Küçük bir çocuğum ben;
Güçlü değil bedenim,
Tehlikeli değilim.
Biraz ekmek, bir yudum su, yaşayacak bir toprak
Benim sizden istediğim…
Gülsüm Cengiz’in dizeleri, çocuk yüzleri gibi sade, duru, yaşamın kendisi kadar yalın ve gerçek. Tıpkı, “… Hangi kavga haklı çıkarır öldürmeyi bir çocuğu?” mısralarında olduğu gibi Ağrı Dağı kadar güçlü ve heybetli. Engin, “Adı Barış’tı; çocuktu, ufacıktı…”, tıpkı okyanusun ortasında fırtınaya yakalanan kayığın içindeki balıkçı kadar dingin. “Benim adım… ‘Benim adım Zakar,’ diyemezdik susardık…” Duvarları yok eden sevgi, dostluk ve yoldaşlık kadar evrensel.
Gülsüm Cengiz’in Başka Bir Gökyüzü Altında kitabı ile yolculuğumuz, insanı insan yapan duygular arasına, şiir mısralarına… Soluklandığımız duraklarda kimler yok ki? Onları sevdiklerinden ayıran sınırlardaki tel örgüleri sorgulayan çocuklar da var, adları söylendiğinde duraksayan, onu gizlemek zorunda kalan çocuklar da. On üçünde işçi Ahmet de var, henüz on iki yaşında toprağa düşen Ceylan da… Memleket acı yumağı. Her köşe başı, zaman dilimi farklı, benzer nasırlanmış gözyaşlarıyla örülmüş sanki. Hayatın olağan gibi görünen ritminde milyonlar, yaşadıkları adaletsizliği, sorunları, isyanlarını; çocuklar anlamlandıramadıklarını sığdıramaz hiçbir yere. Aynı coğrafyada, ayrı yerde, herkesin önünde, fakat sanki sisli bir camın altında kendi döngülerinde unutulmaya yüz tutmuş… Şiirleriyle Gülsüm Cengiz usta kalemiyle her birini çıkarır gün yüzüne, kaybolmasın diye; toplumsal belleğin unutulmasına göz yummaz. Alır tüm bu acıları, şiirleştirir, ölümsüzleştirir, yüreklere dokundurur. Göçü sınırlar ötesindeki çocukların gözünde görür; okuyucuya, Ceylan’ın ürkek, masum bir kuş gibi çırpınışını duyumsatır; kadınların farklı dillerde söylediği ağıtlara tercüman olur. Sığınmacıların çaresizliğine, deli denizlerde alabora olup ölümüne var olma mücadelesine kameraman olur.
Gülsüm Cengiz toplumsal gerçekçi bir sanatçı olarak bu toplumda var olan sorunları görür, hisseder, yüreğinin derinliklerinde demleyerek okuyucuya iletir. Bir aydın, şair, yazar olarak topluma karşı sorumluluğunu yerine getirir. Ötekilerin, itilenlerin, yoksulların, kimsesizlerin, annelerin, çocukların, yersiz yurtsuzların sesine ses verir.
Fotoğraf: Nebat Bukrek / Ekmek ve Gül
İlgili haberler
GÜNÜN KİTABI: Masalını Terk Eden Prensesler
Hepimiz istemişizdir gerçek hayattan bir an için uzaklaşıp kitapların hatta masalların büyülü dünyas...
GÜNÜN KİTABI: Bin Muhteşem Güneş
Kadın olmak! Hem de Afganistan’da kadın olmak. Onların yaşadıkları, duyguları Meryem’le Leyla’nın ki...
GÜNÜN KİTABI: Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Ölesiye seven bir kadın ve sadece anı yaşayan, sevmeyen, hatırlamayan bir erkeğin, tanınmış bir yaza...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.