Toplumun her alanında kadınlara yönelik taciz, tecavüz, şiddet ve baskılar artarak devam ederken üniversiteli kadınlarla bu sorunları konuştuk. Dokuz Eylül Üniversitesi Ekmek ve Gül Kadın Çalışmaları Topluluğu bünyesinde çalışmalar yürüten öğrenciler artan bu baskıların kadınların özgürlüklerini kısıtladığını belirtirken kendi yaşadıkları sorunları, müfredat değişikliğini ve İhsan Şenocak’ın pantolon giyen kadınları hedef göstermesini değerlendirdi. Üniversiteli kadınlar, kadınların giyim kuşamları nedeniyle fiziksel ve sözlü saldırıya maruz kalmasına karşı birlikte mücadele çağrısı yaptı.

OKULLARIMIZI CEHENNEME ÇEVİRMEK İSTİYORLAR

Öğrencilerden Pelin Güçlü, müfredat değişikliğindeki asıl amacın sorgulamayan bir toplum yaratmak olduğunu söyledi. Güçlü, “Mini etek giymemize de, kot pantolon giymemize de belli bir kesim tarafından laf ediliyor. Demek ki sorun bizim giyinişimizde değil bu kişilerin düşünme tarzında. Kadın öğrencilerin kot pantolon giydiği için cehennemlik olduğu söyleniyor. Ve üniversiteler de cehenneme benzetiliyor. Üniversitelere geleceğimizi düşündüğümüz için gidiyoruz, bizim cennetimiz olacak yeri cehenneme çevirmek istiyorlar” dedi.

SUÇLAR CEZASIZ KALIYOR

Dilan Keleş ise kadınların şort giydiği için dövülmesinin, pantolon giydiği için cehenneme gideceğinin söylenmesinin insan hak ve özgürlüklerine aykırı olduğu düşüncesinde. Başkasının hayatına karışılamayacağını ve onun bedeni hakkında söz sahibi olunamayacağını, bu tarz düşüncelerin bile kadının hayatını kısıtlayan bir tablo oluşturduğunu anlatan Keleş “Kadına yönelik artan tacizlerin en büyük sebebi caydırıcı cezalar verilmemesi” dedi. Kaldığı yurdun güvenli bir bölgede olmadığını söyleyen Keleş, “Yurttaki diğer kadın arkadaşlarım da tedirgin olduğu için yurt kapısının önüne kadar taksiyle gelmek zorunda kalıyoruz. Bu tacizleri, baskıları ancak dayanışmayla, bir araya gelerek çözeriz” diye konuştu.