Aile Bakanlığı bütçesinden kadınların güçlendirilmesi için kadın başına düşen para 22 buçuk lira!
Aile Bakanlığı bütçe görüşmesini değerlendiren kadın milletvekilleri, kadınlar ve çocuklar için yeni bir şey olmadığına, toplumsal cinsiyet sözcüğünün tamamen ortadan kaldırıldığına vurgu yaptı.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bütçe görüşmeleri TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda dün gerçekleşti. Epey tartışmalı geçen bütçe görüşmesi muhalefet partileri milletvekillerinin İstanbul Sözleşmesi protestosu ile başladı. Yapılan konuşmalar ve Bakanlığa yönelik eleştirilere tahammül edemeyen AKP’li vekiller kadın vekillerin konuşmalarını sık sık bölerken, tansiyonun yüksek olduğu bir görüşme yapıldı.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık yaptığı açılış konuşmasında Türkiye’nin çekildiği İstanbul Sözleşmesi’ne dair tek bir kelime dahi etmedi. Ama İstanbul Sözleşmesi ışığında hazırlanan 6284 sayılı şiddetin önlenmesi yasası konusunda “6284 sayılı Kanun’un etkin uygulanması kapsamında kadına yönelik şiddetle mücadelede Bakanlığımızın kurumsal sorumluluklarının yer aldığı genelge, 16 Haziran 2021 tarihinde yürürlüğe konmuştur” dedi. Temel prensiplerinin de “ailenin toplumun kilit taşı” olması nedeniyle “aile değerlerini öncelemek” olduğunun altını çizdi.

Bakan Yanık 2022 yılında Türkiye Üniversite Gençliği Profil Araştırmasının üçüncüsünü gerçekleştireceklerini, “boşanma nedenlerini incelemek üzere” Türkiye geneli nicel bir ‘Boşanma Araştırması’ yapılacağını da söyledi.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının 2022 yılı bütçe teklifi ise 66 milyar 131 milyon 543 bin lira. Gülizar Biçer Karaca’nın vurguladığı gibi, her kadının payına 22.5 lira düşüyor, hem de bu “büyük para”nın büyük kısmı da personel gideri! Peki bütçe nereye gidiyor? Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bütçesi kadına yönelik şiddetle mücadeleden, bakım hizmetlerinin kamusallaştırılmasından, derin yoksullaşmanın, işsizliğin, güvencesizliğin önüne geçilmesinden, eşitlikten ve kadınların güçlendirilmesinden tümüyle uzak kalırken, ailenin korunması adına kadınların adının geçmediği bir yaklaşımla hazırlandığı görülüyor.

HDP İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, TİP İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca Aile Bakanlığının bütçesini kadınlar açısından değerlendiriyor:

Kadınlar, çocuklar ve dezavantajlı gruplar açısından bütçe görüşmesine dair değerlendirmeleri aldığımız kadın milletvekilleri de bütçenin eşitlikçi bir bütçe olmadığına vurgu yaparken, kadınlar ve çocuklar için yeni bir şey olmadığına, kadınların sadece aile içinde tanımlandığına, toplumsal cinsiyet sözcüğünün tamamen ortadan kaldırıldığına vurgu yaptı.

