Kadın işçinin eli prese sıkıştı, saatlerce yardım bekledi
Pendik Kipsan'da eli prese sıkışan kadın işçi, o halde 2 saate yakın pres altında kesilen eliyle bekledi. Fabrika bir vardiya üretime ara vermek yerine yeniden işçileri emakinelerinin başına gönderdi.

Pendik İstanbul’un en büyük 3 işçi havzasından biri. Bir dönem açısından Türkiye’nin en büyük işletmelerinin bulunduğu lakin belirli bir kısmının zamanla verilen teşvik ve serbest bölgedeki yasalardan yararlanmak adına başka sanayi havzalarına taşındı. Onların yerlerini ise bu şirketlerin yedek parça ihtiyaçlarını karşılayan görece daha küçük ve orta ölçekli fabrikalar aldı. Bu fabrikalardan biri, bir kadın işçinin geçirdiği iş kazasıyla tekrar gündeme gelen Kipsan.

12 Temmuz’da kadın işçi arkadaşımızın eli prese sıkışıyor, etrafında bulunan gece vardiyasının sorumluları ve diğer işçiler presi kaldıramıyor. Her vardiyada makinenin teknik sorunlarından ve çözümünden anlayan birisi bulunması gerekirken o vardiyada bulunmuyor. Mühendisi uyandırıp getirmeye çalışırken, işçi o halde 2 saate yakın pres altında yarı kesilen eliyle bekliyor. Sonrasında mühendis geliyor, presi kaldırıyor, işçi arkadaş apar topar hastaneye sevk ediliyor. Olaya tanık olan preshane bölümündeki işçiler ise arkadaşlarının hastaneye sevk edilmesinden sonra bir vardiya üretime ara vermek yerine yeniden makinelerinin başına gönderiliyor.

Kipsan aslında Türkiye’nin işçiler ve emekçiler için nasıl bir cehenneme döndüğünün kanıtı. Kipsan AKP’li Pendik Belediye Başkanı Ahmet Cin’in kardeşi Kemal Cin’e ait, Ford Otosan’a yedek parça üreten kadrolu 200’e yakın işçinin çalıştığı bir fabrika.

İş kazasını geçiren kadın arkadaş 3 aydan az bir zamandır Kipsan’da taşeron olarak çalışıyor. Günde 2 vardiya olan iş yerinde işçiler minimum 10 saat çalışmak zorunda. Gündüz 08-18, gece ise 22-08 şeklinde ilerliyor. Gece vardiyalarında genellikle taşeron çalıştırılıyor. Gündüz vardiyasında genellikle kadrolu kadın işçiler çalışıyor. Gece ise sayıları değişmekle beraber kadın taşeron işçiler geçiyor hattın başına. Deneyimi ve tecrübeleri kadrolu bir işçiye göre daha az olan taşeron işçilerin, bir kadrolu bir taşeron olarak makinelerin başına geçmeleri sağlanıyor çoğu zaman. İş tecrübesi görece eksik taşeron işçiler, işletmenin kaza oranı en yüksek bölümü olan preshaneye veriliyor.

Fabrikadaki işçilerin ifadelerine göre çoğu zaman daha fazla ürün elde edebilmek için bazı üretim aletlerinin sensörleri kapatılıyor. Bu sayede normal bir sürede çıkması gerekenden daha fazla ürün çıkıyor lakin bu aletlerle çalışan işçiler için iş kazası riski atıyor. Kazanın yaşandığı pres makinesinin ise zaten sensörlerinin bozuk olduğu söyleniyor. Patron hem makinelerin bakımını zamanında yapmıyor hem de güvenlik seviyesi düşük makinelerle üretim devam etmesini istiyor. Vardiya başına çıkacak ürün sayısı bir işçinin elinden de canından da daha kıymetli Kemal Cin için.

Bu gerçekleşen ilk iş kazası değil, birkaç ay önce de başka bir işçi elini prese kaptırıyor lakin ders alınmıyor. Çünkü dersin konusu iş güvenliği ve işçi sağlığı değil, kâr. Öyle bir hırs ki patron, işçilere fabrikanın içinde bulunan kuyudan içme suyu ihtiyaçlarını gidermelerini istiyor. Kuyunun bakımının ve temizliğinin ne zaman yapıldığına dair ise işçilere bir bilgi verilmiyor. Anlayacağımız işçinin canı sudan da ucuz.

Türk-İş’e bağlı Türk Metal sendikasının yetkili sendika olduğu fabrikada sözleşme dönemleri ise “Sizin bu patronu zam vermeye ikna edemedik” cümleleriyle geçiştiriliyor. Patronla beraber sözleşmeyi belirleyip işçilere ikna turları atıyorlar. Sonuçta yan haklarla beraber ortalama kadrolu bir işçinin maaşı 23 bin TL’yi buluyor. Zaten çalışma koşullarına itiraz bile etmeyen sendika bürokratları, işçilerin yemeklerin kötü çıktığına dair itirazlarına yemek bizce gayet iyi diyerek aleni olarak patronun tarafında saf tutuyor.

Yaşanan iş kazasının bazı sosyal medya haber hesaplarına yansımasının ardından, gönderilerin kaldırıldığını gördük. Bunda kimin payı olduğu kuşkusuz ortada. Pendik Belediye Başkanı, Pendik Sanayici ve İş Adamları Derneği İstişare Kurulu Üyesi, Mega Polimer adlı fabrikanın sahibi Ahmet Cin. Cin kardeşler el ele verip Pendikli işçilerin boğazına çökmüş.

Fotoğraf: DHA

İlgili haberler
‘Tasarruf’ diye karanlık dayatılırsa…

‘Yolumu uzatıyorum ve iki araç yapıyorum. Halbuki metro ile gitmek hem daha uygun hem daha hızlı ama...

Metal işçisi kadınlar: ‘Doğum teşviki değil, eşitl...

Birleşik Metal-İş Sendikası Kadın Komisyonu, düzenlediği basın açıklamasında doğum teşvik paketine t...

Ev işçileri yasal haklarını talep ediyor

Kaza, yaralanma ve ölüm gibi risklerle karşı karşıya olan ev işçileri, Türkiye'nin "Ev İşçilerine İn...