ŞİDDET NEDİR?
Kadına yönelik şiddet, cinsiyeti nedeniyle ev içinde ve dışında kadına uygulanan sistematik şiddet davranışlarıdır. Bu şiddetin ardında, kadın ile erkek arasındaki eşitsizlikler yatar. Şiddete maruz kalmak, kadının korku, çaresizlik ve güvensizlik içinde yaşamasına neden olur.
Şiddetin farklı farklı biçimleri olabilir. İlk aklımıza gelen belki fiziksel şiddet olsa da kadınlar şiddete çok farklı biçimlerde maruz kalabilir.
Fiziksel şiddet: Bedensel güç veya üstünlük, bir şiddet aracı olarak kadını kontrol etmek, denetlemek, küçük düşürmek, aşağılamak veya cezalandırmak amacıyla kullanılıyorsa “fiziksel şiddet” söz konusudur. Bu şiddet biçimi, fiziksel üstünlük kurarak, bedene temas ederek ya da eşya kullanarak uygulanabilir. Yumruk atmak, tokat atmak, ısırmak, boğmak, tekmelemek, bıçakla yaralamak, kafasına sandalye fırlatmak fiziksel temas içeren şiddet biçimlerine örnektir. Bağırmak, yumrukla tehdit etmek, korkutucu şekilde bakmak, kapıyı tekmelemek, eşya kırmak, sağlık sorunları olduğunda doktora gitmesine izin vermemek ise sindirmek amacıyla fiziksel üstünlük kullanılarak uygulanan şiddet biçimlerine örnektir.
Psikolojik şiddet: Duygusal güç veya ihtiyaçlar, kadını kontrol etmek, denetlemek, küçük düşürmek, aşağılamak, cezalandırmak amacıyla şiddet aracı olarak kullanılıyorsa “psikolojik şiddet” söz konusudur. Fiziksel şiddetin aksine psikolojik şiddeti tarif etmek daha zordur.
İlişkin güvenli mi? 5 soruda TEST ET
Cinsel şiddet: Cinsellik, kadını kontrol etmek, denetlemek, küçük düşürmek, aşağılamak, cezalandırmak amacıyla şiddet aracı olarak kullanılmasına “cinsel şiddet” denir. Kadınlar, sıklıkla fiziksel şiddet sonrası cinsel şiddete maruz kalırlar. Ancak utandıkları ve kendilerini suçlu hissettikleri için çoğu kez cinsel şiddeti açıklayamazlar. Bu yüzden, evlilik içinde ve dışında cinsel şiddet çok yaygın olmasına rağmen, yapılan araştırmalarda cinsel şiddet oranının diğer şiddet biçimlerine göre daha düşük olduğu görülür. Tecavüz etmek, cinsel ilişkiye zorlamak, istemediği cinsel pozisyonlara zorlamak, “Hayır” dendiğini duymazdan gelmek, rızası olmadığı halde hoyratça ve acıtarak cinsel ilişkiye girmek, zorla ilaç, alkol veya uyuşturucu madde kullandırarak cinsel ilişkiye zorlamak, istemediği şekillerde, istemediği zamanlarda cinsel ilişkiye zorlamak ve cinsel bölgelerine dokunmak, cinselliği bir ceza/ödül yöntemi olarak kullanmak, başka kişilerle cinsel ilişkiye girmeye zorlamak, seks işçiliğine zorlamak, başka kişilerle cinsel ilişkiye girerken seyretmeye veya seyredilmeye zorlamak, cinsel ilişki için kadının rızasını tehdit, korkutma gibi yollarla inşa etmeye çalışmak, cinselliği kendi zevkine yönelik yaşamak, karşıdakinin ihtiyaç ve beklentilerini görmezden gelmek, sözle ve fiziksel yolla taciz etmek, teşhircilik yapmak, pornografik görüntüler izlemeye zorlamak, sürekli takip ederek telefon, internet gibi teknolojik araçlarla cinsel içerikli materyaller ya da konuşmalarla rahatsız etmek, onay almadan çıplak cinsellik içeren görüntüler çekmek ve cinsel içerikli görüntüleri yaymak ve yaymakla tehdit etmek, kadın bedenini ve cinselliğini aşağılayacak şekilde konuşmak yaygın görülen cinsel şiddet biçimleridir.
KOCAMIN TECAVÜZÜNE KATLANMALI MIYIM?
Hayır!
