Hatay'da çocuklara yönelik gerçekleştirilen "Korku ve Kederin Kaçtığı Gün" isimli kukla oyunu depremin yaşandığı günün yeniden canlandırılması ve depremin nedeninin işlenen günahlar olduğuna yönelik dini vurgular yapılmasından dolayı sosyal medyada tepki toplamıştı. Konuyla ilgili açıklama yapan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı oyunun oynanacağından haberdar olmadığını ve psikologlar tarafından mesleki çalışmalara başlandığını ifade etmişti. Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği (SHUDER) Genel Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Yaşar Çavdar, kukla oyununun çocuklar üzerindeki etkisini, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının deprem bölgesindeki koordinasyonunu değerlendirdi.
‘KORDİNASYONSUZLUK NEDENİYLE BU GÖRÜNTÜLERLE KARŞILAŞTIK’
Oyunun çocuklar için de depremden etkilenen yetişkinler için de travmatize etkilerinin olduğuna vurgu yapan Çavdar, “Depremin üzerinden 6 ay geçmesine rağmen afet sahasında, çadır kentlerde halen koordinasyon ve denetimin sağlanmaması nedeniyle bu görüntülerle karşılaşıyoruz. Aradan geçen 6 ayda iyileştirme çalışmaları ile çocukların ruh sağlığı üzerinde belli bir aşamaya gelinmesi gerekirken bu oyunu izleyen çocuklar açısından depremin olduğu ilk ana yeniden dönülmüş oldu, çocuklara depremin etkileri ile birlikte yaşadıkları anksiyete ve korku yeniden yaşatıldı” diye konuştu.
Oyunu izleyen çocukların psikolojik sağlığı açısından yapılması gerekenlere dikkat çeken Çavdar, “Yapılacak psiko-sosyal destek çalışmalarında bu oyunun çocuklar üzerindeki ruhsal etkilerin çocuk ruh sağlığı uzmanları tarafından ailelerle ve çocuklarla yapılacak görüşmelerle belgelenmesine ihtiyaç var. Tıpkı depremin ilk anında olduğu gibi çocuklara bakım verenlerin, çocukların üzerindeki ruhsal etkilerin neler olabileceği konusunda bilgilendirilmesi, bu etkileri gözlemlemeleri ve hangi durumlarda ruhsal destek almaları gerektiği ve çocuklardan gelen soruları, davranışları nasıl ele almaları gerektiği konusunda rehberlik yapılmasına ihtiyaç var” dedi.
‘AFET PLANLARI KAĞIT ÜZERİNDE KALIYOR’
Çavdar, bir afet ülkesi olan Türkiye’de konu ile ilgili çalışmalara ruh sağlığı alanında faaliyet gösteren meslek örgütleri ve sivil toplumun yeterli katılımının sağlamaması için ilgili bakanlıkların hazırladıkları afet ve acil durum eylem planlarının kağıt üzerinde kaldığını, uygulanmaya yansımadığını söyledi.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının deprem bölgesinde gerçekleştirilen etkinliklere yönelik koordinasyonu sağlayamaması ve etkili psiko-sosyal destek sunulmamasının yeni olduğunu şu sözlerle ifade ediyor: “Bu eksikliklerle ilk defa karşılaşmıyoruz. Daha önce Van depreminde ve sonraki afet ve insan eliyle yaratılan travmalarda da bu durumla karşılaştık. Afetlerin ve travmaların gerçekleştiği ilk andan itibaren yapılması gereken çalışmalarda bir koordinasyon ve denetim sorunu yaşandığı ortada. Van depreminde de aynı hanelere, çadırlara tekrarlayan ihtiyaç tespiti çalışmaları yapıldığını ancak kaynakların ihtiyaç sahipleri ile buluşturulması konusunda sorunlar olduğunu, kayıtların tutulamaması ile ilgili sorunlar olduğunu gözlemledik. Kukla oyununda olduğu gibi hangi kurumunun, kişinin ne sıfatla, hangi yetkinlik ve uzmanlığa dayanarak çadırkentlerde çalışma yaptığı ile ilgili net bir bilgi alamıyoruz. Bakanlık bu konuda şeffaf olmalı ve iş birliği yaptığı kurumları, sahada çalışma yapan kurumları kamuoyu ile paylaşmalı, denetim mekanizması afet ve acil durum eylem planına yönelik oluşturmalı ve açıklanmalı.”
