Pınar Gültekin’in katledilmesine kadınlardan tepki| Yasta değil isyandayız!
Kadınlar #PınarGültekin'in vahşice katledilmesine ve kadın katliamlarına karşı her yerde sokağa çıktı, ses verdi.

ANKARA


Ankara Kadın Platformu, 5 gündür kayıp olan 27 yaşındaki üniversite öğrencisi Pınar Gültekin’in öldürülmesine ilişkin Çankaya Belediyesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamayı okuyan Pırıl Kurtdere, binlerce kadının hikayesinin aynı olduğunu söyleyerek “Erkekler, her gün kadınların yaşam güvencesini elinden alan AKP iktidarından alıyor”dedi. Kurtdere, bugünden itibaren kadın mücadelesinde adımlarını hızlandıracaklarını ifade ederek susmaya niyetlerinin olmadığını söyledi. 
‘BİNLERCE KADIN… HİKAYEMİZ AYNI’
“Özgecan Aslan, Şule Çet, Ceren Özdemir, Gülistan Doku.. Ve daha binlerce kadın.. Hikayemiz aynı.” diyen Kurtdere, “Erkekler onlar sırf hayır dediği için, kendilerinden boşandığı veya ayrıldığı için veya hiç birlikte olmak istemediği için kadınları öldürme cesaretini, kadınlar öldürüldüğünde dahi yine o kadınların hayatını mercek altına alan, yine kadınların tercihlerini sorgulayan, öldüreni değil öldürüleni suçlayan savcılardan, hakimlerden, medyadan, iktidardan, toplumdan bir bütün erkek egemenliğinden, her gün kadınların yaşam güvencesini elinden alan AKP iktidarından alıyor”şeklinde konuştu. Kurtdere, “AKP iktidarı ve onun erkek egemen kurumları kadınların yaşam güvencesi olan haklarına saldırarak artık sadece kadın düşmanı politikaları uygulamakla kalmıyor, kadın katili oluyor”dedi.

‘HER BİR CÜMLENİZ ŞİDDET OLARAK DÖNÜYOR’
Cinayetlere engel olması gerekenlerin kadını şiddete karşı koruyan yasaları dahi kaldırmanın yolunu yaptığını ifade eden Kurtdere, “Her bir cümleniz kadınlara, LGBT+’lara artan şiddet olarak dönüyor. Haftalardır, aylardır, yıllardır yasalar etkili uygulanmıyor. Erkek şiddetine karşı acil önlem planı çağrılarımıza kulak tıkayan sizler, bizim için hayati öneme sahip İstanbul Sözleşmesi’ni tartışmaya açıyorsunuz. Biz kadınların uzun yıllar mücadelesi sonucu bir kazanımı olan İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddetle mücadelede en etkin yasa iken bunu uygulayacağınız yerde kaldırmayı düşünüyorsunuz. Oysa İstanbul Sözleşmesi, hukuki güvencemizdir. İstanbul Sözleşmesini hedef alıp Sözleşmeden çekileceğini söylemek kadına yönelik şiddete teşviktir”diye konuştu. 

‘BEKLEMEYE NİYETİMİZ YOK, BİRBİRİMİZİ SAVUNACAĞIZ’
İstanbul Sözleşmesi’nin televizyonlarda bir takım adamlar tarafından karalandığı sürece adliye koridorlarında kadın katillerinin yargılanmasının gecikeceğini söyleyen Kurtdere, “Aile kavramı adı altında kadınların tüm yaşamı kuşatılıp eve hapsedilmesi planlanacak, kreş ve sığınma evleri kapatılıp, İstanbul Sözleşmesine saldırılacaksa biz kadınların da bunu kabul edip beklemeye niyetimiz yok. Birbirimizi savunacağız. Kamusal ve özel alanda pandemi koşullarında erkek egemenliğini inşaa eden iktidar kurumlarına ve erkekler arası kurulan işbirliğine karşı susmaya hiç niyetimiz yok” diyerek bugünden itibaren kadın mücadelesinde adımlarını hızlandıracaklarını duyurdu.

ANKARA/TUZLUÇAYIR

Tuzluçayır Kadınları Dayanışma Derneği çağrısıyla Tuzluçayır Meydanı’nda bir araya gelen kadınlar polisin açıklamayı engellemek istemesine tepki gösterdi. Tüm bu engellemelerin ve ‘tedbir’ girişimlerinin kadınlara karşı değil istismar faillerine ve bu düzene karşı olması gerektiğini belirten kadınlar, “Bu tedbirlerinizi kadınları korumak için kullanın, bizleri engellemek için değil!” diyerek tepkilerini dile getirdi. Erdoğan’ın ‘Kadın erkek eşitliği kadınların fıtratına ters’, ‘Kadınların ihtiyacı eşitlik değildir’ sözlerini hatırlatan kadınlar kadın cinayetlerinden iktidarın sorumlu olduğunu, sorumluların en ağır cezayı alması gerektiğini söyledi. “Yalnızca 2019 yılında 474 kadın öldürüldü. Her geçen yıl bu sayılar artarak devam ediyor. Yaşadığımız pandemi sürecinde daha da artarak pek çok kadın ev içi şiddete maruz kalıyor, kadınlar öldürülmeye devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde mahallemizde de kadına yönelik şiddetin bazı örneklerle karşı karşıya kaldık. Kadın katillerinin, çocuk katillerinin, çocuk istismarcılarının kimlerden güç alarak, kimlere sırtını dayayarak bu suçları işlediklerini biliyoruz!” denilen açıklama da kadınlar suçlulara karşı İstanbul Sözleşmesi’nin kadınların dayanağı olduğunu belirttiler. Kadınlar “Yeter artık! Sizin düzeniniz yaşasın diye biz kadınlar ölmek istemiyoruz! Kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz gibi birçok konuda yasaların kaldırılmasını değil, tam olarak uygulanmasını istiyoruz. Kadın öldüren, çocuk öldüren bu düzen son bulana dek durmayacağız” dedi.

BATIKENT

Batıkent Meydan’da bir araya gelen Batıkentli Kadınlar, Pınar Gültekin ve öldürülen tüm kadınlar için şu açıklamayı yaptı: Kadın-erkek eşitliğine inanmadığını defalarca ifade eden Erdoğan-AKP hükümetinin kadınların tüm haklarını ellerinden almak ve sesini kesmek için elinden geleni yapacağını biliyoruz. İstanbul Sözleşmesi’nin ardından, sırada çocuk istismarına evlilikle affın, boşanma sürecinde ve şiddet davalarında arabulucu getirilmesinin, nafaka hakkının ortadan kaldırılmasının, boşanmaların engellenmesinin olduğunun farkındayız. Ancak iktidarın tüm bu kadın düşmanı politikaları karşısında biz de haklarımızı savunmakta kararlıyız! Geleceklerimizin karartılmak istenmesine, haklarımızın elimizden alınmasına, sırf “ailenin birliği bozulmasın” diye şiddete mahkum bir yaşama mecbur bırakılmaya razı değiliz! İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı yasanın elimizden alınmasına müsaade etmeyeceğiz. Bulunduğumuz her yerde yan yana gelerek bu kadın düşmanı uygulamalara karşı sesimizi yükselteceğiz. Haklarımızdan ve hayatlarımızdan vazgeçmeyeceğiz!

ANKARA/YÜZÜNCÜ YIL MAHALLESİ

100.Yıl Mahallesi’nde halk, İstanbul Sözleşmesi’nin iptalinin tartışılmasına tepki göstermek amacıyla bir araya geldi. İktidarın kadın düşmanı politikalarına ve kadınların en temel haklarının suiistimal edilmesine tepki gösteren 100.Yıl Mahallesi sakinleri, "İstanbul Sözleşmesi Yaşatır", "Kadınlar Birlikte Güçlü", "Asla yalnız yürümeyeceksin", "Katil devlet hesap verecek", "Kadınlar sokağa özgürleşmeye", "Kadın Cinayetleri Politiktir" sloganlarını attılar. 100. Yıl Pazaryerinde bir araya gelen mahalle sakinleri, mahallenin içerisinde yaptıkları yürüyüş sonrasında basın açıklaması gerçekleştirdi. Pınar Gültekin'in ve katledilen öbür kadınların ölümünden iktidarın politikalarının sorumlu olduğuna dikkat çekilen açıklamada, "Katilimiz devlettir, şu ana kadar gereken adımların atılmaması, ve kadınları yaşatacak politikaların uygulanmaması, isimlerini sayamayacağımız binlerce kadının katledilmesine, katillerinin korunmasına, ve kadınları katleden zihniyetin cesaret bulmasına neden oldu" dendi.

