KADAV, ( Kadınlarla Dayanışma Vakfı) göçmen ve Türkiyeli kadınların şiddet deneyimlerine ilişkin Ocak ve Şubat ayı boyunca yaptığı görüşmelerden bir rapor derledi. KADAV’a başvuran kadınların deneyimleri İstanbul Sözleşmesi’nin gerekliliğini ve önemini ortaya koydu.
Toplumsal cinsiyete dayalı şiddete maruz bırakılan göçmen ve Türkiyeli kadınlara yönelik dayanışma danışma çalışmaları yürüten KADAV, 2021 Ocak ve Şubat ayı vaka raporunu yayınladı.
Raporda, anadili Türkçe olmayan kadınların göçmen kadınların şiddetle mücadele mekanizmalarına ulaşımda güçlük çektiğine dikkat çekildi.
Kadınların şiddet gördükleri evlilik ilişkilerini bitirmelerinin önündeki en büyük engelin ekonomik bağımsızlığa sahip olamamak olduğunun altı çizilen raporda, özellikle geçici koruma altındaki Suriyeli kadınların, Türkiye’deki yasalar bağlamında hangi haklarının olduğu, ne kadar korundukları hakkında devlet kurumlarından bilgi ve danışmanlık alamadıkları için erkeklerin çocukları vermeme ya da kaçırma gibi tehditleri nedeniyle boşanma yönünde adım atmak daha da zorlandıkları yazıldı.
‘SÖZLEŞME YAŞAMSAL BİR ÖNEME SAHİP’
Şiddete maruz bırakılan göçmen ve Türkiyeli kadınlara yönelik dayanışma/danışma çalışamaları yürüten KADAV, aynı zamanda yayımladığı raporla kadına yönelik şiddet ve buna karşı nitelikli önleyici ve koruyucu mekanizmalar geliştirilmesi ve bunlara eşit erişim sağlanması konularındaki ortak mücadelelere katkı sunmasını hedefliyor.
Raporun yazım sürecinde İstanbul Sözleşmesi’nin Cumhurbaşkanı tarafından feshedildiği hatırlatılan raporda, “İstanbul Sözleşmesi, şiddetle mücadele açısından kadınlar için yaşamsal bir öneme sahiptir. Kadına yönelik şiddetle ve ev içi şiddetle mücadele bağlamında hazırlanan en kapsamlı uluslararası sözleşme olan İstanbul Sözleşmesi esas alınmaya devam edilmelidir. Bu nedenle İstanbul Sözleşmesi’ne ilişkin uygulamada karşılaştığımız eksiklikleri ve/veya İstanbul Sözleşmesi’nin uygulandığı takdirde sağladığı kolaylıklara ilişkin gözlemlerimizi ifade etmeye devam edeceğimizi belirtmek isteriz” denildi.
EN ÇOK HUKUKİ DESTEK İÇİN BAŞVURULDU
Raporda; 2021 Ocak ve Şubat aylarında KADAV’a ulaşanların yüzde 47,8’inin Suriye, yüzde 39.1’inin Türkiye, yüzde 4,3’ünün Türkmenistan, yüzde 2,2’sinin Kırgızistan, yüzde 2,2’sinin Azerbaycan, yüzde 2,2’sinin Bulgaristan, yüzde 2,2’sinin İran, ve uyruklu olduğu belirtildi.
2021 Ocak ve Şubat aylarında KADAV’a ulaşanların yüzde 27,5’inin hukuki destek, yüzde 20,9’unun nakit destek, yüzde 9,9’unun koruma, yüzde 7,7’sinin barınma, yüzde 7,7’sinin psikolojik destek, yüzde 6,6’sının sığınak, yüzde 6,6’sının kimlik desteği, yüzde 6,6’sının bilgilendirme, yüzde 3,3’ünün 3. ülke, yüzde 1,1’nin aile birleşimi, yüzde 1,1’inin istihdam desteği, yüzde 1,1’nin sağlık desteği talepleri olduğu gözlemlendi.
