Kadınların yaşam hakkı tek adamın kararına bırakılamaz!
İstanbul Sözleşmesi kadınların tüm itirazlarına rağmen Cumhurbaşkanlığı kararıyla feshedildi. Kadınlar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu hamlesini değerlendirdi.

Kadına yönelik şiddetle mücadele için devlete önemli yükümlülükler veren İstanbul Sözleşmesi'nin ilk imzacısı olan Türkiye, kadınların tüm itirazlarına rağmen Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararıyla feshedildi. Sözleşme, uzun süredir tarikat ve cemaatlerin hedefindeydi, hükümet sözcüleri de bu hedef göstermeye yol verdi ve son kararla milyonlarca kadının yaşam hakkı yerine sözleşmeyi feshetmeyi seçti.

Resmi Gazete’de yayımlanan AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzaladığı karar, “3718 sayılı kararda “Türkiye Cumhuriyeti adına 11/5/2011 tarihinde imzalanan ve 10/2/2012 tarihli ve 2012/2816 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile onaylanan “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi”nin Türkiye Cumhuriyeti bakımından feshedilmesine, 9 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 3 üncü maddesi gereğince karar verilmiştir.” sözleriyle ilan edildi.

İstanbul Sözleşmesi’nin hedefe koyulmasına karşı aylardır mücadele eden kadınlar, bu kararın milyonlarca kadının yaşam hakkının, şiddete karşı korunma hakkının gasbedilmesi anlamına geldiğini, kadınların yaşam haklarının tek adamın kararına bırakılamayacağını söyledi.

TÜM KADINLARI YAŞAMLARI İÇİN SOKAKTA OLMAYA ÇAĞIRIYORUZ

Feride ERALP (Haklarımızdan Vazgeçemiyoruz, İstanbul Sözleşmesini Uygula Kampanya Grubu): Bir gecede İstanbul Sözleşmesi tek bir kişinin kararıyla, kadınların ne düşündüğü sorulmadan, Meclisin onayı alınmadan baskın yapar gibi feshedildi. Ne İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesini kabul ediyoruz ne de bu yöntemi kabul ediyoruz. Bizim için İstanbul Sözleşmesi hâlâ yürürlükte, zaten bu Sözleşmeyi Avrupa Konseyi’ne hazırlatan ve Türkiye gibi bir ülkeye de imzalatan, kadınların mücadele iradesidir. Kağıt üzerinde yazan Sözleşme maddelerini belki alabilirler bizden ama o yasa maddelerini yazdıran ve onları yürürlüğe koyan ve uygulatmak için mücadele eden dayanışmamızı, irademizi elimizden alamazlar. Bunun ne kadar güçlü olduğunu gösterme zamanı şimdi. Mesele İstanbul Sözleşmesi değil yalnızca; sözleşmenin temsil ettiği şiddetsiz ve eşit yaşama hakkı ve buna ilişkin kadınların söz söyleme hakkıdır. Kadınlarla istişare etmeden, sözümüzü söyleme fırsatı verilmeden bir gece yarısı baskın yapar gibi Sözleşme’yi feshetmek bize bu söz hakkını tanımamak anlamına geliyor. Eşitlik hakkımız için, hayatta kalma hakkımız için tüm illerde her nerede olabiliyorsak; sokakta, evde, sosyal medyada kadınları mücadeleye çağırıyoruz.”

SÖZLEŞMEDEN VAZGEÇMEK KADINLARIN CAN GÜVENLİĞİ YOK SAYMAKTIR

Hande KÖSE (Ankara Kadın Platformu): Bu karar, kadın ve LGBTİ+ düşmanlığının en somut örneği. İstanbul Sözleşmesi’nin feshi demek kadınların can güvenliğini yok saymak, katilleri, tecavüzcüleri aklamak demektir. Kadınları aile içine hapseden, kadına yönelik şiddete karşı herhangi bir mekanizmayı yürürlüğe koymayan devlet, İstanbul Sözleşmesi’nin feshiyle kadını yalnızca aile içinde tanımlandığını göstermiş oldu. Biz Ankara Kadın Platformu olarak tekrar söylüyoruz, İstanbul Sözleşmesi’nin feshini kabul etmiyoruz. Var olduğumuz her alanda mücadeleye devam edeceğiz.