ANKARA/DİKMEN EMEK GENÇLİĞİ



Dikmen Emek Gençliği, Dikmen Ahmed Arif Parkı’nda Pınar Gültekin cinayetine ve tüm kadın cinayetlerine karşı tüm Dikmen gençliğini bir araya gelmeye ve mücadele etmeye çağırdı.

ADANA


Adana Kadın Platformunun çağrısı ile bir araya gelen kadınlar kadına yönelik şiddete karşı mücadelede hayati öneme sahip İstanbul Sözleşmesinin kaldırmak istenmesine ve artan kadın cinayetlerine tepki gösterdi. Heykelli parkta gerçekleşen açıklamada platfom adına metni okuyan Pelin Çiçek, Pınar Gültekin cinayetinin ardından Antalya ve Muş’tan Seher Tok ve Fatma Altınmakas’ın ölüm haberlerinin geldiğini belirterek İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasını istedi.

ANTEP


Gaziantep Demokratik Kadın Platformunun çağrısıyla Yeşilsu Parkında bir araya gelen kadınlar, Pınar Gültekin’i anmak ve kadın cinayetlerine karşı ses çıkarmak için basın açıklaması yaptı. Platform adına açıklamayı okuyan Elif Söyleyici cezasızlık politikasından ve iktidarın kadın düşmanlığından cesaret alan erkek faillerin, her gün kadınları öldürmeye devam ettiğini söyledi. İktidarın çekilmeyi tartıştığı İstanbul Sözleşmesi’ne de değinen Söyleyici, “İstanbul Sözleşmesi’nin gereklilikleri uygulanmış olsaydı Pınar ve Pınar gibi kaybettiğimiz binlerce kız kardeşimiz bugün hayatta olacaktı. Şiddeti önlemenin en önemli yolu önleyici politikaları hayata geçirmektir” ifadelerini kullandı. Şiddete karşı ses vermek için sokağa çıkan kadınların polis tarafından engellenmesini de hatırlatan Söyleyici, “Hiçbir baskı ve engelleme biz kadınları erkek-devlet şiddetine karşı bulunduğumuz her yerden isyanımızı ve sözümüzü büyütmeye engel olamayacak. Eşit ve özgür bir yaşamdan yana olan herkesi İstanbul Sözleşmesi’ni savunmaya, sözleşmenin ve 6284 sayılı yasanın etkin bir şekilde uygulanması için mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz” diyerek açıklamayı sonlandırdı.

MALATYA


Malatya Demokratik Kadın Platformu “İstanbul Sözleşmesi’ne, kadınlara ve çocuklarımıza dokunamazsınız! Hayatlarımızdan da haklarımızdan da vazgeçmeyeceğiz” diyerek basın açıklaması yaptı.

Platform adına açıklamayı okuyan Işılay Demirel , “Şiddet olaylarının arttığı pandemi döneminde kadınları şiddete karşı koruyamayan iktidar , İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmayı düşünerek kadına yönelik şiddete karşı yükümlülüklerinden kurtulmak istemektedir. Her gün ülkenin dört bir yanından kadın cinayeti haberleri geliyor. Bugün kendisinden haber alınamayan üniversite öğrencisi Pınar Gültekin’in cansız bedeni bulundu. Artık yeter!” dedi. Kadına yönelik şiddetin bu kadar yoğun olduğu kadın cinayetlerinin bir türlü önlenemediği, hatta sığınmaevlerinden alınarak öldürülen kadınların haberlerini aldığımız, çocukların cinsel istismarının olağanüstü düzeyde arttığı, kız çocuklarının evlenmesinin, çocuk doğurmasının adeta teşvik edildiği bir ülkede İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasını asla kabul etmediklerini belirten Demirel, son olarak “Nice bedeller ödeyerek hayatlarımız pahasına kazandığımız haklarımızdan asla vazgeçmeyeceğiz” dedi.

DERSİM


Dersim'de kadınlar kadın katliamlarına, tacizde, tecavüze, çocuk istismarına karşı eylem yaptı. Dersim Kadın Platformunun çağrısıyla Seyit Rıza Meydanı’nda bir araya gelen kadınlar sık sık “Kadın cinayetleri politiktir, susmuyoruz korkmuyoruz, itaat etmiyoruz” sloganları attı. Platform adına açıklamayı yapan Nilüfer Akdağ " Muğla Akyaka’da 5 gündür haber alınamayan üniversite öğrencisi Pınar Gültekin’in, reddettiği erkek tarafından vahşi bir şekilde katledildiği ortaya çıktı. Pınar Gültekin’in kaybolduğu ilk günden beri kaygıyla akıbetini sorduk Pınar’ın… Ses yükselttik bulabildiğimiz her mecradan. Çünkü; bu ülkede haber alınamayan kadınların başına gelenlerde hep bir ısrarlı takip, taciz, şiddet ve cinayet olduğunu biliyoruz. Çünkü bu ülkede her bir genç kadının canının tehlikede olduğunu Gülistan Doku’dan, Şule Çet’ten, Feray Şahin’den, Ceren Özdemir’den, Özgecan Aslan’dan biliyoruz" dedi.

‘DEVLETİN GÖREVİ CANIMIZI KORUMAKTIR’
Akdağ şöyle devam etti: “Pandemi’yi bahane ederek meydanların kadınlara kapatıldığı, cinayetlerin önlenmesi için demokratik haklarını kullanan kadınların işkenceyle gözaltına alındığı, katilden “Cemalimiz” diye bahsedildiği bir düzende İstanbul Sözleşmesi’ni tartışmaya açmak kadın cinayetlerine ortak olmaktır. Devletin görevi Sözleşme’yi tartışmaya açmak değil canımızı korumaktır. Ama bugün bırakın canımızı korumayı, haklarımıza ve hayatlarımıza sahip çıktığımız için işkenceyle karşı karşıya geliyoruz. Yasaklar canımızı korumuyor. 

Artık yeter, sıramızı beklemiyoruz. Kadın katliamlarına, kadınların haklarına yönelik saldırılara karşı başta kadınlar olmak üzere tüm toplum kesimlerini sesini yükseltmeye, mücadeleye ve örgütlenmeye çağırıyoruz.”

AYGÜL DOKU: PINARLAR GÜLİSTANLAR ÖLMESİN
Açıklamanın ardından konuşan Gülistan Dokunun ablası Aygül Doku,"Gülistan kadın konusunda çok duyarlıydı, Gülistan adına Pınar için buradayım. Ne Pınarlar ne Gülistanlar ölmesin istiyorum, ölenler sadece onlar değil ailelerde ölüyor. Gülistan 200 gündür yok ben 200 gündür kardeşimin başına ne geldiğini, aydınlıkta mı karanlıkta Gülistan'ın ailesinin susmasını beklemesinler. Gülistan sudan çıkmazsa bu sefer Ankara’ya taşınacağız. Orada hakkımızı arayacağız. Gülistanı bulmazsak bile baş şüphelilerin yargılanması için elimizden geleni yapacağız. Gülistanı Pınarı öldürenler de ne din vardır ne iman" diyerek konuşmasını bitirdi 


DİYARBAKIR

Dicle Amed Kadın Platformu (DAKAP) üyesi kadınlar Gültekin cinayetini protesto etmek için Dünya Kavşağı’nda basın açıklaması düzenledi. Açıklamada, “Boyun Eğmiyoruz, Hesap Soruyoruz” yazılı pankartların yanı sıra, ‘Örgütlü Kadınla Örgütlü Topluma’, ‘Tecavüze Son’, ‘Kadın Düşmanı Yasalara Hayır’ ‘Jin, Jiyan, Azadi’ yazılı dövizler taşındı. Burada konuşan HDP Batman eski Milletvekili Ayla Akat Ata, açıklamaya hazırlandıkları sırada Bağlar’dan bir genç kadının eşi tarafından silahla vurulduğu haberini aldıklarını söyledi. Ata, toplumda değişim dönüşümün önünü açacak çizginin kadın özgürlük mücadelesi olduğunu belirterek, kadınları alanlara çağırdı.
Ardından DAKAP adına açıklamayı okuyan Bahar Karakaş, Pınar Gültekin’in “hayır” dediği için bir erkek tarafından işkenceyle öldürüldüğü dile getirdi. Karakaş, Pınar’ın ilk olmadığını, ama son olması için kadınlar olarak Türkiye’nin dört bir yanında sokakları dolduracaklarını ifade etti. 
Pandemi günlerinde 6284 sayılı kanunun askıya alındığını söyleyen Karakaş, kadın cinayetlerinin sorumlusu/faili olarak iktidarı işaret etti. İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmaması nedeniyle her gün kadınların katledildiğine dikkati çeken Karakaş, “Bugün Pınar için ve katledilen bütün kadınlar için buradayız. Bir kişi daha eksilmeye tahammülümüz kalmadığı için buradayız. İstanbul Sözleşmesini uygulayın demek için buradayız. İstanbul Sözleşmesi bizim yaşam güvencemizdir, mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz” ifadelerini kullandı. Açıklama, ‘Jin, Jiyan Azadi’, ‘Jin jiyan e jiyanê nekuje’ sloganları eşliğinde son buldu.

