Kadınların ‘ölmek istemiyoruz’ isyanı
Kızının önünde öldürülen Emine Bulut’un, ‘Ölmek istemiyorum’ feryadı tüm Türkiye’yi derinden etkilerken kadınlar, kadın cinayetlerindeki vahim tablonun büyümesine öfkeli!

Kırıkkale’de yaşayan 38 yaşındaki Emine Bulut, 4 yıl önce ayrıldığı Fedai Baran tarafından öldürüldü. Ajansların geçtiği bilgiye göre 18 Ağustos günü Menderes Caddesi’ndeki kafede meydana gelen cinayette Fedai Baran, Emine Bulut ve kızı ile kafede buluştu. Aralarında tartışma yaşandığı bahanesiyle Emine Bulut’u kızının önünde bıçaklayan Baran, taksiye binerek kaçtı. Kızı F.B.B. ile hastaneye kaldıran Emine Bulut hayatını kaybetti.

Baran, kadın cinayetlerinde yaygın bir ifadeye başvurarak “Velayet konusunda konuşurken bana hakaret edince sinirlenip yanımda gezdirdiğim bıçakla vurdum” dedi.
Olay anının görüntüsü sosyal medyada yankı uyandırırken, görüntülerde Bulut’un “Ölmek istemiyorum” diye feryad ettiği, kızının ise “Anne lütfen ölme” diyerek ağladığı görülüyor. Emine Bulut’un “Ölmek istemiyorum” çığlığı, sosyal medyada kadın cinayetlerine yönelik tepkiye dönüştü. Çok sayıda sosyal medya kullanıcısı, “Ölmek istemiyoruz” etiketiyle yaptığı paylaşımlarda kadın cinayetlerinin durdurulmasını talep etti.


Sadece 2019 başından bu yana 221 kadın kadın öldürülürken, her geçen gün artan kadın cinayetleri ve cinayetlerin bu denli vahşileşmesine karşı kadın örgütleri de mücadele çağrısında bulundu. Gazetemize konuşan kadınlar, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı koruma yasanın hedef gösterilmesinin ve kadın haklarının gasbedilmesinin kadın cinayetlerinin önünü açtığını vurgulayarak devletin sorumluluğuna işaret etti.

GÖRÜNTÜLERE ERİŞİM YASAĞI GETİRİLDİ
Cinayete ilişkin görüntülerin yayımlanmasına ilişkin basın açıklaması yapan Kırıkkale Cumhuriyet Başsavcılığı görüntülere erişim yasağı geldiğini, failin F tipi ceza infaz kurumuna sevk edildiğini ve iddianamenin düzenlendiğini belirtti:


İKTİDAR POLİTİKALARI CİNAYETLERE YOL AÇIYOR
Adile DOĞAN/ Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği

Şiddet giderek vahşileşiyor. Bunun nedenleri de çok açık. Biz, kadın cinayetleri durdurulsun, şiddet uygulanmadan önce önlemler alınsın dedikçe kadınların haklarına yönelik saldırılar artıyor. Buna en son örnek de nafaka hakkına yapılan saldırı. Kadınların sorunları ne zaman gündeme gelse hak gasbına yönelik bir saldırıyla karşılaşıyoruz.
Kadınlar bu sabah yine çok korkunç bir cinayetle sarsıldı. Bunun karşısında da her kesimden kadın ses çıkarmaya başladı. Bir taraftan sosyal medya tepkileri sürerken bir taraftan da telefonlarımız hiç susmuyor, kadınlar sürekli “Bir şeyler yapmamız lazım” diye arıyor. Ne yapmamız gerektiği de aslında çok açık; bu saldırılara karşı daha etkili bir şekilde mücadele etmemiz; daha fazla yan yana gelmemiz, örgütlenmemiz ve sözümüzü ortaklaştırmamız gerekiyor.
Kadınların sorunlarını, ülkeyi yönetenler, siyasi iktidar çözmüyor, çözmeyecek. Aksine var olan kazanılmış hakları da geri almak için kadınlara savaş açmış durumdalar. Kadın cinayetleri çeşitli bahanelerle meşrulaştırılmaya çalışıyor, sıradanlaştırılıyor. Bu durum karşısında da sadece sosyal medya aracılığıyla tepki göstermek yeterli olmuyor, bulunduğumuz her yerde yan yana gelmek zorundayız.