Fotoğraf: CHP Basın

KADININ GÜÇLENDİRİLMESİ İÇİN AYRILAN PAY HER KADIN BAŞINA 22,5 LİRA
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca:
Öncelikle 1 buçuk trilyonun üzerindeki bir bütçede Aile Bakanlığına sadece yüzde 3,77 oranında bir pay ayrılıyor. Bu ayrılan payın yüzde 75’i de personel giderleri olarak ayrılmış. Bu, kadınlar, çocuklar, kırılgan gruplar için bütçede bir açılım ya da onlar adına yapılacak herhangi bir çalışma olmadığını çok açık ve net bir göstergesi oluyor. Kadının güçlendirilmesi alt birini için ayrılan pay 998 milyon lira. Bunu Türkiye’deki kadın nüfusuna böldüğümüzde kadın başına düşen sadece 22,5 lira, ayrıca bunun yüzde yetmiş beşi personel giderleri. Yani bu ayrılan bütçe ile kadın için, kadının durumunun güçlendirilmesi için bir hedef konulmuş olduğunu düşünmek mümkün değil. Yine çocuklar için yoksullar için derin yoksulluk yaşayan kişiler için sosyal yardımlar başlığı altında 414 lira öngörülüyor. 2020’de pandemi döneminde ve pandeminin devam ettiği bir süreçte derin yoksulluğun giderek kronikleştiği bir ortamda 572 lirayı 414 liraya düşünmüşler. Peki tüm bunlarla birlikte bütçede aslan payı kim ayrılmış, tabii ki faiz lobilerine ayrılmış. Derin yoksulluk yaşayan vatandaş perişan durumda, yoksul vatandaşa diyorlar ki ben sana 414 lira vereceğim ama sen bana 2875 lira daha vereceksin, bütçe böyle bir bütçe. Bu bütçeden ne çocuklar için ne gençler için ne emekliler için ne kadınlar için ne de derin yoksulluk yaşayan yurttaşlar için hiçbir beklenti yok. Bu bütçede kadının güçlenmesi, kadının özgürlüğü, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadına şiddet, kadın cinayetleri bunlarla mücadele için hedeflenen hiçbir şey yok
ŞİDDETE SIFIR TOLERANS NUTUĞU ATILMASINI KABUL ETMİYORUZ
Bakan “Kadına şiddete sıfır tolerans” diyor ama kadın sığınma evi için bütçede ayrılan bir pay yok, sıfır tolerans bu bütçe ile mi sağlanacak çocuk istismarı, erken yaşta evliliklere dair hiçbir önleyici mekanizma, hiçbir plan yok. İstanbul Sözleşmesi’nin bir gecede hukuksuzca yürürlükten kaldırılmasına ses çıkarmayan bir kadın bakan, İstanbul Sözleşmesi’ni ağzına alamayan ve buna itiraz etmeyen bir Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı’nın kadına yönelik şiddete sıfır tolerans nutuğu atmasını da kabul etmiyoruz.

Fotoğraf: HDP Basın

İKTİDARIN KADINLARIN EŞİT YURTTAŞLAR OLARAK YAŞAMASINA YÖNELİK BİR ÇALIŞMASI YOK

HDP İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu:

AKP iktidarı uzun zamandır zaten toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme çalışmasından vazgeçti. Bu sözü telaffuz bile etmiyorlar. Kadınların eşit yurttaşlar olarak yaşamasına yönelik bütün bakanlıkların yapması gereken bir duyarlılık geliştirme yok. Mesela eğitimde ayrımcı kitapları ortadan kaldırma, eşitliğe yönelik bir eğitim, aynı şekilde hijyen malzemelerinin vergi dışı tutulması hatta ücretsiz verilmesi, cezaevlerinde bunların sağlanması, şiddetin önlenmesi için sığınakların sayısının artırılması önleyici başkaca tedbirlerin alınması gibi pek çok şeye dair bir plan bir adım yok. Bunlara dair bir tartışma yürütülmüyor, biz yürütüyoruz bu tartışmaları fakat yıllardır bunlar reddediliyor. Bunun için daha yüksek bir dayanışma ve toplumsal mücadele gerekiyor, çünkü iktidarın artık bunlardan vazgeçtiği ortada. Bütün hedefler Türkiye’de sadece yüzde 1’lik bir kesimi korumak için.

KADINLARIN SORUNLARININ ÇÖZÜMÜ İÇİN VERDİĞİMİZ TÜM ÖNERGELER REDDEDİLDİ

Sosyal yardım adı altında gerçekleştirdikleri, ki devletin zaten yapması gereken şeyleri bir lütufmuş gibi sundukları, bunu da sadece aile içinde olan kadınlara bağladıkları bir durum var. Eğer bir aile değilsiniz, çocuklu değilseniz yoksul da olsanız bir kadının görebileceği bir destek yok. Kadın yoksulluğunun da ne kadar yükseldiğini görüyoruz rakamlarla, 8 milyon işsiz var bunun yüzde 29’u kadınlar. Tartışmalar bu yönde ilerledi. Biz önergeler verdik, ev eksenli çalışan kadınlarla ilgili onların sigortalı olması, aynı zamanda sağlıktan emeklilikten yararlanması için; ancak bu reddedildi. Mesaisiz ve ağır koşullarda çalışıyorlar, ev işi ayrı bir yük bir de ev eksenli olarak bazen fabrikadan bazen kendi üretimleri ile evde çalışma yürütüyorlar. Bu önergemiz AKP-MHP oylarıyla reddedildi. Yine ev içi emeği görünmez olan kadınlara ilişkin güvenceleri olmadığından emeklilik ve sağlık hakları için bir önerge verdik, bu da yine reddedildi. 100 sığınak yapılması için bir önerge verdik reddedildi, ki Aile Bakanlığının 2022-2023 ve 2024’te sadece birer sığınak açılması planı var. Bu gerçekten gülünç bir rakam tüm Türkiye için baktığımızda. İşte tüm bu nedenlerle de tartışmalı bir bütçe görüşmesi oldu, diğer bütün bütçe görüşmelerinde olduğu gibi vatandaşın ne kadar yoksullaştığını biliyoruz, görüyoruz.