İZMİR’DE KADINLAR BİRLİKTE GÜÇLÜ EYLEMİNE POLİS SALDIRDI


Muğla’da katledilen Pınar Gültekin için Kadınlar Birlikte Güçlü'nün çağrısıyla bir araya gelen İzmirli kadınlar, Alsancak’ta basın açıklaması yaptı. Açıklama ardından Türkan Saylan Kültür Merkezi’ne yürüyüş yapmak isteyen kadınların önü polislerce kesildi. Yürümekte ısrar eden kadınlara polis saldırdı.Saldırı sırasında kadınlar polisler tarafından yerlerde sürüklendi ve darp edildi.

Darp edilen yaklaşık 15 kadın gözaltına alındı. Kadınlar gözaltı sırasında sık sık, “Katledilen kadınlar isyanımızdır” sloganları attı.

Polisin sert müdahalesine tepki gösteren çevredeki yurttaşlar ve çekim yapmak isteyen gazeteciler de polislerce gözaltına alınmakla tehdit edildi.

İZMİR/ TÜM BEL-SEN İZMİR 1 NO'LU ŞUBE

Tüm Bel -Sen İzmir 1 nolu Şube, Başkanı Buse Engin: "İstanbul sözleşmesi yaşatır. Bizler İstanbul Sözleşmesi’nin, 6284 sayılı Kanun’un kaldırılmasına izin vermeyeceğiz" dedi.  

‘EŞİT VE ÖZGÜR YAŞAMAK İSTİYORUZ’
Cezasızlık ve cezalarda indirimin erkek şiddetine cesaret verdiğini belirten Engin; "Kadınların giydiği, içtiği, hangi saatte dışarıda olduğu ya da makbul ilişki yaşayıp yaşamadığı cinayetin önüne geçiveriyor. Bizler artık haberlerde ya da sosyal medyada her kaybolan kadın veya çocuğun cansız bedenleri bulundu denilerek bir kaç kınama mesajı ile geçiştirilmesinden bıktık. Bizler yaşamak istiyoruz, eşit ve özgür yaşamak istiyoruz. Faillerimiz cezasız kalmasın erkek şiddeti ve katliamlar dursun istiyoruz, bizlerin yaşamını teminat altına alan İstanbul Sözleşmesinden geri adım atılmasını kabul etmiyoruz, İstanbul sözleşmesi yaşatır diyoruz" diye konuştu.  

‘GÖKKUŞAĞI RENKLERİNDEN RAHATSIZ OLANLAR NEFRET SUÇU İŞLİYOR’
Belediyenin renkli kolonları üzerinden eşcinsellere yönelik nefret söylemi üretenlere de tepki gösteren Engin: "Farklılıklara tahammülü olmayan, renklerle bile kavga edenlerin İzmir’de Belediye binasının kolonları üzerinden nefret söylemlerine şahit olduğumuz bir haftada İBB personelleri olarak tüm ayrıştıran ötekileştiren açıklamaları, tarih boyunca bir çok medeniyete ev sahipliği yapan kültür mozaiği bu kente karşı işlenen nefret suçlarını protesto ediyoruz. Gökkuşağının renklerinden rahatsız olup gri kuşananlar nefret suçu işliyor. Şiddeti körüklüyor. Kadın, erkek, çocuk, LGBTi+ tüm bireyler için eşit ve özgür bir dünya istiyoruz" dedi.  

Bir önceki gece kadınların protesto gösterisi sırasında yaşanan gözaltılara da tepkilerini dile getiren Engin, polis şiddetini kınadıklarını belirtti. Engin son olarak yasaların uygulanması çağrısı yaparak şunları söyledi: "Buradan sesleniyoruz. İstanbul sözleşmesi yaşatır. Bizler İstanbul sözleşmesinin, 6284 sayılı kanunun kaldırılmasına izin vermeyeceğiz. Bu memleketin kadın mezarlığına çevrilmesine izin vermeyeceğiz.”

İZMİR BAROSU


İzmir Barosu tarafından yapılan açıklamada kadınlar şöyle seslendi: "Kadın mezarlığına dönüşen bu ülkede mevcut kazanımlarımızın geri alınması demek, öldürülen kadınların anılarına saygısızlıktır. Kadınlar yılmadan, geri adım atmadan, bıkmadan, usanmadan kazanılmış haklarını savunmaya devam edecekler. Çünkü; bizler İstanbul sözleşmesi yaşatır diyor ve sözleşmenin uygulanmasını istiyoruz" dedi.

Açıklama Tiyatro Sardunya’nın “Korkmuyoruz, geliyoruz” sokak performansı ile devam ederken Özgür Kürsüde söz alan TMMOB İKK Kadın kolundan Ayşegül Akıncı da "İktidar kazanılmış haklarımızın gerilemesine yol açarken uluslar arası sözleşmeleri çekme tehditinde bulunuyor. Bizler kararlıyız meydanları bırakmayacağız" dedi.

İZMİR/ALİAĞA


Aliağalı kadınlar Muğla'da katledilen Pınar Gültekin için basın açıklaması yaptı. Aliağa Demokrasi Meydanı’nda bir araya gelen kadınlar adına basın açıklamasını Eren Saran okudu.

Pınar Gültekin’in diğer kadın cinayetlerinde olduğu gibi hayır dediği için öldürüldüğü söyleyen Saran, “Bugün Kadına karşı şiddet ile mücadele edilmesi ve önlenmesine dair imzalanan İstanbul Sözleşmesini hedef alıp, iptal etmek isteyenler kadınlar kendi hayatları hakkında karar vermesin istiyorlar. Öldürülen, katledilen, şiddet gören, korkutulan, taciz edilen, yaşamı söndürülen, geleceği ellerinden alınan tüm kadınların vebali yasaları uygulamayanların, failleri aklayanların, iktidarındır” dedi.

HER GÜN YENİDEN HAYKIRIYORUZ, ARTIK YETER!

Saran, “Her kadın cinayetinin ardından hep bir ağızdan haykırıyoruz, artık yeter! Her kadın cinayetinin ardından bir kez daha haykırıyoruz, failleri aklama, yargıla. Kadına karşı şiddet ile mücadele edilmesi ve önlenmesine dair İstanbul Sözleşmesini uygula” diye konuştu.

Kadın cinayetlerinin fıtrat olmadığını dile getiren Saran, “Pınar’ın, Gülistan’ın, Şule’nin, Feray’ın, Ceren’in, Özgecan’ın ve kaybettiğimiz nice kadınların hesabını soracağız" dedi.

İZMİR/GENEL-İŞ VE TÜM BEL SEN İŞYERİ TEMSİLCİLİKLERİ


KESK’e bağlı Tüm Bel Sen 2 No'lu Şube Karşıyaka İşyeri temsilciliği ile DİSK'e bağlı Genel-İş 8 No'lu Karşıyaka İşyeri Temsilciliği kadın cinayetlerine yönelik bir araya gelerek ortak basın açıklaması düzenledi.

Karşıyaka Belediyesi önünde Tüm Bel Sen ve Genel-İş şubelerinin işyeri temsilcilikleri üye işçilerle kadın cinayetlerine karşı açıklama yaptı. "Katledilen kadınlar isyanımızdır" , "Yasta değil isyandayız", "Kadın yaşam özgürlük" sloganların atıldığı açıklamayı Genel-İş üyesi Ezgi Alkılıçgil okudu.

Alkılıçgil, kadınların yaşamını teminat altına alan İstanbul Sözleşmesinden geri adım atılmasını kabul etmediklerini söyleyerek, "İstanbul sözleşmesi yaşatır diyoruz. İstanbul sözleşmesi diyor ki; eğer şiddeti önleyemediyseniz o zaman şiddete maruz bırakılacak mekanizmalar geliştirin, kovuşturma sürecini etkin yürütün, politika geliştirin ulusal ve uluslararası düzeydeki tüm kurumlarla koordinasyon kurun" dedi. Alkılıçgil son olarak, “Örgütlenerek birbirimize kenetlenerek mücadele edeceğiz. Susmayacağız ve sokaklar ölüm çığlıkları değil yaşam için direnen kadınların sesleriyle yankılanacak” dedi.

