Hoşuna gitmeyen kim, hangi kurum varsa dönem dönem hedef tahtasına oturtan, gericiliğe hedef gösteren Yeni Akit gazetesinin hedefinde bir kez daha kadınlar var. Ancak, bu kez tüm kadınlar var. Evet, yanlış okumadınız, tüm kadınlar, Akit gazetesinin gerici saldırısının hedefi durumunda. Bu kez, hedefte, kadınların yasal anlamda kazanılmış haklarının geri alınması var. Boşanmak isteyen, şiddet gören kadının yasal haklarını kullanması dahi Akit’in sinirlerini bozmuş ki, ne olduğu belli olmayan “Türk aile yapısı” tanımı içinde kadınlara “aman boşanmayın, şiddet görmeye katlanın, eşiniz ne derse dinleyin, karşı koymayın” tavsiyelerini de haberin içine serperek, 6284 sayılı yasanın, yani Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Karşı Kanunun kaldırılması için kampanya başlatmış gözüküyor.
Yeni Akit, ard arda yaptığı haberlerinde, “şiddeti değil yuvayı yıkan kanun”, “batıdan yanlış kopya“ gibi başlıklarla kanuna uygun olarak mahkemelerden tedbir kararı talep eden kadınları, kötü niyetli olmakla suçlayarak, “hanımların basit nedenleri şikayet konusu yaparak” kanunu suistimal ettiklerini ileri sürüyor, şiddetin önlenmesi için başvuru yapan kadınları suçluyor. “Şiddet olmasa dahi kadının en ufak şikayetiyle erkeklerin evlerinden 6 aylık süreyle uzaklaştırılması yuvaları yıkıyor, öfke patlamalarına yol açıyor”, “Kadının anlık bir tartışma sonucu en basit şikayetiyle, herhangi bir darp olmasa dahi erkeğin 6 ay süreyle yuvasından uzaklaştırılması, aile birliğindeki en büyük tehdit”, “Kadına yönelik fiziki şiddetin yanı sıra ‘psikolojik şiddet’ ve ‘ekonomik şiddet’ kavramlarının kanunlaşmasının trajik olaylara sebebiyet verdiği” gibi ifadelerle aile içi şiddetin sebebi kadınlar olarak gösteriliyor. Kadının yasal haklarını kullanması, ‘anlık bir tartışma sonucu’, ‘en ufak bir şikayet’, ‘basit şikayetler’ olarak yaşadığı şiddet de küçümseniyor.
Akit gazetesi ‘6284 yuva yıkıyor’ diyerek manşetinden Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Karşı Kanun’u hedef aldı. Boşanmaların nedenini şiddet değil de şiddete uğrayan kadınların haklarını kullanması olarak gösteren Akit erkeklerin zor durumda kaldığını savunuyor.
İşte Akit’in manşeti.
‘ZAVALLI BABALAR, ACINASI ERKEKLER’ DİYEREK KADINLARIN HAKLARINA SALDIRIYORLAR
Yasa sadece haberlerle değil, köşe yazarları tarafından da elbirliği ile hedef gösteriliyor. Söz konusu kanuna karşı savaş açılmış durumda. “Hukukun bu denli özel hayata, aile içine girmesi doğru olmamıştır. Yetkililere bir daha sesleniyoruz: Lütfen bu yasanın aileyi parçalamasına son verin ve bu konuya el atın” denilerek, zavallı babalar, acınası erkekler üzerinden örneklerle, asıl olarak kadınların yasal haklarını kullanmaları engellenmek isteniyor. “Aman boşanmayın, tedbir talep etmeyin, uzlaşın!”Oysa, biz size, sayısız örnek verebiliriz, şiddet gördüğü için, şiddet ortamından uzaklaşmak için, bu kanun dışında başka başvurabileceği bir hakkı olmayan kadınlara. Eşi tarafından kapısı tekmelenen, tehdit edilen, sokak ortasında dövülen, dayaktan çocukları ile sığındığı evinin banyosunda polisler tarafından ancak kurtarılan, şiddetten korktuğu için, gece boyu uyumadan bir sandalye üstünde oturarak sabahlayan... Ailede, özel hayatta cinsel şiddet mağduru kadın ve çocukları sayamıyoruz bile.
Uzatmaya gerek yok. Saydığımız, sayamadığımız binlerce kadın, şiddet döngüsü içinde. Üstelik bunu sadece bizler demiyoruz. Devletin araştırmaları da bunu söylüyor.
Tüm bunlar neticesinde de siyasi iktidara tavsiye edilen husus, ‘erkeğin eşine hasmane tutumlar içine sokulmaması’ için, ‘evine yaklaşamayan, kalacak yeri yurdu olmayan, yuvasından ve çocuklarından uzak kalan erkek’ için aile arasında anlaşsın, uzlaşsın.
Bir hususun da altını çizmekte fayda var. Kimse, tüm kadınlar boşansın, aman aile diye bir şey kalmasın demiyor. Kadının yasal haklarını kullanması açısından, hiç bir baskı duymadan, kimseye muhtaç olmadan, kendi hayatı hakkında karar alabilsin ve bu kararı uygulayabilsin talebidir istenen.