RAPORDADAKİ DENEYİMLER İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NİN GEREKLİLİĞİNİ HATIRLATIYOR
Ocak- Şubat ayları boyunca KADAV’a başvuran kadınların deneyimleri ise şöyle:
• ŞÖNİM'e başvurduğunu ancak çocuklarının yaşlarının küçük olması ve sığınakta yer olmaması gerekçesiyle başka bir kuruma sevk edeceklerini söylediklerini aktaran bir kadın, sevke ilişkin herhangi bir geri dönüş alamadığını belirtti.
• Kardeşi için kurumumuz ile iletişime geçtiğini söyleyen bir erkek sığınağa yerleşen kardeşi hakkında sığınaktan bilgi aldığını aktardı.
• Kaldığı sığınaktaki görevli rehber tarafından psikolojik destek almasının velayet alma yönünde sorun teşkil edeceği şeklinde bilgilendirilen kadın, psikolojik destek almak ile ilgili çekinceleri olduğunu beyan etti.
• Evlilik süresince erkek tarafından fiziksel şiddete uğradığı için boşanan ve güvenlik sebepleriyle şehir değiştiren kadın, can güvenliğinden endişe etmesi sebebiyle eski kocasına karşı gizlilik ve koruma kararı çıkarttığını, koruma kararının tebliğ edilmesiyle hangi ilde yaşadığının anlaşıldığını ve bu durumun içinde bulunduğu riski arttırdığını söyledi.
• Maruz kaldığı şiddet sebebiyle boşanmak isteyen kadın, bunun için adliyeye gittiğini ancak herhangi bir bilgi edinemediğini belirtti.
• Bir kadın, maruz kaldığı cinsel şiddet sebebiyle dava açıldığını ancak failin psikiyatrik tanısı olması sebebiyle herhangi bir işlem yapılmadığını beyan etti.
• Gördüğü şiddetten dolayı 6284 sayılı kanun kapsamında koruma talebiyle ilgili baronun adli yardım bürosuna başvuran kadın, üzerine kayıtlı taşınmaz mülk kaydı olduğu gerekçesiyle avukat desteği sunulmadığını belirtti.
• Resmi olarak boşanmasının üstünden 2 yıl geçmiş olmasına rağmen kimliğinde hala evli ibaresi yazılı olan geçici koruma kaydı altındaki kadın mahkeme ve avukatı tarafından kimlik güncellemesi konusunda kendisinin hiçbir şekilde bilgilendirilmediğini belirtti.
• Göçmen bir kadın ilgili baronun adli yardım bürosunda tercüman bulunmaması nedeniyle doğrudan başvuru yapamadığını aktardı.
• Göçmen bir kadın İl Göç İdaresi'nin resmi randevu sisteminden randevu alınamadığını belirtti.
• Bir kadın, boşandığı eşinin çocuklarının velayetini alabilmek için çocukların kadın tarafından fiziksel şiddete maruz kaldıklarını öne sürdüğünü ve Sosyal İnceleme Raporu hazırlamak üzere görevlendirilen ilgili sosyal çalışmacının kendisi ile görüşme yapmadan sosyal inceleme sonucunu mahkemeye sunduğunu beyan etti.
• Sosyal Hizmet Merkezi'nden aldıkları nakit destek ile hayatlarını idame ettirdiklerini beyan eden bir kadın, nakit desteğin tanımlanmasından 1 yıl sonra şartları taşımaya devam etmesine rağmen bilgilendirme yapılmadan desteğin çekildiğini aktardı.
• Tanıdığı bir erkek tarafından kamusal alanda cinsel taciz ve fiziksel şiddete maruz bırakılan bir kadın, polise gittiğinde olaya iki kişinin kavgası gibi muamele edilerek karşılıklı şikâyetlerinin alındığını ve kendisinin polis tarafından 6284 Sayılı Kanun kapsamındaki hakları ile ilgili bilgilendirilmediğini belirtti.