DEVLET BÜTÜNCÜL POLİTİKALAR HAYATA GEÇİRMEK ZORUNDA
Fidan ATASELİM/Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu
Emine Bulut’un son sözü “Ölmek istemiyorum”, yanındaki 10 yaşındaki kızının da “Anne ölme” sözü, sadece o iki insanın sözü değil. “Ölmek istemiyorum” sözü Türkiye’de kadınların yaşadığı bu gerçeğin en acı ifadesi. Kadınlar bıçak sırtında yaşıyor. Emine’nin o son sözü ülke olarak geldiğimiz noktayı adeta özetleyen, gösteren bir söz. Emine’ye ve o “son nefes” aralığında yaşayan tüm kadınlara da sözümüz olsun kadın cinayetlerini durduracağız.
Biz İstanbul Sözleşmesi korur, yaşatır, kadınların ayakta kalmasıyla kalamaması arasındaki çizgidir derken “İstanbul Sözleşmesi öldürür” diyerek onu hedef tahtasına oturtanlar da öldürülen tüm kadınların sorumluluğunu taşıyor. Kadınlar hayatta kalmakla ölüm arasında bir yerde dururken kimse kadınları koruyan yasaları tekil mağduriyetleri bahane ederek hedef haline getiremez. Yapılması gereken 6284 sayılı koruma kanunun uygulanması, İstanbul Sözleşmesinin uygulanmasıdır. Devlet önleme, koruma, soruşturma, politikalar geliştirme görevlerini bütünlüklü olarak yerine getirmek zorunda. Ancak o zaman bu ülkede kadınlar bir nefes alabilir.


ÇÖZÜM İDAM DEĞİL, KADINLARI KORUYAN YASALARIN UYGULANMASI
Leyla SOYDİNÇ/ Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı

Yaşanan bu şiddet ve cinayet eşitsizliğin bir sonucudur. Biz bu eşitsizliğe karşı mücadele ediyoruz. Şiddet uygulama bir hastalık ya da bir cinnet anı değildir. Kadın cinayetlerinin en yoğun yaşandığı durumlar ya boşanma aşamaları ya da boşanma sonrası oluyor. Şu sıralar saldırı altında olan İstanbul Sözleşmesi, 6284 sayılı Yasa gibi kadınların mücadele ederek kazandığı çok önemli araçlar var. Kadınları koruyan, şiddetle mücadelede önemli böylesi araçlar varken; aile bütünlüğünü koruma adı altında kadınlar, onları güçsüzleştiren, ölümüne sebep olacak bir şiddet döngüsününü içine hapsediyor bu söylemler. Bütün bunlarla mücadele etmek gerekiyor. Ayrıca cinayet sonrası yine idam, hadım gibi söylemlerle karşı karşıyayız. Bu da savunduğumuz bir şey değil. Kadınlar olarak elde ettiğimiz araçlara sahip çıkacağız.


EMEK PARTİLİ KADINLAR: CİNAYETLERE KARŞI MÜCADELEYE
Emek Partisi Gebze İlçe Örgütü üyesi kadınlar da Emine Bulut’un öldürülmesine tepki göstererek mücadele çağrısında bulundu. Yapılan açıklamada, alınmayan önlemlerin, tahrik ve iyi hal indirimlerinin, koruma kararlarının uygulanmamasının, kadın katillerini koruyan yasaların, kadınlara baskı ve üstünlük kuran, kadın cinayetlerini sıradan, anlık öfke, kadının tahrik etmesi hatta ‘kadının kaderi’ haline getiren erkek egemen söylemlerin ve bu söylemlerle haber yapan medyanın kadın cinayetlerini bu noktaya getirdiğine dikkat çekildi.
BAKANA TEPKİ: ‘SİZİN POLİTİKALARINIZ YÜZÜNDEN’

AİLE, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’un, Emine Bulut cinayetine ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım eleştirilere neden oldu.
Selçuk’un “Kırıkkale’de bir annenin, evladının gözleri önünde öldürüldüğü vahşi bir cinayet ile derinden sarsıldık. Aynı acıların tekrar yaşanmaması için şiddete karşı sıfır tolerans anlayışıyla davaya müdahil olacağız. Bizlere emanet olan yavrumuzun her an yanındayız” paylaşımına tepki gösteren çok sayıda sosyal medya kullanıcısı, bakanın ve bakanlığı üzerine düşeni yapmadığını, yasaları gerektiği gibi uygulamadığını dile getiren paylaşımlar yaptı. Paylaşımlarda, hükümetin kadınları korumayan, şiddet karşısında güçsüzleştiren politikalarına eleştiriler yapıldı. Kullanıcılar ayrıca, yetkililerin kadınlar öldükten sonra yaptığı mesajların işe yaramadığını vurgulayarak bakanı istifaya çağırdı.

AKP Sözcüsü Ömer Çelik ise “Katilin en yüksek cezayı alması hepimizin temennisi" derken görüntülerin sosyal medyada yayılmasını da vahşet olarak nitelendirdi.

