Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel ile kayyum atanan DBP’li Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Gültan Kışanak toplamda 375 yıl hapis cezası istemiyle tutuklu yargılanıyorlar.
İki kadın siyasetçi hakkında deliller arasında katıldıkları 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, 21 Mart Newroz kutlamaları, 2012 yılında cezaevlerindeki açlık grevlerine dikkat çekmek için düzenlenen yürüyüş ve basın açıklamaları, Silvan, Sur, Cizre, Nusaybin ve Şırnak’ta sokağa çıkma yasakları, Suruç katliamı ve mitinglerde yaptıkları konuşmalar gösteriliyor.
Gültan Kışanak, tutuklu bulunduğu Kandıra Cezaevinden kadınlara mektup gönderdi.
İşte Gültan Kışanak'ın mektubu:
Siyasette eskiden kadınlar görmezden gelinirdi. Meydanlarda kadınlara yönelik vaatlere pek rastlamazdık. Bu seçimde listelerinde kadınlara yer açmayan partilerin, meydanlarda kadınlar için bol keseden vaatlerde bulunduğunu görüyoruz. Bu bir anlamı ile iyi, en azından bu ülkede kadınlarında yaşadığını görmeleri iyi. Ama bütün bu vaatlerin seçimlerden sonra unutulduğunu da tecrübelerimizle biliyoruz Ayrıca vaatler hep “rüşvet’ niteliğinde, günü kurtarmaya yönelik, kadınların eşitlik ve özgürlük taleplerini karşılayan bir yaklaşım yok. Daha da önemlisi kadınlar sadece seçen olmak istemiyor, kadınlar yönetime katılmak istiyorlar. Tam anlamıyla "yurttaş” olabilmek için sadece "seçme" değil “seçilme" hakkına da sahip olmak istiyorlar. Bu konuda HDP'nin diğer partilerden fersah fersah önde olduğu bir gerçek. HDP’de kadınların, emekleriyle elde ettikleri büyük kazanımlar var. Şimdi siyasete kadın damgası vurmanın tam zamanı. Bizleri tutuklayarak siyasetin riskli bir iş olduğunu göstermek ve tüm kadınları korkutup siyasetten uzaklaştırmak istediler. Biz korkmadık, korkmuyoruz. “Geleceğimizi, özgürlüğümüzü, haklarımızı kazanmak için gerekirse bedel ödemeye hazırız" diyerek yola çıkmıştık zaten.
Evet siyaset sorumluluk almak, fedakarlık yapmak, risk almaktır. Ama siyaset dışında kalmak, erkek egemenliğine boyun eğmek, sömürüyü, baskıyı, köleliği kabul etmektir. İradesi yok sayılan, kiminle evleneceğine, kaç yaşında evleneceğine, kaç çocuk doğuracağına bile erkeklerin karar verdiği bir yaşam daha mı kolay? Evden dışarı çıktığında her türlü taciz ve tecavüze uğrama ihtimali olan, bu nedenle eve kapatılan bir hayat mı daha kolay? Evdeki bütün işleri yapmak, her türlü şiddete, işkenceye katlanmak, itiraz etmeye yeltendiğinde katledilmek daha mı az riskli? Yoksa siyasete aktif katılarak, bütün bunları değiştirmek için mücadele etmek mi daha riskli? Birincisinin daha riskli olduğu rakamlarla ortada. Her gün en az bir kadın katlediliyor. Bir de dışarının içeriden farkı mı kaldı. Ülke, koca bir hapishaneye döndü. Barışı savunmak bile “teröristlik“ oldu. Bu gidişat durdurulamazsa yarın başımıza daha büyük felaketler
geleceğini bilmek için kahin olmaya gerek yok.