• Daha önce maruz kaldığı cinsel taciz sebebi ile psikolojik destek almak üzere yaşadığı ilçe belediyesinin Aile Danışmanlığı’na talepte bulunduğunda ise, yoğunluk nedeniyle şu an bu desteği sağlayamayacakları, ancak listeye alabilecekleri yönünde bilgi verildiğini paylaştı.
• Tecavüze maruz bırakılan bir kadın, eşi tarafından bu olay nedeniyle suçlandığını ve şiddete maruz kaldığını, bu süreçte kendisine sunulan bir psikolojik desteğin de olmadığını ancak, buna çok ihtiyacı olduğunu belirtti.
• Evdeki değerli eşyaları ve nakit parayı alıp evden ayrılan eşine karşı boşanma davası açmak için KADAV’a ulaşan bir kadın özellikle velayete ilişkin detaylı bilgilendirme aldıktan sonra, karşı tarafın çocuklarla belirli zamanlarda görüşme hakkı olduğunu öğrenince, bu durumda eşinin sırf kendisine zarar vermek uğruna çocukları kaçırmak isteyeceğine yönelik kaygısı nedeniyle dava açmak istemediğini belirtti.
• Bir kadın eşi tarafından cinsel içerikli fotoğraflarını kullanarak tehdit edildiğini beyan etti.
• Eşinin ilk evliliğinden olan çocukları tarafından ayrımcılığa maruz kalan geçici koruma kaydı bulanan kadın, evlilik yoluyla T.C. Vatandaşlığı için başvuru yaptığını, ancak maruz kaldığı ayrımcılık ve ekonomik kaygılar sebebiyle vatandaşlık başvuru sonucunu beklemeden boşanmak istediğini söyledi.
• Bir kadın, maruz kaldığı şiddet sebebiyle boşanmak istediğini ancak ekonomik kaygılarını bertaraf etmeden bu süreci başlatamayacağını beyan etti.
• Toplumsal cinsiyete dayalı şiddete maruz kalması sebebiyle boşanmak istediğini söyleyen kadın, sosyal ve ekonomik kaygılar nedeni ile süreci başlatamadığını aktardı.
• Geçici koruma kaydı olan bir kadın, ekonomik sebeplerle kız çocuğunun eğitimine devam edemediğini söyledi.
• Yalnız bir anne olan kadın, çocuklarını bırakabileceği kreş desteği olmadığı için çalışamadığını ve herhangi bir sosyal destekten faydalanamadığını belirtti.
• Hassasiyet kriterleri taşımasına rağmen İl Göç İdaresi tarafından İstanbul'a Geçici Koruma Kaydı yapılmayan yalnız anne olan bir kadın, İl Göç İdaresi tarafından herhangi bir ekonomik ve sosyal hayata katılım imkânı olmayan başka bir şehre başvuru yapmasına ilişkin yönlendirildiğini belirtti.
• Kızlarının hasta olduğunu söyleyen kadın, tedavi için gerekli olan ilaçları devletin karşılamadığını ve kendisinin de ekonomik sebeplerle ilaçlara erişemediğini beyan etti.
• Yüzde 72 oranında engelli olan kocasının bakım yükü ile sorumlu olan kadın, engellilik maaşı ve evde bakım parası için yaptığı başvurusunun İdare tarafından bilgilendirilmeden gerekçesiz olarak reddedildiğini beyan etti.
• Çocuğunda konuşma geriliği olduğunu beyan eden bir kadın rehabilitasyon, eğitim, sağlık ve sosyal destek hizmetlerine erişebilmek için hangi kurumlara başvurabileceğini bilmediğini belirtti.
• Bir kadın, Irak'ta boşanmış biri olarak yaşayamadığı için Türkiye'ye gelmek zorunda kaldığını aktardı.
• Şiddet gördüğü eşinden ayrı yaşamaya başlayıp ailesinin yanına dönen geçici koruma kimlik sahibi bir kadın, eşi tarafından çocuğunu kaçırma, ailesine zarar verme ve kendisine şiddet uygulama tehdidi olduğunu aktardı, akabinde çocuğunun velayetini alamayacağına yönelik kaygısı nedeniyle eve geri döndüğünü belirtti.