‘İYİ HAL İNDİRİMİ UYGULANMASIN’

CHP Genel Başkan Yardımcısı Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca Emine Bulut cinayeti ile yeniden gündeme gelen kadın cinayetleri ve iyi hal indirimi için tepki gösterdi.
Karaca Meclis’e çağrı yaparak, “Kadınlar her gün öldürülürken, kadına şiddetin suç olarak tanımlanmasını ve kadın cinayetlerinde iyi hal indirimini kaldıran yasa teklifimiz için daha ne bekliyorsunuz?’” dedi.

BİR KADIN DAHA UZAKLAŞTIRMA KARARINA RAĞMEN ÖLDÜRÜLDÜ
Konya’da Tuba Erkol, evli olduğu Bekir Erkol tarafından öldürüldü. Tuba Erkol’un 4 gün önce Erkol hakkında uzaklaştırma kararı aldırmış olduğu ortaya çıktı.
Konya’da yaşayan 37 yaşındaki Tuba Erkol, evli olduğu Bekir Erkol’dan şiddet gördüğünü belirterek, 4 gün önce şikayette bulundu. Mahkeme, erkek hakkında 2 ay süreyle uzaklaştırma kararı verdi.
DHA’nın haberine göre Erkol, bu karara rağmen Tuba’nın evine giderek kadını bıçakladı. Erkol, yaşları 9 ile 13 arasında değişen üç çocuğunun kendisini engellemeye çalışmasına rağmen yaralı halde kaçmaya çalışan Tuba Erkol’u öldürdü. Kız çocuğunu olay yerinde bırakan Erkol, iki erkek çocuğunu yanına alarak ailesinin evine gitti. İhbar üzerine olay yerine gelen sağlık ekipleri, yapılan incelemenin ardından Tuba Erkol’un cenazesini Konya Numune Hastanesi morguna kaldırdı. Cinayetin ardından polise teslim olan Erkol ise gözaltına alındı.
İlgili haberler
Kadın cinayetleri ve ‘Ne yapmalı?’

Kadın cinayetleri en büyük yaramız. Her ay onlarca kadın için çeltik atıyoruz ölümlere. Burhaniye’de...

Türkiye, övündüğü İstanbul sözleşmesine ne kadar u...

Hükümetin birçok kez ‘ilk imzacısı biziz’ diyerek övündüğü İstanbul Sözleşmesi ne getiriyordu, Türki...

6284 sayılı Şiddetle Mücadele Yasası neden hedefte...

6284 sayılı Yasa bir süredir hedefte. Yasa’yı değerlendiren Mor Çatı avukatlarından Deniz Bayram sal...

Nafaka hakkına sınırlama: Neden, Nasıl?

Hükümet ‘Ömür Boyu Nafaka Zulmüne Son’ kampanyacılarıyla ortaklaşa yeni bir düzenleme hazırlığında....

Nafaka nedir, ne değildir?

Nafaka gerçekten de adaletsiz bir uygulama mıdır? Kadınların elinden alınmak istenen nedir tam olara...

Kadına yönelik şiddetle mücadelede yaşamsal mekani...

Mor Çatı, 6284 sayılı Kanun’u ele aldığı bir çalıştay gerçekleştirdi. Çalıştayda 6284 sayılı Kanun’u...

Nafaka ile ilgili bilmeniz gereken 5 gerçek!

‘Kadınlar nafaka ile yan gelip yatıyor’, ‘nafakayı ödeyemeyen koca böbreğini sattı’, ‘kadınlar nafak...

6284 kadınlara neler sağlıyor?

Ahmet Kural tarafından şiddete maruz bırakılan Sıla’nın da başvurduğu 6284 sayılı Şiddetin Önlenmesi...

Kıskançlık ve namustan da öte- kadın cinayetleri k...

Almanya’da DaMigra e.V. ve Göçmen Kadınlar Birliği ‘Kıskançlık ve namustan da öte- kadın cinayetleri...

İstanbul Barosu: Nafakada düzenlemeye ihtiyaç yok

İstanbul Barosundan nafaka ile ilgili tartışmalara yanıt: ‘Türkiye’de nafakanın cinsiyeti yok, süres...

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ HEDEFTE: ‘Kadınların yükselen...

Kadına yönelik şiddete karşı mücadele etkin bir uluslararası sözleşme olan İstanbul Sözleşmesi, Cumh...

İktidarın politikaları öldürdü Emine’yi

Devletin kadınları sıkıştırdığı şiddet cenderesi, kadınları korumayan, şiddetle onları baş başa bıra...