Mutlu Kaya: Hayatımı geri istiyorum
Mutlu Kaya, 5 yıl önce Veysi Ercan tarafından öldürülmek istendi, felç kaldı. Ablası ve avukatı da katledildi. Hayata tutunan Mutlu Kaya, tedavisi ve ablasının davası için dayanışma çağrısı yapıyor.

5 yıl önce katıldığı bir ses yarışması sonrası hayatı tamamen değişen Mutlu Kaya ile Diyarbakır’daki evinde buluştuk. Yaşadığı adaletsizliği ve bundan sonrasına ilişkin yaşadığı endişeleri konuştuk. “Yeniden şarkı söylemek istiyorum, okuyup avukat olmak istiyorum, hatta hayatımı anlatan bir kitap yazmak istiyorum” diyen Mutlu Kaya 4 kurşunla onu öldürmeye çalışan Veysi Ercan’ın serbest bırakılma günlerinin yaklaştığını ve bir süre sonra serbest bırakılacak zanlının daha uzun süre cezaevinde kalması için mücadele edeceğini söylediği buluşmamızda, geçen beş yıl içeresinde hayatında değişen birçok şeyi anlattı.

2020 21 Mart tarihinde öldürülen ablası Dilek Kaya’nın evinin önünde 4 kurşunla vurulan Mutlu Kaya geçen süre içinde defalarca ameliyat olmuş, fakat tedavisi tamamlanamadığı için evinde ailesinin yardımı ile yaşamak zorunda kalmıştı. Dizlerine kadar uzanan örgülü saçları ve ıslak bakan yeşil gözleri ile bizi karşıladı her gün oturmak zorunda kaldığı pencerenin yanındaki koltuğunda. İçinde minik topların olduğu bir nefes egzersizleri yapıyordu kuzenlerinin desteği ile…

MUTLU DAYANIŞMAYLA HEM GÜÇLENİYOR HEM GÜÇ VERİYOR

“O cani (Veysi Ercan) onu sevmediğim için onunla kaçmadığım için 4 kurşun sıktı bana. Günlerce yoğun bakımda kalmışım, kendime geldiğim zaman ellerim ayaklarım tutmuyordu, kurşunlardan biri kafamda kalmıştı ve bir daha asla çıkartılmayacak” diye başladı sözlerine o kadar çok röportaj vermiş ki konuya nerden başlayacağını bildiği, keşke deneyimlemek zorunda kalmasaydı denecek bir deneyimle konuşuyordu. Yaşadığı korkunç olaya rağmen, “O caniden kurtulduğum için şükrediyorum” diye bilecek kadar da çaresizliğe itilmişti. Konuşurken ağzını açmakta zorlanan Mutlu Kaya, aynı zaman da boynunu kullanamıyor. Sabit bir biçimde oturduğu koltuğunda, Ablasının başına gelenler sonrasında kadın cinayetlerinin mağduru bir aile olmanın verdiği ağır bedelleri de anlattı. Yetkililere sık sık seslendiği konuşmasında sürekli empati yapılmasını istiyor. Kafasına 4 kurşun sıkan Veysi Ercan’a verilen 15 yıllık cezanın çok az olduğunu ve yetkililere seslenerek “soruyorum size, sizin kızınızın başına gelse siz yine aynı cezayı mı verirdiniz” diyerek isyanını dile getiriyor. 15 yıl olsa yine bir nebze olsun rahatlayacağını söyleyen Kaya, verilen ceza ile yatar sürelerinin aynı olmamasına itiraz ediyor ve ne kadar yatacaksa kendilerine onun söylenmesinin gerektiğini söylüyor.

“Benim hayatımı elimden çaldılar, ben 3. Ligde basketbol oynuyordum, Şarkı söylüyordum, yine söyleyeceğim, okuyup avukat olacağım, bana yapılan haksızlığa hayatım boyunca izin vermeyeceğim, gerekirse Avrupa insan hakları mahkemesine gideceğim” diye anlatırken ara ara duygularına yenik düşüp arada ağlasa da ne kadar güçlü ve kararlı olduğunu da görmemek mümkün değil. Sosyal medya hesaplarını aktif kullandığını ve hesabı üzerinde ona ulaşan, şiddet mağduru kadınların olduğunu ve onlarla dayanışma içinde olduğunu da anlattı. Kadınlardan birini evinde aylarca konuk ettiğini ve düzenini kurduktan sonra ayrıldığını anlatırken kadın dayanışmasının da ne kadar önemli olduğunu anlattı.

