Almanya’da Hitler faşizmi iktidara getirildiği insanlık can pahasına da olsa bir direniş başlatıldı. Zafer gününde sağ kalabilecek kadar şanslı olanlar, yaşamlarının geri kalan kısımlarında nefesleri yettiğince faşizmi ve direnişi anlatmaya devam ettiler. Ne güzel ki, bizler o gözü pek yiğit direnişçileri dinleme, yaşadıklarından öğrenme şansını yakalamış olduk. Onlardan birisi de 25 Mayıs 2007’de kaybettiğimiz Gertrüd Müller’di. Geçmiş yıllarda birçok kez DİDF Stuttgart’ta toplantılar gerçekleştirmiştik.
DİRENİŞÇİ BİR KIZ ÇOCUĞU
Gertrud Müller, 29 Kasım 1915’te bir işçi ailesinin çocuğu olarak Stuttgart’ta doğdu. Birinci Dünya Savaşı ve yıkıcılığı bütün vahşiliğiyle devam ediyordu. Açlık sefalet bütün Avrupa’yı, hatta dünyayı sarmalamıştı. İşsizlik ise diz boyuydu. Böylesine ağır sorunların olduğu dönemde doğan çocuklar çocukluklarını ne kadar yaşayabilirdi ki... “Yoksulluk insanı çabuk olgunlaştırır” sözü Gertrud’un yaşamında cisimleşti. Henüz 15 yaşındayken örgütlü mücadeleye Komünist Gençlik Birliği (KJV) saflarına katıldı. Bir yanda Leitz firmasında işçi olma, diğer yanda örgütün kendisine verdiği her görevi ve sorumluluğu layıkıyla yerine getirmeye çalıştı.
Duvar yazılamaları, dağıtılan el ilanları, siyasi toplantılarına gerekçeleriyle küçük yaşta bir kaç kez tutuklandı. İki yıl kadar cezaevinde kaldı. Ama hiçbir şey onu girmiş olduğu yoldan döndüremedi. Serbest kaldığında Hitler faşizmine karşı çalışmalara katılmaya ve örgütlenme çalışmalarına devam etti.
TOPLAMA KAMPINDA YAŞAM
Gertrud Müller, 22 yaşında 1937’de kendisi gibi komünist olan Hans ile evlendi. Hayat onlara toz pembe hayaller kurmaları yerine zorlukların ve faşizmin üstesinde gelmelerini öncelik vermelerini öğretir. Evleri, faşizme karşı direnişin örgütlendiği, cesaretli kararların alındığı bir hücre evi oldu.
Gertrud ile Hans birlikte direnişi büyütmeye devam etti. Bunca işin arasında yakalanmayı ve ceza almayı göze alarak savaş esirlerine gizlice yemek götürmeyi dahi elden bırakmadılar. Siyasal faaliyetlerinden dolayı tanınmış olmaları ve buna bir ihanetçinin ifadesi eklenince 1942’de ikisi de tutuklandı. Tutuklanma kendileri ile sınırlı kalmadı, bütün aile gözaltına alınarak vatana ihanetle suçlandı.
Stuttgart’ta devam eden Gestapo sorgusunun ardından Gertrud Müller Rudersberg Kampına oradan da Bad Canstatt Hapishanesine getirildi. 13 ay sonra bu kez, Ekim 1943’te Ravensbrück Toplama Kampı için yola çıkarıldı. Faşistler, dosyasına ölüm cezası anlamına gelen ‘İstenmeyen geri dönüş’ notu düşmüşlerdi.
Gertrud, kamptaki yoldaşlarının yardımıyla Strasbourg yakınlarındaki ve 22 bin kişinin ölümüne neden olan Natzweiler Kampına bağlı Geislingen’e nakledildi. Geislingen WMF fabrikasında Macaristan ve Polonya’dan getirilen 800 Yahudi kadın ve kız çocuğu kölece çalıştırılmaktaydı. Gertrud Müller, orada mutfak bölümünde çalışırken sayısızca tutsağa yardım etti.
‘HAYATIMI ULUSLARARASI DAYANIŞMAYA BORÇLUYUM’
Hitler faşizminin sonu yaklaşmaktaydı. Sonlarının yaklaştığını hissetmeye başlayan tüm diktatörler yapmış oldukları zulmün/soykırımın izlerini silmeye çalışırlar. Faşist Hitler de öyle yaptı. Toplama kamplarında henüz sağ olan herkesi ölüm yürüyüşüne (Todesmarsch) çıkardı.
Gertrud, 30 Nisan 1945’te ABD askerlerince Dachau’da özgürlüğüne kavuştu. Gertrud büyük bir sevinç için memleketi olan Stuttgart’a geldi. Çok şanslıydı, ailesi ve kocası sağ kalmıştı.
Faşizmin yenilgisinden sonra mücadele farklı boyutlarda devam etti. KPD’ye üye olarak çalışmalara katıldı. Faşizm yenilmişti ama, Almanya aynı kişilerle farklı biçimlerde yola devam ediyordu.
1959 yılında KPD (Almanya Komünist Partisi) yasaklanınca işini kaybetti. Eşi Hans yasaklanan KPD için dokuz ay hapiste kaldı. Ama o boş durmadı. DİDF derneğinde yapılmış olan bir söyleşide ‘Yaşamımı uluslararası dayanışmaya borçluyum. Onlar bana yardım etmeseydi bugün karşınızda olamazdım. Ben yoldaşlarıma ihanet etmem. Yaşadığım sürece faşizme karşı direnişi anlatacağım’ demişti.
Gertrud Müller 25 Mayıs 2007’de 91 yaşında hayata gözlerini kapadı. Yaşamı boyunca cesur ve komünist bir kadın olarak hareket etti. Irkçılığa, faşizme ve savaşa karşı düzenlenen eylemlerde toplama kampı dönemi elbiselerini sembolik olarak giyinerek ön saflarda yer aldı.
Faşizme karşı direnenler arasında acıyı bütün boyutlarıyla hissedenler kadınlar oldu. Hayatı bizler için öğretici derslerle dolu bu güzel insan Gertrud Müller’i doğumunun 105’inci yılında bir kez saygıyla anıyoruz. Savaşa ve faşizme karşı mücadelede Alman halkının yüz akları olanların adları mücadele alanlarında anılmaya devam ediyor.
İlgili haberler
Tarihte bugün: Nazilere karşı mücadele eden Annie...
Nazi rejimine karşı yönelen ve Rusya’daki komünist sisteme yakın olan yeraltı direniş grubu Kızıl Şa...
Nazi Almanyası’nda kadın işçiler: ÇALIŞ, İTAAT ET,...
9 Mayıs 1945’te Nazi Almanyası’nın teslim oluşuna kadar 55-60 milyon insanın ölümüne, milyonlarcasın...
GÜNÜN KADINI: Nazilerin toplama kampında yaşamını...
Mücadelenin içinde iki kadın Ella Trebe-Beyer ve Luise Kautsky- Ronsperger… Bundan 75 yıl önce birer...
Nazi avcısı Beate Klarsfeld
Eşiyle birlikte Nazi katillerinin izini süren, onların yakalanması, suçlarının açığa çıkması ve tutu...
Nazilerin yenilmesinde kilit rol oynayan enternasy...
Rada Vranješeviæ, Diamando Kumbaki, Liri Gero, Vela Peeva, Hanna Sawicka; faşizmin yenilgiye uğratan...
GÜNÜN BELLEĞİ: Regl ve Yahudi Soykırımı
Regl hayatın bir gerçeği; ama çok az konuşuluyor. Toplama kamplarındaki kadınlar, en vahim ve zorlu...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.