MEKTUP

Adana’dan Gülay, pandemiyle birlikte büyüyen borç yığınını ve küçük esnaf olarak ayakta kalma çabasını anlatıyor.

Yoksulluğa ve işsizliğe karşı mücadele etmeden nafaka hakkına sahip çıkılması mümkün mü?

Market işçisi bir kadın; hastalığını belgelediği için kurnazlıkla suçlanmış, izin günü hakkını istediği için mobbinge uğramış ve tazminatına patron konmasın diye sürekli tetikte…

Kendime ve çocuklarıma bakmak için çalışmak zorunda olduğum için suçlandım. Çocuklarımın velayeti eski kocama verildi. Bir de üstüne nafaka ödüyorum!

Kendi halimize, alım gücümüzün yerlerde sürünmesine mi üzülelim, küçük esnafın gözümüzün önünde yok olup gitmesine mi, bilemedim. Demek ki bir şeyleri hep beraber değiştirmenin zamanı gelmiş…

Şu an hiç geçmeyecek gibi gelen ne varsa birlikte geride bırakacağız, birbirimizin çaresi olacağız, yan yana gelecek ve çoğalacağız… ‘Karanlığı tutuşturup bir köşesinden, geceyi gündüze çevireceğiz.’

Narlıedere ve Balçova’da 8 Mart çalışmalarına başlayan kadınlar, sorunları birlikte konuşup çözüm önerilerini birlikte tartışmaya çalışıyor.

Elektrik zamlarının kadınların başına ne çoraplar ördüğünü yazdı Gizem Örnek: Televizyon bağımlısı olmaya ramak kalmış bir ufaklık, çamaşırda bulaşıkta ve yorgun argın bir anne…

Uzun yıllar boyunca zorlu bir hayatı ve çocuğunun sorumluluğunu tek başına yüklenip, boşanma sürecinde şiddet riski yüzünden nafaka alamayan bir kadının isyanı…

17 yıllık bir hemşire anlatıyor: ‘Darp, küfür, ölüm biz sağlıkçılarla birlikte anılan durumlar oldu. Mesleğimizi güven içerisinde yaptığımız, işimize saygı duyulduğu bir ortam istiyoruz.’

Mesleğe başladığı andan itibaren neymiş hemşirelerin yaşadıkları, pandemide ‘kahraman’ ilan edilenlere reva görülenler, onları başka ülkelere göçe zorlayan koşullar... Genç bir hemşire anlatıyor…

İşe gidip gelirken kadınların sohbetlerine kulak misafiri oluyorum, yaşadıkları ekonomik sıkıntıyı anlatıyorlar. Herkesin ortak derdi geçim sıkıntısı… Bir an önce zamlar geri alınmalı.

Kadınları ve sağlıkçıları koruyan, şiddetin tekerrür etmeyeceği bir adalet düzeni istiyoruz.

10 yıllık zor bir evliliği geride bırakmanın zorluğu, üstüne aile baskısına rağmen kendi olmayı seçen bir kadının yeni hayatı için duyduğu heyecan ve yaptığı planlar…

Böylesi bir yoksulluk tablosu karşısında isteklerimiz de çok büyük değil; çocuklarımız için güvenceli bir gelecek, temel ihtiyaçlarımızı karşılayabildiğimiz güvenceli bir iş, insanca bir yaşam...

Her kriz döneminde ‘zengin olma’ yolu olarak bir nevi moda gibi ortaya sürülen oyunlar şimdi de revaçta… Zamanında bankerlere para kaptıran nesil vardı, borsa oyunları, piyangolar, şimdi kripto para…

‘Artık her şeyi içinde yaşadığımız bu sistemi daha fazla sorgulayarak devam ediyorum, dediğim gibi her şey bir deneyim. Ben de deneyimleyip insanları gördüm.’

‘Hastaları için her şeyi sağlık çalışanından bekleyen ve istedikleri sonucu alamayan insanların bize yaşattığı korku her geçen gün daha çok artıyor.’

Bir sendika temsilcisi esas gücün sadece bireysel bir cesaret değil, bu cesaretin olgunlaşıp büyüdüğü, harekete geçmeyi kolaylaştıran birlikteliklerden geldiğini anlatıyor.

Boşanma sürecinde olduğu eşi çocukları için 300 lira nafaka dışında hiçbir masrafına destek olmuyor, çocuk bakımının tüm ekonomik yükü Merve’nin sırtında.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.