Şiddet failinden avukata telefon: İstanbul Sözleşmesi kaldırıldı, çıkabilir miyim?
Sözleşme'den çekilmenin şiddet faillerini cesaretlendirdiğine dikkati çeken Av.Rabia Özgökçe: "Şimdi bir gecede geri çekilmesi devamında kazandıklarımızı da ne yazık ki tehlikeye koymuş durumda"

Türkiye, ilk imzacısı olmakla övündüğü İstanbul Sözleşmesi’nden Cumhurbaşkanlığı Kararı ile bir gece yarısı ayrıldı.Tepkiler ülkenin dört bir yanına yayılırken, Van Barosu Kadın Hakları Komisyonu’ndan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Rabia Özgökçe, çekilmeyi değerlendirdi. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmenin şiddet faillerini cesaretlendirdiğine dikkati çeken Avukat Rabia Özgökçe, “Arkadaşımın, cezaevindeki müvekkili ‘İstanbul Sözleşmesi kaldırıldı. Ben de eşime şiddet uyguladığım için cezaevindeyim. Şimdi çıkabilir miyim?’ diye sordu” dedi.

İstanbul Sözleşmesi tartışmalarına dair çeşitli yazılarımızı toparladığımız içeriğe ulaşmak için tıklayın: İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmiyoruz çünkü...
ŞİDDETTE KARŞI YOL HARİTASI

Sözleşme'den ilk çekilen ülkenin Türkiye olduğunu vurgulayan Özgökçe, o dönem sözleşmenin imzalanmasındaki en büyük etkenin Nahide Opuz davası olduğunu anımsattı. Özgökçe, “Opuz kararı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından verilen bir karardı. ‘Devlet olarak şiddete uğrayan bir kadını korumak zorundasınız’ dedi. Türkiye’de Avrupa üzerindeki bu olumsuz etkiyi silmek için o dönem bir an önce tüm kadın örgütlerine çağrı yaptı. Bir günde yazılan bir sözleşme değildir. Kadın örgütlerinin, uzun yıllar boyunca verdikleri mücadelenin sonucuyla imzalanan bir sözleşmedir. O dönem hazırlanan bu sözleşmeye bütün kadın hakları alanında çalışan aktivistler, hukukçular katkıda bulundu. Bu şekilde ortaya çıkan bir sözleşmedir” diye belirtti.

Van Barosu Kadın Hakları Komisyonu’ndan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Rabia Özgökçe | Fotoğraf: MA

FAİLLERİ CESARETLENDİRİYOR

Sözleşme'den çekilmenin failleri cesaretlendirdiğine dikkati çeken Özgökçe, hemen akabinde 9 kadının öldürüldüğünü, İzmit’te Fırat Kaya isimli erkeğin, işitme engelli birine eşcinsel olması sebebiyle şiddet uyguladığını anımsattı. Özgökçe, “Bir avukat arkadaşımı, cezaevindeki müvekkili arayarak ‘İstanbul Sözleşmesi kaldırıldı. Ben de eşime şiddet uyguladığım için cezaevindeyim. Şimdi çıkabilir miyim?’ diye soruyor. Ne yazık ki anlayış tamamen budur. Birçok fail cezasız kalacağını düşünüyor” dedi.

İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasını destekleyen kesimin şimdi ise 6284 sayılı Yasa ve kadın haklarını koruyan diğer kanunları hedef aldığını ifade eden Özgökçe, şöyle devam etti: “Her dillendirdiklerinde ne yazık ki hayata geçiriyorlar. Bu haklar bir günde alınan haklar değildi. Uzun yıllar kadın mücadelesiyle gelen kazanımlardı. Şimdi bir gecede geri çekilmesi devamında kazandıklarımızı da ne yazık ki tehlikeye koymuş durumda. Yasalar en azından bugün yürürlükte. Bir akşam ya da gecenin ikisinde başka bir yasamızın kaldırılmayacağının bir garantisi yok. Artık hiçbirimiz güvende değiliz.”

Cumhurbaşkanı kararı ile gece yarısı İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararı kadınların başka haklarının da tehdit altında olduğu anlamına geliyor. Buna dair yayınımızı izlemek için tıklayın: Anayasa'dan Medeni Kanuna haklar tehdit altında

Kadına yönelik şiddetin insan hakları ihlali olduğunun altını çizen Özgökçe, Anayasa’daki 104’üncü maddeyi anımsatarak, temel hak ve ödevlere ilişkin kanunla konulan hakların ve sözleşmelerin yine kanunla kaldırılması gerektiğine dikkat çekti. Özgökçe, “90’ıncı maddeye göre Meclis tarafından imzalanan bir sözleşme yine Meclis tarafından kaldırılması gerekir. Tüm uluslararası sözleşmeler kanunun üstündedir. 104’üncü maddedeki temel hak ve ödevlere ilişkin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile tek taraflı olarak geri çekilme olmaz. Hukuken de bu bir fesih değil çekilmedir. Bunu yetki gaspı olarak tanımlıyoruz. Hukuka da aykırı buluyoruz. Tüm bu sebeplerle Danıştay’a dava açtık” ifadelerini kullandı.

Kadına yönelik şiddet ve cinayetlerin arttığı bir dönemde Sözleşme'den çekilmeyi şaşkınlıkla karşıladıklarını aktaran Özgökçe, “Türkiye kadına yönelik şiddetle mücadele ederken, ‘mış’ gibi yapma özelliği var. Sadece mücadele ediyormuş gibi bir tablo çiziyor. Kadına yönelik şiddette bunu gerçek anlamda bitirmeyi dilde söylüyorlar ama uygulamada ne yazık ki karşılığını görmediğimiz için samimi değiller” diye belirtti.

'YENİ BİR SÖZLEŞME ANCAK MEVCUT ZİHNİYETİN YANSIMASI OLUR'

AKP Genel Başkan Yardımcısı Fatma Betül Sayan Kaya’nın, fesihle ilgili sarf ettiği “İstanbul Sözleşmesi'nin yerine farklı bir sözleşmenin gelmesi zorunlu olmuştur. Ankara Sözleşmesi hazırlıyoruz” sözlerini hatırlatan Özgökçe, şöyle dedi: “Yapılacak bir Ankara Sözleşmesi olsa olsa şu anki zihniyetin bir yansıması olabilir. İçinde kadının beyanını esas alan ya da LGBTİ+ bireyleri bu kadar hedef gösterip, onları koruyacak hükümlerin yer alacağını açıkçası düşünmüyorum.”

Kaynak: MA / Özlem Yayan

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmiyoruz çünkü...

Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Kararı ile feshedildiği açıklanan İstanbul Sözleşmesi nedir? Kadın...

Mevzu sadece İstanbul Sözleşmesi değil!

Sevda Karaca yazdı: Kadınların evde, işte, sokakta korkmadan yaşama, çalışma, yürüme hakkı olmasın i...

İşçi kadınlardan İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılm...

Gersan’da kadın işçiler İstanbul Sözleşmesi’ni tartıştı: ‘Bu kadar kadın ölürken artık sinemeyiz.’