İZMİR / KESK İZMİR KADIN MECLİSİ


Konak Eski Sümerbank önünde bir araya gelen KESK Kadın Meclisi İstanbul Sözleşmesinin uygulanmasını isterken mücadeleyi büyütme çağrısı yaptı. Açıklamaya HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni ve il yönetimi, KESK Genel Eş Başkanı Aysun Gezen de katıldı. "Kadın cinayetleri politiktir", "AKP elini kadınlardan çek", "yaşasın kadın dayanışması" sloganlarının atıldığı açıklamayı Sibel Çelik okudu.

Kadınlar, "Hiçbir baskı ve engelleme biz kadınları erkek-devlet şiddetine karşı bulunduğumuz her yerden isyanımızı ve sözümüzü büyütmeye engel olamayacak. KESK’li Kadınlar olarak; yaşamlarımızdan ve haklarımızdan vazgeçmeyeceğimizi bir kez daha haykırıyoruz. Eşit ve özgür bir yaşamdan yana olan herkesi İstanbul Sözleşmesi’ni savunmaya, sözleşmenin ve 6284 sayılı yasanın etkin bir şekilde uygulanması için mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz" dedi. Açıklama sonrası Sardunya isimli tiyatro topluluğu sokak gösterisi sergiledi.

İSTANBUL/ESENYALI KADIN DAYANIŞMA DERNEĞİ


Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği üyeleri halk pazarı önünde bir araya gelerek çıkıp “İstanbul Sözleşmesi uygulansaydı, Pınar aramızda olurdu” diyerek bildiri dağıtıp basın açıklaması yaptılar. 

Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği üyeleri halk pazarında kadın cinayeti ve İstanbul Sözleşmesi ile ilgili bildiri dağıtarak basın açıklaması yaptı. Yapılan basın açıklaması sırasında birçok vatandaş kadınlara alkışlarla destek aldı. Kadınlar 'Cinayeti engelle, boşanmayı değil’, ‘Bağır herkes duysun, erkek şiddeti son bulsun’ diye sloganlarla bağırdı.

‘KAZANILMIŞ HAKLARIMIZA EL KOYMAK İSTEYENLERE KARŞI MÜCADELE DEVAM EDECEĞİZ’ 
Basın açıklamasını okuyan Zahide Kiper, katledilen kadınların isimlerini sayarak her gün en az 3 kadının erkekler tarafından katledildiğini ve 2020 yılının ilk 7 ayında 172 kadın ayrılmak istediği, şiddet gördüğü, boşanmak istediği için erkekler tarafından öldürüldüğünü belirtti. Kiper, Pınar Gültekin’in, reddettiği erkek tarafından vahşi bir şekilde katledildiğini vurguladı. Hükümetin İstanbul Sözleşmesi'ni kaldırmak istediğini, çünkü kadın-erkek eşitliğine karşı olduklarını belirten Kiper “Kadınların yaşam tarzını sorgulayıp, kadın cinayetlerinin sebebinin medeni durum olduğunu söyleyerek, erkeklere bu cesareti verenler, kadınların uzun süren mücadelelerinin sonucu olan İstanbul Sözleşmesi’ni kaldırmak isteyenler Pınar’ın, Fatma’nın öldürülmesinden sorumludur” dedi.  

Kiper şöyle devam etti: “Çünkü kız çocuklarının bedenini yaşamını geleceğini gasbetmek istiyorlar. Bizler şiddeti normalleştirmenize, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmenize izin vermeyeceğiz. Biz kadınlar üzerindeki baskıyı artıran, erkek şiddetini aklamaya çalışan, çocuk istismarının evlilikle affı ve çocuk yaşta evliliğin meşrulaştırılmasının önünü açmaya çalışan, kazanılmış haklarımıza el koymak isteyenlere karşı mücadele etmeye devam edeceğiz. Kız kardeşlerimizi kadınların şiddete karşı korunmasının dayanaklarından olan İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasına karşı ‘hayır’ demeye çağrıyoruz.” 

‘PINAR İÇİN YASTA DEĞİL, İSYANDAYIZ’
Basın açıklamasından sonra Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği Başkanı Adile Doğan, pandemi boyunca bir sürü kadının şiddete uğradığını ve sadece Esenyalı Kadın Dayanışma Derneğine pandemi sürecinde 200 tane kadın şiddet başvurusu yaptığını anlattı. “İstanbul Sözleşmesi yaşatır” diyen Doğan, “Şimdi de diyorlar ki, ‘Bizim ahlaki değerlerimize İstanbul Sözleşmesi kriteri uymuyor’. Özgecan’dan sonra ‘Özgecan yasası geliyor’ dediler. Özgecan’dan sonra bir sürü kadın katledildi. Önce tecavüz ediyor, sonra öldürüyor, yetmiyor üstüne benzin döküp yakıyorlar. Bunu hangi vicdana sığdıracaksınız?” dedi. 

Kadın cinayetlerine gerekçe olarak ‘tahrik ve aşırı sevgi’ dendiğini hatırlatan Doğan, mücadeleden asla yılmayacaklarını söyledi. Doğan, “Biz erkeklerin aşırı sevgisini istemiyoruz. Biz erkeklerin arkasını sıvazlayan yasalardan bıktık. Bizler kazanılmış haklarımıza saldıranlardan bıktık. Artık ‘Kadınların katledilmesini istemiyoruz’ demekten bıktık. Önce boğuyor, sonra benzin döküp yakıyor ve yetmiyor üzerine bir de beton atıyor. Pınar’ın babasının feryadı da mı duyulmuyor? Pınar’ın annesinin acısı da mı duyulmuyor? Daha kaç tane Pınar’ı bunlara kurban olarak vereceğiz? Daha ne kadar sessiz kalacağız ve daha ne kadar kadın gömeceğiz? Emine’nin kızı ‘Anne yaşa’ diye haykırdı. Şimdi de İstanbul Sözleşmesi’ni kaldırmaya çalışıyorlar. Kazanılmış haklarımıza saldırıyorlar. İstanbul Sözleşmesi’ni uygulamak yerine, bir de kaldırmaya çalışıyorlar. Biz mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.

İSTANBUL/MALTEPE - GÜLSUYU GÜLENSU KADIN DAYANIŞMA EVİ


Gülsuyu Gülensu mahallesinde yaşayan kadın örgütlerinin çağrısıyla kadınlar Pınar Gültekin cinayetini protesto etmek ve İstanbul Sözleşmesine sahip çıkmak için basın açıklaması düzenledi. Basın açıklamasında Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesinden geri çekilmemesi için, cinsel istismar af tasarısının geri çekilmesi için kadınlar sonuna kadar mücadele edeceklerini belirttiler. Haklarına yönelik tüm saldırılara karşı bir arada mücadele etmek için mahallede yaşayan tüm kadınları da birlikte mücadeleye davet etti. Basın açıklamasının sonunda Pazar günü yapılacak olan foruma tüm kadınları davet ettiler.

KOCAELİ EKMEK VE GÜL KADIN DAYANIŞMA DERNEĞİ


Kocaeli Ekmek ve Gül Kadın Dayanışma Derneği öldürülen Pınar Gültekin için Yenikent Muhtarlığı önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamayı okuyan Elif Yetigin “Pınar Gültekin’in kaybolduğu ilk günden beri kadınlar kaygıyla akıbetini sordular genç kadının. Ses yükselttiler bulabildikleri her mecradan. Çünkü bu ülkede her bir genç kadının canının tehlikede odluğunu Pınar Gültekin’den, Gülistan Doku’dan, Şule Çet’ten, Feray Şahin’den, Ceren Özdemir’den, Özgecan Aslan’dan biliyoruz’ dedi. Kadınların ört bir yandan gelen öldürülen, işkenceye uğrayan, dayak yiyen, cinsel şiddete uğrayan kadınların haberleriyle geleceklerinden endişe duyduklarını söyleyen Yetigin ‘Bu ülkedeki kadın cinayetlerinin büyük çoğunluğunun arkasındaki sebeple öldürüldü Pınar Gültekin de. Hayır dediği için, kendi hayatını kendi kararlarıyla şekillendirmek istediği için” dedi.