‘SUSMAYIN KORKMAYIN’

Geçen 5 yılın kendisine 500 yıl gibi geldiğinin söyleyen Mutlu Kaya, yazları ailesinin yardımı ile sokağa çıktığını ama kışın bunu yapamadığı için çok zor geçtiğini anlattı. “Pandemi sebebi ile belki de serbest kalmış olabilir o” dediği insanın şimdi olmasa bile önümüzdeki birkaç yıl içinde serbest kalacağını bilmenin kendisi için çok ağır bir ceza olduğunu düşünüyor. “Bugün bana annem bakıyor, peki bir dün annem olmadığında ben ne olacağım, bir genç bir kızın hayatı u kadar ucuz mu? diye soruyor. Ailesine zarar vermesinden korktuğu için ailesine bile anlatamadığı şiddet sürecine ilişkin kendi deneyimiyle kadınlara çağrı yapıyor: “Sakın susmayın ve korkmayın en yakınlarınıza anlatın şikâyet edin bunun için mücadele edin, ben anneme söylemiş olsaydım korkamasaydım belki böyle olmazdı. Bence kadınlar korktukları için susuyor ve sustukları içinde katlediliyorlar. Anladım ki şiddet gören kadınlar benim gibi korkmuş ama siz korkmayın, susmayın. Ben tam beş yıldır evdeyim bunun ne demek olduğunu kimse bilemez, tam beş yıldır!”

‘BEN ÖLDÜKTEN SONRA DEĞİL ŞİMDİ SAHİP ÇIKIN’

Ablası Dilek Kaya’nın katledilişini de konuşuyoruz Mutlu ile: “Ben vurulduğumda Dilek ablamın kapısındayım ve ablam bana ‘seni kurtaracağım’ diye sürekli söz verdi ben onun sayesinde hayatta kaldım. O vurulduğunda acaba ne dedi, ne istedi bunu bilememek beni kahrediyor.” Katil Yusuf Çalışkan, ablasını başından vurduktan sonra tutuklanmış ve tutuklu olduğu sürece başka bir mahkemesi görülmemiş. Mutlu Kaya ve ailesi bu durumun neden böyle olduğu konusunda bir fikre sahip değil. Fakat hem kendi yaşadığı şiddet olayı hem de ablasının cinayeti sonrası aynı evden iki kişinin yaşadığı şiddettin bile faturası onlara kesilmiş “hem benim hem de ablamın olayında erkekler ‘sevgililerimiz’ diye lanse edildi. Ablamın bir sevgilisi olsa bilirdik, benim de sevgilim değildi, böyle lanse edilince erkek şiddeti de meşru görülüyor. ‘Bir değil iki kişi aynı evde bu normali mi?’ diyen insanlar var çevremizde” DİYOR Mutlu ve bu süreçte medya yoluyla çok yıpratıldıklarını anlatıyor. Uğradıkları şiddet için bile suçlanmış olmalarının yükünü de taşımak zorunda bırakılmışlar. Avukatı Müzeyyen Boylu’nun da çocuklarının gözünün önünde katledildiğini sözlerine ekleyen Kaya tüm cinayetlerin sebebinin cezasızlık olduğunu söyledi. “Ağırlaştırılmış cezalar verilmedikçe nasıl olsa kısa bir süre yatıp çıkacağım diyen erkeklerin tereddütsüz cinayet işlemesine neden oluyor. Ben öldükten sonra değil şimdi sahip çıkın” diyen Mutlu Kaya, son olarak “kendi hayatımı yeniden kimsenin bakımına muhtaç kalmadan yaşamak istiyorum” diyor. “Eğer tedavi olursam kendi ihtiyaçlarımı kendim karşılayabilirim ama bunun için desteğe ihtiyacım var” diyerek tedavisi için kendisine sahip çıkılmasını istiyor: “Bunu en önce devletin yapması lazım ben bu devletin vatandaşıyım ve hayatım elimden alındı şimdi geri istiyorum.”

‘ARTIK KADINLAR ÖLDÜRÜLMESİN, BİRLİK OLALIM SES ÇIKARTALIM’
Mutlu Kaya ile konuşmamız boyunca odada bizi dinleyen ara ara konuşmalara dahil olan anne, Hanım Kaya, yaşadığı acıyı tarif etmekte zorlanıyor: “Ben yaşayan bir ölü gibiyim, caniler benim iki kızımı da katlettiler, birinin öldürdüler diğerini ölümden beter ettiler” dedi. “Mutlu’nun yaşadıklarından haberdar olsaydım ona siper olurdum ama asla kızımın zarar görmesine izin vermezdim” diye anlatırken de sözler boğazında düğümleniyordu. “Ben uykudan uyandırmaya kıyamadığım Mutlumu ne hale getirdiler görüyorsunuz” diyen, anne Hanım Kaya, katledilen kızı Dilek Kaya’nın cinayetinin de acılarının üzerine eklendiğini söyledi. Anne Hanım Kaya; “Bunlar başımıza gelmeden önce televizyonda izlediğimiz de çevremizde duyduğumuzda, Allah’ım sen yardım et bu insanlara diye dua ediyordum içim parçalanıyordu, şimdi kat be kat fazlası başımıza geldi” diyerek Cumhurbaşkanına sesleniyor “Ben yandım ama başka anneler yanmasın. Bu duruma bir son verilsin yasalarla bu katiller engellensin.” Yaşadıklarına isyan eden anne, “eğer ellerimi kollarımı kızıma nakil yoluyla verilmesi mümkün olsaydı hiç tereddüt etmezdim verirdim. Kızım hayat doluydu becerikli maalesef beş yıldır çocuğum bu halde” diyerek tedavisinin olanaksızlıklardan dolayı durdurduklarını şimdilik sadece beslenmesine ağırlık vermek zorunda kaldıklarını anlattı. “Kendi çabamla ancak bu kadarını yapabiliyorum” diyen anne Kaya “bütün hayalim, bir gün Mutlu’nun suyunu kendi içtiği, yemeğini kendi başına yediği günleri görebilmek…” diyor.
“Dilek ve Mutlu ne birinin sevgilisiydi ne de evliydiler öyle olsa bile kimsenin kimseyi öldürmeye hakkı yok. Olmuyorsa herkes kendi yoluna gitmeli” diyerek haklarında çıkan haberlere tepki gösteriyor.
Hem kendisinin hem de kızı Mutlu’nun psikolojik destek aldığını söyleyen anne Kaya, “Eğer yargı Veysi Ercan canisine yeterli cezayı verseydi, diğer caniler bu suçları işlemezdi. Kravat bağlayan bir cani nasıl iyi olabilir ki iyi hal indirimi alır, birileri bana bunun cevabını versin” derken mahkemelerin verdiği iyi hal indirimlerinin kendileri için nasıl bir cezaya dönüştüğüne dikkat çekti. 6 çocuk sahibi anne Hanım Kaya, “Benim kaybedecek hiçbir şeyim kalmadı her şeyimi kaybetmişim kızım Dilek’in mahkemesinde sesimi dünyaya duyurmak istiyorum, artık yeter! Allah rızası için adalet istiyorum artık. Her gün 3 kadın öldürülüyor televizyonlarda görüyoruz artık kadınlar öldürülmesin birlik olalım ses çıkartalım Dilek’in mahkemesinde kadınlar olarak ona sahip çıkalım” diyerek tüm kadınlara sesleniyor. Tatil gibi cezalar değil caydırıcı cezalara verilsin diyen anne Hanım Kaya son olarak şunu söyledi: “O katil tatil yapar gibi cezaevinde kalıyor yakında da çıkacak bu çok büyük bir adaletsizlik kızım bu haldeyken o elini kolunu sallayarak hayatına devam edecek ben bir anne olarak bunu kabul etmiyorum. Buna birlikte karşı çıkalım ve daha fazla kadın öldürülmesin…“
İlgili haberler
Artık boyun eğmek yok!

Hatice’nin şiddet, aşağılanma, yok sayılma ile geçen hayatında kırılma noktası canına tak ettiği nok...

Dayanışmayla daha önce tanışsaydım bambaşka bir ha...

Yıllarca şiddet gören Demet, bugün kadın dayanışması sayesinde boşanma davası açtı. Kızı ve engelli...

Bu sıkışmışlığa katlanmamayı seçtim

13 yaşından beri tekstil işçisi Aliye, yokluğa, şiddete, sıkışmışlığa, ümitsizliğe katlanmamayı seçe...