EVET 6284 EKSİK UYGULANIYOR AMA AKİT’İN DEDİĞİ GİBİ DEĞİL
Akit, haberlerinde 6284 sayılı kanunun yanlış uygulandığını söylüyor. Bozuk saat de günde iki kez doğruyu gösterir misali, bu açıdan haklılar. Evet, kanun eksik uygulanıyor. Hakkında kanunda yer alan tedbirlerden biri, -ki bu mutlaka uzaklaştırma tedbiri değil- uygulanan eşe ilişkin ilgili tedbir kararları fiilen uygulanmıyor. Bu kararları ihlal edenler hakkında gerekli yasal işlemler yapılmıyor. Bu açıdan, Akit’e verilecek en acı örnek herhalde, kızını, damadının uyguladığı şiddetten korumaya çalışan genel yayın yönetmeninin de böyle bir cinayete kurban gitmesi olacaktır.HÜKÜMET DE AKİT GİBİ DÜŞÜNÜYOR
Siyasi iktidarın da bu konuda Akit gazetesinden farklı düşündüğünü söylemek zor. Zira, gerek yüzlerce örneğini verebileceğimiz söylemleri ile, gerek yaptıkları eylemleri ile de bunu gösteriyorlar. Geçtiğimiz yıl çok tartışılan Boşanmaların Önlenmesi Komisyonu raporunda belirtilen hususların, müftülüklere resmi nikah yetkisi verilmesi ve aile arabuluculuğunun gündeme getirilmesiyle birer birer hayata geçirilmeye çalışıldığı görülüyor. 6284 sayılı kanunun da bu kapsamda hedefte olması şaşırtıcı değil.4320 sayılı kanun döneminde kazanılan haklar, şimdi kanun uygulaması yanlış diyerek geri alınmak isteniyor. Örneğin, şiddetin acil olarak önlemesi için mahkemelerin duruşma yapmadan karar vermesi, sadece fiziksel şiddet açısından değil, hakaret, tehdit, yıldırma, ısrarlı takip diyebileceğimiz psikolojik şiddet açısından da derhal karar verilebilmesi, illa evli çiftler arasında değil, boşanmış eşler açısından da kanunun uygulanması için kadınların canı pahasına verilen mücadelelerin yok sayılması anlamına gelecektir.
2016 yılının Mayıs ve Haziran ayı, kadınların Boşanmaların Önlenmesi Komisyonunun haklarımızı sıfırlayan önerilerine karşı büyük tepkileriyle geçmişti.
Komisyon ne demişti, kadınlar ne yapmıştı?
KADINLAR, ÇANTASINDA KORUMA KARARI İLE ÖLDÜRÜLÜYOR
Ancak, maalesef, kadınları şiddete karşı korumakla yükümlü olan, onların yaşam haklarını ve onurlarını korumakla yükümlü olan yargı mekanizması da şiddete karşı kadınları korunması açısından gerekli yükümlülüklerini yerine getirmediğini de yaşayarak görüyoruz. Defalarca, kadınların çantalarında koruma kararları ile sokak ortasında öldürüldüğü ve buna rağmen katillere haksız tahrik indirimi uygulanması, her geçen gün kadınları adalete olan güvenini de sarsıyor. Oysa, adalete erişim hakkını, bir insan hakkı olarak en çok kadınlar kullanmakta zorlanıyor.2012 yılında kadınlara 8 Mart hediyesi olarak Mecliste kabul edilen kanunun, artık sadece kağıt üzerinde kalması değil, siyasi iktidarın kadınları toplumda yerleştirmek istediği yer açısından bakılınca, varlığı dahi tehdit altında. “Türk aile yapısını” korumak için uzlaş. Bu, kadınları daha da şiddet sarmalına iteceği bir gerçek olarak karşımızda duruyor.
İlgili haberler
Müftülere resmi nikâh yetkisi... Bu daha başlangıç...
Müftülüklere resmi nikâh yetkisi medeni haklar açısından yapılacak bütüncül değişikliklerin önemli b...
5 Maddede Müftülere Nikâh yetkisine neden ‘hayır’...
Meclis’e sunulan Nüfus Hizmetleri Kanun Tasarısı kadınların medeni haklarının tırpanlanmasının önünü...
Boşanmalarda ‘ara bulucu’ dönemi: HADİ, EŞİTMİŞ Gİ...
“İsteseniz de istemeseniz de bu yasa geçecek” diyenler “İsteseniz de istemeseniz de bu evlilik devam...
Kadın ve çocukların aleyhine bir adım: Arabuluculu...
Adalet Bakanlığının açıklamasıyla tekrar gündeme gelen ‘boşanmalarda arabulucuk’ düzenlemesinin kadı...
Şiddeti Önleme Yasası sadece ucube Akit’in hedefin...
Akit gazetesi bugünkü manşetinde Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Karşı Kanun’u hedef aldı. Ancak y...
Aile arabuluculuğu kadınları şiddete mahkum edecek
İstanbul Sözleşmesi’ne aykırı olan arabuluculuk sistemi şiddete aile mahremiyeti kalkanı getirecek....
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.