İktidarın 18 yıldır kadın cinayetlerindeki sistematik artışa seyirci kaldığını ve bu yüzden kadın cinayetlerinde sorumlu olduğunu belirten Yetigin ‘Kadınlar, kadın cinayetlerine karşı acil önlem talep ederken, haklarının korunmasını, yasaların gereği gibi uygulanmasını isterken duymayan; cemaatlerin, tarikatların kadın düşmanı, gerici kampanyalarına kulak verenler, kadına yönelik şiddetin en temel nedenlerinden olan eşitsizliği ortadan kaldırmak için devlete yükümlülükler veren İstanbul Sözleşmesini iptal etmeyi tartışan, eşitliği yok edip yerine fıtratı dayatan, irşat bürolarıyla kadınlara itaat telkin eden, çıkardığı kadın paketleriyle kadınlar için itaatkar, suskun, aile içine sıkıştırılmış, annelikle belirlenmiş bir yaşam kalıbı biçenler, kadın düşmanlığını diline pelesenk edip, kadınları her türlü şiddete açık hale getirip, bu politikalardan güç alan erkeklere, kadınlara her türlü şiddeti uygulama hak ve yetkisini verenler sorumludur’ diye konuştu. İstanbul Sözleşmesi’ne saldırıların devamında nafaka hakkına, çocuk istismarını önleyen TCK 103. maddeye, boşanmaların önlenmesi için getirilecek arabuluculuk uygulamalarına sıranın geleceğine değinen Yetigin son olarak şu çağrıyı yaptı: “Kadın katliamlarına, kadınların haklarına yönelik saldırılara karşı başta kadınla olmak üzere tüm toplum kesimlerini sesini yükseltmeye, mücadeleye, örgütlenmeye çağırıyoruz.”

İSTANBUL/ ESENYURT


Emek Partisi Esenyurt ilçe örgütü Muğla Akyaka’da Pınar Gültekin’in, reddettiği erkek tarafından vahşi bir şekilde katledilmesini protesto etti. Esenyurt Tabela meydanında toplanan Emek Partililer "Kadın cinayetleri durdurulsun, İstanbul sözleşmesi uygulansın" dedi. Sık sık kadın cinayetleri politiktir, susma haykır kadınlar vardır, kadına şiddete hayır sloganlarının atıldığı eyleme çevrede bulunan yurttaşlarda alkışlarla destek verdi.Kitle adına açıklama yapan Öyküm Sarıkaya 18 yıldır kadına yönelik şiddet vakalarının artamasına dikkat çekerek "Biliyoruz ki bugün İstanbul Sözleşmesi’ni iptal etmek isteyenler, kadınlar kendi hayatları hakkında karar veremesin istiyorlar!Öldürülen, katledilen, şiddet gören, korkutulan, taciz edilen, yaşamı soldurulan, geleceği ellerinden alınan tüm kadınların vebali bu iktidarındır! "dedi." Pınar’ın, Gülistan’ın, Şule’nin, Feray’ın, Ceren’in, Özgecan’ın ve kaybettiğimiz nice kadınların hesabını soracağız" diyen Sarıkaya şöyle devam etti: Kadın katliamlarına, kadınların haklarına yönelik saldırılara karşı başta kadınlar olmak üzere tüm toplum kesimlerini sesini yükseltmeye, mücadeleye ve örgütlenmeye çağırıyoruz.

İSTANBUL/ ESENYURT KENT KONSEYİ KADIN MECLİSİ


Esenyurt Kent Konseyi Kadın Meclisi İstanbul Sözleşmesi’nin tartışmaya açılması ve sözleşmeden çekilme hamlelerine ilişkin basın açıklaması yaptı. Açıklamada Kadın Meclisi Başkanı Çiğdem Çınar “Esenyurt tüm kadınların sıkıntılar yaşadığı bir bölge. Erkek egemenliğin sürdürüldüğü bir ilçe. Bu yaşanan toplumsal olayların hiçbiri birbirinden bağımsız değil. İstanbul Sözleşmesi ile tartışmalar sürerken biz her gün bir kadın kaybediyoruz. Bunun önünü kesecek tek şey yasal yükümlülükleri yerine getirmektir. Kadını koruyan yasaların artırılması gerekirken, elimizdeki yasaları geri almaya çalışıyorlar. Bunun kararlarını dahi erkekler alıyor. Biz bunlara engel olmalıyız" dedi. Açıklamada Esenyurtlu kadınlara ve tüm Türkiye’deki kent konseyi kadın meclislerine İstanbul Sözleşmesine sahip çıkma çağrısı yapıldı.

İSTANBUL/KADIKÖY


Kadınlar Birlikte Güçlü çağrısıyla Kadıköy İskelesi’nde buluşan kadınlar “Kadın cinayetlerini acil önle, bir kişi daha eksilmeye tahammülümüz yok” dedi. 

İSTANBUL/SANCAKTEPE

İSTANBUL/AVCILAR


Avcılar Marmara Caddesi’nde Avcılar Kadın Platformunun çağrısıyla bir araya gelen kadınlar, Pınar Gültekin cinayetini ve İstanbul Sözleşmesi’nin tartışmaya açılmasını protesto ettiler. Kadınlar “İstanbul Sözleşmesi bizimdir, 6284 bizimdir” sloganları attı.

İSTANBUL/ŞİŞLİ 

Şişlili kadınlar “Kadına şiddet, cinayet, taciz, tecavüz ve LGBTİ+ dönük nefret dili ve saldırılara karşı, Pınar Gültekin ve katledilen tüm kadınlar için Pangaltı Metro çıkışında bir araya gelip basın açıklaması gerçekleştirdi.

İSTANBUL/BEŞİKTAŞ


Binlerce kadın kadın cinayetlerini durduracağız platformu çağrısıyla Beşiktaş’ta bir araya geldi.

BURSA


Kadınlar, Bursa Kadın Platformu'nun çağrısıyla Nilüfer Kent Konseyi önünde Pınar Gültekin ve Fatma Altınmakas için bir araya geldi. Platform adına basın açıklamasını okuyan Nergiz Döner “Özgecan Aslan, Münevver Karabulut, Şule Çet, Ceren Özdemir, Emine Bulut ve daha niceleri. Binlerce kız kardeşimiz. Hikâyelerimiz aynı! Öldürülen kadınların hayatını, tercihlerini sorgulayarak katilleri, tecavüzcüleri aklamaya çalışan, emniyetinden, yargı mekanizmalarına ve dahi medyaya kadar her alana gittikçe daha fazla hükmeden, her gün kadınların yaşam güvencesini elinden alan erkek egemen anlayış gücünü iktidardan alıyor. AKP iktidarı adeta kadınların ve çocukların üzerinden siyasi pazarlık yapmakta, yaşam güvencesi olan yasal haklarına saldırmakta, kadın düşmanı politikaları uygulamak istemektedir." diyen kadınlar" Neden bu cinayetlere engel olması gerekenler onun yerine kadına yönelik şiddeti önleyecek yasaları dahi iptal etmeye çalışıyor? "diye de sordu.

Haklarımıza ve birbirimize sahip çıkacağız diyen Döner, " İstanbul Sözleşmesini karalama hadsizliği gösterenlerin kadına yönelik şiddet ve cinayet davalarında adaletin geciktirilmesi, aile kavramını kadınların tüm yaşamını kuşatıp eve hapsedilmesi olarak görmesi, kreş ve sığınma evlerinin kapatılıp, devletin sosyal sorumluluklarını yerine getirmemesini normalleştiren zihniyetin İstanbul Sözleşmesi’ne de saldırmasını asla kabul etmeyeceklerini söyledi. Döner şöyle devam etti: "Birbirimizi savunacağız. Kamusal ve özel alanda pandemi koşullarında erkekliği inşa eden iktidar kurumlarına ve erkekler arası kurulan iş birliğine karşı susmaya hiç niyetimiz yok. Bugünden itibaren kadın mücadelemizden aldığımız güçle kadınların eşit haklara ve özgür iradeye sahip olarak güvenli bir yaşama sahip olması için, yeni bir dünyayı kurmak için adımlarımızı hızlandıracağız.”

GEBZE


Pınar Gültekin ve katledilen tüm kadınlar için Gebze de kadınlar sokağa çıktı. Gebze Emek ve Demokrasi Güçlerinin Kadın Bileşenleri çağrısıyla buluşan kadınlar “Kadın cinayetlerine dur” dedi. Son günlerde tartışmaya açılan ve iktidar tarafından kaldırılması planlanan İstanbul Sözleşmesi için de alana çıkan kadınlar ; Erkek Adalet Gerçek Adalet dedi. Basın açıklamasını kadın bileşenler adına Gebze TMMOB kadın komisyonu üyesi Mehtap Demir okudu. Demir, “2020'nin ilk 7 ayında 172 kadın cinayeti yaşandı, biz artık yeter diyoruz. Pınar'ın yaşam şeklinden, kıyafetlerine, ölüm saatinden, öldürülme şekline kadar herkes her şeyi hadsizce konuşmaya devam ediyor. Hiçbir kadın hiçbir şekilde herhangi bir şiddeti haketmiş değildir. Pınar'ın ölümünün sorumlusu kadınları eşit görmeyenlerdir. Pınar'ın ölümünün sorumlusu İstanbul Sözleşmesi’ne saldıranlardır. Bizden önce kadının adı yoktu diyenler uyguladıkları cinsiyetçi politikalarla körükledikleri nefret ile her gün yeni bir kadının adını bizlere ezberletenlerdir. kadınların katili İstanbul Sözleşmesi'ni kaldırmaya çalışanlardır!” dedi. Demir, açıklamada kadın katillerinden, kadınların haklarını ellerinden almaya çalışanlardan hesap soracaklarını belirtti. Demir “Kadınların hayatını kendi siyasi çıkarlarınız için malzeme yapamazsınız. Hayatımız sizin oyuncağınız değildir. Hepinizden hesap soracağız. Yaşasın kadın dayanışması” diyerek açıklamayı bitirdi.

