullarda her çocuğa bir öğün ücretsiz, sağlıklı yemek verilmesinin bir lütuf değil hak olduğunun altını çizen Mersin, “Bu uygulama yalnızca çocukların fiziksel sağlığını değil; onların psikolojik iyi oluşlarını, eğitimde kalma oranlarını, başarılarını ve geleceğe güvenle bakabilmelerini doğrudan etkiler. Üstelik dünyada pek çok ülkesinde yıllardır uygulanan bu model, sosyal devletin en temel görevlerinden biri olarak kabul edilmektedir” hatırlatmasını yaptı. Çocukların en temel gıda ihtiyaçlarının dahi tartışmaya açılmasına itiraz ettiklerini belirten Mersin, “3 Aralık’ta görülecek duruşma bu ülkede yaşayan tüm çocukların ve ailelerin duruşmasıdır. Tüm kamuoyunu, demokratik kitle örgütlerini, eğitim emekçilerini, kadın örgütlerini, ebeveynleri ve çocukların geleceğine duyarlı herkesi bu hak mücadelesini büyütmeye çağırıyoruz. Sesimizi birlikte yükseltelim” çağrısını yaptı.

MEB bütçe ayırabilir
Davayı açan Nejla Akyıldız Göçer ise kendi çocuğu 2023'te anaokuluna başladığında bu uygulamanın süreceğini düşündüklerini ancak kaldırıldığında veliler olarak tepki gösterdiklerini anlattı. Çevresindeki birçok kadının çocuklarına beslenme hazırlarken oldukça zorlandığını ve beslenme hakkı için neler yapmak gerektiğini tartıştıklarını ifade eden Göçer, "Davamızda haklıyız. Çocuklar aç kalmasın, eşit beslenme hakkı ile eğitim süreçlerini tamamlasınlar. Çocuklarımız sağlıklı bireyler olarak yetişebilsin ve geleceğe umutla bakabilsinler istiyoruz" dedi. MEB bütçesinden pay ayrılarak çocuklara bir öğün ücretsiz, sağlıklı beslenme sağlanabileceğinin altını çizen Göçer, "Davamız yakın zamanda görülecek, biz de orada olacağız" dedi.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül



Editörden