Yaptıkları, yapacaklarının teminatıdır. Onun için geleceğimizi kurtarmak, kadın kazanımlarını koruyup daha ileriye götürebilmek, savaşa endeksli bu gidişatı durdurabilmek için gelin seçim çalışmalarına dört elle sarılalım. Ertelenecek bir an bile yok. Seçime sayılı günler kaldı. Ne yapacaksak bu sınırlı zamanda yapacağız. Bu duyguyla tüm kadınların, seçim çalışmaları için seferber olduğunu biliyorum. Kolay gelsin diyor, başarılar diliyorum. Ama eşit temsil iddiasında olan, seçilebilecek yerlerden en fazla kadın aday gösteren parti olmasına rağmen HDP’nin kadın adaylarını ve kadın politikalarını izleyebildiğimiz basında fazla göremedik. Medyanın tutumunu biliyoruz, bu tutum sadece HDP’yi görmeme değil, bunun yanı sıra kadına karşı tam anlamıyla kör ve sağır olma. Burada HDP’ye karşı tutumun yanına bir de cinsiyetçilik ekleniyor bunu biliyoruz. Ama bir yolunu bulup bu karartmayı değiştirecek bir yol bulabilmeliyiz.
Biraz biz cezaevinde olanları da düşünün, evet ketılımız var, ara sıra mesaj atıyoruz ama sizin ketıllar ne yazıyor göremiyoruz. Biraz olsun kadınları da görmek istiyoruz. Cezaevinde olan kadınların hatırına bir yolunu bulun, sizi, kadınları görmek istiyoruz.
Bir çağrım da genç kadınlara, lütfen bu işi sadece aday olan ve partide aktif olarak çalışanlara bırakmayın. Kadın özgürlük mücadelesinin asıl sahipleri milyonlarca kadındır, her birimiz tek tek bu mücadelenin özneleriyiz. Hep beraber kolları sıvarsak bu iş TAMAMDIR. Bundan emin olun, Gelecek dediğimiz, oturup beklenen değil, emeğimizle, alın terimizle, mücadelemizle adım adım inşa edilen bir süreçtir. Geleceğimizi aslında bu gün, bu an da yaşıyoruz. Geleceğimizi kazanabilmek için bu günü, bu anı kazanmak gerekiyor. Her birimiz bu bilinçle, özgür bir gelecek kazanabilmek için bugünü kazanmak iddiasıyla çalışmalara katılmalıyız. Bunu yaptığınızı biliyorum, emeğimizin karşılığını alacağınıza inanıyorum.
Biz ittifakı kadınlarla kuruyoruz demişti Eş Genel Başkanımız Sayın Pervin Buldan, bunu kampanyada ve seçim sonuçlarında görmek istiyoruz. “Kolaysa gelin siz yapın" diyeceksiniz ama inanın biz de burada boş durmuyoruz. Uçan kuşu bile HDP’ye ve Demirtaş’a oy vermeye ikna etmeye çalışıyoruz. Epeyce başarılı olduğumuzu da söyleyebilirim. Sizin başarı hikâyenizi de 24 Haziran'da okuyacağız. Ama biliyorsunuz okumak için önce yazmak gerekir. Haydi tarih yazalım. 24 Haziran seçimlerine imzamızı atalım. Öyle bir sonuç alalım ki 7 Haziran bile kıskansın.
Gültan Kışanak
Kandıra Cezaevi
Kandıra Cezaevi'nde tutuklu bulunan kadın siyasetçiler: Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, HDP Mardin Milletvekili Gülser Yıldırım, vekilliği düşürülen HDP Hakkari Milletvekili Selma Irmak, HDP Milletvekili Muş Burcu Özkan Çelik, yerine kayyım atanan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Gültan Kışanak, yerine kayyım atanan Dersim Belediye Eşbaşkanı Nurhayat Altun, eski Dersim Belediye Başkanı Edibe Şahin ve HDP eski Eş Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk
İlgili haberler
Kayyımların el koyduğu kazanımlar, hepimizin!
Kayyım eliyle yıllara varan kadın mücadelesinin kazanımlarının yok edilmesine yönelik özel bir hedef...
HDP’den kadın bildirgesi: ‘Kadınlarla değişir’
Bildirgeden notlar: Geleceğimizi tek adama teslim etmeyeceğiz, kazanımlarımızdan vazgeçmeyeceğiz, ci...
Kadınların ne derdi varsa, birlikte değiştirmeye a...
Ev işçisi, tarım işçisi, ezilen halkların en ezileni, adaleti saraylarda değil sokakta arayan hukukç...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.