ANTALYA


Attalos Heykeli önünde basın açıklaması gerçekleştiren Antalya Kadın Platformu üyesi kadınlar, "Kadın Yaşam Özgürlük", "İstanbul Sözleşmesi Yaşatır", "Yaşasın Kadın Dayanışması" sloganlarını attı. Platform adına basın açıklamasını okuyan Devrim Mol, "Katiller kadın düşmanları tacizciler ve onları savunanalar İstanbul Sözleşmesi ve 6284’e saldıranlar susacak kadınlar konuşacak. Pınar’ın ölümünün sorumlusu kadınları eşit görmeyenlerdir. Pınar’ın ölümünün sorumlusu İstanbul Sözleşmesi’ne saldıranlardır. Bizden önce kadının adı yoktu diyenler uyguladıkları cinsiyetçi politikalarla körükledikleri nefret ile her gün yeni bir kadının adını bizlere ezberletiyorlar. Şimdi bizden Pınar için ağıt yakmamızı karanfiller ve mumlar ile anma köşesi oluşturup yasımızı yaşayıp yarın sabah her şey aklanmış gibi hayatımıza devam etmemiz bekleniyor. Ama biz yasta değil isyandayız. Pınar bize devir kalan bir isyandır bir yaşamak istiyorum şiyarıdır. Yaşamak için savaşacağız” dedi.

ANTALYA/KADIN HENTBOLCULAR KATLEDİLEN PINAR İÇİN KOŞTULAR


Muratpaşa Belediyespor Kadın Hentbol Takımı, son antrenmanında, Pınar Gültekin için koştu. Sporcular, antrenman öncesinde 'Kadına yönelik şiddet, şiddetin her biçimi gibi insanlığın yüz karasıdır' yazılı pankart açtı. Kadrosunda 18 yaşında 9 oyuncunun yer aldığı Muratpaşa Belediyespor'un oyuncuları, takım kaptanı Diğdem Hoşgör, "Artık kalbimizin dayanacağı bir acı daha kalmadı. Takım olarak 'Yeter artık' diyoruz ve kadınlara, çocuklara, hayvanlara, doğaya yönelen şiddeti lanetliyoruz" dedi.

MERSİN


Mersin Kadın Platformu'nun çağrısı ile katledilen tüm kadınlar için bir araya gelen kadınlar, “İstanbul Sözleşmesini kaldırmaya çalışmak, uygulamamak biz kadınların hayatlarını ellerinden alıyor. Bugün Pınar için ve katledilen bütün kadınlar için buradayız. Bir kişi daha eksilmeye tahammülümüz kalmadığı için buradayız. İstanbul Sözleşmesini uygulayın demek için buradayız. İstanbul Sözleşmesi bizim yaşam güvencemizdir, mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz!” dedi.

MERSİN BAROSU KADIN HAKLARI MERKEZİ


Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezinin, Mersin Adliyesinde avukatların katılımıyla yaptığı açıklamada  Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Şirin Güner, "Pınar’ın ve tüm vahşice öldürülen kadınların kanı ellerinizdedir. Bizler bunu görüyoruz. Failler kadar susanlar, üç maymunu oynayanlar da bu suçun ortağıdır" dedi. 

MUĞLA


Sınırsızlık Meydanı’nda Pınar Gültekin ve katledilen tüm kadınlar adına basın açıklaması yapan Muğla Kadın Platformu “24 Mayıs’ta Zeynep Şenpınar, Ahmet Selim Kemaloğlu tarafından katledildi. 6 Temmuz’da Milas’ta Nazife G., Mehmet Salih G. Tarafından katledildi. 21 Temmuz’da Pınar Gültekin, Cemal Metin Avcı tarafından katledildi. Bunlar sadece Muğla’da son aylarda yaşanan katliamlar. Bizler Pınar’ın yürüdüğü sokaklarda aynı güvencesiz kanunlar altında baskılanan kadınlarız. Buradan yargıya ve adalete sesleniyoruz. Cesede işkence etmek bir insanlık suçudur. Şiddet kimden gelirse gelsin karşısındayız. Bu katliamların sorumlusu İstanbul Sözleşmesi’ni uygulamayan, kaldırmak isteyen ve bu katliamlara sessiz kalan herkestir. Katiller ve destekçileri yargılanıp cezalandırılana kadar durmayacağız. Öfkemiz diri sessiz kalmayacağız. Her bir kadının sokaklarda özgürce koşabildiği, kahkahalarla dans edebildiği güne kadar alanlardan, meydanlardan, kürsülerden asla çekilmeyeceğiz. Ve tüm bu yaşanan olaylar karşısında; sürece sahip çıkması ve tüm hukuki süreci takip etmesi için Muğla Barosuna çağrıda bulunuyoruz. Bir kişi daha eksilmeye tahammülümüz yok” dedi. 

MUĞLA/GÖKOVA


Gökova Akyaka Kadın Platformu, Muğla’ın Ula ilçesinde Pınar Gültekin’in katledilmesine ilişkin yürütüş ve basın açıklaması yaptı. Pazar Meydan’da yapılan açıklamaya çok sayıda kadın katılırken, “Kadın cinayetleri politiktir” pankartı açıldı. “Susmuyoruz korkmuyoruz itaat etmiyoruz” ve “Yasta değil isyandayız” dövizlerinin taşındığı açıklamayı kadınlar adına Pınar Hakgüden yaptı.

Kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz ve cinayetlerin bu ülkedeki cezasızlık, tahrik indirimleri ve eşitsiz infaz yasaları yüzünden bir kadın kıyımına dönüştüğünü belirten Hakgüden, Muğla’da son 2 ay içinde üçüncü kadın cinayetinin işlendiğini hatırlattı. “Bazı iktidar vekilleri 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’a ve İstanbul Sözleşmesi’ne şuursuz bir biçimde imza attıklarını, hata yaptıklarını söyleyecek kadar ileri gitmektedirler” diyen Hakgüden, kadınların yaşam biçimlerinin değerlendirilmesi hakkını, erkek devletine vermeyeceğini söyledi. Devlete kendi yasalarını uygulama gerekliliğini hatırlatan Hakgüden, “Yaşam ve korunma gibi en temel yurttaşlık haklarının kadınlar için amasız, fakatsız uygulanmasını talep ediyoruz. Katillerin ve erkek egemen iktidarın kadın cinayetleri karşısında hep bir bahaneleri vardır. Kadınların yaşam tarzını sorgulayıp, kadın cinayetlerinin sebebinin medeni durum olduğunu söyleyerek, erkeklere bu cesareti verenler, Pınar’ın öldürülmesinden sorumludurlar. Muğla'da Pınar’ı katleden katil Cemal Metin Avcı’nın aklanmasına, tahrik ve iyi hal indirimi almasına asla izin vermeyeceğiz. Bir kadının daha yaşam hakkının gasp edilmesine izin vermemek için alanlarda ve her yerde olacağız” diye belirtti.

Açıklama ardından kadınlar Akyaka sokaklarında sloganlar eşliğinde yürüyüş yaptı. Yürüyüş ardından açıklama son buldu.

MUĞLA


Sınırsızlık Meydanı’nda bir araya gelen Muğla Kadın Platformu üyesi kadınlar, “Kadına yönelik şiddete karşı direniyoruz” dedi.


Manisa Kadın Platformu Pınar Gültekin'in katledilmesinin ardından kadın cinayetlerine karşı basın açıklaması düzenledi. "Pınar Gültekin ve katledilen tüm kadınlar isyanımızdır" diyerek Manolya Meydanı'nda toplanan kadınlar adına açıklamayı Eğitim Sen Manisa Şubesi Kadın Sekreteri Ayşe Dubaz okudu.

Pınar Gültekin cinayetinin sorumlularının Istanbul Sözleşmesi kaldırılsın diyenler olduğunu belirten Dubaz, "Katiller ve destekçileri yargılanıp cezalandırılıncaya kadar durmayacağız. Kadına yönelik şiddete sessiz kalmayacağız. Pınar’ın yaşam şeklinin, kıyafetlerinin ve ölüm saatinin çeşitli medya mecralarında dillendirilmesini politik, cinsiyetçi ve katilin durumunu hafifletmeye yönelik çabalardır ve bu yaklaşım başka katliamlara çanak tutmaktadır" diye konuştu.