‘BAKANLIK RUH SAĞLIĞI ÖRGÜTLERİNİ DESTEKLEMELİ’
Büyük bir afet ve travma yaşandığına dikkat çeken Çavdar, uzun vadeli olarak uygulamaya geçirilecek psiko-sosyal iyileştirme planlarına ihtiyaç olduğunu söyledi. Nitelikli planların yapılabilmesi için gerekli olanları anlatan Çavdar, “Sahada denetimin sağlanması, iş birliği ve dayanışma içerisinde ruh sağlığı alanında çalışan meslek örgütleri, sendikalar ve sivil toplum kuruluşlarının çalışmasına ihtiyaç var. Bakanlık tarafından aynı zamanda ruh sağlığı örgütlerinin desteklenmesi, afetlerde ve insan eliyle yaratılan travmalarda psiko-sosyal dayanışma ağlarının sahada olması konusunda teknik destek sunmasının da önemli olduğunu düşünüyorum” diye konuştu. Bu ağın ülke düzeyinde oluşturulmasının, meslek örgütlerine Bakanlığın alan açmasının ve lojistik destek sunmasının bir an önce başlatılmasının tartışma konusu olan kukla oyunu gibi çocuklara zarar verecek kişileri engelleyeceğini, çocuklarla etkili çalışmalarının önünün açılacağını vurguladı.
‘BAKANLIK OLAY OLMADAN ÖNLEYİCİ-KORUYUCU ÇALIŞMALAR YAPMALI’
Bakanlığın durumdan haberi olmadığı yönünde yapılan açıklamaya dair Çavdar, “Bakanlığın açıklaması sahanın oldukça denetimsiz olduğunun göstergesi” dedi. Çavdar bu iş birliği için harekete geçmenin çocukların yaşamı için oldukça hayati bir öneme sahip olduğunu belirtti. Bakanlığın konuya müdahale ettiğinin söylendiğini fakat Bakanlığın sadece afet bölgesinde değil çocukları ilgilendiren tüm meselelerde artık olay olmadan koruyucu-önleyici çalışmalar planlamasına ihtiyaç olduğunu vurguladı.
İSTİSMAR OLDUĞUNUN ÜZERİNDEN ATLANMIŞ
Bakanlığın açıklamasında bu gösterinin bir çocuk istismarı olduğu gerçeğinin göz ardı edildiğini belirten Çavdar; bu olayın istismar olarak tanımlanması, suç duyurusunda bulunulmasının ve Bakanlığın çocuklara verilen psikolojik zararla ilgili önce yasal işlemleri başlattığını bir an önce duyurmasının zorunlu olduğunu söyledi.
‘GÖSTERİYE KATILAN ÇOCUKLARIN AİLELERİNDEN ONAY ALINDI MI?’
Çocukların travmatize edilmeden, ikincil mağduriyetler yaşatmadan yapılacak sosyal hizmet müdahalelerine ihtiyaç olduğunu ifade eden Çavdar, “SHUDER olarak yıllardır koruyucu-önleyici çalışmaların gerekliliğini her platformda ısrarla dile getiriyoruz, bir an önce çocuklar ihmal ve istismar edilmeden onları koruyabileceğimiz önlemler alınması gerekiyor” diye konuştu.
SHUDER ve Psiko-Sosyal Dayanışma Ağı içerisindeki sivil toplum kuruluşları olarak afet bölgesinde çalışma yapacak sivil toplum kuruluşları, sendikalar ve yerel yönetimlere yönelik çocuklarla çalışmalarda dikkat edilmesi gerekenler konusunda eğitimler verdiklerini belirten Çavdar, “Çocuk alanı çok özel bir alan, çocukların yaş ve gelişim dönemlerine göre dikkat edilmesi gereken ayrı ilke ve kurallar var. Çocukların bir etkinliğe katılımının sağlanması onların ve bakım verenlerinin öncelikle etkili bilgilendirilmesi ve daha sonra onaylarının alınmasından geçiyor” dedi.
Çavdar bunun sadece afet alanında değil, genel bir kural olduğunu ancak bir travma sonrasında etkilenen kişilerin yaşamlarının kontrol ve güvenlik duygusunun sağlanması için hayati bir önemi de olduğunun altını çizdi: “Kukla gösterisine katılan çocukların ailelerin onayı alındı mı? Bu sorunun cevabından başlayarak çocuk yararını gözeten örgütlerin en başından yaptığı gibi Bakanlığın çocukla çalışma kılavuzunu hazırlaması, hazırlanan kılavuzlar kapsamında eğitim çalışmaları yapması ve denetimleri planlanmayacak kamuoyu ile paylaşması gereklidir” ifadelerini kullandı.
Fotoğraf: Pixabay
İlgili haberler
İtalya’nın Erkek Kardeşleri’nin kadın başbakanı: ‘...
İtalya’da ilk kez bir kadın başkan olarak seçilen faşist ittifakın adayı Giorgia Meloni’nin seçilmes...
Adalet Bakanlığına, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakan...
Deprem bölgesinde kadınları şiddete karşı koruyacak mekanizmaların nasıl işletileceği kocaman bir so...
Çocuk istismarında çözüm göstermelik komisyonlar d...
Çocuk istismarını araştırmak için daha önce kurulan komisyonun bir tek önerisi bile gündeme alınmaz;...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.