• Eşi tarafından kız çocuğunun zorla evlendirilmek istenmesi ve şiddete maruz kalması sebebiyle eşi ile yaşadığı evi terk eden kadın, boşandıktan sonra ekonomik ve toplumsal kaygılar nedeniyle yalnız yaşamayacağını belirterek evine dönme kararı aldığını aktardı.
• Silahlı ve kendisini ölümle tehdit eden eşinin şiddetinden kaçarak can güvenliği riski nedeniyle başka bir şehre gelmiş olan bir kadın, çocukları ile birlikte sığınak talebiyle en yakın İlçe Emniyet Aile İçi Şiddet Bürosu'na başvurduğunu, eşinin yakınlarını da ölümle tehdit ettiği için şikâyetçi olmaktan çekindiğini ve memurların ŞÖNİM ile yaptıkları görüşme neticesinde sığınak yerleştirmesinin mümkün olamayacağını belirterek iki çocuğuyla birlikte sokağa çıkma yasağı olan bir saatte emniyetten herhangi bir işlem yapmadan uzaklaştırıldığını aktardı. Bunun üzerine ilgili Aile İçi Şiddet Bürosu memurları, ALO 183 ve ŞÖNİM ile yapılan görüşmeler neticesinde sığınağa yerleşme talebinin alınmamasının gerekçesi olarak kadının başka bir ilden gelmiş olması, yaşadığı şiddet nedeniyle henüz şikâyette bulunmuyor olması, Covid testinin olmaması ve sığınakların dolu olması öne sürülmüştür. Bu fiili uygulamanın İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun ile ilgili mevzuata aykırı olduğunu belirtilerek yaptığımız ısrar sonucunda kadın tekrar emniyete çağrılarak şikâyette bulunması koşuluyla ŞÖNİM tarafından sığınak yerleştirilmesi yapılmıştır. Bu hukuksuz uygulamaya ilişkin ŞÖNİM hakkında CİMER'e yaptığımız başvurunun sonucunda verilen cevapta başvuran kadının direkt talebi alınmış ve yerleştirmesi yapılmış gibi bir sürecin aktarıldığı ve esas ihbar konusu olan fiili uygulamanın değerlendirilmediği görülmüştür.
• Suriye’de resmi olarak boşanmış olan bir kadın, boşanma kararında çocukların velayetine ilişkin düzenlemenin olmadığını ve eski eşi ile ailesi tarafından çocuklarının kendisinden kaçırıldığını belirtti. Çocukların velayetini almak isteyen kadın Adli Yardım Bürosu'na yaptığımız yönlendirmenin üzerine kendisine atanan avukat ile velayet davası işlemlerine başladı.
• Boşandığı eşinden nafakasını alamadığını belirten bir kadın, icra takibi yoluyla nafakasını alabilmesi konusunda desteklendi.
• Boşanmış olan bir kadın, boşanma tarihinden beri karşı tarafın nafaka yükümlülüğünü yerine getirmediği için zorlandığını beyan etti. İcra yoluyla nafakasını alabilmesi için gerekli destek sağlandı.
• Nafakasını alamadığını belirten bir kadın, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne başvurduğunu ve icra yoluyla nafakasını alabilmesi için yönlendirildiğini belirtti.
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
İlgili haberler
SES Aksaray Şube'den 'İstanbul Sözleşmesi nedir?'...
SES Aksaray Şube 30 Mart Salı günü Av. Yıldız İmrek'in katılımı ile İstanbul Sözleşmesi'ni online bu...
İstanbul Sözleşmesi feshedildi, kadınlar her yerde...
Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile Türkiye, İstanbul Sözleşmesi'nden ayrıldı. Kadın...
İstanbul Sözleşmesi eylemindeki polis şiddetine te...
Kadıköy'de gerçekleştirilen İstanbul Sözleşmesi eyleminde yaşanan polis şiddetini protesto eden İsta...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.