Fotoğraf: Evrensel

KADINI AİLEDEN, SOSYAL YARDIMI SADAKADAN İBARET SANIYORLAR
TİP İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil:
Ayda en az yirmi kadının erkekler tarafından öldürüldüğü, sadece AKP iktidarı boyunca 500 bine yakın çocuğun doğum yapmaya zorlandığı, LGBTİ+’ların alenen yaşamlarıyla tehdit edildikleri, çocuk istismarında dünya üçüncüsü, uluslararası toplumsal cinsiyet eşitliği sıralamasında dibin de dibine oturmuş bir ülkede yaşıyoruz.
Üstelik tüm bunlar tesadüf falan değil. Saray rejiminin son derece bilinçli Orta Çağ’a dönüş siyasetinin sair sonuçları sadece.
Böylesi bir rejimin, kadının adını bile yok sayan bakanlığının bütçesinden kadınlar ve çocuklar lehine bir çıkarım aramak, tam bu nedenle ebette abesle iştigal olur.
Sarayın atanmış bakanları deve kuşu gibi kafalarını kuma gömüp “Kadına yönelik şiddetle mücadelemiz çok iyi yürütülüyor, vallah, şahaneyiz, hiçbir eksiğimiz yok” demeye devam ede dursunlar. Ya toplumsal cinsiyet eşitliği kavramına savaş açarken aynı anda kadına yönelik şiddetle mücadele edebileceği yalanını satan daha da fenası hiç ihtimal vermiyorum ama buna inanan karakterler tarafından yönetiliyor bu ülke!
Bakın bir önceki kadına yönelik şiddetle mücadele ulusal eylem planında “toplumsal cinsiyet eşitliği” ifadesi 30 defa yer bulurken yeni eylem planında bu ifade hiç geçmiyor. Onun yerine Aile Bakanlığı bünyesinde kurulu saçma sapan bir “muzır neşriyat” kurulu, çocuklara toplumsal cinsiyet eşitliğini öğreten kitaplara savaş açıyor, bu kitapları yasaklama hadsizliği ve saldırganlığıyla sarayın açtığı yolda yılmadan yürüyor.
Sosyal yardımlar, cari transferler ve personel giderleri çıktığında esasında ne sosyal yardım politikalarına ne kadınların güçlenmesine ne çocuk yoksulluğuna ilişkin mevcut çürümüşlüğü düzeltecek dişe dokunur hiçbir yatırım, hiçbir faaliyet yok.
“Sosyal yardım” adı altında lütfeder gibi yoksullara sadaka dağıtıyor lakin bu yoksulluğu bitirmek için kılını dahi kıpırdatmıyor çünkü bu yardımlar mevcut iktidarın halk üzerindeki en güçlü sopası ve en “değerli” seçim yatırımı. Böyle olunca da Bakanlık politika üreten bir yer olmaktan çıkıyor ve aciz bir sadaka bakanlığına dönüşüyor!
Özetle kadını aileden, sosyal yardımı sadakadan, ülkeyi de tek bir erkekten ibaret sanan bakanlığın bütçesinden ne kadınlara ne çocuklara bir hayır gelmesi mümkün.

Fotoğraf: MA

İlgili haberler
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bütçesi kadınla...

Bugün Mecliste görüşülecek Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bütçesinden kadınların payına ne düşec...

Aile Bakanlığının bütçe görüşmelerinde muhalefet m...

Meclis Plan ve Bütçe Komisyonunda, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bütçesinin görüşmelerinde muha...

4. Eylem Planı’nda irade yok, bütçe yok, planları...

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 4. Ulusal Eylem Planı’nı değerlendiren Kadın Koalisyonu Planın İsta...