"Eşit ve özgür bir yaşamdan yana olan herkesi İstanbul Sözleşmesi’ni savunmaya, sözleşmenin ve 6284 sayılı yasanın etkin bir şekilde uygulanması için mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz" diye konuşan Dubaz, ortak mücadele çağrısı yaptı.

ESKİŞEHİR


Eskişehir Demokratik Kadın Platformu çağrısıyla bir araya gelen kadınlar adına açıklama yapan Gülnur Kuzu, "Nerede olduğumuz, ne giydiğimiz, ne içtiğimiz uygulanan şiddetten daha önemli hale getiriliyor. Biz kadınlar, eril zihniyetin üzerimizde yaratmaya çalıştığı baskılar ve kısıtlamalarla erkek şiddetinden korunmayı değil; erkek şiddetini önleyen, müdahale eden İstanbul Sözleşmesi yaşatır diyoruz. AKP Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş'un 'Nasıl usulünü yerine getirerek imzalanmışsa, usulünü yerine getirerek sözleşmeden çıkılır' sözlerine karşı, biz kadınlar İstanbul Sözleşmesi’ni iptal etmenize izin vermeyeceğiz diyoruz" dedi.

KOCAELİ


Kocaeli Kadın Platformu İzmit Belediye İş Hanı önünde gerçekleştirdiği açıklamada "İstanbul Sözleşmesi bizim yaşam güvencemizdir, mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz" dedi. Açıklamaya CHP, Emek Partisi, Ekmek ve Gül Kadın Dayanışma Derneği de destek verdi. "Kadın cinayetleri politiktir" ve "Boşanmayı değil cinayeti engelle" sloganları atan kadınlar, artan kadın cinayetlerine tepki gösterdi. Kadınlar mücadele etmekten vazgeçmeyeceklerini söylerken, "İstanbul Sözleşmesini kaldırmaya çalışmak, uygulamamak biz kadınların hayatlarını ellerinden alıyor. Bugün Pınar için ve katledilen bütün kadınlar için buradayız. Bir kişi daha eksilmeye tahammülümüz kalmadığı için buradayız. İstanbul Sözleşmesini uygulayın demek için buradayız. İstanbul Sözleşmesi bizim yaşam güvencemizdir, mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz" dedi.

AYDIN/DİDİM


Eğitim Sen Didim Temsilciliğinin çağrısıyla toplanan Didim Kadın Platformu Eğitim Sen Didim Temsilciliği önünde bir araya gelerek "İstanbul Sözleşmesinin uygulanmasını değil kadın cinayetlerini engelle!" dedi.

AYDIN/KUŞADASI


Kuşadası Kadın Platformu Kuşadası Ambar önünde açıklama yaptı. 

BALIKESİR/EDREMİT


Edremit Kent Konseyi Kadın Meclisi ve Körfez Bağımsız Kadın Dayanışması tarafından Edremit Cumhuriyet Meydanında düzenlenen basın açıklamasına Altınoluk, Burhaniye, Gömeç ve Ayvalık’tan,onlarca kadın katıldı. Pınar Gültekin'in katledilmesi ve İstanbul Sözleşmesi’nin iptaline yönelik girişimlere tepki gösteren kadınlar, hakları için mücadele etmekten vazgeçmeyeceklerini vurguladı.

BALIKESİR/BANDIRMA


Bandırma Emekçi Kadınlar Platformu çağrısıyla Cumhuriyet Meydanı’nda bir araya gelen kadınlar, “Kadın cinayetlerine son” dedi.

KAYSERİ


Kayserili Kadınlar, Pınar Gültekin ve öldürülen-şiddete uğrayan tüm kadınlar için Cumhuriyet Meydanı'nda basın açıklaması yaptı. Kayseri Kadın Bileşenleri, "İstanbul sözleşmesi uygulansın" dedi. "İstanbul sözleşmesi yaşatır", "Kadın cinayetleri politiktir", "Öldüren sevgi istemiyoruz" sloganları atıldı. Kayseri Kadın Bileşenleri adına açıklamayı okuyan Nilüfer Bıçakçıoğlu, "Ülkemizde her gün bir kadın cinayeti haberi duyarak kadın cinayetlerinin sıradanlaşmasını istemiyoruz. İstanbul Sözleşmesi uygulansın. Ölmek istemiyoruz" dedi.

İSKENDERUN


İskenderun Kadın Platformu Bit pazarı önünde bir araya gelerek 

SAMSUN


 İlkadım ilçesi İstiklal Caddesi’nde bir araya gelen Samsun Kadın Dayanışması üyeleri de kadın cinayetlerini protesto etti. Kadınlar şunları söyledi: “Dün bir kadının daha erkek şiddetiyle aramızdan alındığının haberini aldık. Pınar Gültekin, 'hayır' dediği bir erkek tarafından işkenceyle öldürüldü. Pınar maalesef ilk değil ama son olması için biz kadınlar mücadelemizi sürdüreceğiz. Erkek şiddetini önleyen ve kadınları koruyan yasal düzenlemeler tartışmaya açıldıkça Pınar'ı katleden eski sevgilisi gibi biz kadınlara karşı, bedenlerimize ve yaşamlarımıza karşı gösterilen bu cüret güç kazanıyor.”

ZONGULDAK


Zonguldak Kadın Platformu üyesi kadınlar, Madenci Anıtı'nda toplanarak vahşice öldürülen Pınar Gültekin başta olmak üzere kadın cinayetlerine tepki gösterdi. Kadınlar, 'Yasta değil, isyandayız' yazılı pankart ve 'Kadın, yaşam, özgürlük', 'Katledilen kadınlar isyanımızdır' yazılı dövizler taşıdı. Platform adına açıklama yapan Muazzez Derya Akar, Pınar Gültekin'in vahşice öldürüldüğünü söyledi. Kadınların sosyal statü ya da kültürel yaşamdan bağımsız olarak sadece kadın oldukları için öldürüldüğünü ifade eden Akar, "Pınar maalesef ilk değil ama son olması için biz kadınlar dün nasıl sokakları doldurduysak bugün de Türkiye’nin dört bir yanında sokakları solduruyoruz. Çünkü erkek şiddetinin münferit olmadığını biliyoruz. Pınar'dan bize kalan bir isyandır, bir 'yaşamak istiyorum' şiarıdır. Yaşamak için savaşacağız. Evimiz, iş yerimiz ve memleketimizdeki tüm kadın düşmanlarıyla; örgütlenerek, birbirimize kenetlenerek, yaşamı elinden alınmış, katledilmiş kız kardeşlerimizin gülüşünü yüzümüze yerleştirerek mücadele edeceğiz" dedi.

EMEK PARTİSİ DENİZLİ İL ÖRGÜTÜ


Muğla’da üniversite öğrencisi Pınar Gültekin’in, Cemal Metin Avcı tarafından katledilmesine ilişkin Emek Partisi Denizli İl Örgütü açıklama yaptı. Yapılan açıklamada kadınları katleden düzene karşı örgütlenme çağrısı yapıldı.  

‘CİNAYETTE İKTİDARIN SORUMLULUĞU VARDIR’
27 yaşındaki bir genç kadının daha erkek tarafından katledildiği belirtilen açıklamada, katil Cemal Metin Avcı’nın cinayeti işlediğini itiraf ederek geçmişte yaşanan kadın cinayetlerinde diğer kadın katillerinin kullandığı ‘savunma ifadeleri’ ile benzer ifadeler kullandığı vurgulandı. İktidarın sorumluluğuna dikkat çekilen açıklamada, "Biz bu cinayette ‘İstanbul Sözleşmesini uygulamak yerine tartışmaya açmak’ yolunu seçen iktidarın sorumluluğu olduğunu biliyoruz. Katillerin uygulanmayan yasalardan, ceza indirimlerinden cesaret aldığını tüm Türkiye bilmektedir" ifadeleri yer aldı.

Denizli’deki Hafize Kurban davasının hatırlatıldığı açıklamada, "Karar duruşmasında ‘Avukatın pandemi nedeniyle katil Uğur Kurban’la görüşemediği için erteleme talebi’ davayı bir duruşma daha erteledi. Yasalar katilleri koruduğu ve kadın düşmanı politikalara karşı örgütlü bir tavır alınmadığı sürece kadın cinayetlerini önlemek mümkün değildir. Öte yandan Dersim’de üniversite okuyan Gülistan Doku’nun ne ölü ne de canlı bedenine halen ulaşılamadı. Baroları bölme yasasını bir gecede geçiren iktidar kadınları koruyan politikalar konusunda ayak sürümekte hatta İstanbul Sözleşmesinden dahi geri çekilmeyi tartışmaya açmaktadır" denildi.