TÜM BU SALDIRILARA KARŞI BİRLEŞİK BİR MÜCADELEYİ ÖRGÜTLEMELİYİZ

Nuray ÖZTÜRK (İstanbul Sözleşmesi’nden Vazgeçmiyoruz İzmir Kampanya Grubu): Kadınların mücadelesiyle oluşturulmuş, Türkiye’nin ilk imzacısı olduğu bir uluslararası sözleşme, “Ben istedim oldu” mantığıyla feshedilemez. Milyonlarca kadının hayatı tek adamın bir sözüne kurban edilemez. Kadınlar yıllardır, daha fazla kadın şiddet görmesin diye, İstanbul Sözleşmesi uygulansın diye mücadele eder Meclisi göreve çağırırken, bu karar aymazlıktır. Bunca itiraza, ortak beyana rağmen kadınların eşitlik haklarını garanti altına alan İstanbul Sözleşmesi’nden imzayı çekmeleri aslında nasıl bir ülke istediklerinin de beyanı. 4+4+4 ile kız çocuklarını eğitimden uzaklaştırma, imamlara nikah kıyma yetkisi, durmadan gündeme getirilen çocuk istismarını aklama yasası hepsi ama hepsi kadınlara biçtikleri rolün parçası. Sistematik bu saldırı karşısında daha örgütlü olmamız gerektiği, birleşik mücadeleyi örgütlememiz gerektiği aşikâr. Sadece kadınlar da değil, işçi ve emekçiler olarak topyekün karşı koymalıyız. Çünkü saldırı sadece kadınlara da değil. Tüm halklara, demokrasiye, insan haklarına saldırıyorlar. Bu saldırılara karşı birleşik mücadeleyi yükseltmeliyiz. Tüm kadınlara çağrımız, eşitlik için, insanca yaşam için, katledilmemek ölmemek için, daha demokratik bir ülke için mücadele edelim.”

TEK BİR KARARNAME İLE VAZGEÇMEYİZ

Elif YETİGİN (Kocaeli İstanbul Sözleşmesi İnisiyatifi): Yıllardır vurguladığımız “İstanbul Sözleşmesi Yaşatır” sloganını -ki bu yalnızca bir slogan değil bir gerçeklik de aynı zamanda- çok değil geçtiğimiz haftalarda 8 Mart’ta kadınlar bulundukları her yerden haykırdılar. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan tüm kadınların “Sözleşmeyi uygula” sesine kulaklarını tıkamış bir şekilde ansızın bir gece yarısı hukuka aykırı bir şekilde bir karar ile sözleşmeyi feshettiğini söylüyor. Sözleşmenin feshi hukuka aykırı olduğu gibi kadınların nezdinde de yok hükmündedir. “Biz İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeyeceğiz, siz uygulamak zorunda kalacaksınız” diyoruz. Biz birbirimizin çaresiyiz, tek bir karar ile vazgeçmeyiz.”

Feride Acar

FERİDE ACAR: ‘DEVLET KADINLARI KORUMASIZ BIRAKTI’
Cansu Ertaş
Ankara

İstanbul Sözleşmesi metninin yazımında yer alan, İstanbul Sözleşmesi’nin etkili bir biçimde uygulanmasını sağlama amacıyla kurulan GREVIO’nun ilk başkanı, CEDAW komitesi eski üyesi olan Prof. Dr. Feride Acar, gece yarısı aniden Cumhurbaşkanı kararıyla Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesinin devletin kadınları korumasız bırakarak, onların can güvenliğini önemsemediğinin işareti olduğunu ifade etti.
Sözleşmeden çekilmenin kadına yönelik şiddetin önünü açacağına dikkat çeken Prof. Dr. Acar, şiddet uygulayan erkekler açısından devletin adeta “Bu davranışlarınıza devam edebilirsiniz” mesajı veren bir adım attığını söyledi. Dünyada şu anda en ileri insan hakları standartlarını barındıran bir sözleşmeden Türkiye’nin “Çıkıyorum” demesinin dünyaya vereceği mesajın mutlaka göz önüne alınması gerektiği belirten Acar, iktidar sözcülerinin kadına yönelik şiddete karşı mücadele konusunda yaptığı açıklamalara da tepki gösterdi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’un, “Kadın haklarının teminatı, Anayasamız başta olmak üzere, iç mevzuatımızdaki mevcut düzenlemelerdir. Şiddetle mücadelemizi dün olduğu gibi bugün de yarın da ‘sıfır tolerans’ ilkesi ile kararlılıkla sürdüreceğiz” iddiasına değil, İstanbul Sözleşmesi’ne ve Sözleşme’nin uygulanmasına ihtiyaç olduğunu vurgulayan Acar, “Kendi Anayasamızın da İstanbul Sözleşmesi’nin gereklerine tam anlamıyla uygun hale getirilmesine ihtiyacımız var. Bu bakımdan ben İstanbul Sözleşmesi’ne çok ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum” dedi.
KADIN HUKUKÇULAR: BU KARAR YOK HÜKMÜNDEDİR

