Metal işçisi kadınlar: ‘Doğum teşviki değil, eşitlikçi politikalar istiyoruz’
Birleşik Metal-İş Sendikası Kadın Komisyonu, düzenlediği basın açıklamasında doğum teşvik paketine tepki gösterdi. Metal işçisi kadınlar Ekmek ve Gül'e konuştu.

Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) verilerine göre, doğurganlık hızı 1,51 ile nüfusun yenilenme düzeyinin eşik rakamı olan 2,1'in altına düştü. Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’de doğum oranlarının “alarm vermeye başladığı” açıklamasının ardından doğum izni paketi gündem geldi. AKP Merkez Yürütme Kuruluna sunulan pakette; 3 ve daha fazla çocuk sahibi olan ailelere kademeli asgari ücret tutarında, yani 17 bin lira bakım desteği sağlanması ve doğum izninin uzatılması gündeme geldi.

Birleşik Metal-İş Sendikası Kadın Komisyonu KMO İstanbul şubesinde “Doğum teşviki değil, eşitlikçi kamucu sosyal politikalar istiyoruz!” diye düzenlediği basın açıklamasında metal işçisi kadınlar doğum teşvik paketine tepki gösterdi, taleplerini açıkladı.

İktidarın açıkladığı doğum teşvik paketine dikkat çeken açıklamada, “Bu pakette, kadınların doğum izninin bir yıla çıkarılmasından başlayarak kadınları daha fazla doğuma teşvik edecek düzenlemelerin olduğundan söz ediliyor” diye hatırlatıldı.

EŞİTSİZLİK DERİNLEŞECEK

Birleşik Metal-İş Sendikası Kadın Komisyonu adına açıklamayı komisyon üyesi metal işçisi Naz Şeker ve Güler Bayer okudu.

“Hükümetin her fırsatta kadınların kazanılmış haklarına saldırdığına yıllardır tanıklık ediyoruz. Şimdi de kadınları ‘doğuma teşvik edeceği’ söylenen önlemlerin kadınların istihdamdaki varlığını, gelirlerini, statülerini etkilemesinden, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini daha da derinleştirmesinden endişeliyiz” denilen açıklamada hükümetin kamuoyuna yansıyan açıklamalarının kadın işçilerin endişesini artırdığına vurgu yapıldı.

HER ALANDA AYRIMCILIK!

Eşitlik politikalarının hakim kılınmadığı toplumlarda anne olmanın kadınların çalışma yaşamı üzerindeki olumsuz etkilerine de dikkat çeken metal işçisi kadınlar, “İşe alımlardan başlamak üzere çalışma yaşamında ayrımcılık, şiddet, taciz ve ücret eşitsizliği, bunlardan bazıları” dedi. Türkiye’de çocuğu olan bir kadın ile çocuksuz bir kadın arasındaki ücret farkının yüzde 11 olduğuna dikkat çeken işçi kadınlar, “ILO, bu durumun kadınlara ‘annelik cezası’ olduğunun altını çizmiştir” dedi.

Ev işleri ve çocuk bakımından başlayarak ev içindeki bireylerin bakım yükünün kadınların omzuna yıkıldığını vurgulayan kadın işçiler, “Hükümet, kamusal politikalarla bu yükü kadınların omuzlarından alacak ve toplumda eşitlik fikrini güçlendirecek yapısal adımlar atmak yerine, esnek çalışma biçimlerini önümüze çözüm olarak sunuyor” dedi.


METAL İŞÇİLERİNDEN 15 TALEP

Metal işçisi kadınlar okudukları açıklamada, “Biz metal işçisi kadınlar olarak, çalışma yaşamı başta olmak üzere, tüm yaşamın eşitlikçi, sosyal ve kamucu politikalarla yeniden düzenlenmesi gerektiğinin altını çiziyoruz. Ev işleri, bakım işleri sadece kadınların sorumluluğu değildir. Biz başka bir hayatın mümkün olduğuna inanıyoruz” dedi ve metal işçisi kadınların 15 talep sıralandı:

1. Toplumsal cinsiyet eşitliği, tüm politikaların temeli haline getirilmelidir. Çocuk bakımının sadece kadının sorunu/sorumluluğu olduğu anlayışı terk edilmeli; bu konuda devlet, işveren ve eşlerin bu sorumluluğu paylaştığı eşitlikçi bir yaşam tesis edilmelidir.

2. Yasal doğum izinlerine ek olarak uzatılması düşünülen her süre, anne ve baba arasında eşit olarak kullanılmalıdır. Ebeveyn izinleri hayata geçirilmelidir.

3. Nitelikli, yaygın ve ücretsiz kreşler/gündüz bakım evleri yaygınlaştırılmalıdır. Tüm organize sanayi bölgelerinde 24 saat açık, nitelikli ve ücretsiz kreşler açılmalıdır.

4. “Gebe veya Emziren Kadınların Çalıştırılma Şartlarıyla Emzirme Odaları ve Çocuk Bakım Yurtlarına Dair Yönetmelik” toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifiyle yeniden ele alınmalıdır. İşyerlerinde emzirme odası zorunluluğu için yönetmelikte bulunan en az 100 kadının çalışması şartı kaldırılmalıdır. Yine kreş için 150’den fazla kadının çalışması şartı da kaldırılarak erkek işçilerin kreş hakkından faydalanması sağlanmalıdır.