‘ÖRGÜTLENELİM VE BİRLİKTE MÜCADELE EDELİM’
Örgütlenme ve birlikte mücadele çağrısının yapıldığı açıklama şu ifadelerle son buldu: "Biz Emek Partisi olarak ‘İstanbul Sözleşmesi Yaşatır’ diyerek kadınları ve çocukları koruyan yasaların çıkması için katillere ve çocuk istismarcılarına karşı, onları koruyan bu çürümüş düzene karşı herkesi örgütlenmeye ve birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz."

ODTÜ’DE 52 TOPLULUKTAN ORTAK AÇIKLAMA:  ŞİDDETE KARŞI İSTANBUL SÖZLEŞMESİ UYGULANSIN 


ODTÜ’de gençlik örgütlerinin de dahil olduğu 52 üniversite topluluğu ise hem Pınar Gültekin cinayeti hem de İstanbul Sözleşmesi tartışmaları hakkında bir açıklama yayınladı.

Pınar Gültekin’in ölümü üzerine Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’un “Hukuki sürecin takipçisi olacağız” şeklinde açıklamaları referans verilerek, bunların göz boyama olduğuna, çünkü şiddete karşı kadınların elinde bulunan önemli kazanımlardan İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmaya çalışıldığına vurgu yapıldı.

‘ŞİDDET VE ARTAN AYRIMCILIKTAN İKTİDARIN SALDIRGAN POLİTİKALARI SORUMLU’
İstanbul Sözleşmesi’nin devletin üzerine eşitliği sağlama ve şiddeti önleme gibi birçok görev yüklediği belirtilen açıklamada, “Ancak çocuk istismarını aklayan yasanın her sene tartışılması, kadına yönelik şiddetten dolayı hüküm giyenlerin salgın bahene edilerek salıverilmesi bu saldırıların bir ayağıdır” ifadeleri yer aldı.

Yalnızca İstanbul Sözleşmesi’nin değil, kadınların kazanılmış tüm haklarına top yekûn bir saldırı bulunduğunu ifade edilirken öğrenciler, artan kadına yönelik şiddet vakalarından, kadına ve LGBTİ+’ lara yönelik ayrımcılıktan iktidarın saldırgan politikalarını sorumlu tuttu.

‘BÜTÜN ÜNİVERSİTELİ KADINLAR MÜCADELEYE’
İktidarın bu politikalarının üniversitelerde ise akademi içindeki eşitsizlik, tacizin ve şiddetin artarak faillerin cezasız bırakılması şeklinde deneyimlendiği ifade edilen açıklamada, “Bulunduğumuz her alanda ayrımcılığın ortadan kalkması, şiddete karşı ciddi önlemler alınmasını ve kampüslerde, sokaklarda, evlerimizde güvenle yaşayabilmek istiyoruz. Bir araya geldiğimiz ölçüde geri adım attırabileceğimizi, kazanım elde edebileceğimizi biliyoruz. Bu yüzden bütün üniversiteleri kadınları evlerimizde, sınıflarımızda, üniversitelerimizde ve bulunduğumuz her alanda bir araya gelip mücadele etmeye çağırıyoruz” denildi.

ALTINOKTA KÖRLER DERNEĞİ KADIN MECLİSİ


Altınokta Körler Derneği Kadın Meclisi de yaptığı yazılı açıklamayla Pınar Gültekin cinayetini ve kadın katliamlarını lanetledi. Meclis şu açıklamayı yaptı: Pınar Gültekin’in hunharca katli bizlere bir kez daha ama kim bilir kaçıncı kez insanlığı sorgulatıyor. Artık bu vahşeti kınamaya yetecek kelimeler, cümleler bulamıyoruz. Ama böylesi vahşet karşısında elbette ki susmak olmaz. Daha sıkı kenetleniyor daha güçlü haykırıyoruz. Bu insanlık dışı eylemleri gerçekleştirenlere ağır yasal yaptırımlar uygulansın. Bu kapsamda İstanbul Sözleşmesi dahil, bütün gereklilikler yerine getirirsin istiyoruz. Altınokta Körler Derneği Genel Merkezi Kadın Meclisi olarak her zaman tekrarladığımız üzere bu vahşetin artık ülkemizde konuşulmayacağı günlere kavuşana kadar her türlü mücadelenin içinde olacağız. Bir kez daha Pınar Gültekin‘e ve onun nezdinde tüm kadınlara gösterilen şiddeti esefle, utançla, lanetle kınıyoruz.


TTB: MEDYA, ŞİDDETİ MEŞRU GÖSTERMEKTEN VAZGEÇMELİ

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Pınar Gültekin’in bir erkek tarafından öldürülmesi ve medyada yapılan yayınlar hakkında bir açıklama yayımladı. “Kadına yönelik cinsel istismar, şiddet ve cinayetlerden sonra medya tarafından mağdurların yaşamlarının belli yönlerinin didiklenerek şiddetin meşrulaştırılması, mağdurun kişiliği ve yaşamı nedeniyle suçun hafifletilmesi ve faillerin haklılaştırılması, suç oluşturan fiillerin cezasız kalmasına ve suç oluşturan bu fiillerin işlenmesine devam edilmesine yol açmaktadır.” denilen açıklamada“Kadınların tüm mücadelelerine rağmen hala her ay onlarca kadın öldürülmesinde medyanın olayları mağduru itibarsızlaştıran ve faile gerekçe sunan tarzda haberleştirmesinin oldukça önemli etkisi vardır.Bu toplumun eşit haklı yurttaşları olarak yaşamanın şiddetle engellenmesine karşı çıkıyoruz. Şiddet suçu işleyen ya da işlemek isteyen erkeklerin ellerini bağladığı için İstanbul Sözleşmesi’nin tartışmaya açılması kadınlara karşı ayrımcılık uygulamaktır. 1 Ağustos 2014 tarihinde imzalanan Kadınlara Yönelik Şiddet Ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi Ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin çıkarılan İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasa uygulanmalıdır. Medya şiddet haberlerini bu yasaya uygun olarak yapmalıdır.” ifadeleri kullanıldı.

KESK: YASTA DEĞİL İSYANDAYIZ! İSTANBUL SÖZLEŞMESİNİ SAVUNACAĞIZ!
KESK’li kadınlar da yaptıkları yazılı açıklamada şunları söyledi: "Yaşamlarımızdan ve haklarımızdan vazgeçmeyeceğimizi bir kez daha haykırıyoruz. Eşit ve özgür bir yaşam için kadın dayanışmasından güç alarak örgütlü mücadelemize ısrarla devam edeceğiz.
Eşit ve özgür bir yaşamdan yana olan herkesi İstanbul Sözleşmesi’ni savunmaya, sözleşmenin ve 6284 sayılı yasanın etkin bir şekilde uygulanması için mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz."


‘İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NİN UYGULANMAMASI KADINLARIN KATLEDİLMESİNE NEDEN OLUYOR’
Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz da yaptığı yazılı açıklamayla “İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmaması kadınların katledilmesine neden oluyor. İstanbul Sözleşmesi yaşarsa kadınlar yaşar” dedi.
Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, açıklamasında “Kadın cinayetlerinin önüne nasıl geçileceğinin tartışılması gerekirken kadını yaşatacak olan, kadının yaşam hakkını koruyan İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılması tartışılıyor. İstanbul Sözleşmesi’ne yapılan saldırı, kadın haklarına yapılan bir saldırıdır. İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmek istenmesinin medeni hukuku ortadan kaldırmak, hukuk devletinin ve Anayasa’nın yerine gerici ve dinci sistemin hayata geçirilmek istenmesinin olduğu apaçık ortadadır. İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmaması, beraberinde binlerce kadının katledilmesine neden olmuştur. Kadınların hâlâ şiddete uğradığı ve katledildiği süreçte İstanbul Sözleşmesi’nin tartışılması şiddeti artırır. İstanbul Sözleşmesi yaşarsa kadınlar yaşar” ifadesini kullandı.


İlgili haberler
‘İstanbul Sözleşmesi’ni tartışma, kadın cinayetler...

Pek çok kesimden Pınar Gültekin cinayetine tepki yağarken, kadın örgütleri İstanbul Sözleşmesi’nin t...

5 gündür haber alınamayan Pınar Gültekin'in cansız...

Günlerdir kayıp olan Üniversite Öğrencisi Pınar Gültekin'in cansız bedeni bulundu.

Zeynep Şenpınar’ın arkadaşları: Alışmayacağız, yıl...

Muğla’da ayrıldığı erkek milli boksör Selim Ahmet Kemaloğlu tarafından katledilen Zeynep Şenpınar’ın...