Selin Nakıpoğlu

AVUKAT SELİN NAKIPOĞLU: SÖZLEŞMEDEN VAZGEÇMEK ŞİDDETİ ÖNLEMEYECEĞİM DEMEKTİR

İstanbul Sözleşmesi’nin Cumhurbaşkanlığı kararıyla bir gecede feshedilmesini değerlendiren EŞİK-Eşitlik İçin Kadın Platformu Üyesi Avukat Selin Nakıpoğlu, alınan kararın bir milat olduğu görüşünde. Türkiye’nin evrensel hukuk değerleri ile bağının kopartılması için uğraşıldığını ifade eden Nakıpoğlu, “Buna karşı duruşumuz, mücadelemiz senelerdir sürüyor, dün gece başlamadı, bu sabah başlamadı. Bu karar yok hükmündedir” dedi. 2020 yazı boyunca İstanbul Sözleşmesi aleyhine kampanya yürütüldüğünü hatırlatan Nakıpoğlu “Sözleşme kadına yönelik erkek şiddetine karşı, LGBTİ+’ların insan hakları için, şiddetin tüm türlerine maruz kalan çocuklar için bir gün ışığıdır. Ancak hiçbir şey bitmedi. Bu karardan muhakkak geri adım atılacaktır. Çünkü Cumhurbaşkanlığı kararları ile temel hak ve özgürlükler düzenlenemez. Bu süreç muhakkak yüksek mahkemeye taşınacaktır. Bu yasa Meclis tarafından oy birliği ile onaylandı tek taraflı irade ile yasama organı yok sayılarak böyle bir uluslararası düzenleme feshedilemez. Bu sözleşme şiddeti önlemek isteyen devletlerin izlemesi gereken yol haritasını oluşturuyor. Bu Sözleşme’den vazgeçmek şiddete uğrayan bireyleri artık korumayacağım demek. İstanbul Sözleşmesi kadınlar için nefes demek. Biz bu sözleşmeye kadınlar olarak 2011’den beri sahip çıkıyoruz, pes edecek değiliz, mücadelemiz sürüyor” dedi.

Aslı Pasinli

AV. ASLI PASİNLİ: SÖZLEŞME MECLİSTE KABUL EDİLDİ, KARARI CUMHURBAŞKANI VEREMEZ

Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Avukat Aslı Pasinli ise kadınların tarihi bir eşikte olunduğunu ve İstanbul Sözleşmesi’nin fesih kararına karşı kamuoyunda oluşan hassasiyetin dikkate alınması gerektiğini ifade etti. Sözleşme’nin Meclisten oy birliği ile çıkarılıp onaylandığını hatırlatan Pasinli “Sözleşme TBMM tarafından çıkarılan bir kanunla onaylanmıştı. Temel hak ve özgürlüklere ilişkin bir anlaşma olan İstanbul Sözleşmesi başka bir kararname yetki verse bile bir Cumhurbaşkanı kararı ile feshedilemez. Tüm dünyada İstanbul Sözleşmesi olarak anılan bu sözleşmeyi Türkiye’nin feshetmesi memleket ironisi! İstanbul Sözleşmesi hayatlarımızın teminatıdır. Dünya yerinden oynasın, İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmiyoruz” dedi.

EMEK PARTİSİ: TOPYEKÜN SALDIRIYA KARŞI TOPYEKÜN MÜCADELE!

Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan yaptığı yazılı açıklama ile “Kadınların yaşam hakkı, tek adamın kararına bırakılamaz, İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz!” dedi.

KADEM BİLE ‘SÖZLEŞME ÖNEMLİYDİ’ DEDİ
İktidara yakınlığıyla bilinen ve Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan’ın da kurucuları arasında olduğu Kadın ve Demokrasi Derneği de Twitter hesabından açıklama yaptı: “İstanbul Sözleşmesi kadına şiddetle mücadele için önemli bir girişimdi. Geldiğimiz noktada zemininden koparılmış ve toplumsal bir gerilim öznesi haline dönüştürülmüş durumda. Kadın ve Demokrasi Derneği olarak bu konudaki tercihimiz, Avrupa Konseyi’ne söz konusu tartışmaları bertaraf edecek bir yorum beyanı verilmesi yönündeydi. Nitekim şimdiye kadar hükümetin kadın hakları konusunda tüm ön açıcı ve destek politikalarıyla önemli kazanımlara imza atıldı. Verilen fesih kararını da bu gerilimin bir neticesi olarak okuyoruz. Şiddetle mücadele noktasında 6284 sayılı kanunun daha da güçlendirilmesi ve uygulamalardaki sorunların giderilmesi için tüm gücümüzle çalışacağımızı kamuoyuna ilan ediyoruz.”

Fotoğraflar: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
EMEP: İstanbul Sözleşmesi’nden Vazgeçmiyoruz!

Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararına EMEP Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan yayı...

İstanbul Sözleşmesi feshedildi, kadınlar her yerde...

Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile Türkiye, İstanbul Sözleşmesi'nden ayrıldı. Kadın...

Kadın katliamının suç ortaklığı: İstanbul Sözleşme...

İstanbul Sözleşmesi'ni feshetmek, milyonlarca kadının hayatının ve milyonların ortak iradesinin tek...