5. Esnek, güvencesiz, kayıtdışı çalışma biçimleri terk edilmelidir. Kadınlar için güvenceli, düzenli işler yaratılmalıdır.

6. Çocuk bakımı ile yaşlı bakımı için gerekli sosyal politikaların yokluğunda, kadınların evden çalışmaya ve esnek-güvencesiz çalışma biçimlerine itilmesi engellenmelidir.

7. Eşdeğerde işe eşit ücret prensibi hayata geçirilmeli ve doğum nedeniyle kadınların ücretlerinin, işyerindeki statülerinin, terfi süreçlerinin olumsuz etkilenmesine karşı önlemler alınmalıdır.

8. Kadın işçinin doğum nedeniyle ücretsiz izin kullanması ya da işten ayrılması sonrası tekrar aynı işe dönmek istemesi durumunda kadına gerekli destek sağlanmalı ve emsal ücret üzerinden ücretlendirme yapılmalıdır.

9. Çocuk 1 yaşına gelinceye kadar kadınlar tarafından kullanılan ve günlük 1,5 saat olarak düzenlenmiş süt izinleri, talep halinde toplu kullandırılmalıdır. Anne sütünün depolanabildiği günümüz koşullarında babaların da bu izni kullanmasının önü açılmalıdır.

10. Tek başına çocuk büyüten kadın işçilere ekonomik destek verilmeli, vergi indirimleri sağlanmalıdır.

11. Çocukların ihtiyaçları için alınacak günlük izinler anne ve baba arasında eşit olarak kullandırılmalıdır.

12. Bebeklerin gelişimi için gerekli temel gıdalar/malzemeler ücretsiz sağlamalıdır. Paralı eğitimden vazgeçilmeli, okul çağındaki çocukların nitelikli eğitime erişimi ücretsiz olmalıdır.

13. Annelerin ve bebeklerin tüm sağlık kurumlarından ücretsiz sağlık hizmeti alması sağlanmalıdır.

14. ILO’nun 183 Sayılı Anneliğin Korunması, 156 Sayılı Aile Sorumlulukları olan Kadın ve Erkek İşçilere Eşit Davranılması ve Eşit Fırsatlar Tanınması adlı sözleşmeleri onaylanmalıdır.

15. Sendikalaşma oranı, kadın işçiler arasında yüzde 8 civarındadır. Sendikalaşmanın önündeki tüm engeller kaldırılmalı, kadınların toplu pazarlık hakkını kullanarak çalışma yaşamında refahlarını yükseltecek müzakere gücüne erişimlerinin önü açılmalıdır.”

‘EMZİRME ODASI YOK’
Açıklamanın Ardından Ekmek ve Gül'e konuşan metal işçisi kadınlar taleplerinde ısrarcı olduğunu vurguladı.
20 yaşındaki Maral, 1 yıldır Manisa Schneider Elektrik’te çalışıyor ve işe girdiğinden beri sendikalı. Fabrikada daha az kadın işçi çalıştığına dikkat çeken Maral, “Kadınlar yapamaz diyorlar ama her işi yapabiliyoruz. Ama mobbinge maruz kalıyoruz ve eşitsiz ücret alıyoruz” dedi.
İktidarın “aile ve nüfus” politikalarına karşı “Çocuk doğurmanın koşulları çok zorlaştı. Fabrikalarımızda çocuk emzirme odaları yok çünkü belirli bir kadın sayısı olması lazım fabrikada. Ama kadın işçi sayısı az olan fabrikalardaki kadınlar ne olacak?” diyen Maral, “Kadınlara çocuklarıyla ilgili izin kullanmalarının yanı sıra kreş talebimizde ısrarcıyız” dedi.

İŞÇİLER KREŞ TALEBİNDE ISRARCI
Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 Nolu Şubeye bağlı Chen Solar Fabrikasında çalışan Naz Şaker, 3 yıldır Gebze 1 Nolu Şubenin kadın komisyonu üyesi.
Fabrikada çalışanların yarısının kadınlardan oluştuğunu söyleyen Şaker, “Güneş paneli sektörü genelde kadın ağırlıklı bir sektör. Biz özellikle Birleşik Metal-İş’te örgütlü olduğumuz için şanslıyız. Çünkü kadınların taleplerini ve regl izni gibi talepleri toplu iş sözleşmemize ekleyebiliyoruz” dedi.
OVP ile getirecekleri herhangi bir esnek çalışmanın ilk hedefinin kadın işçiler olduğunu söyleyen Şaker, “İlk olarak kadın işçileri istihdamın dışına atacaklar. Patronlar işten çıkartmayı gündeme aldıklarında önce kadın işçilerden başlayacaklar işten çıkartmaya” dedi.
“Bugün doğum hızının düşmesi gibi somut bir durum olabilir ama bunun da yükünün tamamen kadın işçilere yüklenmesi ve tamamen kadın işçilerin hayatının düzenlenmek istenmesi bizim için sorun” diyen Şaker, “Doğum hızının düşmesinden endişeliyseniz ve kadın ve erkek işçiler çocuklarıyla ilgilenemiyorsa 24 saat kreşler her OSB’ye ya da çevresine yerleştirilmelidir ya da fabrikalar kreş desteği vermelidir” dedi ve “Kadın işçilere çağrım kesinlikle sendikalı ve örgütlü bir şekilde hayatlarına devam etmeleri” diye ekledi.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül