Fabrikada 140 kişi çalışıyoruz, sadece 18 kişi oruç tutmuyoruz. Oruçtan dolayı öğle molamız yarım saate indi. Ramazanın 7. günüydü, biz beş arkadaş yemeğe çıkmadık. Çünkü git gel derken zaman yolda geçiyor. Bir de hepimiz kadın olunca insanların tuhaf bakışlarından rahatsız oluyoruz. Biz de evde hazırladığımız ekmek aralarını bir köşede oturup yemeğe başladık.
O sırada Facebook’ta gezinirken Cumhurbaşkanı adaylarıyla ilgili videoları açtım. Hem konuşmalara bakıp hem de yemek yerken bir yandan “Kime oy vereceksin?” diye birbirimize sorular soruyorduk. Birisi “Meral Akşener’e” dedi, biri “Muharrem İnce’ye”, biri çekimser kaldı. Biri de “Ben hep Reis’e veriyordum ama artık ona da vermeyeceğim. O işçileri hiç düşünmüyor” dedi. Hepimiz güldük. “Yeni mi uyandın?” diye takıldık.
Birden arkamızdan gelen tiz sese döndük. Başka bir işçi arkadaşımız bize “Hain” demeye başladı. “Ya ne oldu? Biz ne yaptık?” derken “Siz Müslüman olamazsınız, ne biçim kadınlarsınız... Ne oruç tutuyorsunuz ne de tutanlara saygınız var” dedi. Aramızda bağrışma başladı, sonra karın ağrısını öğrendik.
Meğerse siyaset konuştuğumuz için bu tepkiyi vermiş. “16 yıldır Ak Parti bu ülkeyi yönetiyor, bir sürü güzel şey yaptı, gözünüze dizinize dursun” dedi. Hepimiz fazlasıyla özgürmüşüz(!) Biz de ona “Madem özgürüz, ne diye gelip fikrimizi söylüyoruz diye karşı çıkıyorsun?” dedik. Aynı işi yaptığımız arkadaşımızla tartışmak zorunda kaldık.
Olay büyüdü, usta başına kadar gitti. Duruma el koyan usta, hepimize bağırıp çağırdı. O da oruç tutmadığımız için bizlere hakaret etti. “Dinden imandan bile haberiniz yok. Siz ne anlarsınız siyasetten? Herkes kendi imanı neye yetiyorsa onu yapar. Sizin nefsiniz de bu kadar” dedi ve bir daha olursa bizi işten atacağını söyledi.
Kadınları sürekli bir şeyleri bahane ederek aşağılayan ustabaşına kendi elimizle koz vermiş olduk. Çünkü konuşmanın sonunda “Siz kadınlar ne zaman bir araya gelseniz ancak dedikodu yapar, kavga edersiniz” dedi. Ben bu durumu çok kafama taktım. Biraz düşününce hepimiz aynı işi yapıyor, aynı parayı kazanıyoruz. Çıkarlarımız ortak, ama iş siyasete gelince anlaşamıyoruz. Yanına bir de din faktörü eklenince iyice bölünüyoruz. Aslında kendi sorunlarımızı konuşunca hepimiz aynı fikirdeyiz, ama kaynağını konuşmak kimsenin işine gelmiyor. Bu kadar fazla sorun yaşayan işçi kadınlar birbiriyle kavga etmeden de siyaset konuşabilmeli. Bunun için çaba göstermemiz lazım.
İlgili haberler
#KadınlarınSeçimi onurlu bir gelecek
Milyonlarca kadına dayatılan seçenek bu ikisi arasında; Ölüm mü, sıtma mı? Seçim manifestolarında ve...
Belediye olanakları işte böyle seçim rantı olarak...
Pazar tezgahı, belediyenin yardım kuyruğu, kışın defalarca kömür yardımı için başvuran kadının evine...
Sincan’da metal işçisi kadınlarla seçim sohbeti...
‘İnsanca yaşamak olsa... Gece vardiyası olmasa...’ diyor seçimi konuştuğumuz metal işçisi kadınlar....
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.