On binlerce işçinin çalıştığı, büyük bir bölümünün de tekstil fabrikalarından oluştuğu Malatya’dayız. Birçoğunun evi yıkılmış, kimi yakınlarını kaybetmiş olsa da yaşamak için çalışmaya devam etmek zorunda işçiler. Tüm yıkım koşullarıyla birlikte adeta kölelik düzeninde, düşük ücrete çalıştırılmak isteniyorlar.
Daha dün Baykan Denim işçilerinin ücret mücadelesiyle haberlere yansıyan Malatya’da Birleşik Tekstil, Dokuma ve Deri İşçileri Sendikasının (BİRTEK-SEN) düzenlediği işçi buluşmasında bir araya geliyoruz işçilerle. Kadın işçilerin de olduğu toplantıda en önemli gündem, yaşamı yeniden birlikte kurma, haklar için mücadele, sendikal örgütlülük ve 1 Mayıs.
‘KENDİ CEBİMDEN PARA VERİP İŞE GİTMEM LAZIM’
Farklı fabrikalarda çalışan kadın işçilerin kimi 2-3 yıldır sektörde çalışıyor, kimi 6-7 yıldır. İşsiz kalma korkusuyla patronun her türlü dayatmasına boyun eğmek zorunda kalan işçiler mücadele edenlerin önünde hiçbir engelin duramayacağının da aslında farkında. En çok da bir dayanak bulmak, güç almak için katılmışlar toplantıya. Kadın işçilerle sohbetimiz ilk olarak kısa çalışma ödeneği üzerine oluyor. Patronların isteğiyle AKP iktidarı deprem bölgesinde kısa çalışma ödeneği uygulamasına geçerken, işçiler tam çalışmalarına rağmen uygulama nedeniyle primlerinin kesilmesine tepki gösteriyor. İşçilerin çoğu çok zor koşullarda yaşıyor, çadırda kalıyor, barındıkları yerlere servis verilmediği için yol parasını cebinden karşılayarak fabrikaya gidiyor. Bir kadın işçi “Ben çalışmak zorundayım. İşe gitmem lazım, kendi cebimden para verip işe gidiyorum” diyor. Deprem nedeniyle çalışamaya gelemeyen işçilere ise patronlar kağıt imzalatarak istifa dayatıyor.
PATRON DEPREMİ FIRSATA ÇEVİRDİ
Patronlar fabrikalara işçilerin aileleri ile birlikte barınması için konteynerler kurarken daha sonra bunun olamayacağını sadece işçilerin orada kalabileceğini söylemiş. Bu konteyner alanların kadınlar ve çocuklar için ne kadar güvenli olduğu da tartışma konusu. Başka bir kadın işçi ise Baykan Denim’in kurduğu konteyner kentte işçilerin aileleri ile birlikte yaşadığını hatta burada kalan bir çocuğun karşıdan karşıya geçerken trafik kazası geçirdiğini aktarıyor. Yine bir fabrikanın 3 bölümünden biri yatakhane haline getirilmiş, burada kendi de kalan var ailesiyle birlikte kalan da var, ancak burada barınmanın sağlıklı olmadığını, çadırın daha hijyenik olduğunu söylüyor kadın işçiler. Fabrikalarda kurulan bu konteynerler işçiler için adeta bir koğuş sistemi. Patronlar işçiyi daha çok sömürmek, kârına kâr katmak, üretimi her türlü devam ettirmek için depremi fırsata çevirmiş durumda. İşçinin hangi koşullarda orada yaşadığı, ailelerinin ne durumda olduğu umurlarında değil.
İNSANCA BİR YAŞAM İÇİN…
Kadın işçiler çalışma yaşamına devam etmekle birlikte çadırdaki günlük yaşamı da organize etmek zorunda. Çadırda birlikte yaşadıkları aileleri yemek, temizlik gibi işleri halletse de bu işler yine sadece kadınların sırtında.
Tüm bu kötü koşullar içinde insanca çalışma koşulları, insanca bir yaşam, insanca barınma hakkı için, her türlü şiddete mahkûm olmamak için, birliğimiz için en önemli gün 1 Mayıs işçilerin birlik, mücadele, dayanışma günü. İşçiler de bunun farkında ve taleplerini haykırmak, bugünkü koşullarını değiştirmek için tüm işçiler olarak birleşmekten, mücadele etmekten başka yolları olmadığının da görüyor. Yeter ki kendi güçlerine inansınlar.
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
İlgili haberler
Hasta kadın mahpuslar için siyasetçilere çağrı: Ya...
Hasta Kadın Mahpuslar için 1000 Kadın, tüm siyasetçileri hasta tutsakların yaşama hakkına sahip çıkm...
Depremin 2. ayında çağrımız: Bizi ayakta tutacak o...
Depremin 2. ayında tüm kadınları işyerlerinde, mahallelerinde, çadırkentlerinde, okullarında Kız Kar...
Afet-Çocuk Sivil Koordinasyon Ekibi: Ailesinin amb...
Afet-Çocuk Sivil Koordinasyon Ekibi “Ailesi tarafından ambulansa teslim edilen E,’nin isimsiz şekild...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.