Narlıdere ve Balçova Ekmek ve Gül gruplarından kadınlar olarak “deprem” gündemiyle bir araya geldik. Acılarımızı ve üzüntülerimizi paylaştığımız buluşmanın öncelikli vurgusu duygusal, maddi ve sosyal destek dayanışmasının zorunluluğu ve devletin de enkaz altında kaldığı gerçeği oldu.

Deprem bölgesi ve göç etmek zorunda kalan depremzedelerle dayanışma çalışmalarının sürekliliğinin sağlanmasının önemine dikkat çeken kadınlar bir süre sonra duyarlılığın azalacağı ve dayanışmanın yetersiz kalacağı endişelerini dile getirdi. Deprem bölgesindeki kadınların acil talepleri sıralanırken hem dayanışmanın sürekliliğinin nasıl sağlanacağı hem de depremzedelerin ihtiyaçlarının giderilmesinin asıl olarak devletin sorumluluğu haline nasıl getirilebileceği soruları üzerinden tartışma yürüttük.

Güzelbahçe Halk Eğitim Merkezinde bir araya gelen gönüllü kadın arkadaşlarımız da polar ve battaniye dikerek destek oldukları deneyimlerini heyecanla anlattılar. Dernekler ve cemevlerinde oluşturulan deprem dayanışma merkezinin bilgileri, özellikle yakın çevremizdeki aileler için yardım kampanyaları (eşya sağlamak ya da kumbara oluşturmak gibi) hedeflenirken depremden zarar gören, yakınlarını kaybeden Ekmek ve Gül grubundan kadın arkadaşların isimlerini belirledik.

Tartışmalarımızın bir yönü de yakın zamanda yapılacak seçim nedeniyle yürütülen deprem dayanışma çalışmalarında hem hükümetin teşhirinin iyi yapılması hem de bu gönüllü dayanışmanın kalıcı örgütlü bir mücadeleye dönüştürülmesi mücadelesi oldu.

Ayrıca, eğitime ara verilmesi kadınların tepki gösterdiği konu oldu. Toplumun çoğunluğu gibi biz de “Oteller, apartlar, hatta saray boşaltılsın neden öğrenci yurtları boşaltılıyor” diye tepki verdik; arkadaşlarımız sorunun sadece yurtta kalan öğrencilerle bitmediğini, kirada oturan öğrenciler için evleri boşaltmak zorunda kalmaları, taşınma masrafları, çalışıp okuyan gençlik kesimi açısından daha büyük mağduriyetlerin, çaresizliklerin yaşandığı üzerine sohbet ettik. Aslında bir amacın da üniversite gençliğinin mücadelesinin engellenmesi olduğunu da biliyorduk: peki ne olabilirdi? Depremzedeler için en yakın zamanda eğitim koşullarının oluşturulması, deprem bölgesi dışında kalan yerlerde ise eğitime ara verilmemesi sağlanabilirdi…

 Son olarak toplumun kahramanlara değil dayanışmanın örgütlü güce dönüşmesine ihtiyacı olduğunu konuşurken kendimize görevler çıkardık.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül