12 saat gece vardiyası, iş kazasına ‘yara bandı’
Akşam 7:30'da işe başlıyor, sabah 7:30'da mesai bitiyor. Çalışırken yaşadığı kazalar ustabaşı tarafından 'Bir şey olmaz bu kadarcık şeyden' diye geçiştiriliyor. Her şey 50 lira için!

Nesrin 36 yaşında işçi bir kadın. Gece vardiyasından çıktığı sabah, sözleştiğimiz gibi buluşuyoruz. ‘Nasıl hiç geceden çıkmış gibi durmuyorum değil mi?’ diye soruyor. Artık vücudunun gece vardiyasına alıştığını söylüyor.
Nesrin’in 5 yıldır çalıştığı plastik fabrikası Arçelik’e makina parçaları üretiyor. Küçük parçaların üretiminde özellikle kadınlar tercih ediliyor. Hem elleri erkek işçilere göre daha küçük olduğu için, hem de daha özverili çalıştıkları için böyle olduğunu belirtiyor. Kadın işçiler üretilen parçaların üzerindeki çapakları temizlemek için falçatayla çalışıyorlar. Falçatayla çalışırken işi yetiştirmek için hızlı çalıştıklarından, zaman zaman ellerinin kesildiğini söylüyor. ‘Ustabaşına söyleyince önemsemiyorlar, yara bandı takıp çalışmaya devam ediyoruz.’ diyor.
Ve başından geçen bir olayı anlatıyor: ‘Bir keresinde falçatamın ucundaki bıçağı değiştirdim, yeni bıçaklar da yağlı oluyor. Parçaya yağ bulaşmasın diye bıçağı pantolonuma sildim, sonra bir baktım hem pantolonumu kesmişim, hem de bacağımı. Yukarı çıkıp gösterdim bacağımı, hiçbir şey demediler. Yeni pantolon aldım, yara bandıyla yarayı yapıştırdım, o halde çalışmaya devam ettim.’

HER GÜN 12 SAAT GECE MESAİSİ, VAR MI BUNUN BİR ÇARESİ?
Gece vardiyasının nasıl geçtiğini soruyorum. ’İlk başlarda çok zor oluyor sonra zamanla alışıyorsun ama ne kadar alışırsan alış belli bir saatten sonra uyku bastırıyor. Ben evli olmadığım için şanslıyım ama evli olup da gece vardiyasında çalışan arkadaşlarımın hali perişan. Gündüz de çocukla, evin işiyle uğraşmaya devam ediyorlar. Sosyal yaşam kalmıyor, kimseyle görüşme şansın yok, daha fazla uyku için herşeyden vazgeçiyorsun.’ diyor. ‘Molalarınız yeterli mi, dinlenmenize yetiyor mu?’ diye soruyorum. Fabrikada çay molası olmadığını ama çay makinasından çay alabildiklerini söylüyor. ‘Çayı alıyorsun, makinanın başına geçiyorsun. O hızla çalışırken çay içilebilir mi, çay buz gibi oluyor zaten. Yemek molamız bir saat, onda da bize bir ekmeğin içine domates, salam, kaşar koyup veriyorlar. 12 saat boyunca doğru düzgün yemek yemeden çalışıyoruz.’ diye anlatıyor.

Çalışma Bakanı kadın ‘işçiler gece vardiyasında 7.5 saatten fazla çalıştırılamaz’ dedi. Peki bakan bunları biliyor mu?
Vardiyalı çalışan kadın işçiler neler yaşıyor, kaç saat çalışıyor?

Nesrin’e çalışma bakanının gece vardiyasına ilişkin açıklamalarından bahsediyorum, şaşırıyor: ‘Bizim fabrikada zorunlu mesai var, akşam 7.30’da gidip sabah 7.30’da çıkıyoruz. İtiraz etme şansımız yok çünkü primimiz kesiliyor. Öyle bakanın bahsettiği gibi müfettişin filan da geldiği yok. Mesela bazı haklarımız olduğunu biliyoruz, mesaiye kalmayabiliriz; yerimiz değiştirildiğinde çalışmayabiliriz... Ama bunları yapmaya kalkışırsak maaşımızdan kesiliyor. Üretim esnasında hiç hata yapılmazsa ve bir ay boyunca hiç izin, rapor kullanılmazsa 50 TL prim veriliyor, bu prim zamanla katlanıyor. Şimdi ben aylardır hiç izin kullanmadım, bir aksilik olmazsa prim alacağım’ diyor.

5 YILLIK İŞÇİ, 30 LİRA ZAM ALMIŞ
Asgari ücretle geçinmek zor olduğundan 50 liralık prim işçiler için çok önemli. İlk ay 50 lira olan prim ikinci ay 100 lira oluyor. Üretimde bir hata olduğunda yani Nesrin’in deyimiyle “red yediğinde” prim alamıyorsun. İşçilerin prim konusunda birbiriyle yarıştıklarından, birinin yaptığı hatanın diğerini etkilemesinden dolayı zaman zaman sürtüşmelerin yaşandığından bahsediyor Nesrin. Bu yıl maaşına sadece 30 lira zam aldığını söylüyor öfkelenerek. “5 yıllık işçiyim, 30 lira zam aldım düşünebiliyor musun, hadi ben evli değilim ama fabrikada evli olan bir sürü insanın geçinmesi mümkün değil” diyor. Nesrin’e “1 Mayısta ne yapacaksın?” diye soruyorum, “Küçükken babamla 1 Mayısa giderdik ama bu 1 Mayıs mecburen çalışmak zorundayım” diyor. “İşçilerin birliği olmazsa bir şeylerin değişmesi çok zor, ben sendikasız bir işyerinde çalışıyorum. Fabrikaya sendikanın gelmesi bile işçilerin birliği sayesinde olacak bir şey” diyor. Nesrin’le 30 Nisan'da Gıda İş Sendikası’nın Kocaeli'de gerçekleştireceği İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği panelinde buluşmak üzere sözleşip ayrılıyoruz.

1 Mayıs’a Giderken Kadınlar ve Çalışma Yaşamı dosyamızın 13. ve 14. gününde Nesrin'in çalıştığı ağır koşullarda çalışmak zorunda bırakılan milyonlarca kadın işçinin durumunu ele almış ve şu talepleri söylemiştik:
Güvenli ve sağlıklı ortamlarda çalışmak istiyoruz!
Oysa biz çalışırken sağlığımızdan olmak, çalışırken ölmek istemiyoruz!
En basit önlemler dahi alınmadığı için sağlığımızdan ve hatta yaşamımızdan oluyoruz.
Sadece iş kazaları değil meslek hastalıkları da sona ersin istiyoruz. İşçi cinayetleri son bulsun istiyoruz!
Çalışma yaşamı ve işyerlerinin kadın çalışan sağlığı göz önünde bulundurularak baştan aşağı değiştirilmesini ve kadın çalışan sağlığı için gereken tüm önlemlerin alınmasını istiyoruz!
Sadece meslek hastalıklarının değil çalışma yaşamındaki her türlü eşitsizlik ve ayrımcılığın, psikolojik, fiziksel ve cinsel tacizin de önlenmesini istiyoruz!


İlgili haberler
Vardiyalı çalışırken haklarımız var!

Vardiyalı çalışma, özellikle de gece vardiyası, kadın işçilerin hem fiziksel, hem ruhsal hem de topl...

Gece vardiyası sağlığımızı bozuyor

Gece vardiyası sürekli uykusuzluğa ve yorgunluğa yol açıyor, vücut direncini düşürüyor. Vardiyalı ça...

Vardiyalı çalışma hem bedeni hem ruhu çökertiyor

Gece vardiyasında çalışan işçi kadınlar anlatıyor: "En büyük sorun uykusuzluk ve sinirlilik. Bu duru...