Karşınızdaki her kim olursa olsun –kocanız bile olsa sizi istemediğiniz bir şeye zorlama hakkı yoktur. Eşiniz istediği için cinsel ilişkiyi kabul etmek durumunda değilsiniz, cinsel ilişkiye zorlamak, bunu yapan kişi eşiniz bile olsa tecavüz anlamına gelir ve tecavüz hukuksal açıdan ceza gerektiren bir suçtur. İnsanın kişilik haklarının ihlalidir. Tecavüzün eşiniz tarafından uygulanıyor olması suçu hafifletmez. 1 Haziran 2005 yılında yürürlüğe giren Türk Ceza Kanunu evlilik içi tecavüzü suç olarak düzenlemiştir. Rızası olmadığı halde eşiyle zorla cinsel ilişkiye giren kişi şikâyet halinde cezalandırılır. (TCK md. 102/2)
Ekonomik şiddet: Maddi güç ve üstünlük, bir şiddet aracı olarak kadını kontrol etmek, denetlemek, küçük düşürmek, aşağılamak, cezalandırmak amacıyla kullanılıyorsa “ekonomik şiddet” söz konusudur. En yaygın ekonomik şiddet biçimleri arasında, kadının çalışmasına, meslek edinmesine, okulu ya da kursu bitirmesine veya işinde yükselmesine engel olmak, gelir ve birikimine el koymak, borçlandırmak (kadının adına kredi çektirmek, senet imzalatmak, şirket açtırmak ve kredi kartını kullanmak), para biriktirmesine, hesap açmasına ve yatırım yapmasına engel olmak, oldukça düşük miktar harçlıklarla günlük yaşamını sürdürmesini istemek ve bu olmadığında ise fiziksel ya da psikolojik şiddet uygulamak, para için yalvartmak, kadının maddi gelirini sömürmek, maddi ihtiyaçlarını kadını denetlemek adına keyfi ve tutarsız bir şekilde karşılamak yer alır.
Dijital şiddet: Teknolojik araçlar, kadını kontrol etmek, denetlemek, küçük düşürmek, aşağılamak, cezalandırmak amacıyla kullanılıyorsa dijital şiddet söz konusudur. Son 10 yılda sosyal paylaşım siteleri aracılığıyla yaygınlaşan, dijital ortamda 7/24 gözetlenmesi ve takip edilmesini içeren şiddet biçimleri, “yeni kuşak şiddet” olarak da adlandırılmaktadır.
Israrlı takip: Kadının kendisini güvende hissetmesini engelleyen, şiddete uğrama korkusuna ve endişeye yol açan, kasıtlı bir biçimde tekrarlanan, tehditkâr tutum ve davranışlardır.
ŞİDDETE UĞRADIĞINIZDA NELER YAPABİLİRSİNİZ?
Şiddete uğradığınızda, size en yakın karakola, jandarma komutanlığına, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi’ne (ŞÖNİM), Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İl Müdürlüğü’ne, cumhuriyet başsavcılığına, kaymakamlığa/valiliğe, aile mahkemesine, belediyelere ve kadın örgütlerine başvurabilirsiniz.
Bunun yanı sıra, evden çıkamadığınız durumlarda ise, günün her saatinde Alo 183 Aile, Kadın, Çocuk, Özürlü ve Sosyal Hizmet Danışma Hattı’nı ve 155 Polis İmdat’ı arayabilirsiniz.
6284 sayılı Ailenin Korunmasına ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’dan yararlanarak şiddet uygulayana karşı, evden uzaklaştırmak, iletişim araçlarıyla rahatsız etmesini engellemek, evinize, işinize veya diğer adreslerinize yaklaşmasını engellemek, kişisel bilgilerinizi gizletmek, şiddet uygulayıcının silahına el koydurtmak, kişiden korunmak amacıyla yakın koruma talep etmek, tedbir nafakası talep etmek, geçici maddi yardım talep etmek, geçici velayet talep etmek, geçici genel sağlık sigortasına başvurmak, müşterek konuta şerh koydurtmak gibi bazı önlemler alabilirsiniz.
İhtiyaç duyduğunuz desteklere ve ne yapmak istediğinize göre öncelikli başvuracağınız kurumlar ve atmanız gereken adımlar değişiyor. Sizin için en uygun adım hangisiyse onu uygulayın. Şikayetçi olmak isterseniz nerelere nasıl başvurabileceğinize dair daha detaylı bilgiye BURAYA TIKLAYIP ulaşabilirsiniz.
SIĞINAK DESTEĞİNE İHTİYACINIZ VARSA NE YAPABİLİRSİNİZ?
o Bulunduğunuz yerdeki Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi’ne, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İl Müdürlüğü’ne, karakola/jandarma komutanlığına, belediyelere/belediyelerin kadın
danışma merkezlerine, kadın örgütlerine sığınak desteği için başvurabilirsiniz. Adli bir süreç başlatmak istemeseniz de, bu kurumlara başvurarak sığınak ve danışma desteklerinden faydalanabilirsiniz. Ayrıca yapacağınız görüşme sizi güçlendirecektir. Yalnız olmadığınızı fark edip, alabileceğiniz desteklerle ilgili ayrıntılı bilgi edinebilirsiniz.
o Sığınak desteği için Türkiye’nin herhangi bir yerindeki karakola başvurabilirsiniz; başvuracağınız karakolun ikametgahınızın olduğu karakol olması gerekmez. Başvurduğunuzda, karakoldaki memurlar sizi ve çocuklarınızı bir sığınağa yönlendirmekle yükümlüdürler. Bunun için herhangi bir delil ya da tanığa ihtiyacınız yoktur, sığınağa yerleşmek istediğinizi sözel olarak ifade etmeniz yeterlidir.
o Sığınaklar, erkek şiddetine maruz kalan kadınların, çocuklarıyla birlikte kalabilecekleri, şiddetten uzak ve bağımsız bir yaşam kurmak için ihtiyaç duydukları desteği alabilecekleri yerlerdir.
o Eğer 12 yaşından büyük erkek çocuğunuz varsa, sığınak desteğini çocuğunuz ile birlikte almanız uygulamada mümkün olmayabilir. 6284 sayılı Kanuna göre, devlet bu durumda olan kadın ve çocuklara ev tahsis etmekle yükümlüdür fakat uygulamada ne yazık ki bu mümkün olmamaktadır. Çocuğunuzu bırakabileceğiniz güvenli bir yer yok ise devlet, çocuğunuzu koruma altına alarak Aile ve sosyal Politikalar Bakanlığı Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne bağlı bir kuruluşa yerleştirebilir. Sığınakta kaldığınız süre içinde çocuğunuzu düzenli olarak görebilir, sığınaktan ayrıldıktan sonra ise çocuğunuzu yerleştirildiği kurumdan alıp birlikte yaşayabilirsiniz.
ÇOCUK İSTİSMARINDAN HABERDARSANIZ NE YAPMALISINIZ?
o Bir çocuğun istismara maruz kaldığına tanık olmuş veya bunu duymuşsanız ya da mesleğiniz (Doktor, sosyal hizmet uzmanı, rehber öğretmen, öğretmen, aile hekimi, psikolog, okul müdürü vb ) nedeniyle size başvurulmuşsa , öncelikle bunu kesinlikle ciddiye almalısınız! istismarın durdurulması ve çocuğun korunması, yasal bir zorunluluktur.
o 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’na göre bildirim yükümlülüğü olan meslek elemanları (öğretmen, doktor, hemşire, sosyal hizmet uzmanı, polis vb) dışında da her birey çocuk istismar şüphesini bildirebilir, bildirmelidir. Bildirim bir suçlama değildir; düşüncenin dile getirilmesi ve çocuğun durumunun soruşturulup değerlendirilmesi için yapılmış bir taleptir.
o Kimliğinizi açıklamayı istemeyebilirsiniz, fakat kimliğinizi açıklamanız ihbarınızın daha güvenilir ve daha yararlı olmasını sağlayabilir.
o Çocuğun ihmal edildiğini ancak istismar edilmediğini ve ailesinin/bakım verenlerin; ekonomik/sosyal yetersizlikler nedeniyle çocuğa yeterli bakım sağlayamadıklarını gözlemliyor olabilirsiniz. Bu durumda da aileye destek alabileceği kurumların bilgisini verebilirsiniz. Ancak ailenin ihmal davranışları devam edebileceği için “başvuru merkezleri” ne bildirebilirsiniz. Böylece yetkililerin sosyal inceleme yapması ve çocukla ilgili inceleme başlatmasını sağlamış olursunuz.
o Çocuk şube Müdürlüğü’nde çocuğun ifadesinin kamera eşliğinde ve pedagog/psikolog ve avukat eşliğinde alınması CMK 236. maddede yer almaktadır. Bu konuda çocukla birlikte giden kişinin ısrarcı olması, yasaları hatırlatması gerekebilir. Kamera yok ise en yakın kamerası olan çocuk şube müdürlüğüne gönderilmesi veya savcılıktan Çocuk İzleme Merkezi’nde (ÇİM) çocuğun ifadesinin alınmasını istemek gerekmektedir. Bu yöntem çocuğun sadece bir kez ifadesinin alınmasını, defalarca ifade vererek tekrar travma yaşamasının önüne geçmek için çok önemlidir.
CMK 236. MADDESI’NIN 2.VE 3. BENTLERİ’NE GÖRE:
(2)İşlenen suçun etkisiyle psikolojisi bozulmuş çocuk veya mağdur, bu suça ilişkin soruşturma veya kovuşturmada tanık olarak bir defa dinlenebilir. Maddî gerçeğin ortaya çıkarılması açısından zorunluluk arz eden haller saklıdır.
(3) Mağdur çocukların veya işlenen suçun etkisiyle psikolojisi bozulmuş olan diğer mağdurun tanık olarak dinlenmesi sırasında psikoloji, psikiyatri, tıp veya eğitim alanında uzman bir kişi bulundurulur. Bunlar hakkında bilirkişilere ilişkin hükümler uygulanır.
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
Kaynak olarak Mor Çatı'dan faydalanılmıştır.
İlgili haberler
İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmiyoruz çünkü...
Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Kararı ile feshedildiği açıklanan İstanbul Sözleşmesi nedir? Kadın...
Çalışma yaşamında şiddete karşı haklarımız var!
Çalışma yaşamında kadına yönelik şiddet yaygın bir sorun. Çalışma yaşamında şiddete karşı işverenler...
Bunun adı şiddet: Yutmuyoruz
Medyanın ‘erkekler kadınlara vurabilir, bu sevgiden kaynaklıdır, olağan görülmesi gerekir’ mesajları...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.